Ya’lemu mâ beyne eydîhim vemâ ḣalfehum velâ yeşfe’ûne illâ limeni-rtedâ vehum min ḣaşyetihi muşfikûn(e)
O bilir, onların önlerinde ve artlarında ne varsa ve Tanrı rızasına mazhar olandan başkasına şefaat de edemezler ve onlar, onun korkusundan ürkerler.
O (Allah), önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; onlar (melekler ve ruhaniler, nebiler ve şehitler, kendisinden) hoşnut olunandan (ve Allah’ın müsaade buyurduğundan) başkasına şefaatte bulunamazlar. Ve onlar, O’nun (haşmet ve) haşyetinden (Allah’ın ululuk ve korkusundan) içleri titremekte olanlardır.
Allah onların yaptıklarını da, yapacaklarını da bilir ve onlar Allah'ın hoşnut olacağı kimselere, şefaat edebilirler ve hepsi de, Allah korkusundan dolayı titrerler.
O (Allah) onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. O'nun korkusuyla titremektedirler.
O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
Allah, onların önlerindekinide, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir ve onlar, O'nun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat edemezler. Hepsi O'nun korkusundan titrerler.
Allah onların geçmişlerini ve geleceklerini bilir. Allah’ın razı olduğundan başkasına şefaat yetkileri yoktur. Allah’ın verdiği dehşet ve haşyetten titriyorlar.
Bilir önlerinde, artlarında olanı, onlar ancak Allahın hoşnutluğun kazanana şefaat ederler, onlar korkudan titrerler
Allah, onların yaptıklarını da yapacaklarını da bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'na olan saygılarından titrerler.
Allâh ânların ne yapdıklarını ve yapacaklarını bilür. Ânlar izinsiz şefa’atde bulunamazlar. Meğer ki istediği içün şefa’ate müsâ’ade itsün. Huzûrunda korkudan titrerler.
Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler.
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler.
Allah onların önlerindekini de arkalarındakini de (bildiklerini de bilmediklerini de) bilir. Onlar Allah’ın razı olduklarından başkasına şefaat edemezler ve Allah korkusundan titrerler!
Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler.
O onların önlerindekini arkalarındakini bilir ve onlar onun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat etmezler, ve hepsi onun haşyetinden titrerler
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar (melekler), O’nun (Allah’ın) razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun haşyetinden/azametinden titrerler.
Önlerindekini de, arkalarındakini de O bilir. Bunlar, Onun rızâsına ermiş olandan başka kimseye şefaat etmezler. Bunlar Onun korkusundan titreyenlerdir.
(Allah) onların önlerindekini ve arkalarındakini (yaptıklarını ve yapacaklarını)bilir; (O'nun) râzı olduğu kimseden başkasına şefâat etmezler ve onlar O'nun korkusundan titreyen kimselerdir.
O, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar (melekler) ise (dünyadayken) ancak O’nun razı olduğu (mü’min) kimseler hakkında şefaatte (dua ve istiğfarda) bulunabilirler (dünyadayken mü’minler için bağışlanma diler ve dua ederler; yoksa Allah katında, kıyamette bir kimse için şefaatte bulunamazlar). Ve onlar, ona duydukları derin saygıdan titrerler.*
Allah onların önlerinde olanı da, arkalarında olanı da bilir. O melekler yalnızca Allah’ın razı olduğundan başkasına yardım (şefaat) edemezler ve onlar Allah korkusundan dolayı saygı içerisindedirler.
Yaptıklarını da yapacaklarını da O bilir. Onlar yalnız Allah’ın dileğini elde etmiş olanları kayırırlar. Kendileri de Onun ürküsünden titrerler.
O, onların önlerinde olan şeyleri de arkalarında olan şeyleri de bilir. Onlar, Allah’ın razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O’nun haşmetinden saygıyla ürperirler/titrerler.
O, önlerindekini de arkalarındakini de bilmektedir. Onlar (kendisinden) hoşnut olunandan başkasına şefaat de etmezler ve onlar, O'nun haşyetinden içleri titremekte olanlardır.
Allah, onların geçmişte ve gelecekte, gördükleri ve göremedikleri, bildikleri ve bilmedikleri, açıkladıkları ve gizledikleri, kısacası önlerindeki ve arkalarındaki her şeyi tam olarak bilmektedir. Fakatonların bilgisi çok sınırlıdır. Bu yüzden, Allah izin vermedikçe ve O’nunzaten hoşnut olduğu kimselerden başkasına şefaat edemezler. Yani, azâbı hak eden kimseleri kayırıp cehennemden kurtarmak için Allah katında aracılık edemezler. Çünkü onlar, O’nun heybetinden tir tir titrerler.
Onların ellerindeki şeyleri ve arkalarındaki şeyleri biliyor. Razı olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Onlar O’nun çekincesinden titrerler.
Allah meleklerin, hem geçmişlerini, hem geleceklerini bilir. Melekler, sadece Allah'ın onay verdiği kimselere şefaat edebilirler. Allah korkusu ile yürekleri hep kıpır kıpırdır.
Allah onların ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilir. Onlar sadece Allah’ın izin verdiği kişilere şahitlik yapar. Üstelik hükmümüze karşı gelmeye korkarlar.
(Allah) onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. [*] (Allah’ın) razı olduğundan başkasına şefaat edemezler. [*] Onlar (Allah’a) saygıları nedeniyle titrerler!
Allah, (meleklerin) yaptıklarını da yapacaklarını da bilir. Hatta onlar, kesinlikle Allah’ın râzı olduğu kimselerden başkasına şefâat da edemezler.¹ Ve onların hepsi, Allah korkusundan dolayı (içleri titreyerek) Ondan sakınırlar.
O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli tutulan şeyleri de bilir; ³⁶ bunun içindir ki, onlar, O’nun [zaten] hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; ³⁷ çünkü (herkesten önce) onların kendileri O’nun korkusuyla titrerler.
Allah, onların yaptıklarını ve yapacaklarını bilir ve onlar Allah’ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler. Zira onlar Allah’a duydukları derin saygıdan dolayı tir tir titrerler. 10/3, 21/27, 34/23, 53/26, 78/38
O, onların bildiklerini de bilmediklerini de bilir.[²⁷⁰⁵] Ki zaten onlar, O’nun hoşnut ve razı olmadığı hiç kimseye şefaat edemezler:[²⁷⁰⁶] zira onlar O’nun yüceliği karşısında derin bir saygıyla titrerler.[²⁷⁰⁷]
Allah, onların önlerindekileri de bilir, arkalarındakileri de. (Onların yaptığı her işten haberdardır. Onlar, Allah'ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler, O'nun korkusundan titrerler.)
(Allâh) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allâh’ın) râzı olduğundan başkasına şefâ’at edemezler ve onlar, O’nun korkusundan titrerler.
Onların ilerilerindekini de gerilerindekini de bilir ve razı olduğundan başkasına şefaat de edemezler ve onlar O'nun mehabetinden kemal-i itina ile korkar kimselerdir.
O onların yaptıklarını da yapacaklarını da, açıkladıklarını da gizlediklerini de bilir. Onlar, sadece O'nun razı olduğu kimse hakkında şefaat ederler. O'na duydukları tazimden ötürü çekinir, titrerler. [2, 255; 34, 23]
(Allah) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefa'at edemezler ve onlar, O'nun korkusundan titrerler.
Onların önünde ve ardında olanı Allâh bilir Ancak O'nun râzı oldığına şefâ'at iylerler. Ve Allâh'ın korkusundan titrerler.
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Allah'ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler. O'nun korkusundan tir tir titrerler.
Allah onların geçmişini de bilir, geleceğini de. Onlar, ancak Allah'ın rıza göstereceği kimseler için şefaat ederler; Onun korkusuyla da ürpermektedirler.
O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.
bilür anı kim ileylerindedür daħı anı kim artlanıncadur. daħı şafa'at eylemeyeler illā anuñ-içün kim ħoşnūd oldı Tañrı daħı anlar anuñ ķorķusından ķorķucılardur.
Bilür Tañrı Ta‘ālā ileylerinde olanı, ardlarında olanı daḫı. Şefā‘at daḫı it‐mezler, illā Allāh rāżī olduġı kimseye. Daḫı anlar Allāh heybetinden ḳorḳarlar.
(Allah) onların öndəkilərini də, arxalarındakını da (nə etdiklərini və nə edəcəklərini) bilir. Onlar yalnız (Allahın) razı olduğu (izin verdiyi) kəslərdən ötrü şəfaət edə bilər və Onun heybətindən qorxarlar.
He knoweth what is before them and what is behind them, and they cannot intercede except for him whom He accepteth, and they quake for awe of Him.
He knows what is before them, and what is behind them, and they offer no intercession except for those who are acceptable,(2688) and they(2689) stand in awe and reverence of His (Glory).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |