8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hac Suresi 55. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ yezâlu-lleżîne keferû fî miryetin minhu hattâ te/tiyehumu-ssâ’atu baġteten ev ye/tiyehum ‘ażâbu yevmin ‘akîm(in)

Kafir olanlarsa, kıyamet gelip çatmadıkça, yahut o kısır gün, onlara gelmedikçe onun hakkında şüphe etmekten kurtulamazlar.

İnkâr edenler ise, kıyamet saati onlara apansız gelinceye veya (hayır yönünden) kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara yetişinceye kadar ondan (Kur’an’dan) yana şüphe içinde kıvranıp kalıvereceklerdir.

O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler ise, kendilerine kıyametin ansızın gelip çatmasına veya bütün ümitlerin boş olduğu, o günün azabı başlarına çökünceye kadar, Kur'ân hakkında kapıldıkları şüpheden, asla kurtulamazlar.

Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler ansızın cezalandırılıncaya, kıyametin kopacağı âna veya hiç de ümit verici şeyler va'detmeyen bir günün azâbı, kabir azâbı kendilerine gelinceye kadar Kur'ân'dan şüphe etmeye devam ederler.

İnkar edenler, kendilerine kıyamet vakti ansızın gelinceye ya da kısır (hayırsız) bir günün azabı erişinceye kadar ondan (Kur'an'dan) şüphe etmeye devam edeceklerdir.

İnkâr edenler ise, kıyamet-saati onlara apansız gelinceye veya kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara yetişinceye kadar ondan (Kur'an'dan) yana şüphe içinde sür-git kalacaklardır.

Peygamberi ve Kur'an'ı inkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye, veya (nesilleri kesen bir harbteki) verimsiz günün azabı çatıncaya kadar Kur'an hususunda bir şübhe içinde kalır giderler.

O kâfirler, bu Kur’ana karşı şüphe etmekten ayrılmayacaklar. Nihayet kıyamet onlara birden gelir veya sonucu onlar için akim olan bir günün azabı onlara gelecektir.(*)

(*) Nitekim sonuç itibariyle o kâfirler için çok zararlı olan Bedir günü geldi; onlara azap ve helaket oldu.

İnkâr edenler, kendilerine son saat ansızın gelinceye ya da her kurtulma gayretinin sonuçsuz kalacağı günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân hakkında hep şüphe içinde olacaklardır.

Kâfir olan kimseler, ansızın kıyamet, ya da kısır günün azabı gelene değin ondan şüphe ederler

İnkâr edenler ise, kendilerine ansızın o saat (ölüm ya da kıyamet) gelinceye yahut (bütün ümitlerin boş olduğu) kısır bir günün azabı onlara yetişinceye kadar, ondan (Kur'an'dan) yana kuşku içinde olmaya devam edecekler.

Kâfirler bağteten sa’at gelinceye kadar ve yâhud mahv idici ’azâb güni tulû’ idinceye kadar şübhede kalacaklardır.

İnkar edenler, ceza saati kendilerine ansızın gelene veya gecesi olmayan günün azabı çatana kadar Kuran'dan şüphe etmekte devam ederler.

İnkâr edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün[378] azabı gelip çatıncaya dek o Kur’an’dan bir şüphe içinde kalırlar.

Bazı tefsir bilginleri, bu “kısır gün”ün, müşriklerin ağır bir yenilgiye uğradıkları Bedir savaşı günü olduğunu ifade etmişlerdir.... Devamı..

İnkâr edenler ise, kıyamet kendilerine ansızın gelinceye veya sonu olmayan günün azabı kendilerini yakalayıncaya kadar Kur’an hakkında hep şüphe içinde kalacaklardır.

İnkâr edenler, kendilerine o saat ansızın gelinceye, yahut da (kendileri için hayır yönünden) kısır bir günün azabı gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.  

 Müfessirlere göre, âyette belirtilen «ansızın gelecek olan saat», ölüm veya kıyamet; kâfirler için «hayır yönünden kısır olan gün» ise müşriklerin ta... Devamı..

İnkarcılar ise, Saat (dünyanın sonu) kendilerine ansızın gelinceye kadar, yahut o müthiş günün cezası kendilerine çatıncaya kadar sürekli ondan kuşku duyacaklardır

İnkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderler.

O küfredenler de kendilerine o saat bağteten gelinciye veya akîm bir günün azâbı gelinciye kadar ondan bir şekk içinde kalır giderler

İnkâr edenler ise, kendilerine ansızın o saat (kıyamet) gelinceye yahut (bütün ümitlerin boş olduğu) kısır bir günün azabı onlara yetişinceye kadar, ondan (Kur’ân’dan) yana şüphe içinde olmaya devam edecekler.

Gerçeği yalanlayan nankörler de Sâ'at¹ ansızın gelinceye veya ardından başka bir gün olmayan günün azabı gelinceye kadar ondan² kuşku duymaya devam edeceklerdir.

1- Kıyametin kopma anı. 2- İlimden/Allah\tan gelen bilgiden, vahiyden.

Küfr (ü inkâr) edenler ise kendilerine o saat ansızın gelinceye, yahud kısır bir günün azâbı çatıncaya kadar ondan (Kur'andan) yana mütemâdi bir şek içinde kalırlar.

İnkâr edenler ise, kendilerine kıyâmet ansızın gelinceye veya kendilerine kısır(hayırsız) bir günün azâbı gelinceye kadar ondan (Kur'ân'dan) yana bir şübhe içinde bulunur dururlar.

Ve (o) inkâr etmiş olanlar (hakkı inkâra şartlanmış olanlar) ise, kendilerine o saat (ölüm saati) ansızın gelinceye, ya da (kendileri için hayır yönünden) kısır (verimsiz) bir günün azabı kendilerine gelinceye kadar ondan (Kur’an’dan) yana kuşku içinde olmaya devam ederler.*

(*) Bu âyette ansızın geleceği bildirilen sâ’atin ve azâbın, kıyâmet sâati ve azâbı olma ihtimali varsa da zayıftır. Çünkü Kur’ân’ın tehdit ettiği müş... Devamı..

Doğruları inkâr edenler, kendilerine kıyamet saati ansızın gelinceye kadar veya geldiğinde de, ümitlerinin tükeneceği günün azabının gelmesinden hep şüphe içinde kalacaklardır.

Tanımazlar o kimselerdir ki kalkış günü birdenbire gelinciye, ya da gecesi olmıyan günün azabı çatıncaya kadar Kur’an için tükenmek bilmiyen bir işkil içindedirler.

Kâfirler birdenbire kıyamet [⁴] gelinceye veya kısır bir günün [⁵] azabı gelinceye kadar Kur/an hakkında şüphe edip duracaklar.

[4] Veya ölüm saati.[5] Kıyamet günü ki dehşetinden kadınlarda gebelik kalmaz, veya o gün hayır görmezler. Bugün ile Bedir günü de kastolunabilir.... Devamı..

İnkâr edenler, kıyamet [es-sâ’at] vakti kendilerini ansızın yakalayıncaya veya kısır/hayırsız [akîm] bir günün azabı kendilerine gelinceye kadar Kur’an hakkında bir kuşku/tereddüt [mirye] içinde olmaya devam ederler.

Küfre sapanlar, kendilerine o saat ansızın gelinceye yahut da (kendileri için hayır açısından) kısır bir günün azabı ininceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.

İnkârcılıkta direten kâfirler ise, bâtıl önyargılarını kıramadıkları sürece, Azrail’le buluşma saati ansızın gelip çatıncaya; ya da bütün plânların, ümitlerin suya düşeceği, gerçekleri anlamanın hiçbir işe yaramayacağı o kısır Günün azâbı başlarına çökünceye kadar, Kur’an’dan yana içine düştükleri şüphelerden kurtulamayacaklar.

İnkâr etmiş olanlar ise, ondan kuşkulanmaktan (şüphe etmekten) kurtulamazlar; tâ ki onlara Verimsiz Gün’ün azabı gelir veya onlara Saat ansızın gelir.

Gerçekleri göz ardı edenler ise Kitap hakkında kuşku duymaya devam edeceklerdir. Ama sonunda ya ilahî felaket ansızın gelip çatacak, ya da o başarısız saldırının acısıyla yanacaklar. [6]

İnkâr edenler kıyamet saati ansızın gelinceye kadar yahut başlarına hesap gününün azabı gelinceye kadar Kur’an’dan şüphe ederler. İnkâr edenler hesap günü hiçbir hayırlı şey bulamazlar.

Kâfir olanlar, kendilerine o (Son) Saat ansızın gelinceye [*] veya kısır bir günün [*] azabı gelinceye kadar onun (Kur’an’ın) hakkında hep şüphe içindedir.

Benzer mesajlar: En‘âm 6:31, 47; A‘râf 7:187; Yûsuf 12:107; Enbiyâ 21:40; Şu‘arâ 26:202; ‘Ankebût 29:53; Zümer 39:55; Zuhruf 43:66; Muhammed 47:18.,Bu... Devamı..

Kâfirler ise, kıyamet ansızın gelinceye ya da verimsiz bir gün (olan kıyametin) azabı onlara yetişinceye kadar o (Kur’an) hakkında şüphe edip duracaklardır.¹

1 Yani ona hiç inanmayacaklardır.

Hakkı inkara şartlanmış olanlar ise, Son Saat kendilerini apansız yakalayıncaya ve bütün ümitlerin boş olduğu o Gün’ün azabı başlarına çökünceye kadar ⁷⁰ O’nun hakkında kapıldıkları şüpheden sıyrılmayacaklardır.

70 Lafzen, “yahut o çorak günün azabı onlara ulaşıncaya kadar”; yani, öldükleri güne kadar Allah’ın varlığını tanıyıp O’nun yol gösterici mesajlarına ... Devamı..

Gerçekleri örtbas eden kâfirler ise ansızın o saat bu dünyanın sonu gelinceye kadar veya kurtuluşu olmayan günün azabı kendilerine gelinceye kadar bu Kuran hakkında şüphe içinde olmaya devam eder dururlar. 7/187, 22/1- 2, 10/94, 43/66

İnkârda direnen kimseler ise, Son Saat kendilerini ansızın gelip buluncaya ya da (yaşama sevincinin) kökünü kurutan bir günün[²⁸⁶⁶] tarifsiz azabı kendilerine kavuşuncaya kadar, bu mesajın kaynağı hakkında[²⁸⁶⁷] kuşku duymaya devam edecekler.

[2866] Akîm, hem fail olarak “soy kurutan” hem de mef’ul olarak “soyu kurumuş” anlamına gelir. Yevmin akîm, “içerisinde mutluluk ve sevinçten eser kal... Devamı..

Kafirler (ne kadar uyarılsalar, yine de) kendilerine o saat (Kıyamet) gelinceye veya gecesi olmayan günün azabı gelip çatıncaya kadar, ondan yana bir kuşku içinde kalırlar!

O kafirlerin Kur’an’a karşı şüpheleri yok olmaz ta ki kendilerine ansızın gelecek olan kıyamet veya (onların ümitlerini) boşa çıkaran günün azabı gelinceye kadar.

Ve kâfir olanlar ise kendilerine Kıyamet ansızın gelinceye veya onlara kısır bir günün azabı gelinceye kadar ondan (Kur'an'dan) bir şekk içinde bulunur dururlar.

Dini inkâr edenler ise, son saat ansızın gelip çatıncaya veya o kısır gün kendilerine gelinceye kadar, Kur'ân hakkında şüphe içinde kalır giderler.

Kısır gün: Ardından başka gün doğmayan gün demektir. Âdeta her gün, kendinden sonra gelen günü doğuran bir ana durumundadır. Arkası gelmeyen gün ise “... Devamı..

İnkar edenler ise ansızın o sa'at (kıyamet veya ölüm) kendilerine gelinceye yahut o kısır (hayırsız) günün azabı kendilerine gelinceye kadar o(Kur'a)ndan yana, kuşku içinde olacaklardır.

Bu âyette ansızın geleceği bildirilen sâ'atin ve azâbın, kıyâmet sâati ve azâbı olma ihtimali varsa da zayıftır. Çünkü Kur'ân'ın tehdîdettiği müşrikle... Devamı..

Kâfirler dâimâ şek ve şübhededirler. Onlar bu haldeler iken kıyâmet (veyâ Bedir gününün) 'azâbı bağteten gelir.

Ama O’nun tebliğini görmezlikten gelenler, beklemedikleri bir anda kıyamet saati kendilerine gelinceye ya da kısır bir günün azabı ulaşıncaya kadar şüphe içinde olmaya devam edeceklerdir.

Kafirler ise, kendilerine o saat, ansızın gelinceye veya sonsuz bir günün azabı çatıncaya kadar ondan şüphe etmeye devam ederler.

İnkâr edenler ise, ölüm ânı ansızın gelip çatıncaya, yahut kısır günün(17) azabı başlarına gelinceye kadar ondan şüphe etmekten geri durmazlar.

(17) Kendisinden sonra başka bir gün olmayan gün, kıyamet günü.

İnkâr edenler ise kıyamet ansızın başlarına patlayıncaya kadar, yahut kısır bir günün azabı kendilerine gelip çatıncaya kadar, o Kur'an'dan yana kuşku içinde olmaya devam edecekler.

daħı hemįşe ola anlar kim kāfir oldılar şek içinde andan ya'nį ķur’ān’dan tā gele anlara ķıyāmet añsuzda nāgeh yā gele anlara 'aźābı ķısır günüñ.

Lem yezel ḳalurlar kāfirler şek içinde Ḳur’āndan, ḥattā kendülere ḳıyāmetgelince añsuzın, yā gelince özlerine ‘aẕābı ḳısır günüñ.

Kafir olanlar isə qiyamət günü qəflətən başlarının üstünü alanadək, yaxud heç bir xeyri olmayan (səmərəsiz) bir günün (onların kökünü kəsəcək Bədr vuruşunun) əzabı onlara gəlib yetişənədək (Qur’an barəsində) şəkk-şübhədə olmaqda davam edəcəklər.

And those who disbelieve will not cease to be in doubt thereof until the Hour come upon them unawares, or there come unto them the doom of a disastrous day.

Those who reject Faith will not cease to be(2836) in doubt concerning (Revelation) until the Hour (of Judgment) comes suddenly upon them, or there comes to them the Penalty of a Day of Disaster.

2836 The penalty of deliberately rejecting Faith is that the person doing so closes the channels of Mercy that flow from Allah. He will always be subj... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.