Vece’alnâ-ssemâe sakfen mahfûzâ(an)(s) vehum ‘an âyâtihâ mu’ridûn(e)
Gökyüzünü, korunmakta olan bir tavan yaptık, onlarsa hala delillerinden yüz çevirmedeler.
Biz gökyüzünü (Atmosferi de, Uzay’dan Dünya’ya gelen zararlı ışınlara ve gök taşlarına karşı) koruyucu bir tavan yaptık. O (inkârcılar ise) hâlâ bu ayet ve alâmetlerden yüz çeviriyorlar.
Ve göğü de güvenli bir kubbe ve çatı olarak yükselttik, fakat onlar gökyüzünün işaret ve alametlerinden yüz çeviriyorlar.
Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlarsa ondaki ayetlerden yüz çevirmektedirler.
Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Kâfirler ise, gökyüzünün alâmetlerinden (güneş, ay ve yıldızlarından = Allah'ın kudret ve azametine delâlet edişlerinden) yüz çeviriyorlar.
Ve semayı (atmosferi) korunmuş bir dam yaptık. Fakat onlar, ondaki ayet ve delillerden yüz çevirmiş durumdadırlar.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan gibi yaptık. Oysa onlar bundaki delilleri görmezlikten geliyorlar.
Göğü bir korunmuş çatı yaptık, göğün belgelerinden yüzlerini dönerler
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah'ın kudretini gösteren) delillerden yüz çeviriyorlar.
Semâyı mahfûz bir sakf hâlinde inşâ itdik, bununla berâber semânın muhtevî oldığı ’alâmetlerden yüz çeviriyorlar.
Göğü karışıklıktan korunmuş bir tavan kıldık; oysa onlar bundaki delillerden yüz çeviriyorlar.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah’ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.
Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, gökyüzünün işaretlerine sırt çevirmektedirler.
Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan gibi yaptık. Onlar ise, gökyüzünün âyetlerinden yüz çevirirler.
Göğü korunmuş bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar ondaki işaretlere ilgisiz durmaktadırlar.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Kâfirler ise, gökyüzünün alâmetlerinden (Allah'ın kudret ve azametine delalet eden delillerinden) yüz çeviriyorlar.
Semayı da mahfuz bir sakıf yaptık, onlar ise onun âyetlerinden yüz çeviriyorlar
Gökyüzünü de (düşmekten) korunmuş bir tavan yaptık, onlar ise (ibret almak yerine, Allah’ın kudret ve azametine delâlet eden gökteki) delillerden, hâlâ yüz çevirmektedirler.
Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar hala âyetlerinden¹ yüz çeviriyorlar.
Biz gök yüzünü de korunmuş bir tavan (gibi) yapdık. Onlar ise bunun âyetlerinden yüz çeviricidirler.
Göğü de (düşmekten) muhâfaza edilmiş bir tavan yaptık. Onlar ise, onun delillerinden yüz çeviren kimselerdir.
Ve biz semayı (yerküreyi saran atmosferi) korunmuş bir tavan (gibi koruyucu bir özelliğe sahip) yaptık. Hâlbuki onlar (inkâr etmiş olanlar), ondaki (sınırsız kudretimize dair) belge ve delillerden yüz çeviriyorlar. (*)
Semayı da korunaklı (sağlam, çökmez) bir tavan olarak yaptığımız halde, yine onlar görünen (Allah’ı işaret eden) ayetlerden hala yüz çevirenlerdir.
Gökyüzünü korkusuz bir tavan yaptık. Onlar ise belgelerimizden yüz çeviriyorlar.
Biz, göğü yere nisbetle, bozulmadan salim bir tavan yaptık. Halbuki onlar göğün kudrete delâlet eden nişanlarından yine yüz çevirirler.
Gökyüzünü de korunaklı bir tavan yaptık. Hâlbuki onlar oradaki delillerden [âyâtihâ] yüz çevirmektedirler.
Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çevirmektedirler.
Ve yine görmüyorlar mı ki; gökyüzünü, sapasağlam korunan bir kubbe hâline getirdik? Hal böyleyken, onlar gökyüzünde Allah’ın kudretini ve O’nun bilgisini gözler önüne seren bunca delillerden ve hayranlık verici mûcizelerden yüz çevirip geçiyorlar. Oysa ki:
Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar, onun âyetlerinden yüz çevirmektedirler.
Gökyüzüne çattığımız güvenli çatıya rağmen hâlâ işaretlerimizi göremediler ha?
Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık! Sürekli seyrettikleri gökyüzünün gerçeklerinden yüz çeviriyorlar.
Biz göğü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise (göğün) delillerinden yüz çevirirler.
Biz gökyüzünü de (her türlü tehlikeden) korunmuş bir tavan (gibi) yaptık. Ama o kâfirler, (gökyüzünün Allah’ın kudretine işaret eden) âyetlerinden yüz çeviriyorlar.
Göğü de korunaklı bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar, gökyüzündeki bunca delilden yüz çeviriyorlar. 15/16, 37/6, 67/5
Ve göğü güvenlikli bir kubbe olarak tepelerine diktik; ama onlar, bu tür göstergelerle işaret ettiğimiz (hakikatlere) sırt çeviriyorlar.
Gökyüzünü de -kıyamete kadar bu düzeni- koruyacak bir tavan yaptık. Onlar, nasıl oluyor da bu gerçeklerden yüz çeviriyorlar? (Gökyüzünde Allah’ın eşsiz kudretini ve O'nun birliğini gösteren bunca delilleri görmezlikten gelebiliyorlar?)
Göğü, korunmuş bir tavan yaptık ve onlar ise göğün, (Allâh’ın) âyetlerinden yüz çevirmektedirler.
Ve gökyüzünü de bir mahfuz tavan yaptık. Halbuki, onlar onun âyetlerinden yüz çeviricilerdir.
Göğü, korunmuş bir tavan yaptık; onlarsa hala göğün, (Allah'ın) ayetlerinden yüz çevirmektedirler.
Göği mahfûz bir tavan kıldık. Halbuki onlar (müşrikler) O'nun âyetlerinden i'râz idicilerdir.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Ama onlar göğün göstergelerinden (ayetlerinden) yüz çeviriyorlar.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar, bundaki ayetlerden yüz çeviriyorlar.
Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.(6)
Göğü, korunmuş bir tavan yaptık. Ama onlar göğün ayetlerinden hâlâ yüz çeviriyorlar.
daħı eyledük gögi örtü śaķlanmış ya'nį şeyŧānlardan. anlar nişānlarından gögüñ yüz döndüricilerdür.
Daḫı gökleri üstlerine istirāḳ yapmaḳdan ṣaḳlanmış saḳf eyledük ve kāfir‐ler anuñ āyetlerinden ġāfillerdür, fikr eylemezler.
Göyü (yerdən ötrü və onun üstünə düşməsin deyə) qorunub saxlanılan bir tavan etdik. Halbuki (kafirlər) ayələrimizdən (vəhdaniyyətimizi, qüdrətimizi sübut edən bu dəlillərdən) üz döndərdilər.
And We have made the sky a roof withheld (from them). Yet they turn away from its portents.
And We have made the heavens as a canopy well guarded:(2694) yet do they turn away from the Signs which these things (point to)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |