8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 73. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vece’alnâhum e-immeten yehdûne bi-emrinâ veevhaynâ ileyhim fi’le-lḣayrâti ve-ikâme-ssalâti ve-îtâe-zzekâ(ti)(s) vekânû lenâ ‘âbidîn(e)

Onları öyle rehberler ettik ki emrimizle halkı doğru yola sevk ederler ve onlara hayırlı işleri, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik ve onlar, bize ibadet eden kişilerdi.

Onları, emrimizle hidayete vesile olan (ibadet ve istikamet yoluna çağıran) imamlar (ve önderler) kıldık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât dağıtmayı vahyedip (uygulattık). Onlar (sadece) Bize ibadet eden (seçkin kullarımızdı.)

Ve onları öyle rehber ve önderler yaptık ki, emrimizle toplumu doğru yola sevkederler ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz konusunda duyarlı ve devamlı olmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar daima bize ibadet eden kimselerdi.

Onları, var ettiğimiz planın gereği, doğru yolu gösteren imamlar, önderler olarak hazırlayıp yetiştirdik. Onlara, dünya ve âhiret için hayırlı işler yapmayı, Allahın emirlerini yerine getirmeyi, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmayı, vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar bizi ilâh tanıyan, candan müslüman olarak bize bağlanan, saygıyla bize kulluk ve ibadet eden kimselerdi.

Onları bizim emrimizle doğruya ileten önderler kıldık. Kendilerine hayırları işlemeyi, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.

Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.

Ve hepsini (İbrâhîm'i, İshak'ı ve Yakûb'u) emrimizle doğru yol gösteren imamlar (önderler) yaptık. Kendilerine hayırlar işlemeği, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahy eyledik. Onlar hep bize ibadet ediyorlardı (asla putlara tapmıyorlardı).

Onları emrimizle yol gösteren önderler kıldık. Onlara iyilikler yapmanın, namaz kılmanın, zekât vermenin yapılışını vahyettik. Onlar daima, Bizim namımıza hareket ettiler. (Bize kulluk ettiler.)

Onları, emrimiz doğrultusunda insanlara yol gösteren önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, bize hep kulluk ettiler.

Bizim buyrumumuzca doğru yolu gösteren önder kıldık onları, iyi işler vahiy eyledik onlara; namazla da, hayırlı işlerle de, zekâtla da vahiy ettik; onlar bize tapınıcı idiler

Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı ikame etmeyi, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kullardı (Allah'tan başka hiçbir varlığa tanrısal nitelikler yakıştırmazlardı).

“Namazı ikame etmek, zekâtı vermek” terkibi, namaz ve zekâtın daha önceki toplumlarda da olduğunu gösteriyor. “Zekât” terimi Kur’an’ın pek çok yerinde... Devamı..

Ânları nâsı doğrı yola sevk itmeğe me’mûr imâm yapdık ve kendilerine a’mâl-i sâliha, ’ibâdet ve zekât vahy iyledik. Bize ’ibâdet itdiler.

Onları, buyruğumuz altında insanları doğru yola götüren önderler yaptık; onlara, iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar, bize kulluk eden kimselerdi.

Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.

Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılıp zekât vermeyi vahyettik. Onlar, bize hep kulluk ettiler.

Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.

Biz onları, emrimize göre yol gösteren önderler kıldık. Onlara iyi işlerin nasıl yapılacağını, namazın nasıl gözetileceğini ve zekatın nasıl verileceğini vahyettik. Onlar bize kulluk edenlerdi.

Kuran'ın indirildiği dönemde tüm dini görevler, Bazı tahrifatlarla birlikte İbrahim'den geldiği biçimiyle biliniyordu. Mekke müşrikleri, oruç, namaz, ... Devamı..

Onları buyruğumuz altında (insanlara) doğru yolu gösterecek önderler kıldık. Kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdir.

Ve hepsini emrimizle yol göteren imamlar ettik ve kendilerine hayırlar işlemeği, namaz kılmayı zekât vermeyi, vahyeyledik ve hep bize âbid idiler

Ve hepsini (İbrâhîm’i, İshâk’ı ve Ya‘kûb’u) emrimizle (insanları) hidâyete yönelten imamlar (peygamberler) yaptık. Kendilerine hayır işler yapmayı, namaz kılmayı ve (ümmetlerine) zekâtı (tebliğ etmelerini) vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.

Zekât vermek Peygamberlere bi’l-icmâ farz değildir.

Onları, buyruklarımızla doğru yolu gösteren önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, salâtı¹ ikame etmeyi, zekâtı¹ vermeyi vahyettik. Ve onlar yalnızca bize kulluk eden kimselerdi.

1- “Salatı ikame etmek, Zekâtı vermek” terkibi, ibadete layık yegâne ilah olarak Allah\a inanmak; kulluğu, Allah\a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten a... Devamı..

Onları emrimizle doğru yolu gösterecek rehberler kıldık, kendilerine hayırlı işler yapmayı, dosdoğru namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyetdik. Onlar bize ibâdet edicilerdi,

Onları emrimizle (insanlara) hak yolu gösteren imamlar (kendisine tâbi' olunan rehberler) yaptık; onlara hayırlı işler yapmayı, namazı hakkıyla edâ etmeyi ve zekât vermeyi vahyettik. (Onlar) bize kulluk eden kimselerdi.

Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize kulluk edenlerdi.

Biz onları, bizim emirlerimiz doğrultusunda hareket eden bir ümmet olmalarını sağladık. Onlara yararlı işlerin neler olduğunu, namaz ‘ın kılınmasını, zekât‘ın verilmesini ve yalnızca bize kulluk etmeleri gerektiğini vahy ettik.

Biz onları kendi buyruğumuzla insanları doğru yola ileten önderler yaptık. İyi işler işlemeyi, yalvarıya durmayı, zekat vermeyi gönüllerine bildirdik. Onlar Bize tapan kimseler idiler.

Onları emrimiz ile halkı yola götürür pişüvalar kıldık; onlara hayır işlerde bulunmayı, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahiy ettik. Onlar ancak bize ibadet ederlerdi.

Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece Bize kulluk eden kimselerdi.

Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayırlı işleri, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.

Ve onları, buyruklarımız doğrultusunda insanlığa doğru yolu gösteren birer önder yaptık ve onlara iyi işler yapmayı, namazı kılmayı ve zekâtı vermeyi emrettik. Çünkü onlar, hayat programlarını gönderdiğimiz hükümler doğrultusunda şekillendirerek, yalnızca Bize kulluk eden kimselerdi.

Onları bizim emrimizle yol gösteren önderler yaptık. Hayırlı Faaliyetler yapmayı, Namaz’ı kılmayı ve Zekât’ı vermeyi onlara vahyettik. Bize kulluk etmekteydiler.

Hepsini, bizden aldığı ferman ile topluma yön veren önderler kıldık Hepsini hayır faaliyetleri yanı sıra namaz ve zekatla sorumlu tuttuk. Hepsi de bize gönülden hizmet ettiler...

Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık. Kendilerine hayırlı şeyler yapmayı, salat-ı dosdoğru ikame etmeyi, hayatlarını vahiy bilgisiyle, vahiy bilinciyle yaşamayı, her türlü kötülükten, dünyevi çıkarlardan arınmayı öğrettik. Onlar sadece yasalarımıza uyan kimselerdi. Onlar hiçbir zaman insanlar tarafından uydurulmuş yasalara uymadılar.

Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yapmış ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyetmiştik. [*] Onlar daima bizim kullarımızdılar.

Bu buyruk namaz, oruç, zekât, kurban vs. ibadetlerin eski ümmetlerden beri farz olduğunun delillerindendir. Benzer mesajlar: Bakara 2:83, 183; Âl-i İm... Devamı..

Ve onları, Bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler kıldık. (Ayrıca) onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar, sadece Bize ibâdet ederlerdi.

ve o’nları buyruklarımız doğrultusunda (başkalarına) yol gösteren önderler yaptık; çünkü onlara iyi ve yararlı işler yapmayı, salât konusunda duyarlı ve devamlı olmayı, arınmak için verilmesi gereken şeyi vermeyi vahyettik; böylece onlar hep Bize kulluk ettiler.

Onları emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler kıldık, onlara iyi ve yararlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onların hepsi yalnızca bize kulluk eden kimselerdi. 2/124...136, 11/17, 32/24

ve onları talimatlarımız çerçevesinde herkese doğru yolu gösteren önderler yaptık; nitekim onlara hayırlı işler yapmalarını, Allah’a ibadetin hakkını vermelerini,[²⁷⁴⁵] arınmak ve yücelmek için gerekli bedeli ödemelerini vahyettik: Nihayet, onların tümü de sadece Bize kulluk eden kimselerdi.

[2745] Ekîmu’s-salâta verdiğimiz bu anlamın gerekçesi için bkz: 87:15, 7:170; 2:3 ilgili notlar.

Onları, emrimizle insanlara doğru yolu gösterecek rehberler yaptık; onlara hayırlar yapmayı namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi.

Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik Ve bize kulluk eden kimselerdi

Ve onları imamlar kıldık ki, Bizim emrimizle rehber-i hidâyet bulunurlar ve onlara hayırlı işleri yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahy-ettik ve Bize ibadet edenler oldular.

Onları buyruklarımızla insanlara doğru yolu gösteren önderler yaptık. Kendilerine hayırlı işler işlemeyi, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar yalnız Bize ibadet ederlerdi.

Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı.

Ve onları emrimizle halkı hidâyete götürir imâmlar iyleyüb hayır işlemeği, namâz kılmağı, zekât virmeği onlara vahy iyledik. Onlar bize 'ibâdet iderlerdi.

Onları, emrimize uygun olarak yol gösteren önderler yaptık. Hayırlı işler yapmalarını, namazı tam kılmalarını ve zekât vermelerini vahyetmiştik. Onlar yalnız bize kulluk ederlerdi.

Onları emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler kılıp, onlara hayır işlemeyi, namazı kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar, bize kulluk eden kimselerdi.

Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar yalnız Bize ibadet eden kullardı.

Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, duayı/namazı yerine getirmeyi, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı.

daħı eyledük anları imāmlar ŧoġru yol gösterürler bizüm buyruġumuz-ile. daħı eyledük anlardın yaña eyü işler eylemek daķı namāzı dururmaķlıķ daħı zekātı virmeklıķ. [173a] daħı oldılar bize ŧapıcılar.

Daḫı anları imāmlar ḳılduḳ ki doġru yol gösterürlerdi ḫalḳa bizüm buy‐ruġumuzla. Daḫı vaḥy eyledük anlara ḫayrlar işlemegi. Daḫı namāz durġur‐maġı ve zekāt virmegi. Daḫı anlar bize ‘ibādet iderlerdi.

Biz onları əmrimizlə (insanları) doğru yola gətirən imamlar (rəhbərlər) etdik. Biz onları xeyirli işlər görməyi, namaz qılmağı və zəkat verməyi vəhy etdik. Onlar yalnız Bizə ibadət edirdilər.

And We made them chiefs who guide by Our command, and We inspired in them the doing of good deeds and the right establishment of worship and the giving of alms and they were worshippers of Us (alone).

And We made them leaders, guiding (men) by Our Command, and We sent them inspiration to do good deeds, to establish regular prayers, and to practise regular charity; and they constantly served Us (and Us only).(2729)

2729 The spiritual lesson from this passage may be recapitulated. The righteous man makes no compromise with evil. If the votaries of evil laugh at hi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.