8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 74. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velûtan âteynâhu hukmen ve’ilmen venecceynâhu mine-lkaryeti-lletî kânet ta’melu-lḣabâ-iś(e)(k) innehum kânû kavme sev-in fâsikîn(e)

Ve Lut'a da peygamberlik ve bilgi verdik ve halkı, kötü işlerde bulunan şehirden kurtardık onu; gerçekten de onlar, kötü ve buyruktan çıkmış bir topluluktu.

Lut’a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu, (eşcinsellik gibi) habis-çirkin işler yapmakta olan şehirden (ve sapık ahalisinden) kurtardık. Şüphesiz onlar, (ahlâken) bozulmaya uğrayıp yoldan çıkan (fasık) kötü bir kavim olmuşlardı.

Ve Lût'a da doğru ile eğrinin seçiminde, sağlam bir muhâkeme yetisi ve ilim verdik ve O'nu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumun elinden kurtardık. Şüphesiz ki onlar kötü, doğru yoldan çıkmış, ahlaksız bir toplum idi.

Lût'u da hatırlayarak insanlara anlat. Biz ona hikmete dayalı hükümranlık yargı ve icra yetkesi, şeriat ve ilim verdik. Onu çirkin işler yapmakta olan memleketten, Sodom'dan kurtardık. Onlar, bilinçli olarak tepelerinden tırnaklarına kadar kötülüğe batmış, doğru ve mantıklı düşünmenin, hakça bir düzenin dışına çıkan fâsık, âsi, bozguncu bir kavim idi.

Lut'a da hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir kavimdiler.

Lut'a da hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.

Lût'a da bir hikmet (peygamberlik) ve bir ilim verdik. Onu kötülükler yapmakta olan memleketten (Sedûm halkından) kurtardık. Gerçekten onlar, fâsık olan kötü bir kavim idiler.

Lut’a hüküm ve ilim verdik. Pislikler yapan o şehirden onu kurtardık. Çünkü onlar yasaları çiğneyen, kötülükler yapan bir toplum idiler.

Lût'a gelince, ona da hüküm ve ilim verdik; onu çirkin işler yapmakta olan halkından kurtardık. Zira onlar, gerçekten fena işler yapan kötü bir topluluktu.[329]

[329] Hz. Lût’un özet kıssası hakkında bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XII, 485-487.

Biz Lût'a, hem hikmet, hem bilgi verdik, iğrenç işler yapan kentten onu kurtardık, onlar buyrum tutmaz, kötü bir ulustular

Lût'a da sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik. Onu, halkı iğrenç işler yapan o kentten kurtardık. Onlar gerçekten çirkin davranışları huy edinmiş kötü bir toplumdu.

Lût’a ’ilim ve hikmet virdik. Fısk ve fücûra mübtelâ karyeden ânı kurtardık. Oradaki kavim fâsık ve hâin idi.

Lut'a da hüküm ve ilim verdik; onu, çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir milletti.

Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.

Lût’a da hikmet ve ilim verdik; onu çirkin şeyler yapan kasaba halkından kurtardık. Gerçekten onlar yoldan çıkmış kötü bir topluluktu.

Lût'a gelince, ona da hüküm (hakimlik, peygamberlik, hükümdarlık) ve ilim verdik; onu, çirkin işler yapmakta olan memleketten kurtardık. Zira onlar (o memleketin halkı), gerçekten fena işler yapan kötü bir kavimdi.

Lut'a da bilgi ve bilgelik verdik. Onu, çirkin işler işleyen topluluktan kurtardık. Onlar, yoldan çıkmış kötü bir toplumdu

Biz Lût'a da bir hüküm, bir ilim verdik. Onu çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar kötü, fasık bir kavimdi.

Lût, ona da huküm, bir ılim verdik ve onu habasetler işliyen o karyeden kurtardık, hakıkat onlar kötü, fasık bir kavm idiler

Lût’a da hüküm (peygamberlik) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden (kadınları bırakıp, erkeklere yönelen sapkın Sodom halkından) kurtardık. Gerçekten onlar kötü işler yapan, doğru yoldan çıkmış, (ahlâksız) bir kavim idi.

Biz, Lût'a bir hüküm, bir ilim¹ verdik. Onu çirkin işler yapan kentten kurtardık. Onlar fasık² olan kötü bir halktı.

1- Vahiy. 2- Doğru yoldan çıkmış.

Lûta, (evet) ona da bir hüküm, bir ilim verdik. Onu kötülükler yapmakda devam eden o memleketden kurtardık. Hakıykat onlar fena bir kavm idiler, fâsıkdılar.

Lût'a da (vahyettik)! Ona da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan o şehirden kurtardık. Gerçekten onlar, kötü bir fâsıklar topluluğu idiler.

Ve Lût’a da (doğru ile eğrinin seçiminde) sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik. Ve onu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumdan kurtardık. Şüphesiz ki onlar kötü, doğru yoldan çıkmış, ahlaksız bir toplum idi.*

(*) Ayetin meali burada gösterilen tefsire göredir. { وَلُوطاً } انتصب بفعل يفسره { آتَيْنَاهُ حُكْمًا } حكمة (مدارك التنزيل وحقائق التأويل)... Devamı..

Lut’a da hükümler ve bilgiler verdik. Lut’u çok çirkin işler yapan bir kasaba halkından kurtardık. Gerçekte o kasaba halkı yoldan çıkmış bir topluluktu.

Lut’a da doğrunun bilgisini, bilimi verdik. hem de onu alçaklıkların her türlüsünü işliyen o ilden kurtardık. Çünkü onlar kötü kimseler, karıştırıcılardı.

Lût/a hikmet [¹] ve ilim verdik. Onu murdar işlerde bulunan kasaba ahalisinden kurtardık. Çünkü onlar fasık, kötü adamlar idiler.

[1] Veya nübüvvet, anlayış, iki hasım arasında hak ile bâtılı ayırma.

Biz Lût’a da bir hikmet/bilgelik [hukm] ve bir ilim vermiştik. Onu çirkin işler işleyen bir beldeden de kurtarmıştık. Muhakkak ki onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler.

Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, yoldan çıkmış kötü bir kavimdi.

Lût’a da katımızdan ilim ve hikmet bahşettik ve onu, çirkin işler yapmayı alışkanlık hâline getiren bir toplumun elinden kurtardık. Kadınları bırakıp erkeklere yönelen bu azgın halkı ise, tamamen helâk ettik. Çünkü onlar, gerçekten de yoldan çıkmış ahlâksız bir toplumdu.

Lût’u da (önder yaptık). Ona ilim ve hüküm (hikmet) verdik; Onu Pis İşler yapmakta olan Şehir’den kurtardık. Onlar, fâsık (yoldan çıkıp sapmış) kötü bir kavimdiler.

Lût'a da bilgi destekli yönetim sanatını öğrettik Onu pis işler yapan kentten kurtardık. Çünkü laf anlamaz berbat bir toplumdular.

Lut’a olayların özünü kavrayan, doğrulara hükmeden bir anlayış, bir ilim verdik. O’nu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplumdu. Onlar Allah’ın emirlerini takmayan, Allah’ın yasalarına uymayan bozguncu kimselerden oluşuyordu.

Lut’a gelince, ona da doğru hüküm verme yeteneği ve ilim vermiştik. Onu çirkin işler yapmakta olan şehir (halkın)dan kurtarmıştık. Şüphesiz ki onlar kötü iş yapan yoldan çıkan bir toplumdu.

Lût’a gelince ona da (insanlar arasında uygulayacağı) bir din ve (ilâhî) bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden de kurtardık. Şüphesiz o toplum, bozulmaya uğrayan kötü bir toplumdu.

VE LÛT’a da [doğru ile eğrinin seçiminde] sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik; ve o’nu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumun elinden kurtardık. ⁶⁸ [Bu toplumu ise yok ettik, çünkü] gerçekten günaha gömülüp gitmiş yoz bir toplumdu.

68 Hz. Lût kıssası için bkz. 7:80-84, 11:77-83 ve 15:58-76.

Bu kitapta Lut’u da an. Biz, ona doğru karar verme yeteneği ve ilim verdik. Ve onu halkı iğrenç işler yapan memleketten kurtardık. Onlar, gerçekten yoldan çıkmış fasık çok kötü bir toplum idi. 7/80- 81, 26/160...166, 27/54- 55, 29/28- 29

LÛT’A da sağlam bir muhakeme ve (seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim bahşettik;[²⁷⁴⁶] ve onu çirkin eylemleriyle tanınan kentten kurtardık: çünkü onlar yoldan çıkmış yoz bir kavimdi.

[2746] Hukm, tüm alternatifleri, içlerindeki en doğru şıkka indirgeme işlemi demektir. Aynı kökten gelen hikmet, işte bu işlemi mümkün kılan yetenekti... Devamı..

Lut'a da, hüküm ve hikmet verdik, onu, çirkin işler yapan o memleketten kurtardık ki onlar, gerçekten yoldan çıkmış kötü bir kavim idiler.

Biz, Lût’a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu habis işler yapan bir beldeden kurtardık. Gerçekten o toplum fasık kötü bir toplum idiler. ?

Ve Lût'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu habîsane hareketlerde bulunan bir memleketten kurtardık ki; onlar hakikaten fâsıklar olan bir fena kavim idiler.

74, 75. Lût'a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler. Kendisini de şefkat ve himayemize aldık. O gerçekten erdemli kimselerdendi. [29, 26; 11, 69; 15, 57-76]

Hüküm: Peygamberlik veya dâvalı tarafları arasında hâkimlik anlamınadır. Lut (a.s.), Hz. İbrâhim (a.s.)’a iman ve onunla beraber hicret etmişti [29,26... Devamı..

Lut'a da hüküm (hükümranlık, peygamberlik, hikmet) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan bir kentten kurtardık. Gerçekten onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler.

Ve Lût'a hüküm ve 'ilim virdik ve onı hıyânet işleyen kavimden kurtardık. Tahkîk onlar pek fenâ ve fâsık bir kavim idi. [²]

[2] Sûre-i Hûd'un 74 ilâ 81 âyetine bak.

Lut’a da hikmet[*] ve ilim verdik. Onu, pis işler yapan o kentten kurtardık; onlar bozgunculuk yapan ve yoldan çıkmış bir topluluktu.

Lut'a da hikmet ve ilim verdik. Onu çirkin iş yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar, yoldan çıkmış kötü bir toplum idi.

Lût'a da hüküm(9) ve ilim verdik ve onu pis işlerin işlendiği bir beldeden kurtardık. O belde halkı gerçekten de yoldan çıkmış, kötü bir kavimdi.

(9) Hikmet, sağlam muhakeme yürütme ve adaletle hükmetme yeteneği.

Lût'a da hükümranlık ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten kurtardık. O kent halkı yoldan çıkmış kötü bir kavimdi.

daħı lūŧ’a virdük peyġamberlik daħı 'ilm daħı ķurtarduķ anı ol köyden kim oldı- y-ıdı arusuz işler. bayıķ anlar oldılar yavuz ķavm fāsıķlar.

Lūṭ peyġambere daḫı ‘ilm‐ile nübüvvet virdük. [ a] Daḫı ḳurtarduḳ anıol şehr ḳavminden ki yaman işler işlerlerdi. Taḥḳīḳ anlar yaman fāsıḳ ḳavmler‐idi.

Biz Luta da bir hökm (hikmət, peyğəmbərlik; çətin məsələləri həll edib hökm çıxartmaq) və elm verdik, onu (əhalisi) çirkin işlər görən bir məmləkətdən (çıxardıb) xilas etdik. Həqiqətən, onlar pis, fasiq (Allaha asi olan, pozğun) bir tayfa idilər.

And unto Lot We gave judgment and knowledge, and We delivered him from the community that did abominations. Lo! they were folk of evil, lewd.

And to Lut, too, We gave Judgment and Knowledge, and We saved him from the town which practised abominations: truly they were a people given to Evil, a rebellious people.(2730)

2730 Lot 's people were given to unspeakable abominations. His mission was to preach to them. He withstood Evil, but they rejected him. They were puni... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.