Velleżîne yu/tûne mâ âtev vekulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râci’ûn(e)
Öyle kişilerdir onlar ki verecekleri neyse verirler ve yürekleri, şüphesiz olarak dönüp Rablerinin tapısına varacaklarını bildikleri için korkuyla dolar.
Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını (zekât, infak ve sadakalarını) kalpleri ürpererek verenler (ve başa kakmayan kimseler var ya);
Sonunda, Rablerine dönecekleri düşüncesi içinde kalpleri titreyerek, vermeleri gerekeni verenler.
Müslüman nesillerin tevdi ettikleri emanetleri, sorumlulukları, lâyıkı veçhile yerine getirememe endişesiyle kalpleri ürpererek gelecek nesillere aktarmaya, verdikleri zekâtı, sadakayı, vergiyi kabul edilmeme endişesiyle kalpleri ürpererek vermeye devam edenlerdir. Onlar da kesinlikle rablerinin huzuruna vararak hesap verecekler.
Ve verdiklerini Rabblerine döndürülecekleri için kalpleri ürpererek verenler.
Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler;
Rablerinin huzuruna varacaklarından kalbleri korkarak verdiklerini (zekâtlarını) verenler,
Ve onlar ki Rablerinin huzuruna döneceklerine inandıklarından, verdikleri hayır ve sadakaları kalpleri korku ile ürpererek verirler…
Onlar ki Rablerinin huzuruna çıkacakları korkusuyla kalpleri titreyerek verirler.
O'na döneceklerinden korkuları olarak, verecekleri nesneleri yürekleri korkarak verenler
60-61. Rablerine döneceklerini bildikleri için, verdiklerini kalpleri ürpererek/gönülden verenler, işte onlardır iyilikte yarışanlar ve bu yarışı önde götürenler.
61. Allâh korkusuyla müşfik olan rablerinin gönderdiği âyâta inananlar, rablerine şirk koşmayanlar, zekât virenler ve bir gün Allâh’a rücû’ idecekleri içün havfle memlû olanlar, hayrâta, a’mâl-i sâlihaya şitâb iderler herkesden evvel nâil-i mükâfât olurlar.
57,58,59,60,61. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.
Rabblerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler,
Verdiklerini, rablerine dönecekleri inancından dolayı kalpleri ürpererek verenler;
Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar;
Rab'lerine döneceklerinin bilincinde olarak verenler,
Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri titreyerek yapanlar;
Ve rablarının huzuruna varacaklarından yürekleri çarparak vergilerini verenler
Ve onlar ki, (hesap vermek üzere) Rablerinin (manevi) huzuruna döneceklerine inandıklarından, verdiklerini (zekât ve sadakalarını, kendilerinden kabul edilmeyecek korkusu ile) kalpleri ürpererek verirler.
Rabb'lerine döneceklerinin bilinciyle, derin bir saygı içinde vermeleri gerekenleri verirler.
57,58,59,60,61. Hakıykaten Rablerini büyük tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin âyetlerine îman etmekde sebat gösterenler, Rablerine eş tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna döneceklerinden yürekleri kork (u ile çarp) arak vergilerini verenler (yok mu?) İşte bunlardır ki hayırlarda sür'at yarışı yaparlar ve bunlar onun için tâ önde gidenlerdir.
Ve o kimseler ki, şübhesiz onlar Rablerine dönecek kimseler oldukları(nı bildikleri)için, verdikleri şeyleri kalbleri ürpererek verirler.
Ve (hesap vermek üzere) Rablerine dönecekleri icin yürekleri ürpererek (yoksul, işsiz ve toplumun muhtaçlarına infakta bulunup) vermeleri gerekeni (zekât, sadaka vb.) verenler,
Onlar, vermeleri gerekenleri (zekâtlarını sadakalarını) verenler olup, bize dönücüler olduklarına inandıklarından, kalpleri hep heyecan içinde titremektedir.
O kimseler ki kendilerine verilenden verirler, ne olursa olsun çalaplarına dönecekleri için yürekleri çarpmaktadır.
Muhakkak Rablerine dönücü olduklarından verdiklerini kalplerinde bir ürperti [veciletun] duyarak verenlere gelince,
Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler.
Onlar, Rablerinin huzuruna çıkacakları korkusuyla yürekleri titreyerek,Allah yolunda yoksullara, muhtaçlara vermeleri gerekeni verenlerdir.
Onlar rabb’lerine dönmektedirler diye verdikleri şeyi kalbleri çarparak verenler;
Vergilerini verirken, Allah huzuruna yüz akıyla çıkabilme heyecanı ile yanıp tutuşanlar,
Rabbinin huzurunda verecekleri hesaptan dolayı kalpleri ürperenler,
Rablerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri korkudan ürpererek verenler; [*]
Ve Rablerinin huzuruna varacaklarından dolayı, yaptıkları ibâdetleri kalpleri titreyerek yapanlar (var ya!)
sonunda Rablerine dönecekleri düşüncesi içinde kalpleri titreyerek vermeleri gerekeni verenler: ³³
Bir gün hesap vermek üzere Rabblerinin huzuruna çıkacakları endişesiyle yaptıkları işleri kalpleri titreyerek yaparlar. 76/8- 9, 92/18...21
en sonunda yine Rablerine döneceklerine inandıklarından, yüreklerinde tarifsiz bir ürperti duyarak vermeleri gerekeni verenler:
Ve Rablerinin huzuruna döneceklerinden; kalbleri ürpererek -Allah rızası için- gereken harcamayı yapanlar;
O verdiklerini, Rablerinin huzûruna dönecekleri düşüncesiyle kalbleri korkudan ürpererek verirler.
Ve o kimseler ki, onlar Rablerinin huzuruna muhakkak varacaklarından dolayı kalpleri şiddetli korkarak verdiklerini (sadakaları vesâireyi) verirler.
Rab'lerine dönüp hesaba çekileceklerinden, yaptıkları hayırları kalpleri titreyerek yapanlar.
Verdiklerini, Rablerinin huzuruna dönecekleri düşüncesiyle kalbleri korkudan ürpererek verirler.
Ve onlar ki kendilerine virilen şeylerden muhtâcîne infâk idüb virirler ve rablerine rücû' idecekleri cihetle kalbleri titrer.
Rablerinin huzuruna dönecekleri için, verdiklerini kalpleri ürpererek verenler var ya.
Rab'lerine dönecek oldukları için kalpleri çarparak vereceklerini verenler..
Verdiklerini de, Rablerinin huzuruna varacaklarının bilinci içinde, kalpleri ürpererek verirler.
Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;
daħı anlar kim virürler virdüklerini göñülleri ķorķıcıyiken bayıķ anlar çalabılarından yaña dönicilerdür.
Daḫı anlar kim virürler, virdükleri ṣadaḳa yürekleri ḳorḳup ki kendülere.Tañrıları ḥażretine döneceklerdür.
Ürəkləri Rəbbinin hüzuruna qayıdacaqlarından qorxuya düşüb verməli olduqlarını (zəkatı, sədəqəni) verənlər –
And those who give that which they give with hearts afraid because they are about to return unto their Lord,
And those who dispense their charity with their hearts(2912) full of fear, because they will return to their Lord;-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |