Lâ yesme’ûne hasîsehâ(s) vehum fî mâ-ştehet enfusuhum ḣâlidûn(e)
Orasının en hafif bir sesini bilmezduymaz onlar ve canlarının dilediği, arzuladığı şeylerin içinde ebedidir onlar.
Onun (cehennemin korkunç) uğultusunu bile işitmeyeceklerdir. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebediliğe erişeceklerdir.
Onlar cehennemin uğultusunu da duymazlar, cennette canlarının arzu ettiği şeyler arasında, temelli yaşayıp gidecekler.
Onun uğultusunu duymazlar ve onlar canlarının çektiği şeyler içinde sonsuzdurlar.
Onun uğultusunu bile duymazlar. Nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
Cehennemden uzaklaştırılan o cennetlikler, cehennemin hışıltısını bile duymazlar ve bunlar canlarının istediği şeyler (çeşitli nimetler) içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.
Onlar o Cehennemin uğultusunu dahi işitmezler. Onlar nefislerinin arzuladığı şeyler içinde ebedî olarak kalacaklardır.
Onlar, cehennemin uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde çok uzun süreli kalırlar.
İşitmezler onun çıtırtısını, sonsuz olarak canlarının istediği onların
Onlar onun (cehennemin) hışıltısını bile duymayacaklar. Canlarının istediği nimetler içinde (orada) temelli kalacaklardır.
Ehl-i nârın figânını hiç işitmiyecekler ve arzu itdiklerinden ilelebed müstefîd olacaklardır.
Cehennemin uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.
Onlar cehennemin uğultusunu işitmezler, canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.
Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.
Onun uğultusunu işitmezler. Canlarının istediği şeyler içinde ebedi kalırlar.
Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
ve bunlar canlarının istediğinde muhalled kalacaklardır
Onlar, onun (cehennemin) uğultusunu duymazlar, canlarının istediği nimetler içerisinde ebedî (olarak cennette) kalırlar.
Onlar, Cehennem'in uğultusunu bile duymazlar. Ve onlar canlarının istediği şeylerin içinde sürekli kalacaklardır.¹
Bunlar gönüllerinin dilediği (ni'metler) içinde ebedî (yaşar)larken onun (cehennemin) gizli sesini bile duymazlar.
(O mü'minler) onun (o Cehennemin çok uzak mesâfelerden bile işitilen)uğultusunu duymazlar. Ve onlar canlarının çektiği şeyler (hesabsız ni'metler) içinde ebedî olarak kalıcıdırlar.
Öyle ki, onun (cehennemin) hışırtısını bile duymazlar; (cennette) canlarının çektiği nimetler içinde (sonsuzca) yaşayıp gideceklerdir onlar.
Onlar cehennemim fokurtularını işitmezler ve onlar canlarının çektiği her şeyin (nimetlerin) içinde orada devamlı kalıcıdırlar.
Bunlar gönüllerinin o kadar özledikleri ile birlikte hep orada kalacaklar da Cehennem’in gizli sesini duymıyacaklardır.
Onlar ateşin, alevinin sesini işitmeyecekler, nefislerinin arzu ettikleri şeye nâil olmak hususunda Cennette daim kalacaklar.
Onun uğultusunu bile duymazlar. Canlarının çektiği (nimetler) içinde sürekli olarak kalırlar.
Onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcılardır.
Onun o korkunç uğultusunu işitmeyecekler bile ve canlarının çektiği sonsuz nîmetler içerisinde, sonsuza dek yaşayıp gidecekler.
Onun uğultusunu duymazlar. Onlar canlarının arzu ettiği şeyler içinde, sürekli kalacaklardır.
Bunlar, cehennem ateşinin çatırtısını duymayacaklar ve orada, canlarının çektiği nimetlerle birlikte sonsuza kadar kalacaklardır.
Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedi olarak yaşarlar.
Onun (cehennemin) uğultusunu bile duymayacaklardır; onlar canlarının istediği (nimetler) içinde [ebedî] kalıcıdır.
Onlar, cennette gönüllerinin arzuladığı (sayısız nîmet) içerisinde ebedî olarak yaşarlarken cehennemin uğultusunu bile duymazlar.
onlar (cehennemin) soluğunu (bile) işitmeyecekler ve canlarının arzu edegeldiği şeyler arasında sonsuza kadar yaşayıp gidecekler.
Onlar cehennemin uğultusunu bile duymayacaklar, bilakis onlar canlarının çektiği nimetler içinde kalıcıdırlar. 2/25, 19/58...65, 25/24, 26/90, 27/89, 40/9, 47/15, 52/21- 22
Onlar oranın uğultusunu bile duymayacaklar. Ve onlar canlarının çektiği şeyler arasında kalıcı bir hayat sürecekler.
Onun (yürekleri yakan) uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler (cennet bahçeleri) içinde sonsuza dek kalırlar.
Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde sürekli olarak kalırlar.
Onun hışıltısını bile duymazlar ve onlar nefislerinin hoşlandığı şeyler içinde daima kalacak kimselerdir.
Onlar cehennemin hışırtısını bile işitmeyecek, canlarının çektiği nimetler içinde ebedî kalacaklardır. [10, 26; 55, 60]
Onun uğultusunu duymazlar. Ve canlarının çektiği (ni'metler) içinde ebedi kalırlar.
O mes'ûdlar cennetde cehennemin çatırdısını duymazlar. Orada nefislerinin iştihâ iylediği her şey vardır. Cennetde ebediyyen kalırlar.
Cehennemin hışırtısını bile duymayacak, onlar da canlarının çektiği nimetler içinde ölümsüzleşeceklerdir.
Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının arzu ettiği şeyler içinde ebedi kalırlar.
Onun hışırtısını bile işitmezler. Onlar, canlarının çektiği nimetler içinde ebediyen kalacaklardır.
Onun uğultusunu duymazlar. Onlar, gönüllerinin istediği şeyler içinde sürekli yaşayacaklardır.
işitmeyeler gizlü ünin ŧamunuñ. daħı anlar ol nesene içinde kim arzular göñülleri ebed ķalıcılardur.
Anuñ āvāzın işitmezler. Daḫı anlar yürekleri istegen nesneler [bile] muḫal‐led ḳalurlar.
Onlar (Cəhənnəmin) uğultusunu eşitməyəcəklər. Onlar (Cənnətdə) ürəklərinin istədiyi (ne’mətlər) içində əbədi qalacaqlar.
They will not hear the slightest sound thereof, while they abide in that which their souls desire.
Not the slightest sound will they hear of Hell: what their souls desired, in that will they dwell.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |