Elleżîne yaḣşevne rabbehum bilġaybi vehum mine-ssâ’ati muşfikûn(e)
O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten ürküp titrerler.
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O’nu görmedikleri halde) bir haşyet (korku ve hürmet) içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden "içleri (saygıyla ve kaygıyla) titremekte olan" kimselerdir.
O bilinçli ve duyarlı kimseler, görmedikleri halde, Rablerinden korkar ve kıyametin gelivermesinden de korkarak titrer, dururlar.
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.
O muttakiler ki gıyaben, Rablerinin büyüklüğüne karşı irkilirler ve kıyametin kopmasından da çekiniyorlar.
Takvâ sahipleri, görmedikleri halde Rabblerine bilinçli bir şekilde saygı duyarlar; onlar kıyametten korkan kimselerdir.
Tanrıdan korkarlar, görmeden onlar, evet, çekinirler kıyametten de
O (Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşaya)nlar, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerin(in azabın)dan korkarlar. Onlar kıyamet gününden de ürperirler.
48, 49. Biz Mûsâ ve Hârûn’a hak ile bâtılı tefrîk itdiren ve cehâlete karşu ziyâ neşr iden ve Allâh te’âlânın henüz mestûr ’azâbından havf idenlere ve vakit ve sa’atin geleceğini titreyerek düşünenlere nasîhat viren bir kitâb i’tâ iyledik.
Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.
Onlar, görmedikleri hâlde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.
48-49. Andolsun ki, Mûsâ ve Hârûn’a, günahtan sakınan, görmedikleri halde rablerinden korkan ve kıyametin kaygısını taşıyanlar için bir ayırma ölçütü, bir ışık, bir hatırlatıcı kaynak (kitap) verdik.
(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.
Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kıyamet saatinden de titrerler.
O müttekıler için ki rablarına gıyabda haşyet beslerler ve o saatten titrer dururlar
(O takva sahipleri ki,) onlar (azabı) görmedikleri hâlde, Rablerin (in azametin) den korkarlar, onlar hesap gününden de korkarlar.
Onlar, Rabblerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.
(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhâda da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır.
(Takvâ sâhibleri) o kimselerdir ki, yalnızken (de) Rablerinden korkarlar, onlar kıyâmetten de korkan kimselerdir.
Onlar (muttakiler) o kimselerdir ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerine karşı derin bir saygı gösteren ve saatten (kıyametten) de korkanlardır.
Onlar o kimselerdir ki, Allah’ı görmedikleri halde, O na saygı gösteren ve kıyamet saatinden de korkanlardır.
O kimseler ki, çalaplarını görmiyerek ondan ürkerler, onlar kalkış gününden de titrerler.
Onlar ki, algılayamadıkları/görmedikleri hâlde [bi’l- ğayb] Rablerinden saygıyla ürperenler ve kıyametten [es-sâ’at] de sakınanlardır [muşfikûn].
Onlar, (azabı) görmedikleri halde Rablerinden bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyametten dolayı içleri titremekte olanlardır.
O takvâ sahipleri ki, Rablerine gayben, yani O’nun zatını göremedikleri hâlde, varlığını, rab ve ilah olarak birliğini, sonsuz kudret ve merhametini gözler önüne seren sayısız yaratılış mucizelerini görerek iman eder, O’na yürekten bir saygıyla bağlanır ve ecel vaktinin gelip çatacağı o Son Saatin korkusuyla titrerler.
Gayb ile (Görmeden) rabb’lerinden çekinenler, evet onlar Saat’den korkup titreyenlerdir.
Resulüm! Rab'lerinin yüzünü görmediği halde içlerinde kıpırtı hissedenler, kıyamet sözünden bile, heyecanlanırlar,
Görmedikleri halde Rabbine inananlar sevgimizi kaybetmekten korkar. Onlar bilirler ki yasalarımıza aykırı yaşarlarsa sevgimizi kaybederler. Böyleleri kıyamet gününden korkar. Çünkü kıyamet günü hesap gününün geldiğinin habercisidir.
Rablerini görmedikleri halde Ondan (sevgiye dayalı bir korku ile) korkanlar var ya işte kıyamet vaktinden içleri titreyerek tam sakınanlar onlardır.
Onlar ki Rablerine içten derin bir saygı duyarlar ve onlar o saatin bu dünyanın sonunun dehşetinden dolayı tir tir titrerler. 3/30, 25/63...65, 21/90,
Takva sahipleri; gıyabında Rablerinden korkarlar ve (hatırlarına geldiğinde) kıyamet saatinin dehşetinden titrerlerdi.
O kimseler ki Rablerini görmedikleri hâlde saygı ile korkarlar. Ve onlar kıyametin kopuş gününden de korkarlar.
O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.
O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler. [50, 33; 67, 12]
Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.
O muttakîler ki rablerini görmedikleri halde ondan korkarlar ve kıyâmet gününden hirâsân olurlar.
Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.
O takvâ sahipleri ki, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar. Onlar, kıyamet gününün de korkusu içindedirler.
O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.
48-49. daħı bayıķ virdük mūsā’ya daħı hārūn’a tevrįt’i daħı aydınlıķ daħı ögüd śaķınıcılara anlar kim [172a] ķorķarlar çalabı’larından ġāyıb iken daħı anlar ķıyāmetden ķorķıcılardur.
Ol kişiler ki Tañrıdan ḳorḳarlar ġayb‐ıla, anlar ḳıyāmetden daḫı ḳorḳarlar.
O kəslərdən ötrü ki, onlar öz Rəbbindən Onu görmədən (yaxud Allahın axirətdə verəcəyi əzabdan) qorxar və qiyamətdən lərzəyə gələrlər.
Those who tear their Lord in secret and who dread the Hour (of doom).
Those who fear their Lord in their most secret thoughts, and who hold the Hour (of Judgment) in awe.(2710)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |