9 Kasım 2024 - 7 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hac Suresi 44. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veas-hâbu medyen(e)(s) vekużżibe mûsâ feemleytu lilkâfirîne śümme eḣażtuhum(s) fekeyfe kâne nekîr(i)

Ve Medyen ehli de yalanlamıştı ve Musa da yalanlanmıştı da onların azabını geciktirdim, bir mühlet verdim onlara da sonra helak ediverdim onları; nasılmış beni inkar etmek, nasıl da devletlerini felakete çevirmişim.

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Buna rağmen Ben, o inkâr edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıp (yerin dibine batırdım). Böylece Benim tuzak hazırlayışım (her şeyi altüst edip kökten değiştiren inkılâbım ve münkirlere tuzak kurup intikam alışım) nasıl olurmuş? (görüp anlamışlardı!)

Medyen halkı da aynen yalanlamıştı. Musa da yalan sayılmış, reddedilmişti. Her seferinde hakkı inkâr edenlere belirli bir süre için fırsat verdim, ama günü gelince, onları kıskıvrak yakaladım ki, nasılmış beni inkâr etmek? görsünler!

Medyen Halkı da yalanlamıştı. Mûsâ da yalanlandı. Ben de, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, bir mühlet verdim. Sonra onları cezalandırdım, işlerini bitirdim. Beni tanımamak nasılmış, kendilerini gözden çıkarmam, gazabım nasılmış, görsünler.

Medyen ahalisi de. Musa da yalanlanmıştı. Ama ben kâfirlere önce biraz süre tanıdım sonra onları yakaladım. Benim inkarım nasılmış?

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkâr edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim (her şeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).

(Şuayb'ın kavmi olan) Ashab-ı Medyen de (Şuayb'ı) tekzib etti. Mûsa da (firavun tarafından) tekzib olundu. Ben de o kâfirlere bir mühlet verdim. Sonra da kendilerini azabla yakalayıverdim. Bak ki, beni inkâr nasıl olmuştur?

Ve Medyen ehli de yalanladı. Musa da yalanlandı. Ben önce o kâfirlere mühlet verdim, sonra yakaladım. İşte bak, Benim inkâr edenleri nasıl yakaladığımı gör!

Medyen halkı da yalanlamıştı. Mûsâ da yalanlanmıştı. Ben o kâfirlere süre tanıdım. Sonra onları yakalayıverdim. Bir görseydin benim cezalandırmam nasıl olmuştu!

Medyen yâranı da yalanlamıştı, Musa da yalanlandı, kâfirlere zaman verdik, sonradan da yakaladık; inanmamak nice imiş?

42-43-44. (Ey Resul!) Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh, Ad ve Semûd kavimleri, İbrahim kavmi, Lût kavmi ve (Şuayip'in kavmi olan) Medyen halkı da (nebilerini) yalanlamışlardı. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o inkârcılara süre tanıdım ve sonra onları yakaladım. Beni inkâr etmek (inadına hakka karşı direnmek) nasıl oluyormuş görsünler bakalım!

42,43,44. Seni tekzîb iderler ise tahattur it ki ânlardan evvel Nûh’ın kavmi, ’Âd ve Semûd kavimleri, İbrâhîm’in ve Lût’un kavimleri dahî rasûllerini tekzîb itmişlerdi. Mûsâ da tekzîb olundı. Kâfirlere uzun bir mühlet virdim, sonra ’azâb itdim, ’azâbım pek şedîd oldı.

42,43,44. Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kafirlere önce mehil verdim, sonra da onları yakalayıverdim; Beni tanımamak nasılmış görsünler.

43,44. İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (yalanlamışlardı). Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkârcılara mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkâr etmek nasılmış, (gördüler).

42-44. Şayet seni yalancılıkla itham ediyorlarsa bilesin ki senden önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri, İbrâhim’in kavmi, Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerinin bildirdiklerini) yalan saymışlardı. Aynı şekilde Mûsâ da yalancılıkla itham edilmişti. Ben ise o inkârcılara biraz süre tanıdım ve sonra onları kıskıvrak yakaladım. Hadlerini bildirişim nasıldı bir bilsen!

42, 43, 44. (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

 Meâlde «benim reddim» şeklinde tercüme edilen «nekîri» terkibine tefsirciler tarafından şu mana verilmiştir: «Nimeti külfete, hayatı helâke ve mâmurl... Devamı..

Medyen yerlileri de... Musa dahi yalanlandı. Ben o kafirlere süre tanıdım ve sonra onları hesaba çektim; beni tanımamak da nasılmış!..

(Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da (Şûayb'ı) yalanladı. Musa da (Firavun tarafından) yalanlandı. Ben de o kâfirlere bir süre verdim. Sonra da onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler.

Eshabi Medyen de. Musâ da tekzib olundu, ben de o kâfirlere bir mühlet verdim, sonra da kendilerini tuttum alıverdim, nasıl oldu o vakıt benim inkârım?

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Mûsâ da yalanlanmıştı. (Her seferinde) hakkı inkâr edenlere (tövbe etmeleri için) mühlet vermiş, sonra da onları (azabım ile) yakalamıştım. (Böylece) beni inkâr etme (nin cezası) neymiş, gördüler.

Ve Medyen sahipleri de. Mûsâ da yalanlandı. Fakat gerçeği yalanlayan nankörlere süre tanıdım. Sonra da onları yakaladım. Benim inkarım¹ nasılmış gördüler.

1- Onları inkâr etmem, yok saymam.

42,43,44. Eğer (kâfirler) seni tekzîb ediyorlarsa onlardan evvel Nuuh kavmi, Aad, Semuud (kavmleri), İbrâhîm kavmi, Lût kavmi ve Medyen Yârânı da (peygamberlerini) tekzîb etmişlerdir. Muusâ dahi tekzîb edilmiştir. Nihayet ben o kâfirlere (ukuubet hususunda) bir mühlet verdim de sonra onları yakaladım. (Bak) benim inkârım (inkılâbım) nasıl imiş!

42,43,44. (Habîbim, yâ Muhammed!) Seni yalanlıyorlarsa artık (bil ki) onlardan önce Nûh'un kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri), İbrâhîm'in kavmi ve Lût'un kavmi, hem Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanlamıştı. Mûsâ da yalanlandı. Fakat o kâfirlere mühlet verdim; sonra onları (azâbımla) yakaladım.(2) Artık (bak) benim (onları) inkârım(cezâlandırmam) nasıl oldu!

(2)“Kurûn-ı sâlifede (önceki asırlarda) cereyân eden, âsî ve mütemerrid (inadcı) kavimlere gelen azablar gösteriyor ki: İnsan başıboş değil, bir celâl... Devamı..

Medyen halkı da (yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o inkârcılara (inkârlarından ve yaptıkları kötülüklerden vazgeçmeleri için yeteri kadar) süre tanıdım ve sonra (hem inkârdan hem de yaptıkları kötü işlerden vazgeçmedikleri için) onları (azapla) yakaladım. (Bak bakalım,) benim (onları) inkârım (cezalandırmam) nasıl oldu?

Medyen halkı da yalanladı ve Musa da yalanlandı. Sonra elçilerin getirdiklerini inkâr edenlere mühlet verdim ve onları yakalayıverdim. İnkâr edenler nasıl oldu (baksınlar).

Medyen kişileri de peygamberlerini yalancı saymışlardı. Musa da yalancı sayılmıştı. Bunun üzerine Ben o tanımazlara önce bir önel verdim, sonra da onları çarpıverdim. Benim azabım nasıl olurmuş görsünler,

42, 44. Onlar seni yalan sayarlarsa üzülme. Çünkü onlardan evvel Nuh, Âd, Semud kavimleri, İbrahim kavmi, Lût kavmi, Medyenliler de peygamberlerini yalancı çıkarmışlardı. Musa da kiptiler tarafından yalancı çıkarıldı. Kâfirlere mühlet verdim, sonra onları azaba çarptım. Benim ukubetim [³] ne şiddetlidir!

[3] Veya mâmuriyeti harabe, hayatı helâke çevirmekliğim nasıl oldu!

Medyen halkı da. Musa da yalanlanmıştı. Ben de kâfirlere önce mühlet verdim sonra da onları kıskıvrak yakalayıverdim. Böylece (Ben’i) inkâr nasılmış (gördüler).

Medyen halkı da (yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle ben, o küfre sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim azabım!

Ve Medyen halkının yalanlayıp helâke uğradığı gibi. Nitekim, Mûsâ da Firavun ve yandaşları tarafından yalanlanmıştı. Her seferinde, tövbe edip yola gelmeleri için inkârcılara birazcık süre tanımış, sonra da hepsini şiddetli bir azapla kıskıvrak yakalamıştım! Böylece,Beni inkâr etmenin cezası neymiş, gördüler!

Medyen arkadaşları da (yalanladı). Bir de Musa yalanlandı; Kâfirler’e süre tanıdım; sonra onları yakaladım. Beni inkâr etmek nasılmış?

Medyen halkı da iftiracıydı. Mûsa da kabul görmedi. Ben, inkarcılara hep fırsat verdim, ama sonunda kıskıvrak yakaladım. Sonunda, beni inkar nasıl olurmuş gördüler.

Medyen halkı da yalanlamıştı. Musa da yalanlanmıştı. İnkârları nedeniyle onlara belirli süre tanıdım. Sonra onlara öyle bir ceza verdim ki yeryüzünden silindiler. Gördüler mi nasılmış azabım?

(Şuayb’ın kavmi) Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamışlardı). Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanımış; sonra onları (azapla) yakalamıştım. Benim cezalandırmam [*] (bak) nasıl olmuştu!

Ayetin sonundaki [nekîri] ifadesi aslında bir tamlamadır ve “benim cezalandırmam” anlamında bir kullanımdır.

Medyen halkı da (öyleydi). Mûsa da (toplumu tarafından) yalanlanmıştı. Ben de o kâfirlere önce belirli bir süre verdim, sonra da onları helâk ettim. (Böylece) Benim (onları) inkârım nasıl olurmuş (gördüler).

Medyen halkının [yaptığı gibi]; ayrıca, Musa da [Firavun ve yandaşlarınca] ⁶⁰ yalanlanmıştı. [Her seferinde] hakkı inkar edenlere belirli bir süre için fırsat verdim, ama günü gelince onları kıskıvrak yakaladım ki böylece, Benim onları hiçe saymam nasıl olurmuş, görsünler!

60 Yani, kendi halkı tarafından değil, Firavun ve yandaşları tarafından; çünkü kendi halkı, günahkarca davranışlarına rağmen o’nun Allah’ın elçisi old... Devamı..

Medyen halkı da. Musa da yalanlanmıştı. Ben de kâfirlere mühlet verdim sonra da onları kıskıvrak yakaladım. Nasılmış inanmayanların akıbeti? 2/55...73, 7/102...171, 17/59...102, 20/14...24

Medyen ahalisi de (öyle yapmış) ve Musa da yalanlanmıştı. Hepsinde de kâfirlere süre tanıdım, ama sonunda onları enseledim: haydi, Beni inkâr nasıl olurmuş gördüler![²⁸⁵⁰]

[2850] İnkâr, yani “tanımazdan gelme, yok sayma”. Zımnen: Felaket sizin Allah’ı tanımazdan gelmeniz değil, asıl felaket O’nun sizi tanımazdan gelmesid... Devamı..

Medyen halkı da, (aynı şekilde) peygamberlerini yalanlamıştır. Musa da (Firavun ve hanedanı tarafından) yalanlanmıştır, ama Ben ilkin o kafirlere mühlet verdim (imana gelmediler) sonra da onları yakaladım. Bak benim onları cezalandırmam nasılmış! (Kavmin o beldelerin kalıntılarını görsünler de bundan ibret alsınlar)

Ve Medyen halkı... Ve Musa da yalanlanmıştı. Ben de kâfirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. Ve sonra da benim İnkârım nasılmış... (gördüler)

Medyen ahalisi de (tekzîp etti,) Mûsa da tekzîp olundu. Nihâyet o kâfirler için bir mühlet verdim, sonra onları yakaladım. Artık (onların yaptıklarını) inkârım nasıl oldu bir düşünmeli!

42, 43, 44. Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim'in halkı da, Lut'un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her seferinde inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!

Yalnız Hz. Mûsâ (a.s.) hakkında meçhul (edilgen) fiil kullanılması, yalancı sayanların kendi milleti değil de, başkaları olduğu içindir. Onu kıbtiler ... Devamı..

Medyen halkı da (yalanlamıştı); Musa da yalanlanmıştı. Ben de kafirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. (Bak), benim (onları) inkarım (görülmemiş biçimde cezalandırmam) nasıl oldu!

42,43,44- (Yâ Muhammed) Eğer kavmin seni tekzîb iderler ise (mahzûn) olma, onlardan evvel Nûh, 'Âd, Semûd, İbrâhîm, Lût kaavimleri ile Medyen ehli de rasûllerini tekzîb itdiler. Mûsâ da tekzîb olundı. Ben o kâfirleri imhâl ve sonra onları helâk iyledim. İnkârın 'âkıbeti nasıl olur gördiler.

Medyen’liler de öyleydi. Musa da senin gibi yalancı sayılmıştı. Ayetleri görmezlikten gelen o kişilere önce süre tanıdım sonra da yakalarına yapıştım. Benim hoşlanmamamın[*] sonu nasıl oldu (gördüler)!

[*] نَكِيرِ, garipseyen ve hoşlanmayan anlamındadır. Kâfirler doğrulardan, Allah da onlardan hoşlanmaz.

Medyen halkı da. Musa da yalanlanmıştı. Kafirlere süre tanıdım; sonra da onları yakaladım. Beni inkar nasılmış?

Ve Medyen ahalisi de. Sonra Musa da yalanlandı. Ben ise o kâfirlere önce süre tanıdım; sonra da onları yakalayıverdim. Nasıl oluyormuş Benim onları inkârım?(13)

(13) Onların inkârına karşılık Benim onlara verdiğim ceza.

Medyen halkı da. Mûsa da yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım!

42-44. daħı eger yalan dutalar seni bayıķ yalan duttı anlardan ilerü nūḥ ķavmı daħı 'ād daħı ŝemūd daħı ibrāhįm ķavmı daħı lūŧ ķavım [178b] daħı isleri medyen'üñ daħı yalan dutıldı mūsā. pes geçürü virdüm kāfirlere andan duttum anları. pes nite oldı inkār eylemegüm?

Medyen ehli daḫı, Mūsāyı daḫı yalanladılar Fir‘avn ḳavmi. Pes mühletvirdük kāfirlere. Andan ṣoñra muḥkem dutup helāk itdüm anları. Pes gör be‐nüm ‘iḳābum niçe oldı anlara.

Mədyən əhli də (peyğəmbərlərini təkzib etmişdi). Musa da (Fir’onun özü və camaatı tərəfindən) yalançı sayılmışdı. Kafirlərə (bir qədər) möhlət verdim, sonra onları (əzabla) yaxaladım. (Bir görəydin, küfr etdiklərinə, peyğəmbərləri yalançı sayıb inkar etdiklərinə görə) Mənim onları inkar etməyim necə oldu! (Onlara verdiyim ne’məti müsibətlə əvəz etdim!)

(And) the dwellers in Midian. And Moses was denied; but I indulged the disbelievers a long while, then I seized them, and how (terrible) was My abhorrence!

And the Companions(2821) of the Madyan People; and Moses was rejected (in the same way). But I granted respite to the Unbelievers, and (only) after that did I punish them: but how (terrible) was my rejection (of them)!(2822)

2821 Were they the same as the Companions of the Wood? See n. 2000 to 15:78. 2822 My Wrath on them, and the complete reversal of their fortune in cons... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.