12 Eylül 2024 - 8 Rebiü'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İllâ ‘alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe-innehum ġayru melûmîn(e)

Ancak eşleri, ve malları olan cariyeleri müstesna ve bunda da hiç kınanmaz onlar.

Ancak eşleri (konusunda) ya da sağ ellerinin sahip olduklarına (yani sorumluluklarını üzerlerine aldıklarına ve resmi ama özel mazeret ve müsaadeyle yapılan nikâh sözleşmesi caiz bulunanlara) karşı (tutumları) hariçtir, çünkü bu konuda kınanmış değildirler.

Ancak eşleri ve sahip olduğu cariyeler hariç, bunlarla olan ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

Ancak eşleri ve meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan câriyeleriyle ilişkileri helâldir. Bundan dolayı onlar kınanamazlar.

bk. Kur’an-ı Kerim, 24/33.

Ancak kendi eşleri ve ellerinin altındaki (cariyeleri) hariç. Şüphesiz onlar (bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar.

Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç; bu konuda kınanmış değillerdir.

Ancak zevcelerine ve sahib oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Çünkü onlar (bu helâl olanlarda) kınanmazlar.

Hanımları ve elleri altındaki cariyelerine karşı müstesna. Şüphesiz onlar bu konuda kınanacak değiller.

Ancak eşleri ve ellerinin altında sahip oldukları hariç. Bunlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

1,2,3,4,5,6. Namazlarında gönülleri titreyen; boş işlerden kaçınan; zekât veren; eşleriyle, odalıkları olmadıkça, utanç yerlerin koruyanlar; inanlılar kurtulurlar, bunlar ayıplanmazlar

5-6-7. Onlar, iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ya da akitleri aracılığıyla sahip bulundukları bunun dışındadır. (Bunlarla olan ilişkilerinden dolayı) ayıplanmaları sözkonusu olmaz. Ama kim de bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. 

1,2,3,4,5,6. Mü’minler, tevâzu’ ile namâz kılanlar, fenâ söz söylemekden ictinâb idenler, zekât virenler, ferclerini harâmdan muhâfaza idenler ve ihtiyâcât-ı nefsâniyelerini zevcelerine ve sağ el ile (yani helâl sûretde) tedârik itdikleri câriyelerine hasr idenler hiç bir levm ve ’itâba dûçâr olmazlar.

5,6. Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar yerilemezler.

Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla (câriyelerle) yetinirler, bundan dolayı da kınanacak değillerdir.

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.

Ancak eşleri veya sahip oldukları hariç. Onlar kınanmazlar.

Savaşta esir düşmüş; ancak kendi arzularıyla müslüman olduktan sonra müslümanlarla evlenen kadınlar, veya daha önce köle olan ve evlenme yoluyla salın... Devamı..

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

Ancak zevcelerine ve kendilerinin milki olan cariyelerine karşı müstesnâ, çünkü bunlar levm olunmazlar

Ancak eşleri ve ellerinin altındaki (cariyeleri) bunun dışındadır. Şüphesiz onlar (helâl olan ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar.

Eşleri veya yeminle¹ sahip oldukları hariç.¹ Bundan dolayı kınanmazlar.²

1- Yeminle hak sahibi olduğunuz anlamına gelen “Ma melaket eymanukum” deyimine “sağ elinin” sahip olduğu anlamı da verilmektedir. Bu deyim, “antlaşma ... Devamı..

Şu var ki zevcelerine, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bu takdîrde) kınanmışlar değildir.

Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ. Çünki şübhesiz onlar (bundan dolayı) kınanmış kimseler değildir.

Ancak (erkek olsun kadın olsun) eşlerine ya da sözleşmelerinin sahip bulunduklarına (hasta, sakat, özürlü vb. gibi durumlarından dolayı bakım veya tedavileriyle ilgilenen kimselere) karşı (durumları) hariçtir. Şüphesiz (bakım, tedavi veya muayene için ihtiyaç duyulan yerleri bunlara göstermekten dolayı) onlar (o erkek ve kadınlar) kınanmazlar.*

(*) Müfessirlerin çoğu, “ma meleket eymânühüm” ifadesinin kadın kölelerle ilgili olduğunu ve “ev/yahut”takısının da meşru seçeneklerden birine işaret ... Devamı..

Ancak cinsel arzularını eşleri ve meşru olarak evlendikleri cariyelerle karşılarlar ve bundan dolayı da asla kınanmazlar.

Yalnız eşleri ile kendilerinin malı olan kadınlara karşı olan durum başka, bunlardan dolayı kınanmazlar,

2, 6. O mü/minler ki namazlarında huşu/da bulunurlar [²]. Beyhude şeyden yüz çevirirler, zekâtlarını da verirler. Utanacak yerlerini de haramdan saklarlar. Meğer ki zevceleriyle cariyelerine karşı olsun. Çünkü bunlar ile kınanmazlar.

[2] Gözlerini sağa, sola çevirmezler, garaz, i'vaz mülâhaza etmezler. Yalnız hakka dönerler.

Ancak eşleri, yani (nikâh) akdiyle sorumluluklarını üzerlerine aldıkları/sağ ellerinin altındakiler/hariç². Çünkü onlar kınanamazlar.

2 “Mâ meleket eymânukum” (sağ ellerinin altında bulunanlar) demektir. Buradan kasıt da bu ayette evlilik akdiyle sorumluluklarını üzerlerine aldıkları... Devamı..

Ancak eşleri veya sağ ellerinin malik olduğu cariyeleri müstesna. Çünkü onlar, (bu durumda) kınanılmış değillerdir.

Ancak, nikah sözleşmesi yoluyla sahip oldukları eşleri ya da erkeklerin, cariyelik sözleşmesi yoluyla sahip oldukları savaş esiri cariyeler hariç; çünkü onlar, hanımlarıyla veya cariyeleriyle olan ilişkilerinden dolayı asla kınanmazlar. Dolayısıyla, meşrû yollarla cinsel duyguları tatmin etmek kişiyi hiçbir zaman Allah’tan uzaklaştırmaz. Çünkü İslâm’da ruhbanlık yoktur.

-Ancak ellerinin mâlik olduğu şeylere veya eşlerine karşı başkadır. Onlar, kınanacakların dışındadır.

-ki sadece eşleri ve cariyeleri yanında açınabilirler- -çünkü kimse onlara laf edemez-.

Ancak eşleriyle veya sahip oldukları evlerinde yaşayan kadınlardan evlilik engel olmayan bekârla nikâhlanarak ilişkilerini sürdürürler. Bu ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

Ancak eşleri yani (evlilik yoluyla) meşru olarak sahip oldukları kişiler hariç; [*] şüphesiz ki onlar (eşleriyle ilişkilerinde) kınanmazlar.

Bu cümle “Ancak eşleri veya ellerinin/yeminlerinin sahip oldukları kişiler istisna” şeklinde de tercüme edilebilir. Bu durumda kastedilen, cariyelerin... Devamı..

5,6. Ve o (mü’minler) eşleri veya cariyeleri¹ dışında mahrem yerlerini (herkesten) korurlar.² Onların (bu iki durumda da) ayıplanmaları söz konusu değildir.³

1 Yemin; sağ el demektir. Sağ ellerin sahip olduğu ise; meşru şekilde kazanılan köleler demektir. Burada konu kadınlar olduğu için kastedilen cariyele... Devamı..

eşleri -yani, [evlilik yoluyla] meşru olarak sahip oldukları insanlar- ³ dışında [kimsede arzularına doyum aramazlar]: çünkü onlar (eşleriyle olan ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar;

3 Lafzen, “yahut sağ ellerinin malik olduğu kimseler” (ev mâ meleket eymânuhum). Çoğu müfessirler bu ifadenin şüphe götürmez bir biçimde kadın köleler... Devamı..

Ancak eşleri ve meşru olarak sahip oldukları hariç, çünkü bunlar kınanmazlar. 70/23...35

fakat kendi eşleri, yani meşru olarak sahip oldukları müstesna;[²⁸⁹²] zaten onlar (meşru eşleriyle paylaştıkları cinsellikten dolayı) kınanamazlar.

[2892] Buradaki eve beyaniyye işlevi yükleyen Esed’in bu âyetin yorumuna ilişkin emeğe dayalı açıklamasını buraya alıyorum: “Çoğu müfessir bu ibârenin... Devamı..

5,6,7. İffetlerini korurlar!.. Eşleri ve cariyeleri hariç, kimseyle bir ilişki kurmazlar; ötesine gidenler (başkalarıyle ilişki kuranlar) ise, haddi aşan kimselerdir.

Ancak eşleri, yahut ellerinin sâhip olduğu (nikahlılar) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı da) onlar kınanmazlar.

Ancak zevceleri veya sağ ellerinin mâlik olduğu cariyeleri müstesna. Çünkü onlar, (bu halde) kınanılmış değildirler.

5, 6, 7. Onlar mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri ile ilişki kurarlar. Çünkü bunu yapanlar ayıplanamazlar. Ama bu sınırın ötesine geçmek peşinde olanlar, işte onlardır haddi aşanlar.

Ancak eşleri, yahut ellerinin sahipolduğu (cariyeler) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı da) onlar kınanmazlar.

Ancak zevcelerine yâhud mülkleri olan câriyelerine münâsebetde levm olunmazlar.

Sadece eşlerine veya hâkimiyetleri altındaki esirlere karşı kınanmazlar[*].

[*] Nur

Ancak eşleri ve cariyeleri hariç, çünkü bunlar, kınanmazlar.

Ancak eşlerine ve ellerinin altındakilere(3) karşı müstesna—bunlar kınanmazlar.

(3) Cariyeler.

Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.

illā 'avratları üzere yā anlara kim elleri pes anlar melāmet olınmışlar degüldür.

illā ‘avratlarından yā özlerinüñ ḳırnaḳlarından. Pes anlar andamelāmet olmaz.

Ancaq zövcələri və cariyələri istisna olmaqla. Onlar (zövcələri və cariyələri ilə görəcəkləri bu işdən ötrü) qınanmazlar.

Save from their wives or the (slaves) that their right hands possess, for then they are not blameworthy,

Except with those joined to them in the marriage bond, or (the captives) whom their right hands possess,-(2868) for (in their case) they are free from blame,

2868 This is further explained and amplified in 4:25. It will be seen there that the status of a captive when raised to freedom by marriage is the sam... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.