İnne fî żâlike leâyâtin ve-in kunnâ lemubtelîn(e)
Şüphe yok ki bundan deliller var elbet ve şüphesiz ki biz, insanları deneriz.
Hiç şüphesiz bunda (Nuh tufanında insanlar için ibretler ve) ayetler vardır ve Biz gerçekten (herkesi ve her kavmi böyle imtihan edip) denemeden geçiririz.
Bu kıssada muhakkak ki, düşünen insanlar için çıkarılacak dersler vardır. Şüphesiz biz, insanları sınavdan geçirmekteyiz.
Bu Nuh kıssasında birçok ibretler, öğütler, Allahın sınırsız kudretini gösteren deliller vardır. İtaatkâr olanlarla âsi olanların ortaya çıkması için biz kullarımızı böyle deneriz.
Şüphesiz bunda âyetler vardır ve biz muhakkak denemeden geçiririz.
Hiç şüphesiz bunda ayetler vardır ve biz gerçekten denemeden geçiririz.
Şüphesiz bunda (Nûh kıssasında) ibret alıncak çok alâmetler var. Doğrusu biz (bu şekilde insanları) imtihana çekenleriz.
Şüphesiz bu Nuh konusunda, önemli ibret ve deliller vardır. Ve muhakkak Biz, denemekle yıpratırız.(*)
Şüphesiz bu olguda dersler vardır. Biz, kesinlikle denemekteyiz.
Bunda birçok ibretler var, biz bunları denemişiz
Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan etmekteyiz.
Bu vak’ada şâyân-ı ’ibret ’alâmât-ı zâhire vardır biz insânları tecrübeye koyduk.
Doğrusu bunlarda dersler vardır. Biz şüphesiz insanları denemekteyiz.
Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz.
Kuşkusuz bu anlatılanlarda ibretler vardır; muhakkak ki biz bunlarla insanları sınarız.
Şüphesiz bunda (Nuh ve kavminin başından geçenlerde) birtakım ibretler vardır. Hakikaten biz (kullarımızı böyle) deneriz.
Bunda işaretler ve dersler vardır. Biz elbette sizleri denemekteyiz.
Şüphesiz bunda sizin için birtakım ibretler vardır. Çünkü biz, kullarımızı böyle denemişizdir.
İşte bunda çok âyetler vardır ve hakıkat biz pek imtihancıyızdır
Şüphesiz bunda (Nûh’un kıssasında alınacak nice) ibretler vardır. Biz (insanları, âhirette kendi amellerine şahit tutmak üzere) elbette imtihân etmekteyiz.
Şübhe yok ki bunda nice ibretler vardır. Biz elbette (insanları) imtihaana çekenleriz.
Şübhesiz ki bunda, gerçekten ibretler vardır ve doğrusu (biz, onları) elbette imtihân edicileriz.
(Ey insanlar!) Hiç şüphesiz bunda (Nuh ve kavminin başından geçenlerde ibret alınacak) birçok ayetler (mesajlar) vardır. Ve biz gerçekten (elçileri göndermekle kullarımızı) sınavdan geçirmekteyiz.
Bunlarda alınacak ibretler var ve biz (insanları) bunlarla deneyenleriz.
İşte bu olayda belgeler vardır. İşte biz de besbelli ki sınıyoruz.
İşte bunda ibretler vardır. Biz, onları denemiş olduk.
Muhakkak ki bunda pek çok ibretler [âyât] vardır. Biz insanı elbette sınavdan geçirmekteyiz.
Hiç şüphesiz bunda ayetler vardır ve biz gerçekten deneyenleriz.
Gerçekten bunda, ilâhî yasalar hakkında önemli ipuçları veren nice ibretler, işâretler ve deliller var ve elbette biz, verdiğimiz nîmet ve belâlarla insanları sınavdan geçirmekteyiz.
Şüphesiz ki, bunda elbette âyetler vardır. Sadece denemekteydik.
Nûh olayında birtakım dersler var: en önemlisi sizi deniyoruz...
Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. İnsanları değişik şekillerde imtihan ederiz. Anlattığımız olaylarda insanların imtihan edilişine dair örnekler vardır. Dileyen öğüt alır, dileyen sapıklığına devam eder.
Şüphesiz ki bunda çeşitli dersler vardır. Doğrusu biz (kullarımızı böyle) deneriz.
Şüphesiz bunda birtakım ibretler vardır ve gerçekten Biz, (kullarımızı böyle) imtihan ederiz.
Bu [kıssa]da, muhakkak ki, [düşünen insanlar için çıkarılacak] dersler vardır; ve şüphesiz, Biz [insanı] sınavdan geçirmekteyiz.
Şüphesiz bunda alınacak nice ibretler vardır, Kesinlikle biz onları büyük bir imtihandan geçirdik. 10/14, 26/103
Elbet bunda (akleden kimseler için) işaretler vardır; ve elbet Biz (öncekileri) de sınavdan geçirmişizdir.
Kuşkusuz bu kıssada ibretler vardır. Biz elbette (peygamberler göndermek suretiyle kulları) imtihan edenleriz.
Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten imtihan edenleriz.
Şüphe yok ki, bunda elbette bir nice ibretler vardır ve hakikaten Biz elbette pek imtihan edicileriz.
Bunda elbette alınacak çok ibretler var. Gerçekten Biz insanları imtihan etmekteyiz.
Gerçi biz, (onları) sınıyorduk ama, bu olayda (sizler için de) nice ibretler vardır.
Bunda âyetler ve 'ibretler vardır. Biz onları (Nûh'ı irsâl ile) imtihân itmişdik.
Bu olayın içinde belgeler vardır. Yaptığımız sadece ağır bir imtihandan geçirmektir.
Şüphesiz bunda ayetler/belgeler vardır ve elbette biz imtihan ediyoruz.
İşte bunda nice âyetler vardır. Biz böylece kullarımızı imtihan etmekteyiz.
Biz onları imtihan ediyor idiysek de bunda elbette ibretler vardır!
bayıķ anuñ içinde nişānlar daħı bayıķ olduġudı śınayıcılar.
Taḥḳīḳ Nūḥa necāt virüp ḳavmini helāk eylemekde āyetler vardur, eger bizṣınaduġ‐ısa.
Şübhəsiz ki, bunda (insanlar üçün) ibrətlər vardır. Həqiqətən, Biz (bəla, müsibət göndərməklə bəndələrimizi) imtahana çəkirik!
Lo! herein verily are portents, for lo! We are ever putting (mankind) to the test.
Verily in this there are Signs (for men to understand); (thus) do We try (men).(2893)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |