Bel metta’nâ hâulâ-i veâbâehum hattâ tâle ‘aleyhimu-l’umur(u)(k) efelâ yeravne ennâ ne/tî-l-arda nenkusuhâ min atrâfihâ(c) efehumu-lġâlibûn(e)
Hatta biz, onların da, atalarının da ömürlerini uzattık, ömürleri boyunca onları geçindirdik, fakat görmezler mi ki yerlerine, yurtlarına girip hakim oldukları yerleri daraltıp azaltmadayız; hala onlar mı üstün olanlar?
Evet, Biz onları ve atalarını (dünya nimetleriyle) yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, Bizim gerçekten Arz’a (yerküreye) gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün (galip) gelenler onlar mı? (İleride her şeyi öğrenip bileceklerdir. Son bilimsel çalışmalar, Dünya’nın kütlesinde ve kutup bölgelerinde bir azalma yaşandığını tespit etmişlerdir.)
Kaldı ki biz bunlara da, bunların atalarına da ömürlerinin sonuna kadar hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik. Fakat bu insanlar görmüyorlar mı İslâm orduları vasıtasıyla memleketleri, her taraftan daraltılarak eksiltilmiş oluyor veya yeryüzünün sahip olduğu en iyi şeylerden hergün biraz daha yoksun bırakarak, cezalandırıcı müdahelelerimizle nasıl yokladığımızı… Şu halde üstün gelecek onlar mı, yoksa biz miyiz?
Doğrusu onlara da, atalarına da zevku sefa içinde hayat yaşattık. Hatta o ömür, onlara uzun bile geldi. Şimdi yurtlarını işgal edip topraklarını her tarafından eksilttiğimizi, kendilerini sıkıştırdığımızı, imkân ve nüfuz alanlarını daralttığımızı hâlâ görmüyorlar mı? Bu durumda gâlip olanlar, üstün gelenler onlar mı?
Doğrusu biz onları ve atalarını yararlandırdık. Öyle ki ömür onlara uzun geldi. Bizim yere gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Şu halde üstün gelenler onlar mıdır?
Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?
Doğrusu biz, o kâfirleri ve atalarını yaşattık, hatta o ömür, onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı, kâfirlerin arazisini alıb etrafından (müslümanlara feth ettirmekle) azaltıyoruz. O halde galib gelenler onlar mı?
Fakat Biz, onları da babalarını da yaşattık. Öyle ki ömürleri uzadı da ebedî olduklarını sandılar. Görmüyorlar mı? Biz yere varıp etrafından onu eksiltiyoruz. [Savaşlarla, ölümle, erozyonla yeri ve insanları azaltıyoruz.] Yoksa onlar, Bize karşı galip mi olacaklar!?
Doğrusu biz o inkârcıları ve babalarını dünya nimetlerinden yararlandırdık. Öyle ki uzun süre bu şekilde yaşadılar. Onlar, bizim, şimdi bulundukları topraklara gelip, oraları azar azar ele geçirdiğimizi görmüyorlar mı? Onlar inananlara galip geleceklerini mi sanıyorlar?
Hem bunları, hem de atalarını, ömürleri uzun olana değin yaşatmıştık; görmezler mi yeryüzünü, her yandan eksiltmedeyiz? Onlar mıdır yenenler?
Doğrusu biz onlara ve atalarına geniş geçim imkânları bağışladık da uzun yıllar refah içinde yaşadılar. Ama artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?
Evet, hayâtlarının devâm ideceği müddet biz bunları ve cedlerini dünyâ emvâlinden müstefîd itdik. Fakat görmüyorlar mı ki memleketlerini müslümanlara virdik ve her tarafdan hudûdını temdîd idiyoruz. Acabâ kuvvet ânların tarafında mı zan iderler.
Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mıdır?
Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama, artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O hâlde, onlar mı galip gelecekler?
Oysa biz onları da atalarını da nimetlerimizden faydalandırdık. Hatta bu, ömürleri boyunca sürüp gitti. Şimdi bizim yeryüzünü etrafından nasıl eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde üstün gelen onlar mı?
Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?
Halbuki biz onları ve atalarını yaşlanıncaya kadar nimetlendirdik. Yeryüzünün uçlarından habire eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen onlar mı üstün gelecek?
Doğrusu biz o kâfirleri ve atalarını yaşattık, hatta o ömür onlara uzun geldi. Fakat şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? O halde üstün gelen onlar mıdır?
Doğrusu biz, onları ve atalarını yaşattık hettâ o ömür onlara uzun geldi, fakat şimdi görmüyorlar mı o Arzı etrafından eksiltip duruyoruz, o halde galip onlar mı?
Bilakis onları da atalarını da (dünya nimetlerinden) biz faydalandırdık. Öyle ki ömür (leri) kendilerine (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Bizim (emrimizin), yeryüzüne gelip (müslümanlara fetih nasip etmekle) onu etrafından eksilttiğimizi, (kâfirlerin topraklarının ellerinden çıktığını) görmüyorlar mı? (Durum böyle iken,) galip gelenler onlar mı?
Oysaki onlara uzun gelen bir ömür boyunca, onları ve atalarını geçindirdik. Yeryüzüne müdahale edip onun her tarafında birçok şeyi nasıl yok ettiğimizi¹ görmüyorlar mı? O halde galip olanlar onlar mı?
Evet, biz onları da, atalarını da — (bu dünyâda) ömür (leri) tepelerini aşıb uzayıncaya kadar — (yaşatıb) geçindirdik. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki biz o arza gelib etrafından (tedricen) eksiltib duruyoruz. O halde gaalib olanlar onlar mı?
Hayır, onları da atalarını da (dünya ni'metlerinden) faydalandırdık, nihâyet ömür(leri) kendilerine uzun geldi (ölmeyeceklerini sandılar). Şimdi görmüyorlar mı ki, muhakkak biz (ben Azîmüşşân), yeryüzüne (kâfirlerin memleketlerine, mü'minlere yardım etmek sûretiyle) geliyor, onu etrâfından (Müslümanların fetihleriyle) eksiltip duruyoruz. O hâlde galib gelenler onlar mı?
Aksine Biz onları ve atalarını (dünya nimetleriyle) yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Bizim, gerçekten (ilim, irade ve kudretimizle) Arz’a (yerküreye) gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu (araştırıp) bilmediler mi? Şu hâlde, üstün olanlar onlar mı? *
Hâlbuki onlara ve onların atalarına uzun süre yaşayabilecekleri bir ömür sağladık. Onlar görmüyorlar mı? Yeryüzünde olanları biz getiriyoruz, yeryüzünün her tarafındakileri (yaratmış olduklarımızı) yine biz eksiltiyoruz. Böyle olduğu halde, bize galip mi gelecekler?
Biz onları da, atalarını da yaşamaları boyunca gönendirdik. Şimdi görmüyorlar mı ki, yurtlarına gelip onun sınırlarını daraltıyoruz? Yine de sözünü geçirenler Biz miyiz, onlar mı?
Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi (topluca yıkıma uğrattığımızı) görmüyorlar mı? Hal böyleyken onlar mıdır üstün gelenler?
Aslına bakarsanız, Biz bunları da, bunların atalarını da nîmetler içinde yaşattık; böylece, hayat gözlerinde hiç bitmeyecekmiş gibi uzun göründü. Sahip oldukları servet, güç ve saltanatın ebediyen süreceğini zannedip azgınlaşmaya, hiç ölmeyecekmiş gibi davranmaya başladılar. Oysa görmüyorlar mı ki, Biz hüküm ve kudretimizleyeryüzüne gelip, onu her yanından nasıl peyderpey eksiltiyoruz?
Geçmişte yaşamış nice toplumların, azgınlıklarından dolayı yok edildiğini bilmiyorlar mı? Depremlerle, savaşlarla, toplumsal ve ekonomik krizlerle nüfuslarını nasıl kırıp dağıttığımızı, üzerlerindeki ablukayı her geçen gün daralttığımızı görmüyorlar mı? Çevrelerinden, dost ve akrabalarından birer ikişer mezara yolladıkları insanların hâlini düşünüp ibret almıyorlar mı? Bütün bunlar, yaklaşan felâketin habercisi değil mi?
Hal böyleyken, inkârcılar, hak ve hakikat karşısında hâlâ üstün geleceklerini mi zannediyorlar?
Evet, onları ve atalarını geçindirdik; tâ ki onlara Ömür uzun geldi. Görmezler mi; Arz’ı / Yeryüzü’nü / Ülke’yi etrafından eksilterek geliyoruz. Galip Gelenler onlar mı?
Resulüm! aslında biz, bu insanları ataları gibi nimete gark ettik. Hatta uzun süre bu nimetin tadını çıkardılar. Acaba şimdi bu insanlar bizim, ucun ucun topraklarına girdiğimizi de mi göremiyorlar? Hâlâ galip geleceklerini mi sanıyorlar?
Evet! Onları da atalarını da türlü nimetlerle faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Görmüyorlar mı? Yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz! İnsanlar ölürken, yeryüzünü eksiltirken onlar galip geleceğini mi sanıyor?
(Oysa) onları da atalarını da yararlandırdık. Sonunda ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. [*]Yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmezler mi? [*] Üstün gelen onlar mıymış!
Evet Biz, onları ve atalarını dünyada ebedî kalacakları zannına kapılıncaya kadar barındırdık. Fakat şimdi, Bizim gerçekten yeryüzüne gelip onu uçlarından eksiltmekte¹ olduğumuzu görmüyorlar mı? Üstün olan (Biz miyiz? Yoksa) onlar mı?
Kaldı ki, Biz bunlara da, bunların atalarına da, ömürlerinin sonuna kadar, ⁵⁴ hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik; fakat bu insanlar, Bizim yeryüzüne -üzerindeki en iyi, en güzel şeyleri her gün biraz daha eksilterek- ⁵⁵ vaziyet ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen, yine de baskın çıkacaklar[ını umuyorlar] mı?
Kaldı ki biz onlara ve atalarına rahat bir hayat yaşattık. Öyle ki bu konforla ömürlerine ömür kattılar peki şimdi onlar, onların imkân ve nüfuzlarını her bir yandan gitgide daralttığımızı görmüyorlar mı? Bu durumda galip gelecek olan onlar mı? 7/10, 14/32...46, 16/6...23, 28/35
Hayır, Biz onları ve atalarını geçici zevklere daldırdık; ta ki ömrün kendileri için böyle uzayıp gideceği (zehabına kapılsınlar):[²⁷²⁴] İyi ama, onlar görmüyorlar mı ki Biz yeryüzüne müdahil olup, ona (ait değerleri) her bir tarafından eksiltiyoruz?[²⁷²⁵] Bir de kalkıp kazanacaklarını umuyorlar, öyle mi?
Evet, biz onlara da, atalarına da (sınamak için) refah içinde bir yaşantı verdik ki onlar, o yaşantıları hiç sona ermeyecek sandılar. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki, biz (müminler eliyle) onlara ait (verimli) araziyi peyderpey ellerinden almaktayız. O halde gâlip gelenler onlar mı? (Yoksa bizim yardımımızla müminler mi? Yakında azap üzerlerine çökünce gerçeğin ne olduğunu anlayacaklardır.)
Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki ömürleri de uzun oldu. Ve görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü etrafından eksiltiyoruz? O hâlde, onlar mı üstün gelecekler?
Evet. Biz onlara ve babalarına mühlet verdik, tâ ki kendilerine ömürleri uzatmış oldu. Görmüyorlar mı ki, Biz yurtlarına varıp onu etrafından eksiltiyoruz. O halde galip olanlar onlar mı?
Kaldı ki Biz onlara da, babalarına da nimet verdik. Öyle ki uzayan ömürlerinin tadını çıkarıp avundular. Ama hükmümüzün yere yönelerek onu yavaş yavaş eksilttiğini görmüyorlar mı? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler? [46, 27; 13, 41]
Biz onları ve atalarını yaşattık, nihayet kendilerine ömür uzun geldi, (ebedi yaşayacaklarını sandılar). Bizim, yere gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)?
Belki biz onları ve babalarını hayât-ı dünyâdan istifâde itdirdik, ömürleri uzun oldı. Görmezler mi ki biz arzı etrâfından noksan itmekdeyiz. 'Acabâ onlar mı yoksa biz mi gâlibiz?
Hâlbuki hayatlarını sürdürebilsinler diye onların da babalarının da geçimini sağlayan biziz. Görmüyorlar mı ki yurtlarını çevresinden sürekli daraltıyoruz[*]. Bunlar mı bize galip gelecekler?
Evet, biz onlara da atalarına da geçimlikler verdik. Öyle ki, uzun süre yaşadılar. Şimdi onlar, yeri etrafından eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Onlar mı galip gelecekler?
Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı?
belki gönendürdük anları daħı atalarını tā uzandı anlaruñ üzere 'umr. iy görmezler mi bayıķ biz ķaśd eylerüz yire ekserüz anı ķıranlarından? iy bunlar mıdur yiñiçiler?
Bel ki gönendürdük dünyā dirliginde bunları, ataları[nı] daḫı. Ḥattā ki‘ömr müddeti uzatdı üstlerine. Pes görmezler mi ki nice kāfirlerüñ yirinemü’minleri musallaṭ idüp ḫarāb iderin çevrelerin. Anlar mı ġālib olsalargerek mü’minler[e]?
Doğrusu, Biz bununla (bu kafirlərə) və atalarına ömürləri uzanıncaya qədər (dünyada) gün-güzəran verdik. (Onlar fani dünya malına aldanıb məğrur oldular). Məgər Bizim (onların) torpağına girib onu hər tərəfdən əskiltdiyimizi (gündən-günə yurdlarının müsəlmanların əlinə keçdiyini) görmürlərmi? Belə olduqda, qalib olanlar onlarmıdır?!
Nay, but We gave these and their fathers ease until life grew long for them. See they not how we visit the land, reducing it of its outlying parts? Can they then be the victors?
Nay, We gave the good things of this life to these men and their fathers until the period(2704) grew long for them; See they not that We(2705) gradually reduce the land (in their control) from its outlying borders? Is it then they who will win?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |