İlâ fir’avne vemele-ihi festekberû vekânû kavmen ‘âlîn(e)
Firavun'a ve ileri gelen çevresine (emirlerimi tebliğ etsinler diye) ; fakat onlar (yücelik gururuyla) büyüklendiler. (Hakk’tan ve İslam’dan yüz çevirdiler. Zaten) Onlar, 'büyüklenen-zorba' bir topluluk idi.
Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.
Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Fakat bunlar büyüklük tasladılar. Zaten oldum olası, kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Firavun'a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar, zorbalık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan zorba bir kavim idiler.
Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ancak onlar büyüklendiler. Onlar üstünlük taslayan bir topluluktu.
Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen-zorba' bir topluluktu.
45,46. Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn'u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.
45, 46. Sonra Musa ve Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun ve meclisine peygamber olarak gönderdik. Onlar, (mesajımıza karşı) büyüklük tasladılar. Onlar (dünyaca) çok üstün bir toplum idiler.
45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u, Firavun ve ileri gelenlerine âyetlerimizle ve kesin delillerimizle gönderdik. Kibirlendiler ve zaten büyüklük taslayan bir topluluktular.[355]*
Firavunla elebaşıları da, büyüklük tasladılar, onlar yükselmişlerdi
45-46. Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
45,46. Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
45, 46. Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Firavun ve ileri gelen takımına... Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.
Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapıldılar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.
Fir'avna ve cem'ıyyetine de bunlar kibirlerine yediremediler ve dik başlı bir kavm idiler
Firavun ve melelerine¹. Ancak onlar kibirlendiler. Büyüklük taslayan bir halk oldular. *
45,46. Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.
45,46. Sonra Mûsâ'yı ve kardeşi Hârûn'u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.
Firavuna ve onun yöneticilerine ayetlerimiz ile geldiklerin de, kendilerinin erişilmez yüce bir topluluk olduklarını zannederek ayetlerimize karşı büyüklenip kibirlendiler.
45, 46. Sonra Musa/yı ve kardeşi Harun/u Firavun/a ve ileri gelenlerine mucizelerimizle, açık bir burhan ile gönderdik. Onlar ise imanı kibirlerine yediremediler. Onlar dünyaca yüce halli kimselerdi [²].*
Firavun'a ve ileri gelen çevresine (gönderdik); fakat onlar büyüklendiler. Onlar zaten ululuk taslayan bir topluluktu.
Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Fakat onlar, Allah’a kulluk etmeyi kendilerine yediremeyerek Mûsâ’ya karşı büyüklük tasladılar; zaten onlar, oldum olası küstahça kibirlenen zorba bir toplum idiler.
45,46. Daha sonra Mûsa ve kardeşi Hârûn’u da firavuna ve onun ileri gelenlerine mûcizelerimizle ve apaçık bir delil olan (Tevrâtla) gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zâten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.
Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik; 23 fakat bunlar büyüklük tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Firavun ve ileri gelenlerine. Fakat onlar büyüklendiler, zaten onlar, insanlara tepeden bakan bir toplum idiler. 29/39, 40/23- 24
Firavun ve onun önde gelen çevresine gönderdik; çünkü onlar büyüklük taslamıştılar; zaten öteden beri hep tepeden bakan bir güruhtular.[2924]*
Fir'avun'a ve onun kavmine. Onlar ise ululandılar ve kendilerini yüksek görür bir kavim oldular.
45, 46. Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun'u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.
Fir'avn'e ve ileri gelen adamlarına. Onlar büyüklük tasladılar ve böbürlenen bir topluluk oldular.
Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Hemen kendilerini büyük göstermeye çalıştılar. Onlar kibirli bir topluluktu.
Firavun'a ve çevresine. Ama onlar, büyüklendiler, zaten mağrur bir kavim idiler.
Firavun ile adamlarına gittiler; fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.
45-46. andan viribidük mūsā’yı daħı ķarındaşın hārūn’ı nişānlarumuz ile ḥüccet ile bellü. fir'avndın yaña daħı ķavumına. pes boyun virmediler daħı oldılar bir ķavum yücelik eyleyiciler daħı artuķlıķ.
Fir’onun və onun ə’yan-əşrafının yanına. Onlar (iman gətirməyi) təkəbbürlərinə sığışdırmayıb özlərini yuxarı tutan camaat olaraq qaldılar (yaxud Misirdə hakim olduqları İsrail oğullarına əzab-əziyyət verməkdə davam etdilər).
Unto Pharaoh and his chiefs, but they scorned (them) and they were despotic folk.
To Pharaoh and his Chiefs: But these behaved insolently: they were an arrogant people.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |