Velletî ahsanet fercehâ fenefaḣnâ fîhâ min rûhinâ vece’alnâhâ vebnehâ âyeten lil’âlemîn(e)
Irzını gereği gibi koruyan o (kutlu) kadını (Meryem Hanım’ı) da (hatırlayıp an ki); kendisine Ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir ayet (mucize ve ibret) kılıvermiştik.
İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan Meryem'i de hatırla ki, biz O'na ruhumuzdan üfledik, kendisini de, oğlunu da alemler için bir ibret kıldık.
Namusunu koruyan, beline sahip olan Meryem'i an. Rahmetimizle var ettiğimiz düzenin bir bölümü olan ruhumuzdan nûrânî dalgalar halinde Îsâ'nın bütün hücrelerine ruh yayarak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem'i ve oğlunu âlemlere, insanlara, cinlere ve meleklere kudretimizi gösteren bir mûcize olarak ortaya koyduk.
O ırzını korumuş olan(ı) da (an) ki, biz ona ruhumuzdan üfledik, onu ve oğlunu alemler için bir ayet (ibret) kıldık.
İffetini koruyan (Meryem); ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.
Irzını helâl ve haramdan koruyan o Meryem'i de hatırla ki, biz ona (Cebraîl vasıtasıyla ve emrimizle meydana gelen) ruhumuzdan intikal ettirdik (de İsa'yı yarattık). Kendisini de, oğlunu da âlemlere bir ibret yaptık.
Irzını koruyan(Meryem)ı da an: Ona ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu âlemlere bir ayet yaptık.
Utanma yerini korumuş bulunduğumuz kadını da an, ona biz ruhumuzdan üfürdük, kendisiyle oğlunu âlemlere belge kıldık!
Irzını korumuş olan kadını (Meryem'i) de hatırla! Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de oğlunu da âlemlere (sonsuz kudretimizi gösteren) apaçık bir delil kılmıştık.
Fercinin bekâretini muhâfaza idene rûhumızı nefh iyledik. Ve bütün ’âleme oğlı ile kendini bir mu’cize olarak gösterdik.
Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık.
Irzını korumuş olan kadını da (Meryem’i de) hatırla. Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık.
İffetini korumuş olan kadını da an! Ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir işaret kıldık.
Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.
Ve ırzını koruyan kadın da... Nitekim ona ruhumuzdan üflemiştik. Onu ve oğlunu tüm dünyaya bir işaret yaptık.
Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık.
Ve o dişiyi de ki ırzını muhkem korudu da kendisine ruhumuzdan nefhettik, ve kendisile oğlunu âlemîne bir âyet kıldık
(Resûlüm, Kur’ân’da bildirdiğimiz gibi) ırzını, (iffetini gerektiği gibi) korumuş olanı (Meryem’i de an). Biz (yaratmış olduğumuz) rûhu, (Cebrâîl’in üfürmesiyle) ona (Meryem’e) ilkâ ettik (de Îsâ’yı babasız olarak yarattık). Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil kıldık.
Irzını (bir kala gibi) koruyan o kızı da (yâd et) ki biz ona ruuhumuzdan üflemiş, kendisini de, oğlunu da âlemlere ibret kılmışdık.
İffetini korumuş olanı da (Meryem'i de zikret)! Ona (yarattığımız) rûhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu, âlemler için bir ibret kıldık.
Ve İffetini korumuş (Meryem)e gelince; biz ona (bir çocuğu bahşetmek üzere) kendi ruhumuzdan (yaratılışla ilgili emrimizden) üflemiştik (ana rahminde çocuğun yaratılması için ol emrini vermiştik); ve onu ve oğlunu insanlığa bir ayet (işaret) kılmıştık. *
İffetini koruyan kadın (Meryem) var ya, ona kendi diriliğimizden[18] canlılığımızdan (Ruhumuzdan) bir can vermiştik. Onu ve oğlunu âlemler için alınacak bir ibret yaptık.
Arılığını koruyan o kızı, Meryem’i de an. Biz ona kendi ruhumuzdan üfürmüştük, onu da, oğlunu da bütün insanlar için örnek yapmıştık.
Önünü helâldan, haramdan saklayan Meryem/i de an. Biz ona ruhumuzdan üfürdük. Onu da oğlunu da cihana bir ibret yaptık.
Mahrem yerini koruyanı/Meryem’i de (an). Biz ona ruhumuzdan üfürmüş³², kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize [âyet]³³ kılmıştık.
Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an). Böylece biz ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.
Ve o iffetini koruyan Meryem’e de katımızdan ilim ve hikmet bahşetmiştik. Tertemiz ahlâkının mükâfâtı olarak da, ona babasız bir çocuk hediye etmek için, ruhumuzdan hayat üflemiş ve hem onu, hem de büyük bir Peygamber olan oğlunu, yani Hz. İsa’yı tüm insanlığa sonsuz ilim, kudret ve rahmetimizi gösteren apaçık birer delil kılmıştık.
“Irzını / namusunu korumuş olan kız”a gelince; ona rûhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu Âlemler için bir âyet yaptık.
Resulüm! iffetli Meryem’i de yad etmelisin. Ona canımızdan can verdik. Kendisini ve oğlunu tüm âleme bayrak ettik.
Irzını korumuş olan kadını da hatırla! O’na ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de oğlunu da âlemlere delil yaptık. Bunlar kudretimizin delilidir.
İffetli (Meryem’e gelince,) ona¹ (İsa’yı Cebrâil vasıtasıyla) kendi rûhumuzdan² Biz üfledik. Böylece onu ve çocuğunu insanlığa bir mûcize kıldık.³
VE O iffetini koruyan (kadın)ı da (an) ki, Biz ona ruhumuzdan ⁸⁷ üflemiş, onu ve oğlunu bütün insanlar için [rahmetimizin] bir simgesi ⁸⁸ kılmıştık.
Ruhumuzdan üfleyip kendini ve oğlunu bütün âlemlere bir ibret kıldığımız, ırz ve iffetini korumuş olan Meryem’i de an! 3/45...47, 19/16...21, 66/12
BİR de iffetini koruyan o kadını (gündeme taşı)! “Kuşkusuz ona da[²⁷⁶⁴] ruhumuzdan üflemiş;[²⁷⁶⁵] onu ve oğlunu (çağının) bütün insanları için[²⁷⁶⁶] kudretimizin bir delili kılmıştık.
Namusunu çok güzel koruyan Meryem'i de an!.. Ki ona, ruhumuzdan üflemiş, onu da oğlunu da, alemlere bir ayet (bir mucize, bir ibret) kılmıştık.
Ve O Irzını korumuş olana (Meryem’e) ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da insanlara (kudretimizi gösteren) bir ayet yapmıştık.
Ve ismetini pek güzelce muhafaza etmiş olanı da (yâd et ki) kendisine rûhumuzdan üflemiştik.Ve O'nu ve oğlunu da âlemlere bir âyet kılmıştık.
İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan Meryem'i de an. Biz ona rûhumuzdan üfledik, hem onu, hem oğlunu cümle alem için bir ibret yaptık. [15, 29; 32, 9; 66, 12; 16, 66]
O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu alemlere bir ibret yapmıştık.
Namusunu korumuş olan kadının; Meryem’in içine de ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu bütün çağdaşlarına bir belge yapmıştık.
Irzını koruyan (Meryeme) de rahmetimizden üflemiş, onu da oğlunu da insanlığa bir belge kılmıştık.
Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.
daħı ol kim śaķladı fercini pes ürdük anuñ içine canumuzdan daħı eyledük meryem’i daħı oġlın nişān 'ālemlere.
Daḫı ol ‘avrat ki fercini ṣaḳladı, pes nefḫ eyledük aña bizüm emrümüzden.Biz ḳılduḳ anı, daḫı anı oġlı bile ḳudretu’llāhı delīl ḳılduḳ ‘ālemlere.
(Ya Rəsulum!) İsmətini (bəkarətini) qoruyanı da (Məryəmi də yad et)! Biz Öz ruhumuzdan (Özümüzün yaratdığımız ruhdan Cəbrail vasitəsilə) ona üfürdük, onu və oğlunu (atasız doğulmuş İsanı) aləmlərə (mələklərə, bütün insanlara və cinlərə) bir mö’cüzə etdik.
And she who was chaste, therefor We breathed into her (something) of Our spirit and made her and her son a token for (all) peoples.
And (remember) her who(2748) guarded her chastity: We breathed into her of Our spirit, and We made her and her son a sign for all peoples.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |