Le’allî a’melu sâlihan fîmâ terakt(u)(c) kellâ(c) innehâ kelimetun huve kâ-iluhâ(s) vemin verâ-ihim berzeḣun ilâ yevmi yub’aśûn(e)
Belki iyi işler işlerim ve zayi ettiğim ömrü telafi ederim. Hayır, boş bir söz, onun söylediği söz. Onların önlerinde, diriltilip mezarlarından çıkarılacakları günedek bir berzah var.
"Ki, geride bıraktığım (dünya)da (terk edip yapmadığım) salih amellerde bulunayım." Asla ve hayır! Çünkü gerçekten bu sadece (samimiyetsiz) bir sözdür ki, bunu da kendisi (ancak dara düşünce) söylemektedir. Onların önlerinde, (yeniden) diriltilip kaldırılacakları güne kadar (geri dönmekten alıkoyan) bir engel (berzah) vardır.
ki, terkettiğim dünyada belki de yararlı bir iş yaparım…” Hayır, bu onun söylediği boş ve anlamsız bir sözden ibarettir. Çünkü dünyayı terketmiş olanların ardında, yeniden diriltilecekleri güne kadar aşılması imkansız bir engel vardır.
“Boşa vakit geçirdiğim dünyada Allah'ın birliğini kabul ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçireyim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayayım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olayım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyeyim.” der. Hayır, onun söylediği bu söz, boş laftan ibarettir. Onların, yeniden diriltilecekleri güne kadar, geriye, hayata dönmelerini engelleyen bir Berzah âlemi vardır.
Olur ki terkettiğim (dünya)da iyi işler işlerim." Hayır. Bu sadece onun söylediği bir sözdür. Önlerinde diriltilecekleri güne kadar (duracak) bir engel vardır.
'Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım.' Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.
Tâ ki, ben terk ettiğim imanı yerine getirib salih bir amelde bulunayım.” Hayır (artık dünyaya dönülmez), müşriklerden her birinin söylediği bu sözler, söyleyene ait faydasız bir lâfdır. Önlerinde ise bir mezar vardır; diriltilecekleri güne kadar oradadırlar.
Belki, ayrıldığım dünyada yararlı işler yaparım” der. Hayır! (O gelemeyecektir.) Bu, yalnızca söylediği bir sözdür. Ve arkalarında dirilecekleri güne kadar (dünyaya gelmemek için) bir engel vardır.
Bıraktığım yolda onat işler göreyim»; Hayır! Hayır! Bu onun söylemiş olduğu bir söz, dirilecek güne değin onların altlarında bir uçurum var
(Gönderin ki,) arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım.” Hayır, hayır! Bu onun söylediği anlamsız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, (kıyamette) tekrar diriltilecekleri güne kadar (geri gelmelerine mâni olacak) bir berzah vardır.
99, 100. Di ki: "Kâfir ölüm geldiği vakit "Yâ rabbî beni dünyâya ’avdet itdir. İhmâl iylediğim a’mâl-i sâlihayı icrâ ideyim" dir. Alacağı cevâb "Aslâ" kelimesinden ’ibâretdir ve tekrâr dirilecekleri güne kadar girilerinde bir sed hâsıl olacakdır.
99,100. Onlardan birine ölüm gelince: "Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim" der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.
99,100. Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
99-100. Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, “Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım” der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
«Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım.» Hayır! Bu onun ağzından çıkan (boş) bir laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
"Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
Belki ben o baktığımda salih bir amel işlerim, hayır hayır! O bir kelimedir ki onu o söyler, ötelerinden ise bir berzah vardır, tâ ba's olunacakları güne kadar
99-100. Nihâyet, onlardan (kâfirlerden) birisine ölüm geldiği zaman, (yalvarıp) der ki: “Rabbim, beni (dünya hayatına) geri gönder. (Ki) geride bıraktığım dünyada, (îmân sahibi olayım ve) iyi işler yapayım” Hayır! Bu (yalvarış ve temenni) onun ağzından çıkan boş ve anlamsız bir sözden başka bir şey değildir! Onların, önlerinde (yeniden) diriltilecekleri güne kadar, (dünya hayatına dönmelerini engelleyen) bir berzâh (âlemi) vardır.
Böylece ihmal ettiğim salih¹ işleri yaparım. Hayır! Kuşkusuz onun söylediği kesinlikle boş bir sözden ibarettir. Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında² bir berzah³ vardır.
Tâki ben zaayi' etdiğim (ömrüm) mukaabilinde iyi amel (ve hareket) de bulunayım». Hayır, onun söylediği bu söz (hakıykatde) boş lâfdan ibâretdir, önlerinde ise diriltilib kaldırılacakları güne kadar (kalmalarına mâni) bir engel vardır.
99,100. Nihâyet onlardan (o müşriklerden) birine ölüm geldiği zaman: “Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki ben, terk ettiğim (dünya)da sâlih bir amel işlerim” der. Hayır! Doğrusu o sâdece (boş) bir lâftır, onu söyleyen kendisidir. Artık onların önlerinde, tekrar diriltilecekleri güne kadar (hiçbir şekilde dünyaya dönemeyecekleri) bir perde (olan kabir hayâtı) vardır.
"Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım."Hayır! Bu onun söylediği anlamsız bir sözdür. Oysa (dünyadan ayrılanların) arkalarında, yeniden diriltilecekleri güne kadar geri dönmelerine imkân vermeyen bir berzah (engel) vardır.*
“Daha önce terk ettiğim, yapılması gereken doğru işleri yapayım” der. Hayır, bu söyledikleri onun sözlerinden başka bir şey değil. Bu geri dönme istekleri ile onların arasında yeniden dirilme gününe kadar bir engel vardır.
Orada işlemediğim iyilikleri işlemiş olayım." Yok, öyle değil. Onun söylediği boş bir sözdür. Onların önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır, geri dönemezler.
99, 100. Nihayet onların birine ölüm gelince, Yâ Rab! «— Beni dünyâya döndür, olabilir ki bu defa zâyi ettiğim ömür mukabelesinde [³] iyi amel işlerim.» der. Yok, yok bu, onun söylediği bir sözdür [⁴]. Onların önlerinde tekrar dirilecekleri güne kadar bir engel vardır ki dünyaya dönemezler.
“Terk ettiğim orada/dünyada belki iyi ve yararlı [sâlih] işler yaparım.” Asla! [kellâ], Bu kendisine ait boş bir lâftır/sözdür [kelime]. Onların arkasında yeniden diriltilecekleri güne kadar (dönmelerine mani) bir engel [berzah] vardır.¹⁵
“Böylece belki geride bıraktığım dünyada salih amellerde bulunurum.” Asla, gerçekten bu yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir berzah vardır.
“Ki, bugüne kadar hep ihmalkârlık ettiğim ve “Nasıl olsa yarın yaparım!” diye ertelediğim konularda, Senin emrine uygun olarak iyilikler yapayım da hatâlarımı telâfî edeyim!”
Hayır, öyle şey olmaz! Bu beklenti, onun ağzından çıkan boş ve anlamsız bir sözden başka bir şey değildir! Çünkü ona zaten yeterince süre verilmişti. O hâlde, insanlar bir daha asla dünyaya geri dönemeyecekler. Çünkü, onlarla hayat arasında, yeniden diriltilecekleri Güne kadar dünyaya dönmelerine izin vermeyen bir engel vardır!
“Belki ben, terk edip ayrıldığım orada salih amel işlerim (iyi iş yaparım)”. Hayır, hayır! O, ancak onun söyleyeceği bir sözdür. Onların ötesinden, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah / engel / aralık vardır.
" Kalan ömrümde iyi işler yapayım. " diyecek. Ne yazık bu söz, söylendiği ile kalır. Çünkü önlerinde, diriltilecekleri güne kadar devam edecek uzun bir kabir hayatı vardır...
“Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi işler yapayım!” der. Hayır! Bu onun ağzından çıkan boş laftan ibarettir. Onlar dünyada yaşarken diriltilecekleri günü gizleyen bir engel vardı. Onlar tekrar dünyaya döndürülse aynı engel yine olacak. Biz o engeli bir imtihan olarak koyduk. Şimdi onlar tekrar dünyaya döndürülseler; diriltilecekleri günü bileceklerini mi sanıyorlar? İsterse yüzlerce, binlerce kere dünyaya gidip gelsinler; dünyada önyargılarıyla gerçekleri görmek istemeyenler yine göremez. Onların gözlerinden hesap günü engeli kaldırırız. Onların dünyaya tekrar döndürülsek diye dilekte bulunmaları boşunadır. Hayır! Asla böyle bir şey olmayacaktır. İnsanların dünya yaşamında tek hakları vardır. Ölen insan tekrar dünyaya gönderilmez. Artık hesap gelip çatmıştır.
“Belki terk ettiğim (dünya)da iyi iş(ler) yaparım!” [*] Hayır! Söylediği bu söz, (boş) laftan ibarettir. Onların arkasında diriltilecekleri güne kadar bir engel vardır. [*]
“(daha önce) ihmâl ettiğim konularda iyi işler işleyeyim.”¹ (der.) Hayır; bu söylediği, sadece kendi lafıdır.² Yeniden dirilecekleri güne kadar onların arkalarında (geri dönülmez) bir engel³ vardır.
de [daha önce] gözardı ettiğim konularda ⁶¹ dürüst ve erdemli işler göreyim!” Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca [boş ve anlamsız] bir sözden ibarettir; çünkü [bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların] ardında, yeniden diriltilecekleri Gün’e kadar [aşılması imkansız] bir [ölüm] engeli bulunmaktadır!
“Belki de terk ettiğim iyi ve güzel işler yaparım”. “Hayır, o sadece söyleyenin bir kelimesidir. Artık onların gerisinde yeniden diriliş gününe kadar aşamayacakları bir engel vardır. 2/12, 35/37, 39/58
belki ben, daha önce yapmadıklarımın yerine doğru dürüst işler yaparım!” Kesinlikle hayır! Çünkü onun dile getirdiği, sadece muhatabı etkilemek için sarf edilmiş bir laftır;[²⁹⁵⁵] nitekim böylelerinin arkalarında, dirilecekleri güne kadar (aşamayacakları) bir engel vardır![²⁹⁵⁶]
"Ki terk ettiğim dünyada sâlih ameller işleyeyim (mümin kullarından olayım)" diye yalvarır. Hayır. Onun bu yalvarması (asla kabul olunmayacak) boş bir temenniden ibarettir. (Çünkü) Onların önlerinde; diriltip kaldırılacakları güne kadar bir engel vardır! (Kabirlerinde kıyamete dek kalacaklardır, geriye dünyaya dönmek ise asla mümkün değildir.)
Umulur ki terk ettiğim dünyâdaki salih amelleri işleyeyim. Hayır, bu onun söylediği bir sözdür. Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar (dönüşüne) bir engel vardır.
«Belki ben terkettiğim şey hususunda bir sâlih amel işlerim.» Hayır. Bu bir lâkırdıdır ki bunu söyleyen odur ve onların önlerinde ba's olunacakları güne kadar bir hâil vardır.
99, 100. Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: “Ya Rabbî! ” der, “ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. ”Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır. [32, 12; 6, 27 63, 10-11; 14, 44; 7, 53; 42, 44; 40, 11]
"Orada terk iylediğim şeylerle a'mâl-i sâliha işleyeyim" dir. Bu mümkün değildir. Bunun söylediği söz beyhûde bir sözdür. Onların arkalarında, ba's olunacakları güne kadar bir berzah (kabir) vardır.
Terk ettiğim dünyada belki iyi bir iş yaparım”. “Hayır asla; o onun söyleyeceği sözdür. Önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır.”
Belki ben, terkettiğim doğru işleri yaparım. Asla, o sadece söyleyenin bir sözüdür. Onların arkalarında yeniden diriltilecekeri güne kadar bir engel vardır.
“Tâ ki bıraktığım yerde güzel bir iş yapayım.” Asla! Bu söylediği boş bir sözden ibarettir. Zaten arkalarında, yeniden diriltilecekleri güne kadar geri dönmelerine imkân vermeyen bir engel vardır.
Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım." Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
99-100. tā ķaçan kim gele birine anlaruñ ya'nį kāfirlerüñ ölüm eyide iy çalabum döndürüñ beni. ola kim işleyem eyü işi, ķoduġumda żāyi' eyledügümde” degül eyle bayıķ ol söz ol eyidicisidür anuñ. daħı anlaruñ ileyinde araya girici vardur ya'nį ölümden ḥaşra degin vaķt ol güne degin kim ķoparılalar.
Ola kim ben ‘amel‐i ṣāliḥ işleyem, ben żāyi‘ eyledügüm ‘ömrde, diye. Eyledegüldür, ol bir kelime, ol anı söyler. Daḫı anlaruñ ileyinde ḥicāb vardur olgüne degin kim girü dirileler.
Bəlkə, (indiyə qədər) zay etdiyim ömrüm müqabilində yaxşı bir iş görüm! (Yaxud, bu günə qədər tərk etdiyim imana qayıdıb saleh bir əməl edim!) Xeyr, bu onun dediyi boş (faydasız) bir sözdür. Onların önündə dirilib (haqq-hesab üçün Allahın hüzurunda) duracaqları günə (qiyamət gününə) qədər maneə (öldükdən sonra qiyamətədək qalacaqları bərzəx aləmi) vardır.
That I may do right in that which I have left behind! But nay! It is but a word that he speaketh; and behind them is a barrier until the day when they are raised.
"In order that I may work righteousness in the things(2938) I neglected." - "By no means! It is but a word he says."-(2939) Before them is a Partition(2940) till the Day they are raised up.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |