13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 90. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Festecebnâ lehu vevehebnâ lehu yahyâ veaslahnâ lehu zevceh(u)(c) innehum kânû yusâri’ûne fî-lḣayrâti veyed’ûnenâ raġaben verahebâ(en)(s) vekânû lenâ ḣâşi’în(e)

Derken duasını kabul etmiştik onun ve ona Yahya'yı vermiştik ve karısının kısırlığını gidermiştik, doğurmaya kabiliyet vermiştik. Onlar, hayırlı işlerde koşuşurlar, yarışırlar ve umarak, korkarak bize dua ederlerdi ve onlar, bize karşı gönül alçaklığı gösterirlerdi.

Onun da duasına cevap verdik, kendisine Yahya’yı armağan ettik, eşini de (doğurmaya) elverişli hale getirdik. Gerçekten onlar (bütün peygamberler) hayırlarda yarışırlardı, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak Bize dua ederlerdi. Bize derin ve gönülden saygı gösterirlerdi.

O'nun duasını da kabul ettik ve O'na Yahya'yı armağan ettik, eşini de kendisi için çocuk doğurmaya elverişli bir hale getirdik. Gerçekten bütün bu anlatılan şahıslar, hayır işlerinde koşuşup yarışırlar. Umarak, korkarak bize yalvarır ve derin saygı gösterirlerdi.

Onun da duasını kabul ettik. Ona Yahyâ'yı ihsan ettik. Eşini de, kendisi için çocuk doğurmaya elverişli hale getirdik. Bütün peygamberler, dünya ve âhiret için en hayırlı işlerde, Allah'ın emirlerini yerine getirmede koşuşuyorlardı. Umarak ve korkarak bize yalvarıyorlardı. Onlar tam bir samimiyetle, kulluk ve itaat şuuruna ererek hakkaniyete riayet duygularının gereği saygı ile bize bağlı idiler.

Biz de onun duasını kabul ettik, ona Yahya'yı bahşettik ve hanımını (doğum yapmaya) elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlarda yarışır, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Bize gönülden saygı duyarlardı.

Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Bize derin saygı gösterirlerdi.

Bunun üzerine biz de duasını kabul edip kendisine (evlâd olarak) Yahyâ'yı verdik; ve zevcesini çocuk doğurur hale getirdik. Bütün bu peygamberler, hayırlara (ibadetlere) koşarlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize karşı çok itaatkârdılar.

Biz de duasını kabul ettik. Ona Yahya’yı bağışladık. Hanımını onun için iyileştirdik. Gerçekten onlar, hayırlı işlere koşarlardı. Hayırlar umarak, kötülüklerden sakınarak, Bize dua (ve istiğfar) ederlerdi. Bizim için büyük bir saygı duyuyorlardı.

Biz de duasını kabul ettik ve ona Yahyâ'yı bahşettik. Eşini de kendisi için elverişli hale getirdik. Gerçekten bütün peygamberler hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar bize gönülden saygı duyuyorlardı.

Hemen onu cevapladık, Yahya'yı da, ona bağışladık biz, karısını onat kıldık, hayırlı işlere koşuyorlardı, özenerek, çekinerek bizi çağırırlardı, bize karşı gönülleri alçaktı

Biz de onun duasını kabul etmiş, eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli hale getirerek ona Yahya'yı bağışlamıştık. Gerçekten onlar, hayır işlerinde koşuşurlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Du’âsını kabûl ve âna Yahya’yı ihsân iyledik ve karısını tevlîd idecek hâle getürdik, hayrât yapmakda biri birileriyle rekâbete kalkışdılar, bizi muhabbetle ve havf ile yâd idiyorlardı bize karşu gâyet mütevâzı’ idiler.

Biz de ona icabet ederek, Yahya'yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak Bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.

Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahyâ’yı verdik; eşini de bunun için elverişli kıldık. Onlar, hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.

Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.

Duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik. Kendisi için karısının durumunu düzelttik. Çünkü onlar iyi işlerde yarışıyorlar ve bize hem umutluyken ve hem de korku içindeyken yalvarıyorlardı. Onlar bize saygı duyanlardı.

Biz de duasını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahya'yı ihsan ettik. Ve eşini (doğum yapmaya) elverişli hale getirdik. Doğrusu onlar iyiliklerde yarışıyorlar, umarak ve korkarak bize yalvarıyorlardı. Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.

Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahyâyı verdik ve onun zevcesini ıslâh eyledik, hakıkat bunlar hayrâtta müsaraat ve bize rağbet ve rehbetle duâ ederlerdi ve bizim için haşı'lerdi

Biz, onun da duasına icabet ettik ve ona Yahyâ’yı ihsan ettik, zevcesini de, kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli hâle getirdik. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Bunun üzerine çağrısına karşılık verdik. Ve kendisine Yahyâ'yı armağan ettik. Ve onun için eşini ıslah¹ ettik. Onlar hayırlarda yarışıyor, umarak ve endişe ederek Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı içtenlikle saygı duyuyorlardı.

1- Doğum yapmaya engel olan durumunu iyileştirdik.

Biz onu (n) da (bu duasını) kabul ve kendisine Yahyâyi ihsan etdik. Eşini (doğurmıya) saalih kıldık. Hakıykat (bütün) bunlar (bu peygamberler) hayır işlerinde yarışırlar, umarak ve korkarak bize düâ ederlerdi. Onlar bizim için derin saygı gösterenlerdi.

Bu yüzden (biz de) onun duâsını kabûl ettik ve ona Yahyâ'yı ihsân ettik; (yaşıgeçmiş) hanımını da kendisi için (çocuk sâhibi olmaya) elverişli bir hâle getirdik. Gerçekten onlar (bütün bu peygamberler) hayırlı işlerde koşuşurlar, ümîd ederek ve korkarak bize duâ ederlerdi. Ve bize gönülden bağlı kimselerdi.

O’nun da duasını kabul buyurup kendisine Yahya’yı armağan ettik ve hanımını O’nun için (çocuk doğurmaya) elverişli hale getirdik. Gerçekten onlar (Zekeriya, hanımı ve Yahya), hayırlı işlere koşarlardı. Ve doğrusu, bize bollukta da darlıkta da yalvarıp yakarırlardı: Ve onlar Bize karşı derin bir saygı duyarlardı.

Çağrısına cevap verip, eşini sağlıklı (doğurgan) hale getirerek, o’na Yahya’yı bağışladık. Onlar hayırlı işlerde hep önlerde oldular. Gönülden ve korkarak bize dua ederlerdi. Aynı zamanda bize saygı ile boyun eğenlerdendiler.

Biz onun da yakarısını onadık. Ona Yahya’yı bağışladık. Onun için eşini de doğurabilecek duruma getirdik. Çünkü onlar iyilik için seğirtirler, umutla, korku ile Bize yakarırlardı. Onlar ne olursa olsun Bizden ürken kimselerdi.

Biz de onun duasını kabul ettik, ona Yahya/yı bağışladık, zevcesini de düzelttik [⁷]. Çünkü onlar hayır işlere müsaraat ederlerdi: Ümitle, korkuyla bize dua ederler, bize karşı huşû ve tevazu içinde bulunurlardı.

[7] Kısırken doğurur kıldık veya titizken uysal yaptık.

Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık.³¹ Eşini de onun için iyileştirdik/doğuma elverişli biri [aslahnâ] kıldık. Muhakkak ki onlar hayırlı işlerde yarışırlardı. Biz’e korku ve umutla yakarırlardı. Onlar Biz’e karşı derin saygı duyan kimselerdi.

31 Krş. Âl-i İmrân, 3/40

Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini (doğum yapmaya) elverişli hale getirdik. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlar, rağbet ve korku içinde yakarırlar ve bize karşı huşu içinde olurlardı.

Bunun üzerine, onun duâsını kabul ettik; çocuk doğuramayacak durumdaki hanımını iyileştirdik ve ona hayırlı bir evlat olarak Yahya’yı armağan ettik. Gerçekten de onlar, iyilik yapmakta birbirleriyle yarışan, rahmetimizi umarak, azâbımızdan korkarak Bize yalvarıp yakaran ve emirlerimize saygıyla boyun eğen kimselerdi.

Ona (icabet edip) karşılık verdik. Eşini de (doğurmaya) uygun hale getirdik. Ona Yahya’yı da hibe ettik. Onlar, Hayırlar’da yarışıyorlardı. (Korku ve umut arası) Korkup çekinerek ve çok isteyerek bize dua ediyorlardı. Bize içten saygı ile boyun eğmekteydiler.

Ona da cevap verdik, yaşlı eşinin genlerini tamir edip kendisine Yahya'yı bağışladık. Adı geçen bu elçilerin hepsi de, iyilik peşinde koşan sevdalılar idi. Hepsi bize içtenlikle ve yürekten yalvardılar. Hepsi de bize gönülden bağlıydılar...

Biz de O’nun duasını kabul ettik! Kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini çocuk doğurmaya elverişli kıldık. Onlar hayır işlerinde yarışırlar. Rahmetimizi umarak, azabımızdan korkarak bize dua ederlerdi. Onlar Rabbine saygı duyan kimselerdi.

Biz onun da duasına cevap vermiş ve ona Yahya’yı bağışlamıştık; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kılmıştık. Onlar hayır işlerinde koşuşur, (merhametimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak [*] bize yalvarırlardı. Onlar, bize saygı içindeydiler. [*]

Benzer mesajlar: A‘râf 7:56; İsrâ 17:57; Secde 32:16; Zümer 39:9.,Bu ayetler Âl-i İmrân 3:37-41 ve Meryem 19:1-15. ayetlerle birlikte okunmalıdır.... Devamı..

Biz, onun duâsını da kabul ettik. Kendisine Yahya’yı armağan ettik ve eşini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten onlar, (Allah’ın emrettiği) iyi işlerde yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize duâ ederlerdi ve Bize gönülden saygı gösterirlerdi.

Ve bunun üzerine o(nun bu yakarışı)na da karşılık verdik ve karısını o’nun için çocuk doğurabilecek hale getirerek ⁸⁶ o’na Yahyâ’yı armağan ettik; doğrusu bu üç kişi iyi ve yararlı işlerde birbiriyle yarışır ve Bize korku ve umutla yakarırlar; Bize karşı her zaman saygı ve duyarlık gösterirlerdi.

86 Lafzen, “karısını o’nun için iyileştirdik” -yani, kısırlığını giderdik.

Onun da duasını kabul etmiş ve ona Yahya’yı bağışlamış, eşini de çocuk doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Çünkü bunlar, güzel işler yapmakta birbirleriyle yarışıyorlar, korku ve ümit ile bize dua ediyorlardı ve onlar bize karşı son derece saygılı idiler. 3/35...41, 19/2...15, 21/89

Ve Biz onun yakarışını da kabul ettik ve onun eşini kendisi için çocuk doğurmaya elverişli hale getirerek ona Yahyâ’yı armağan ettik. İşte bunların (üçü) de birbirleriyle hayırlarda yarışan kimselerdi; Bize bollukta da darlıkta da yalvarıp yakarırlardı: zira onlar Bize karşı derin bir saygı duyarlardı.[²⁷⁶³]

[2763] Haşyet için bkz: 28. âyet, not 35.

Biz de onun dua ve niyazını kabul etmiş (eşini doğum yapabilecek bir hale getirmiş ve) ona Yahya'yı ihsan etmiştik.. Bütün bu peygamberler, hayırlı işlerde koşuşurlar, hem korku, hem de umud ile bize yalvarırlardı. Onlar bize karşı derin saygı duyarlardı.

Biz de onun duasına karşılık verdik ve kendisine Yahya’yı bağışladık Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Biz de O'na icabet ettik ve O'na Yahya'yı ihsan eyledik ve O'nun için refikasını ıslah kıldık. Muhakkak ki, onlar hayırlı işlere koşarlardı. Ve Bize rağbetle ve haşyetle dua ederlerdi ve Bizim için mütevazi zâtlar olmuşlardı.

Onun da duasını kabul buyurduk. Ona Yahya'yı armağan ettik. Bunun için de eşini çocuk doğurmaya elverişli hale getirdik. Doğrusu onlar hayırlı işlere koşuşur, iyilikte yarışır, hem ümit, hem endişe içinde Bize yakarırlardı. Gerçekten Bize derin bir saygı gösterirlerdi.

Onun du'asını da kabul buyurduk ve ona Yahya'yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du'a ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi.

Du'âsını kabûl ile ona Yahya'yı ihsân itdik. Ve zevcesini ıslâh iyledik. Cümlesi hayra müsâra'ât ider, bize isteyerek ve korkarak du'â iyler hâşi'lerden idiler. [¹]

[1] Sure-i Meryem'in evvelinde tafsîlâtı vardır.

Ona da olumlu karşılık verdik de eşini doğum yapabilecek hale getirerek Yahya’yı bağışladık. Onlar hayırlarda yarışır ve korku içinde umutla bize yakarırlardı. Onlar bize karşı saygılı kimselerdi.

Onun duasını kabul etmiş ve ona Yahya'yı bağışlamış, eşini de doğum yapabilecek bir hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışıyorlar, korku ve ümit ile bize dua ediyorlardı. Bize karşı son derece saygılı idiler.

Biz de onun duasını kabul ettik. Ona Yahya'yı verdik ve eşini de iyileştirdik. Onların hepsi de hayırda yarışırlar ve hem ümit ederek, hem de korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar Bize karşı saygılı ve edepli kimselerdi.

Kendisine hemen cevap vermiş. Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.

pes icābet itdük anı daħı baġışladuķ aña yāhyā'yı. daħı yarar eyledük anuñ- içün [174a] 'avratını. bayıķ anlar oldılar iverler-idi ħayırlarda daħı oķırlardı bizi raġbet eyleyü uçmaġa daħı ķorķa ŧamudan daħı oldılar bize aşaķlıķ eyleyiciler.

Pes du‘āsın ḳabūl itdük ve özine Yaḥyā[yı] baġışladuḳ ve ‘avratını özi‐çünıṣlāḥ eyledük. Taḥḳīḳ anlar dürişürlerdi ḫayr işlerde. Daḫı bize du‘ā iderlerdi raġbet idüp ve ḳorḳup. Daḫı anlar dāyim bizden ḳorḳarlardı.

Biz (Zəkəriyyanın) duasını qəbul buyurduq, ona Yəhyanı bəxş etdik və zövcəsini (doğmağa) qabil bir hala gətirdik. Onlar xeyirli işlər görməyə tələsər (yaxşı əməllər etməkdə bir-birini ötməyə çalışar), ümid və qorxu ilə (rəhmətimizə ümid bəsləyib əzabımızdan qorxaraq) Bizə ibadət edirdilər. Onlar Bizə müt’i idilər.

Then We heard his prayer, and bestowed upon him John, and adjusted his wife (to bear a child) for him. Lo! they used to vie one with the other in good deeds, and they cried unto Us in longing and in fear, and were submissive unto Us.

So We listened to him: and We granted him Yahya: We cured his wife´s(2747) (Barrenness) for him. These (three) were ever quick in emulation in good works; they used to call on Us with love and reverence, and humble themselves before Us.

2747 Aslaha = to improve, to mend, to reform, to make better. Here, with reference to Zakanya's wife the signification is twofold: (1) that her barren... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.