8 Aralık 2024 - 7 Cemaziye'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 14. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme ḣaleknâ-nnutfete ‘alekaten feḣaleknâ-l’alekate mudġaten feḣaleknâ-lmudġate ‘izâmen fekesevnâ-l’izâme lahmen śümme enşe/nâhu ḣalkan âḣar(a)(c) fetebâraka(A)llâhu ahsenu-lḣâlikîn(e)

Sonra o bir katre suyu kan pıhtısı haline getirdik, derken kan pıhtısını bir parça et haline soktuk, derken ette kemikler yarattık, derken kemiklere et giydirdik, sonra da onu başka bir yaratılışla meydana getirdik; ne yücedir şanı yaratıcıların en güzeli Allah'ın.

Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak’ı (hücre topluluğunu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirip (donattık); sonra bir başka yaratışla onu (tastamam) inşa edip (hayata çıkardık). Yaratıcıların en güzeli ve en mükemmeli olan Allah ne Yücedir (anlamaya çalışınız).

Sonra spermden bir kan pıhtısı yaptık kan pıhtısını da bir parça et haline soktuk, derken etten kemikler yarattık ve kemiklere et giydirdik, sonra da onu yepyeni bir yaratık olarak meydana getirdik. Öyleyse yaratanların en iyisi, en güzeli olan Allah ne yücedir.

Dahası spermle yumurtayı birleştirip, ana rahmiyle bağ kurarak, rahim duvarına yerleşen döllenmiş yumurta haline getirdik. Döllenmiş yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Kemiklerde tomurcuklanma meydana getirip uzatarak, yoğunlaştırarak kaynaştırıp iskeleti etle kasla örttük. Üstelik onu başka bir yaratılışla, ruhu, iradesi, organları ve güçleriyle en güzel bir biçimde insan haline getirdik. Hesaplı-orantılı ölçüler kullanan en güzel, en mükemmel yaratıcı olan Allah pek yücedir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 22/5.

Sonra nutfeyi bir alaka (embriyo) olarak yarattık, alakayı da bir çiğnem et şeklinde yarattık, ardından bu bir çiğnem eti kemikler olarak yarattık, ardından da kemiklere et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışla oluşturduk. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!

Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.

Sonra o nutfeyi kan pıhtısı haline getirdik. Ondan sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık; o et parçasını da kemikler haline çevirdik. Kemiklere de et giydirdik. Sonra ona başka bir yaratılış (ruh) verdik. Bak ki, şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir!...

Sonra o meniyi, alaka (rahme asılan döllenmiş hücre) olarak yarattık. O alakayı bir çiğnem ete çevirdik. O çiğnem eti de kemiklere dönüştürdük. Ve o kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir şekilde yapılandırdık. Demek, en güzel yaratan Allah, bütün kusurlardan münezzehtir.

Sonra bu döl suyu damlasından, döllenmiş hücreyi yarattık; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yarattık; sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir varlık halinde ortaya çıkarttık. Yaratanların en üstünü olan Allah'ın şanı ne yücedir!

Sonra da o belsuyunu, bir pıhtı kan yaptık, daha sonra pıhtıyı bir çiğnem et eyledik; ondan düzdük kemikleri, kemiklere et giydirdik, ondan sonra, başka bir yaratılışta yaptık onu; yaratıcı olanların en güzeli Allah yücedir

Sonra bu spermi döllenmiş yumurta yaptık, rahim duvarına yerleşen bu yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Sonra da kemiklere et giydirip başka bir yaratılışla (ruh vererek) insan haline getirdik. Yaratanların en iyisi olan Allah'ın şanı ne yücedir!

Bkz. 22/5, 39/6

Meniden bir kan pıhtısı yapdık kan pıhtısı bir et parçası oldı, ânı kemiğe tahvîl ve kemikleri etle ihâta iyledik. Sonra tekrâr halk itdik. Hâliklerin en muktediri olan Allâh ahsen ve ’âlîdir.

Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur!

Sonra bu az suyu “alaka”[381] hâline getirdik. Alakayı da “mudga”[382] yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!

381. “Alaka”; erkeğin spermiyle döllenmiş yumurtadan bir hafta zarfında oluşan hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir.382. “... Devamı..

Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; nihayet onu bambaşka bir varlık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.

Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.

Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik, sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik, sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik, sonra kemiğe et giydirdik ve sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk. Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir.

Embriyo, meninin yumurta ile döllenmesinden sonra rahim duvarına sülük gibi asılarak gelişen maddenin adıdır. Embriyo olarak çevirdiğimiz "alak" sözcü... Devamı..

Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattık, derken o alakayı bir mudga (bir çiğnem et parçası halinde) yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir.

Sonra o nufteyi bir aleka yarattık. derken o alakayı bir mudga yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hılkat neş'eti verdik, bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli

Sonra o nutfeyi (gözle dahi görülemeyecek kadar küçük olan, azıcık bir meni damlacığı), alaka (aşılanmış yumurta) hâline getirdik. (O) alakayı (aşılanmış yumurtayı) da, bir çiğnemlik et parçasına (benzeyen bir cenine) çevirdik, o bir çiğnemlik et (parçasına benzeyen cenin) i, (kıkırdak ve) kemiklere dönüştürdük ve bu (kıkırdak ve) kemiklere et giydirdik. Sonra (o cansız varlığa, anne karnında iken takdir ettiğimiz zaman gelince, yaratmış olduğumuz rûh ile can vererek) onu bambaşka bir yaratışla (insan) yaptık. Her şeyi yaratmayı takdir ed (ip yarattığı şeyleri maslahatına en uygun olacak şekilde, en ince ayrıntısına kadar düzenley) en Allah’ın şanı ne yücedir.

Sonra nutfeyi¹ bir alaka² olarak yarattık. Alakayı da mudğa³ olarak yarattık. Mudğadan da kemikleri yarattık. Kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla şekillendirdik. Yaratıcıların en iyisi olan Allah ne yücedir.

1- Spermi. 2- Rahim duvarına asılı. 3- Cenin

Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haaline getirdik, derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yapdık, o bir çiğnem eti de kemik (ler) e kalb etdik de o kemiklere de et giydirdik. Bil'âhare onu başka yaratılışla inşâ etdik. Suret yapanların en güzeli olan Allahın şânı (bak) ne yücedir!

Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık(1), sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir!(2)

(1)“Nutfe, alaka ve mudga”nın îzâhı için bakınız; (sahîfe 331, hâşiye 1)(2)“Kur’ân kâh olur, mahlûkāt-ı İlâhiyeyi (Allah’ın mahlûklarını) bir tertible... Devamı..

Sonra, o nutfeyi (zigotu) bir alaka (rahimde asılıp beslenen genetik yapılı embriyo) olarak yaratıyor, sonra o alakayı (embriyoyu) da bir parça et (cenin) olarak yaratıyor, derken o ette de kemikler (iskelet) yaratıyor, nihayet o kemiklere de et (sinir, kas, damar ve deri) giydiriyoruz; sonra da onu başka bir yaratılışla meydana getiriyoruz. İşte takdir edip biçim verenlerin en güzeli (zatım) olan Allah ne yücedir. *

(*) Not: Bu ayetlerde geçen “yaratıyoruz, oluşturuyoruz” gibi fiillerin asılları âyetlerin metninde geçmiş zamanlıdır. Kur’an’da verilen bilginin kesi... Devamı..

Sonra o nutfeyi kan pıhtısı haline, sonrada o kan pıhtısını et parçası ve et parçasını da kemikler ile donattık. Sonra o kemiklere et giydirdik. Bu aşamalardan sonra onu (ana babasından) başka bir insan olarak meydana getirdik. Bunlardan sonra yaratıcıların en güzeli olan Allah, her şeyden yüce ve ulu değil midir?

Sonra o atmık damlasını bir kan pıhtısı yaptık. O kan pıhtısını bir et parçası yaptık. O et parçasını kemiğe çevirdik. Kemikleri etle donattık, sonra onu başka türlü de yarattık. Yaratıcıların en güzeli olan Allah kutludur.

Sonra o dökülmüş suyu kan pıhtısı, bu kanı da bir çiğnem et yaptık. O bir çiğnem ette kemikler yarattık. Kemikleri de et ile örttük. Sonra onu başka bir yaratılışta yaptık [⁴]. Allah bilgide, güçte ve kuvvette pek yücedir, yaratanların [⁵] en güzelidir.

[4] Ona ruh verdik, nutuk verdik.[5] Yani nakkaşların, suret yapanların, kılık, kıyafet verenlerin.

Sonra nutfeyi, bir embriyon/döllenmiş yumurta/cenin [alaka]⁴ yaptık. Sonra cenini bir çiğnemlik ete benzer bir nesne [mudğa] yaptık. Sonra o bir çiğnemlik nesneden kemikler yarattık. Sonra kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla inşa ettik. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir!

4 Alaka, kan pıhtısı olarak tercüme edilemez. Kan damarlarının ceninde oluşumu daha sonradır. Alaka, nutfeden hemen sonraki etaptır ki, döllenmiş yumu... Devamı..

Sonra o su damlasını kan pıhtısı (embriyo) olarak yarattık, ardından o kan pıhtısını bir çiğnem et parçası olarak yarattık, daha akabinde o bir çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık, böylece kemiklere de et giydirdik, ardından (ruh üfürerek) onu apayrı bir yaratık olarak inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, pek de yücedir.

Sonra o nutfeyi, kan pıhtısına benzeyen ve rahmin duvarına yapışıp asılı duran döllenmiş bir yumurtaya dönüştürdük; derken bu döllenmiş yumurtayı, bir çiğnem et parçasına benzeyen bir cenine çevirdik; ardından da, bu et parçasından kemikler yarattık; sonra kemiklere sinir, kas, damar,et ve deri giydirdik ve sonunda onu, ilk hâlinden bambaşka özelliklere sahip, konuşan, düşünen, hareket eden üstün bir varlık hâline getirdik.
İşte bakın; ne mübarek, ne yücedir, yaratanların en güzeli, en iyisi olan Allah!

Sonra Damla’yı / “Nutfe”yi “alaka” olarak yarattık. Sonra “Alaka”yı bir “mutğa”(çiğnemlik et parçası) olarak yarattık.
Mutğa”yı kemikler olarak yarattık.
Kemikler”e et giydirdik. Sonra onu diğer bir yaratılış olarak yeniden yarattık. Yaratanlar’ın en güzeli Allah ne mübarektir!

Sonra damlayı alacanlıya, sonra bu alacanlıyı sülüksü bir canlıya dönüştürdük, sonra sülüksü canlıyı kemikledik, ardından kemiği etle kapladık. Sonra daha güzel bir biçim verdik. En güzeli yaratan Allah, tüm iyiliklerin öz kaynağıdır.

Sonra erkek spermi ile kadın spermini buluşturarak insanın yumurtasını yaptık. Yumurtayı et parçası haline getirdik. Et parçasından kemikler ürettik. Kemiklerin etrafını etle kapladık. Et parçasını şekillendirdik. Şekillendirdiğimiz et parçasına eller, kollar, ayaklar, gözler, kulaklar, yüz, burun, ağız çene ekledik. Allah güzellikler yaratma konusunda sınırsızdır.

Sonra o [nutfe]yi (zigotu) [‘alaka] (embriyo) yaptık. Sonra o [‘alaka]yı (embriyoyu) bir [mudğa] (et parçacığı) hâline soktuk; o et parçacığını kemiğe çevirdik; o kemiği de etle (kasla) kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla oluşturduk. [*] Yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.

Benzer mesajlar: Hacc 22:5; Secde 32:7-9; Sâffât 37:11; İnsân 76:2; Mürselât 77:20-24; ‘Alak 96:2.

Sonra o insan tohumundan, pıhtılaşmış kanı¹ (embriyoyu) yarattık. Pıhtılaşmış kandan (şekli) belli belirsiz (bir çiğnemlik) et parçası yarattık. Daha sonra o (şekli) belli belirsiz (bir çiğnemlik) et parçasından, kemikler yarattık. Ardından da kemiklere et giydirdik² sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir.

1 Alaka: ilişmek ve yapışıp tutunmak fiilinden alınan “ilişken, yapışkan şey” demektir. “Donuk pıhtı” kana da alaka denilir. Müfessirler, bu kelimeyi ... Devamı..

sonra bu döl suyu damlasından döllenmiş hücreyi yaratıyoruz; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yaratıyoruz; ve sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir yaratık halinde ⁵ var edip ortaya çıkarıyoruz: öyleyse, yaratanların en iyisi, en ustası ⁶ olarak Allah ne yücedir!

5 Lafzen, “başka bir yaratık”, yani annesinin bedeninden bağımsız olarak varlığını sürdüren.6 Lafzen, “yaratıcıların en iyisi”. Taberî’nin belirttiği ... Devamı..

Sonra spermi aşılanmış bir yumurta olarak rahim duvarına astık, sonra onu bir et parçası haline getirdik, sonra bu et parçasından kemikler oluşturduk. Ardından da bu kemikleri etle kapladık, nihayet onu yepyeni bir varlık olarak dünyaya getirdik. Yüceler yücesi olan Allah ne mükemmel bir yaratıcıdır. 3/6, 37/125

daha sonra, o hayat tohumundan döllenmiş hücreyi yarattık; hemen sonra döllenmiş hücreden cenini yarattık; ve ceninden de kemikleri yarattık; en sonunda kemiklere kas giydirdik; sonuçta, onu bağımsız[²⁹⁰⁰] bir varlık olarak inşâ ettik: işte her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah’ın[²⁹⁰¹] şanı böyle yücedir![²⁹⁰²]

[2900] Lafzen: “diğer, başka”. Burada anne-cenin irtibatının mucizevî tabiatına (ki anne bünyesi kendisine yabancı olan bu hücreyi tıbben kabul etmeme... Devamı..

Sonra o nutfe'yi alaka (rahim nesçi içinde büyüyen embrio) haline getirdik. Sonra o alaka'yı, mudga (bir et parçası) yaptık. Sonra o mudga'dan kemikleri yarattık. Sonra da kemiklere, adeleler giydirdik! Daha sonra da onu bambaşka bir yaratılışla inşa ettik! (Ona ruhumuzdan üfledik -Secde 9. a. bkz.) Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir.

(12,13,14. Ayetlerde yer alan, insanın yaratılışı ile ilgili Kur'an bildirileri ile -aşağıda sunduğumuz Modem Tıbb’ın ancak asrımızda tesbit edebildiğ... Devamı..

Sonra nutfeyi ’’alak’’ olarak, alakı da ’’ mudağa’ ve mudğayı da kemikler olarak yarattık ve kemiklere et giydirdik ve sonra da en başka şekilde yarattık. Yaratanların en iyisi Allah ne mübarektir.

Sonra o nutfeyi bir donmuş kan yarattık, müteakiben o donmuş kanı da bir parça et kıldık, sonra o et parçasını da kemikler kıldık, kemiklere de bir et giydirdik. Sonra da onu başka bir halk olarak inşa etmiş olduk. İmdi musavvir, mukaddir olanların en güzeli olan Allah Teâlâ, pek mübarektir.

Sonra nutfeyi (rahim cidarına) yapışan bir hücreye, bunu da mudgaya, yani bir çiğnem et görünümündeki varlığa, mudgayı kemiklere dönüştürür, sonra da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yaratılışa mazhar ederiz. İşte bak da Allah'ın ne mükemmel yaratan olduğunu bir düşün! [22, 5]

Sonra nutfeyi alaka(embriyo)ya çevirdik, alaka(embriyo)yı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik; sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah, ne yücedir!

Kur'ân'ın anlattığı bu yaratılış safhası, modern anatomi ve jinekoloji ile de doğrulanmıştır. Hac Sûresinin 5. âyeti münâsebetiyle de belirttiğimiz üz... Devamı..

Sonra nutfeyi 'alaka (kan pıhtısı) ve 'alakayı mudga (et parçası) mudgayı kemikler halk itdik. Yaradıcıların en güzeli olan Cenâb-ı Hak 'âlî ve mübârek oldı.

Sonra o nutfeyi alaka[1] yaptık. O alakayı bir çiğnem et parçası yaptık. O et parçasını kemiklere dönüştürdük. Sonra kemikleri etle donattık, sonra onu başka yaratık haline getirdik[2]. Yaratıcıların en güzeli olan Allah pek yücedir[3].

[*] Bu ifadenin bu ayette geçmesi önemlidir. (Secde 32/9)

Sonra spermi empriyo haline getirdik. empriyoyu et parçası yaptık. Et parçasından kemik yarattık. Kemiğe et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir varlık olarak yarattık. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir.

Sonra nutfeyi aleka halinde, alekayı mudga halinde yarattık. Mudgayı da kemik halinde yarattık; kemiklere ise et giydirdik. Sonra da onu bambaşka bir yaratışla inşa ettik.(8) Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!(9)

(8) Cenin ilk yaratılış aşamalarında başka canlılardan çok farklı bir görünümde değildir. Daha sonra bir insan cenini görünümünü kazanır. Ancak bütün ... Devamı..

Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!

andan yarattuķ meniyi uyışmış ķan pes yarattuķ uyışmış ķanı bir pāre et pes yarattuķ bir pāre eti süñükler pes geydürdük süñüklere eti andan yarat(t)uķ anı daħı bir yaradılmış. pes ħayırlu oldı Tañrı yigregi süret eyleyicilerüñ endāze eyleyici.

Andan ṣoñra nuṭfeyi uyumış ḳan eyledük. Andan ṣoñra ḳanı bir pāre et eyle‐dük. Andan eti süñükler eyledük. Andan ṣoñra süñükler üstine et gey‐dürdük. Andan ṣoñra eti özge ḫalḳ eyledük. Pes yüceldi Tañrı Ta‘ālā, ya‐radıcılaruñ yaḫşıraġıdur.

Sonra nütfəni laxtalanmış qana çevirdik, sonra laxtalanmış qanı bir parça ət etdik, sonra o bir parça əti sümüklərə döndərdik, sonra sümükləri ətlə örtdük və daha sonra onu bambaşqa (yeni) bir məxluqat olaraq yaratdıq. Yaradanların ən gözəli olan Allah nə qədər (uca, nə qədər) uludur!

Then fashioned We the drop a clot, then fashioned We the clot a little lump, then fashioned We the little lump bones, then clothed the bones with flesh, and then produced it another creation. So blessed be Allah, the Best of Creators!

Then We made the sperm into a clot of congealed blood; then of that clot We made a (foetus) lump; then we made out of that lump bones and clothed the bones with flesh; then we developed out of it another creature.(2874) So blessed be Allah, the best to create!

2874 From a mere animal, we now consider man as man. Is it not a Sign of wonder in itself that from dry dust (turab, 22:5) or inorganic matter should ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.