16 Ocak 2025 - 16 Receb 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 49. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne yaḣşevne rabbehum bilġaybi vehum mine-ssâ’ati muşfikûn(e)

O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten ürküp titrerler.

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O’nu görmedikleri halde) bir haşyet (korku ve hürmet) içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden "içleri (saygıyla ve kaygıyla) titremekte olan" kimselerdir.

O bilinçli ve duyarlı kimseler, görmedikleri halde, Rablerinden korkar ve kıyametin gelivermesinden de korkarak titrer, dururlar.

Allah'a sığınanlar, saklı-gizli hallerinde, görmedikleri halde, gıyaben Rablerinden korkanlardır, O'na saygı duyanlardır. Onlar Kıyamet'in kopacağı ânın dehşeti dolayısıyla korku içinde Allah'ın emirlerine itina gösterenlerdir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 50/33; 67/12.

Onlar [10] Rablerinden gıyaben korkarlar ve onların kıyamet saatinden içleri titrer.

10.Yani takva sahipleri.

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'

Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.

O muttakiler ki gıyaben, Rablerinin büyüklüğüne karşı irkilirler ve kıyametin kopmasından da çekiniyorlar.

Takvâ sahipleri, görmedikleri halde Rabblerine bilinçli bir şekilde saygı duyarlar; onlar kıyametten korkan kimselerdir.

Tanrıdan korkarlar, görmeden onlar, evet, çekinirler kıyametten de

O (Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşaya)nlar, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerin(in azabın)dan korkarlar. Onlar kıyamet gününden de ürperirler.

48, 49. Biz Mûsâ ve Hârûn’a hak ile bâtılı tefrîk itdiren ve cehâlete karşu ziyâ neşr iden ve Allâh te’âlânın henüz mestûr ’azâbından havf idenlere ve vakit ve sa’atin geleceğini titreyerek düşünenlere nasîhat viren bir kitâb i’tâ iyledik.

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.

Onlar, görmedikleri hâlde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.

48-49. Andolsun ki, Mûsâ ve Hârûn’a, günahtan sakınan, görmedikleri halde rablerinden korkan ve kıyametin kaygısını taşıyanlar için bir ayırma ölçütü, bir ışık, bir hatırlatıcı kaynak (kitap) verdik.

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kıyamet saatinden de titrerler.

O müttekıler için ki rablarına gıyabda haşyet beslerler ve o saatten titrer dururlar

(O takva sahipleri ki,) onlar (azabı) görmedikleri hâlde, Rablerin (in azametin) den korkarlar, onlar hesap gününden de korkarlar.

Onlar, Rabblerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.

(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhâda da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır.

(Takvâ sâhibleri) o kimselerdir ki, yalnızken (de) Rablerinden korkarlar, onlar kıyâmetten de korkan kimselerdir.

Onlar (muttakiler) o kimselerdir ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerine karşı derin bir saygı gösteren ve saatten (kıyametten) de korkanlardır.

Onlar o kimselerdir ki, Allah’ı görmedikleri halde, O na saygı gösteren ve kıyamet saatinden de korkanlardır.

O kimseler ki, çalaplarını görmiyerek ondan ürkerler, onlar kalkış gününden de titrerler.

O sakınanlar ki Rablerinden tenhada [²] korkarlar, onlar kıyamette de korku içinde bulunurlar.

[2] Rablerini görmedikleri halde.

Onlar ki, algılayamadıkları/görmedikleri hâlde [bi’l- ğayb] Rablerinden saygıyla ürperenler ve kıyametten [es-sâ’at] de sakınanlardır [muşfikûn].

Onlar, (azabı) görmedikleri halde Rablerinden bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyametten dolayı içleri titremekte olanlardır.

O takvâ sahipleri ki, Rablerine gayben, yani O’nun zatını göremedikleri hâlde, varlığını, rab ve ilah olarak birliğini, sonsuz kudret ve merhametini gözler önüne seren sayısız yaratılış mucizelerini görerek iman eder, O’na yürekten bir saygıyla bağlanır ve ecel vaktinin gelip çatacağı o Son Saatin korkusuyla titrerler.

Gayb ile (Görmeden) rabb’lerinden çekinenler, evet onlar Saat’den korkup titreyenlerdir.

Resulüm! Rab'lerinin yüzünü görmediği halde içlerinde kıpırtı hissedenler, kıyamet sözünden bile, heyecanlanırlar,

Görmedikleri halde Rabbine inananlar sevgimizi kaybetmekten korkar. Onlar bilirler ki yasalarımıza aykırı yaşarlarsa sevgimizi kaybederler. Böyleleri kıyamet gününden korkar. Çünkü kıyamet günü hesap gününün geldiğinin habercisidir.

Onlar [takvâ] (duyarlılık) sahipleri, [gayb]daki (bilinemeyendeki) Rablerine saygı duyarlar; [*] (dahası) onlar o (Son) Saat’ten de tir tir titreyenlerdir.

Benzer mesajlar: Fâtır 35:18; Yâsîn 36:11; Kâf 50:33; Mülk 67:12.

Rablerini görmedikleri halde Ondan (sevgiye dayalı bir korku ile) korkanlar var ya işte kıyamet vaktinden içleri titreyerek tam sakınanlar onlardır.

o [bilinçli, duyarlı] kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, ⁵⁸ Rablerinden korkar ve Son Saat’in kaygısıyla titrerler.

58 Bi’l-ğayb ifadesine verilen bu anlama ilişkin bir açıklama için bkz. 2:3 hk. 3. not.

Onlar ki Rablerine içten derin bir saygı duyarlar ve onlar o saatin bu dünyanın sonunun dehşetinden dolayı tir tir titrerler. 3/30, 25/63...65, 21/90,

onlar ki, idrak sınırını aşan bir hakikat olsa da Rablerinden korkarlar; yine onlar (görürcesine inandıkları) Son Saat’ten dolayı titrerler.[²⁷³¹]

[2731] Parantez içi açıklamamız Bakara 3-4’e dayanmaktadır. Zımnen: Allah’a iman özünde gayba imandır.

Takva sahipleri; gıyabında Rablerinden korkarlar ve (hatırlarına geldiğinde) kıyamet saatinin dehşetinden titrerlerdi.

O kimseler ki Rablerini görmedikleri hâlde saygı ile korkarlar. Ve onlar kıyametin kopuş gününden de korkarlar.

O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.

O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler. [50, 33; 67, 12]

Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.

O muttakîler ki rablerini görmedikleri halde ondan korkarlar ve kıyâmet gününden hirâsân olurlar.

Onlar, Rablerinin korkusunu içlerinde[*] hisseden ve kıyamet saatinden dolayı da ürperen kimselerdir.

[*] İçlerinde" anlamı verdiğimiz kelime el- ğayb = الغيب'dır. Bkz: Bakara 2/3

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.

O takvâ sahipleri ki, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar. Onlar, kıyamet gününün de korkusu içindedirler.

O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.

48-49. daħı bayıķ virdük mūsā’ya daħı hārūn’a tevrįt’i daħı aydınlıķ daħı ögüd śaķınıcılara anlar kim [172a] ķorķarlar çalabı’larından ġāyıb iken daħı anlar ķıyāmetden ķorķıcılardur.

Ol kişiler ki Tañrıdan ḳorḳarlar ġayb‐ıla, anlar ḳıyāmetden daḫı ḳorḳarlar.

O kəslərdən ötrü ki, onlar öz Rəbbindən Onu görmədən (yaxud Allahın axirətdə verəcəyi əzabdan) qorxar və qiyamətdən lərzəyə gələrlər.

Those who tear their Lord in secret and who dread the Hour (of doom).

Those who fear their Lord in their most secret thoughts, and who hold the Hour (of Judgment) in awe.(2710)

2710 Note the three kinds of fear mentioned in 21:48-49. Taqwa is the fear of running counter to the will of Allah; it is akin to the love of Him; for... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.