Kâle femâ ḣatbuke yâ sâmiriyy(u)
Sen ne diye bu işi işledin ey Samiri dedi Musa.
(Hz. Musa sorup) Dedi ki: "Ey Samiri, senin amacın nedir (bu sapkınlığa niçin kaydın)?"
Bu sefer Musa Sâmirî'ye dönerek: “Peki ya senin amacın neydi ey Sâmirî?” dedi.
Mûsâ:
“Peki, senin derdin nedir, ey Sâmirî?” dedi.
(Musa): "Ya senin yaptığın nedir, ey Sâmiri?" dedi.
(Musa) Dedi ki: 'Ya senin amacın nedir ey Samiri?'
(Hz. Mûsa, Harûn'un özrünü kabulden sonra Samirî'ye dönüb) dedi ki: “- Senin yaptığın bu iş nedir, ey Samirî?”
(Musa Samiri’ye yönelerek:) Ey Samiri! Nedir bu yaptığın? dedi.
Mûsâ, “Ey Sâmirî! Ya senin yaptığın nedir?” dedi.
Musa dedi: «Ey Sâmiri! Bu ne iş?»
(Musa bu defa Samiri'ye dönerek) “Ey Samiri! Senin bu yaptığın nedir?” dedi.
Mûsâ: "Ey Sâmirî senin maksadın ne idi?" didi.
Musa: "Ey Samiri! Ya senin yaptığın nedir?" dedi.
Mûsâ, “Ya senin derdin neydi ey Sâmirî?” dedi.
Mûsâ sordu: “Peki senin zorun neydi ey Sâmirî?”
Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi.
Dedi ki, "Peki, senin savunman nedir, Samiri?"
(Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptığın nedir?" dedi.
Ya ey sâmirî, senin derdin ne?
(Mûsâ, Hârûn’un bu sözlerinden sonra Sâmirî’ye dönüp) dedi ki: “Ey Sâmirî! Senin (bu işi yapmaktaki) amacın neydi?”
Mûsâ: “Ey Sâmirî! Sen ne yapmak istiyorsun?”
(Musa) «Ya senin zorun ne idi ey Sâmiriy?» dedi.
(Mûsâ, Sâmirî'ye döndü:) “Ya senin maksadın (zorun) neydi, ey Sâmirî?” dedi.
(Bu sefer Musa Sâmirî’ye dönerek:) ‘’Ey Samiri! (Bunu yapmakla) Senin amacın neydi?’’dedi.
Sonra Musa dönüp Samiri’ye “Senin bu yaptığın nedir ey Sâmiri” dedi.
Musa dedi: "ya sen, ne diye böyle yaptın, ey Samiri?
Musa dedi: Samiri! Bu mühim işi yapmada ne maksadın vardı?
(Musa Sâmirî’ye dönerek), “Peki Ey Sâmirî! Ya senin amacın neydi?”
(Musa) Dedi ki: “Ya senin amacın nedir ey Samiri?”
“Nedir bu yaptığın, ey Sâmirî?” diye sordu.
-“Ya senin derdin nedir, ey Sâmiriyy?” dedi.
Musa: " Samirî! Sana ne oldu peki ? "
Musa kardeşini bırakarak Samiri’ye yüklendi. "Ey Samiri! Senin kastın nedir? Niçin böyle bir şey yaptın?”
(Mûsa Sâmirî’ye dönerek): “Ey Samiri! Senin esas maksadın nedir?” dedi.
[Musa:] “Peki, ya senin amacın neydi, ey Sâmirî?” dedi.
– Peki senin derdin neydi ey Samiri? Diye çıkıştı.
(Musa bu kez Sâmiri’ye dönerek) "Ey Sâmiri, senin o sapık işe yeltenmenin sebebi ne idi? (Sen Rabbinden hiç korkmadın mı?) dedi. (Onu azarladı.)
Mûsâ, "Ya senin diyeceğin nedir ey Sâmirî?’’ dedi.
Mûsa aleyhisselâm dedi ki: «Ey Samirî! O acip işi yapmaktaki maksadın ne idi?»
Bu sefer Samirî'ye dönerek: “Samirî! peki senin derdin nedir? ” dedi.
(Musa, Samiri'ye döndü): "Ey Samiri, ya senin amacın nedir?" dedi.
Mûsâ (Sâmirî'ye tevcîh-i hitâbla) Ey Sâmirî! Seni bu işe ne sevk itdi" diye sordı.
Musa, Samiri’ye dönerek: “Senin derdin ne?” dedi.
-ya senin zorun neydi Ey Samiri? dedi.
Musa, “Sâmirî, ya senin zorun neydi?” diye sordu.
Mûsa dedi: "Senin derdin neydi, ey Sâmirî?"
eyitti: mūsā “ne nesenedür senüñ işüñ iy sāmirį?”
Mūsā eyitdi: Yā Sāmirī, ḥikāyetüñ nedür? didi.
(Musa: ) “Ey Samiri! Sənin (bu pis, əcaib işi görməkdə) məqsədin nə idi?” – deyə soruşdu.
(Moses) said: And what has thou to say, O Samiri?
(Moses) said: "What then is thy case, O Samiri?"(2620)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |