Veżâ-nnûni iżżehebe muġâdiben fezanne en len nakdira ‘aleyhi fenâdâ fî-zzulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu mine-zzâlimîn(e)
"Zün-nûn" Balık sahibi (Yunus’u da an ki); hani o, (Musul Ninova’daki isyankâr kavmine) kızmış vaziyette (görev bölgesini izinsiz terk edip) gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi zannetmişti. (Okyanus altındaki ve dişsiz balina cinsinden bir balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Allah’ım Senden başka ilah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben (nefsime) zulmedenlerden oldum" diye yalvarıp seslenmişti.
Kendisini balığın yuttuğu Yûnus'u da an. Hani bir vakit O, toplumuna kızarak gitmişti. Bizim kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı toplumunun arasından kaçmakla kendisini kurtaracağını sanmıştı. Nihayet balığın karnında, karanlıklar içinde kalıp: “Senden başka gerçek ilah yoktur, sınırsız kudret ve yüceliğinle sen, herşeyin üstündesin, doğrusu ben yapılması gerekeni yapmamak suretiyle kendime haksızlık edenlerdenim!” diye dua etmişti.
Balina mahkûmunu, (Yûnus'u) da hatırlayarak insanlara anlat. Hani o kavminin tutumundan dolayı öfkeye kapılarak çekip gitmişti. Bizim, asla kendisini darda koymayacağımızı, sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Balığın karnında karanlıklar içinde:
“Hak ilâh yalnızca sensin. Seni tenzih ve tesbih ederim. Zâlimlerden, âsilerden oldum.” diye niyaz etmişti.
Balık sahibi (Yunus'u) da (an). Hani o öfkeli olarak gitmiş ve bizim kendisini darlığa sokmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıkların içinde: "Senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum" diye yakarışta bulunmuştu.
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: 'Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum' diye çağrıda bulunmuştu.
Zü'n-Nûn'i (Balık sahibini = Yûnus'u) da hatırla. Hani o, (dinini kabul etmiyen kavmine) öfkelenerek gitmişti de, kendisini hiç bir zaman sıkıştırmıyacağımızı sanmıştı. Derken (yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde: “- Senden başka hiç bir ilâh yoktur, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum.” diye dua etmişti.
Zünnun’u (Yunus’u) da an: Hani kızarak çıkmış idi. Başına bir mukadderat (bela) getirmeyeceğimizi sanmış idi. (Denize düştü, balık onu yuttu.) O da karanlıklar içinde: “Allah’ım! Senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Şüphesiz ben zalimlerden oldum” diye yalvardı.
Zü'n-Nûn'u/Yunus'u da hatırla! O, öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini aslâ sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde, “Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zâlimlerden oldum” diye yalvardı.[334]
Yunus'u da anasın, kızarak çekilmişti, o sanıyordu ki kendisini sıkacağız; karanlıkta: «Senden özge Tanrı yok, sen kutsalsın, zalimlerden oldum ben!» diyerek yalvardı
Zünnûn'u (balık sahibi/Yunus'u) da (hatırla!) Hani öfkelenerek (ve görev yerini terk ederek halkından ayrılıp) gitmişti de bizim kendisini (cezalandırıp) güç durumda bırakmayacağımızı sanmıştı. Derken (balığın karnında) karanlıklar içinde: “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sınırsız kudret ve yüceliğinle sen her şeyin üstündesin! Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum” diye yalvarmıştı.
Zî’n Nûn (Yûnus aleyhisselâm) hiddetle gitdi bizim ânın üzerinde artık hükmümüz yok zan idiyordı, lâkin sonra karanlığın içerisinden (balığın karnından) "Senden başka Allâh yokdur subhânAllâh! hiddetimden ban zâlimlerden oldum" diyu bağırdı.
Zünnun (Balık Sahibi; Yunus) hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim" diye seslenmişti.
Zünnûn’u da hatırla.[369] Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, “Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum” diye dua etti.
Zünnûn’u da (Yûnus) zikret! Hani öfkeli bir halde geçip gitmiş, bizim kudretimizin kendisine yetmeyeceğini zannetmişti. Sonunda karanlıklar içinde, “Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben kötü işler yapmışım!” diyerek yalvardı.
Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.
ZanNun (yani isminde 'Nun' harfi bulunan Yunus) da... Protesto ederek görevini terketmişti. Kendisini kontrol edemiyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, "Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrandım," diye yalvardı.
Zünnun'u (balık sahibi Yunus'u) da hatırla. Hani o, öfkelenerek gitmişti de, bizim kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Fakat sonunda karanlıklar içinde: "Senden başka ilâh yoktur, sen münezzehsin, Şüphesiz ben haksızlık edenlerden oldum" diye seslenmişti.
Zennunu da; hani öfkelenerek gitmişti de biz kendisini aslâ sıkıştırmayız zannetmişti, derken zulmetler içinde «la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minezzalimîn» diye nidâ etti
Ve Zu’n-Nûn’u (Yûnus’u) da (an.) Hani, o (tarafımızdan, üç gün sonra azaba uğrayacaklarına dair hüküm verilmiş olan kavmine, azap haberini verdikten sonra, orada kalmak ya da oradan ayrılıp başka bir diyara hicret etmek hususunda serbest bırakıldığını zannetmişti de îmân etmeyen kavmine Allah için) kızarak (henüz üç günlük süre dolmadan, yanlarından ayrılarak) gitmişti. (Yûnus, bu hususta) kendisini asla sıkıştırmayacağımızı (sorumlu tutmayacağımızı) sanmıştı. Derken (yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde, (Ey Rabbim!) “Senden başka hiçbir ilâh yoktur, seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim. Gerçekten ben (bu zellem ile) kendi (nefsi) me zulmettim” diye dua etmişti.
O balık saahibini de (hatırla). Hani o, (kavmine) öfkelenmiş olarak gitmişdi de bizim kendisini hiçbir zaman sıkışdırmayacağımızı sanmışdı. Derken o, karanlıklar içinde (kalıb): «Senden başka hiçbir Tanrı yokdur. Seni tenzîh ederim. Hakıykat ben haksızlık edenlerden oldum» diye (Allaha) niyaz etmişdi.
Zünnûn'u da (balık sâhibi Yûnus'u da an)! Hani (kavmine) kızan biri olarak,(bizden izinsiz) gitmişti de kendisini (bu yüzden) aslâ sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken(balığın karnında) karanlıklar içinde (kalıp): “Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!” diye nidâ etmişti.(3)
Ve Zünnûn’a (Yunus’a) da (sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim vermiştik). Hani o bir vakit (inanmamakta direnen ve kötülükleri yapan halkına öfkelenerek) ayrılıp gitmişti de aleyhine hüküm takdir etmeyeceğimizi (onu güç durumda bırakmayacağımızı) sanmıştı. Derken karanlıklar (içine düştüğü sıkıntılar) içinde, “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksik sıfatlardan uzak tutarım. Şüphesiz ben (yapılması gerekeni yapmamakla) kendime haksızlık edenlerdenim!” diye seslendi. *
Ve balık sahibi, hani o kızgınlıkla öfkelenip gitmişti. Ona güç yetiremeyeceğimizi zannetmişti de, karanlıklar içerisinden “Senden başka hiçbir ilah yok ve sen bütün noksan sıfatlardan uzaksın, ancak ben kendi nefsime haksızlık yapanlardan oldum” diye seslenmişti.
Balığın yuttuğu Yunus’u da düşün. O gün o öfkelenip gitmişti. Bizim ona gücümüz yetmiyecek sanmıştı. Sonra karanlıklar içinden şöyle ünlemişti: "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni ulularım. Çünkü ben kıyıcılık etmiş oldum."
Zünnun Yunus/u da an, hani o, öfkelenerek çıkıp gitmişti, kendisine gücümüz yetmeyecek [⁴] sanıyordu. Karanlıklarda [⁵] niyaz etmişti: Yâ Rab! Senden başka tapacak yoktur. Seni tamamıyle tenzih ederim, ben kendime zulüm edenlerdenim.
Zünnûn’u da (an).²⁹ Hani o (kavmine) kızarak gitmişti de kendisine bir takdirde bulunmayacağımızı zannetmişti. Karanlıklar içinde³⁰, “Sen’den başka hiçbir tanrı yok. Sen’i tenzih ederim. Muhakkak ki ben zalimlerden oldum” diye seslenmişti.
Balık sahibi (Yunus'u da an). Hani o, kızmış vaziyette gitmişti de kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde, “Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten de ben zulmedenlerden oldum” diye çağrıda bulunmuştu.
İşlediği hatâ yüzünden büyük bir balık tarafından yutulan ve üç gün boyunca balığın karnında kaldıktan sonra, lütfumuz sayesinde kurtulan Zünnûn yani Balık Sahibi adıyla meşhur Yunus’a da katımızdan ilim ve hikmet vermiştik. Hani Yunus, bütün öğüt ve uyarılara rağmen bir türlü doğru yola gelmeyen kavminin olabildiğince inkârcı ve alaycı tutumu karşısında öfkeye kapılarak, iznimizi almadan görev yerini terk edip gitmişti. Bu davranışından dolayı kendisini cezalandırıp sıkıntıya düşüreceğimizi hiç hesaba katmamıştı. Böylece, kasabadan ayrılıp deniz kenarına gitti. Bir yolcu gemisine binip denize açıldı. Fakat aniden gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bunu aralarında günahkâr bir kişinin bulunmasına bağlayan gemiciler, “Gelin aramızda kura çekelim de, bu felâketin kimin yüzünden geldiğini bulup onu gemiden atalım!” dediler. Çekilen kura sonucu Yunus denize atılıp da büyük bir balık tarafından yutulunca, karanlıklar içerisinde Rabb’ine el açıp şöyle yakardı: “Ey yüce Rabb’im; Senden başka ilâh yok! Acziyetimi itiraf ediyor ve senin sonsuz merhametine sığınıyorum! Sen, eksiklik ve noksanlık ifâde edebilecek bütün sıfatlardan uzaksın, insan hayalinin ulaşabileceği her türlü tasavvurun üstünde ve ötesindesin, yüceler yücesisin! Doğrusu ben, emrini göz ardı etmekle kendime zulmettim!”
Zü’n-Nûn’u da (kurtardık ve önder yaptık). Hani, öfkelenmiş olarak gitti. Zannetti ki onu asla sıkıştırmayacağız. Karanlıklar’ın içinde:
“Senden başka ilah yoktur. Sen sübhansın / münezzehsin. Ben, Zâlimler’den oldum” diye seslendi.
Yûnus’u da hatırla. Hani kızarak çekip gitmiş neredeyse kendisine ulaşamayacağımızı sanmıştı. Taa zifiri karanlıklar içinden: " Tanrım! sadece sen varsın, sen erişilmez yücesin ama ben, kendim ettim! Kendim buldum " diye haykırmıştı.
Zünnûn’u (Yunus’u) da hatırla! Hani öfkelenerek halkından ayrılıp gitmişti. Mücadeleden kaçmasından dolayı O’nu sıkıştıramayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içindeyken "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım! Ben gerçekten kendime zulmedenlerden oldum!" diye dua etti.
Balık sahibini de (Yunus’u da an)! [*] Hani o, kendisine gücümüzün yetmeyeceğini sanarak öfkeyle çekip gitmişti. [*] Karanlıkların [*] içinde şöyle dua etmişti: “(Rabbim)! Senden başka ilah yoktur; sen yücesin. Şüphesiz ki ben haksızlık edenlerden oldum.”
Zü’n-Nûn (yani Yûnus’u da hatırla.) Hani o (toplumuna) kızarak (onları terk edip) gitmişti ve kendisi(ni sıkıntılardan kurtarmak) hakkında Bizim bir şey yapamayacağımızı sanmıştı. (Ama sonra hatasını anlayıp balığın karnındaki) karanlıklar içerisinde: “Senden başka ilâh yoktur. Sen eksikliklerden yücesin, gerçekten ben, zâlimlerden oldum.” diyerek duâ etmişti.
VE O BALIK olayının kahramanı[nı ⁸² da an]; hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! ⁸³ Ama sonra [düştüğü bunalımın] derin karanlığı içinde: “Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!” ⁸⁴ diye seslenmişti.
Öfkeli bir biçimde geçip giden, bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zanneden ve nihayet karanlıklar içinde “Senden başka ilah yoktur seni tenzih ederim, gerçekten ben kendine yazık eden zalimlerden oldum” diye yalvaran Yunus’u da an! 21/88, 37/139...148, 54/49- 50
VE balık olayının kahramanını da (gündeme taşı)! Hani bir zamanlar o, hakkında işlem yapmayacağımızı zannederek, öfkeyle (görev yerinden) çekip gitmişti.[²⁷⁶⁰] Derken o (düştüğü) zifiri karanlığın içerisinde “İbadete lâyık başka ilâh yok; sadece yüceler yücesi olan Sen varsın: hiç şüphesiz ben (bu tavrımla) zalimlerden biri olup çıktım!” diye yakarmıştı.[²⁷⁶¹]
Balık sahibini (Yunus'u) de an!.. Hani o, (hak davetini kabul etmedi diye kavmine küsmüş) öfkelenerek çekip giderken, kendisine güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı. Ama sonunda, kendisini (bir balığın karnında) karanlık içinde bulunca: (Ey Rabbim) Senden başka hiç bir ilah yoktur, noksan sıfatlardan münezzehsin Sen. Ben gerçekten haksızlık edenlerdenim!" diye yalvarmıştı.
Ve Zünnûn... Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti.. Kendisine güç yitiremiyeceğimizi zannetmişti. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni her eksikten tenzih ederim. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulndu.
Ve Zünnûn'u da (yâd et) o vakit ki, gazebnâk olarak gitmişti. Bizim kendisini muaheze etmiyeceğimizi zannetmişti. Derken zulmetler içinde (kalıp) niyazda bulundu ki: «(Yarabbi!) Senden başka ilâh yoktur, seni tenzih ederim, şüphe yok ki ben zalimlerden oldum.»
Zünnûn'u da an. Hani o halkına kızmış, onlardan ayrılmış, Bizim kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde şöyle yakarmıştı: “Ya Rabbî! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin! Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim! ”
Zünnun'u (balık karnına girmiş olan Yunus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şanın yücedir, ben zalimlerden oldum!" diye yalvardı.
Vaktâ ki Yûnus kavminden gadablı olarak ve bizi ona kâdir değil zan iderek uzaklaşdı. Zulumâtdan (balığın karnından): "Senden başka ilâh yokdur, seni tenzîh ve takdîs iderim. Ben nefsine zulüm idenlerden idim." diye du'â ve nidâ iyledi.
Balığın esiri (Yunus) hayatı kendine dar etmeyeceğimizi sanarak bir gün kızgın bir şekilde çekip gitmişti. Ama daha sonra balığın karanlıkları[*] içinde seslenmiş: “Senden başka ilah yoktur. Senin eksiğin de yoktur; ben yanlış yaptım” demişti.
Zunnûna da.. Hani o, öfkeli olarak giderken, aleyhinde hüküm vermeyeceğimizi zannetmişti. Karanlıklar içinde seslendi:- Senden başka ilah yoktur, Sen tüm noksanlıklardan yücesin. Gerçekten ben, zalimlerden oldum.
Balık sahibini de(12) an. Hani o öfkelenerek gitmişti de Bizim onu bu yüzden sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra da karanlıklar içinde iken(13) “Senden başka tanrı yok; Sen her kusurdan münezzehsin. Ben ise kendisine yazık edenlerden oldum” diye niyaz etmişti.(14)
Ve Zünnûn. Hani, kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni! Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum."
daħı balıķ issini ya'nį yūnus’ı ol vaķt kim giddi ķaķıyuban gümān iltti kim ŧar eylemeyevüz işin anuñ üzere. pes ķıġırdı ķarañulıķlar içinde kim “yoķdur Tañrı illā sen dükeli 'ayıbdan arulıġun. bayıķ ben oldum žālimlerden.”
Balıḳ eyesi daḫı ki Yūnusdur, ḳaçan kim ḳaḳıyup gitdi. Ẓan eyledi kiṭar eylemez‐biz üstine dirligini. Pes balıḳ yuddı özini. Ḳıġırdı du‘ā idüp ba‐lıḳ ḳarnında ki yā Rabb senden özge tañrı yoḳdur diyü. Münezzehsin, yücesin. Taḥḳīḳ ben ẓālimlerden idüm, didi.
Zün-Nunu (balıq sahibi Yunisi) da xatırla! Bir zaman o (küfr etməkdə həddi aşmış ümmətinə qarşı) qəzəblənərək çıxıb getmiş və (Bizə xoş gəlməyən bu səbirsizliyinə görə) onu möhnətə düçar etməyəcəyimizi (gücümüz, yaxud hokmümüzün ona yetməyəcəyini) güman etmişdi. Amma sonra qaranlıqlar içində (balığın qarnında; gecənin, yaxud dənizin zülmətində): “(Pərvərdigara!) Səndən başqa heç bir tanrı yoxdur. Sən paksan, müqəddəssən! Mən isə, həqiqətən, zalımlardan olmuşam (əmrinə qarşı çıxaraq özümə zülm eləmişəm)”,-deyib dua etmişdi.
And (mention) Dhun Nun, when he went off in anger and deemed that We had no power over him, but he cried out in the darkness, saying: There is no God save Thee. Be Thou glorified! I have been a wrong doer.
And remember Dhu al Nun,(2744) when he departed in wrath: He imagined that We had no power over him! But he cried through the deptHs of darkness, "There is no god but thou: glory to thee: I was indeed wrong!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |