10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 88. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Festecebnâ lehu venecceynâhu mine-lġamm(i)(c) vekeżâlike nuncî-lmu/minîn(e)

Derken duasını kabul etmiştik onun ve gamdan kurtarmıştık onu ve böyle kurtarırız insanları.

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtarıverdik. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarıp (sahipleniriz.)

Bunun üzerine biz de, O'nun duasını kabul ettik ve O'nu kederden kurtardık. İşte biz, mü'minleri böyle kurtarırız.

Bunun üzerine onun duasını kabul et-tik. Onu, gamdan, üzüntüden kurtardık. Onu kurtardığımız gibi, bugün şuurlu ve kâmil mü'minleri de kurtarıyoruz.

Biz de onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız.

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız.

Biz de duasını kabul ettik, kendisini kederden kurtardık. İşte biz, müminleri böyle kurtarırız.

Biz de onun duasını kabul ettik, onu kederden kurtardık. İşte iman ile Bize sığınanları, böylece kurtarırız.

Bunun üzerine onun da duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.

Hemen onu cevapladık, kaygıdan da kurtardık, inanı olanları bunculayın kurtarırız

Biz de duasını kabul edip kendisini kederden kurtarmıştık. İşte biz inananları böyle kurtarırız.

Bkz. 37/139-148

Ânın du’âsını kabûl itdik ve ânı gamdan kurtardık biz mü’minleri böylece halâs ideriz.

Biz de ona cevap verip, onu üzüntüden kurtarmıştık. inananları böyle kurtarırız.

Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.

Bunun üzerine duasını kabul ettik ve onu sıkıntıdan kurtardık. İşte biz iman etmiş olanları böyle kurtarırız.

Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.

Yalvarışına karşılık verdik ve onu üzüntüden kurtardık. İnananları işte böyle kurtarırız.

Biz de duasını kabul ile icabet ettik, kendisini üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız.

Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisini gamden kurtardık ve işte mü'minleri böyle kurtarırız

Biz (Yûnus’un) duasına icabet ettik ve içine düştüğü o sıkıntıdan onu kurtardık. İşte biz (Yûnus’u sıkıntısından kurtardığımız gibi, bizden yardım istediklerinde) mü’minleri (de sıkıntı ve darlıktan) böyle kurtarırız.

Bunun üzerine çağrısına karşılık verdik ve onu sıkıntıdan kurtardık. İşte inananları böyle kurtarırız.

Bunun üzerine biz de onu (n bu duasını) kabul etdik, kendisini gamdan selâmete erdirdik. İşte biz îman edenleri böyle kurtarırız.

Nihâyet (biz de) onun duâsını kabûl ettik ve onu kederden kurtardık. İşte, mü'minleri böyle kurtarırız.

Onun yalvarıp yakarışını da kabul buyurduk ve kendisini o sıkıntıdan kurtardık. Ve işte Biz, (gerçekten) inanıp güvenenleri böyle kurtarırız.

Bizde o’nun çağrısına cevap verdik ve onu sıkıntıdan kurtardık. Biz inananları işte böyle kurtarırız.

Onun yakarısını onadık. Onu tasadan kurtardık. İşte Biz inananları böyle kurtarırız.

Biz de onun duasını kabul ettik, onu gam ve gussadan kurtardık. Biz mü/minleri böylece kurtarırız.

Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte Biz mü’minleri böyle kurtarırız.

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu sıkıntıdan kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız.

Biz de onun duâsını kabul ettik ve içine düştüğü o sıkıntıdan onu kurtardık. İşte Biz, inananları böyle kurtarırız.

Ona (icabet edip) karşılık verdik. Onu Üzüntü’den kurtardık. Müminler’i böyle kurtarırız.

Biz ona da cevap vermiş, onu da bu ümitsiz durumdan kurtarmıştık. Biz, yürekten inananların imdadına yetişiriz...

Biz de duasını kabul ettik! İçine düştüğü kederden kurtardık. İşte biz Müminleri böyle kurtarırız.

Biz de onun bu duasına cevap vermiş ve (içine düştüğü) sıkıntıdan onu kurtarmıştık. Biz, müminleri işte böyle kurtarırız. [*]

Benzer mesajlar: Sâffât 37:139-142; Kalem 68:48-50.

Bunun üzerine Biz (Yûnus’un) duâsını kabul ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, îman edenleri böyle kurtarırız.¹

1 Yûnus (a.s)’ın zellesi, duası ve Allah’ın duasını kabulü ile ilgili Bk. (Yûnus: 98, Saffat: 139-148, Kalem: 48-50)

Bunun üzerine, Biz de o’nun bu yakarışına karşılık vermiş ve o’nu düştüğü bunalımdan, sıkıntıdan kurtarmıştık. İnananları Biz işte böyle kurtarırız.

Biz de onun duasını kabul etmiş ve içinde bulunduğu sıkıntıdan onu kurtarmıştık. İşte biz inanıp güvenen müminleri böyle kurtarırız. 10/103, 21/87, 30/47, 40/51

Bunun ardından Biz de onun yakarışını kabul ettik ve onu içine düştüğü sıkıntıdan kurtardık: işte Biz, inanıp güvenenleri böyle kurtarırız.

Biz de, onun dua ve niyazını kabul edip, kendisini o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık, işte biz iman edenleri böyle kurtarırız!

Biz de duasına karşılık verdik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.

Artık Biz de O'nun duasına icabet ettik de O'nu gamdan kurtardık ve mü'minleri de böylece necâta erdiririz.

Onun da duasını kabul buyurduk ve kendisini o sıkıntıdan kurtardık. İşte Biz müminleri böyle kurtarırız.

Biz de onun du'asını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, inananları böyle kurtarırız.

Ona icâbetle onı gamdan kurtardık. Biz mü'minleri böyle kurtarırız. [²]

[2] Yûnus 'aleyhisselâm kavmine Allâh'ın 'azâbı üç gün sonra geleceğini haber virdikden sonra Sure-i Yûnus'ın 97nci âyetinin notunda beyân olundığı ve... Devamı..

Ona da olumlu cevap verdik ve üzüntüsünden kurtardık. İnanıp güvenenleri işte böyle kurtarırız.

Onun duasını kabul ettik. Onu üzüntüden kurtardık. İşte müminleri böyle kurtarırız.

Biz de duasını kabul ettik ve onu üzüntüden kurtardık. Mü'minleri Biz böyle kurtarırız.

Hemen imdadına yetiştik. Gamdan kurtardık onu. İnananları işte böyle kurtarırız biz!

pes biyerledük anı daħı ķurtarduķ anı ķayķudan. daħı ancılayın ķurtaravuz mü’minleri.

Pes du‘āsın ḳabūl eyledük ve anı ġamdan ḳurtarduḳ. Daḫı anuñ gibi ḳur‐tarduḳ biz mü’minleri.

Biz onun (Yunisin) duasını qəbul buyurduq və (balığın qarnından çıxartmaqla) onu qəmdən qurtardıq. Biz mö’minlərə belə nicat veririk!

Then We heard his prayer and saved him from the anguish. Thus We save believers.

So We listened to him: and delivered him from distress: and thus do We deliver those who have faith.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.