Felemmâ ehassû be/senâ iżâ hum minhâ yerkudûn(e)
Azabımızı hissettiler mi hemen kaçmaya başlıyorlardı ondan.
Onlar (zalim olanlar ise) Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıp kurtulmaya (çalışmışlardı).
Azabımızın başlarına geleceğini hissettikleri zaman, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.
Onlar azâbımızın şiddetini hissettikleri zaman, hemen vasıtalarına binip topuklayarak yılgın bir vaziyette oradan kaçıyorlardı.
Onlar zorlu azabımızı hissettiklerinde hemen oradan kaçıyorlardı.
Bizim zorlu-azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Onlar azabımızın şiddetini duydukları zaman memleketlerinden kaçıyorlardı.
O helak olanlar, Bizim şiddetli azabımızın geldiğini hissettiklerinde, hemen ondan kaçıp koşmaya başladılar.
Azabımızı hissettiklerinde, oralardan kaçmaya başladılar.
Anlayınca bizim şiddetimizi, hemen ordan savuşurlar
Onlar, azabımızın gelip çattığını fark ettiklerinde oralardan uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Darbemizin şiddetini hiss iyledikleri vakit karyelerinden kaçmağa başladılar.
Onlar bizim baskınımızı hissettiklerinde, oradan kaçmağa koyuluyorlardı.
Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı.
Azabımızı hissettiklerinde bakarsın ki yerlerinden kaçıyorlar.
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
Azabımızı hissettikleri anda ondan kaçmaya çalışıyorlardı.
Onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardı.
Be'simizi hissettikleri vakit, hemen oradan üzengi depiyorlardı,
Onlar, azabımızın gelip çattığını fark ettiklerinde (bineklerine binerek süratle) oradan kaçıyorlardı.
Öyle ki onlar azabımızı hissettikleri zaman, ondan kaçmaya çalışıyorlardı.
(Evet), onlar azabımızı his (ve müşahede) etdikleri zaman hemen oralardan harıl harıl kaçıyorlardı.
Baskınımızı hissettiklerinde oradan hızla kaçıyorlardı.
Artık azâbımızı hissettikleri zaman, onlar oradan hemen hızlıca kaçıyorlardı.
Onlar (zulümleri sebebiyle hak ettikleri) zorlu azabımızı hissettikleri zaman, (kurtulmak için) oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Onlar azabımızın geleceğini hissettikleri anda, hemen oradan kaçmaya çalışırlardı.
Onlar azabımıza uğrıyacaklarını görünce hemen oradan kaçıyorlardı.
Onlar satvetimizi anlayınca derhal oradan kaçmaya koyuldular.
Onlar azabımızı hissettikleri zaman, derhâl oradan kaçmaya çalışıyorlardı/hayvanlarını mahmuzluyorlardı [yerkudûn].
Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Helaki hak eden toplumlar, azâbımızın tepelerine bineceğini sezdikleri anda, derhal orayı terk edip kaçmaya çalışıyorlardı. Fakat nereye yönelseler, karşılarına azap melekleri dikiliyordu:
Azabımızı hissettikleri anda ondan hızla kaçıyorlardı.
Bizim güçlü atağımızı hissettiklerinde görsen bir kaçışları vardı ki.
Geçmişte cezalandırılanlar azabımızı görünce hemen yurtlarından süratle kaçıyorlardı.
Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
Onlar Bizim azabımızı hissettikleri an hemen oralardan kaçmaya yelteniyorlardı.
Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.
Onlar bizim şiddetli azabımızı hissettikleri zaman, oradan süratle kaçmaya başladılar. 29/40
Ve onlar Bizim ezici gücümüzü hissettikleri zaman, derhal oradan kaçmaya yeltendiler.
(Beldelerinin harap olmaya başladığını görüp te) Bizim azap baskınımızı hissettikleri zaman, oralardan kaçmaya yelteniyorlardı! (O zaman onlara)
Nezman ki azabımızı hissettiler hemen oradan mahmuzlayıp kaçıyorlar...
Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar.
Onlar bizim baskınımızı hisseder etmez, derhal bineklerine yönelip kaçmaya yeltendiler.
Azabımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı.
O zâlimler, 'azâbımızın geldiğini his idince derhâl memleketlerinden sür'atle kaçdılar.
Baskınımızı anlayınca hemen oradan kaçarlardı.
Azabımızı hissettikleri zaman, ondan süratle kaçıyorlardı.
Onlar, daha azabımızı hisseder etmez kaçışmaya başladılar.
Şiddetimizi hissettiklerinde hiç vakit geçirmeksizin oradan dört nala kaçıyorlardı.
pes ol vaķt kim gördiler 'aźābumuzı anlar ol köyden yügrüşürler ya'nį ķaçarlardı.
Ol vaḳt ki bizüm ‘aẕābumuz sizdiler anlar. Andan tizledüp ḳaçdılar.
Onlar əzabımızı (onları məhv edəcəyimizi) hiss edən kimi dərhal oradan (öz yurdlarından) qaçmağa üz qoydular.
And, when they felt Our might, behold them fleeing from it!
Yet, when they felt Our Punishment (coming), behold, they (tried to) flee from it.(2673)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |