Ve-in techer bilkavli fe-innehu ya’lemu-ssirra veaḣfâ
Sesini yükseltsen de, yükseltmesen de hiç şüphe yok ki o, gizliyi de bilir, açığa vurulanı da.
(Herhangi bir konudaki) Sözünü ve sesini şayet yükseltip açığa vursan da (gizleyip saklasan da birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.
Sözü ister gizle, ister açığa vur, O insanın gizli düşüncelerini de bilir, gizlinin gizlisi duygularını da.
Sen, dileğini, duanı yüksek sesle söylesen de, gizlice niyazda bulunsan da far-ketmez. O fısıltıyı da, gizliyi de, gizlinin giz-lisini de bilir.
Sen sözü açığa vursan da (gizlesen de birdir). Çünkü muhakkak O gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir.
Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi ve gizlinin gizlisini de bilir.
Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltsen, bil ki, Allah bundan müstağnidir. Çünkü Allah gizliyi de bilir, kalbdekini de. (Bunun için bağırarak dua etmeye lüzum yok, huzur ve ihlâs lâzımdır.)
(Dua ve ibadetlerde) sesini yükseltsen de, (bil ki Allah’ın yüksek sese ihtiyacı yoktur.) Çünkü O, sırları da, ondan daha gizli olanı da bilir.
Eğer sen sözü açıktan söylersen, şüphesiz Allah gizli olanı, gizlinin gizlisini de bilir.
Sen bir sözü açıkça söylesen dahi, Allah bilir hem gizliyi, hem de daha saklıyı
Yüksek sesi çıkarmağa ne hâcet Allâh yavaş sesleri de ve hattâ daha gizli şeyleri de işidir ve bilür.
Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
Sen sözü ister açığa vur (ister gizle), O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
(Niyetini) Sözle açıklasan da (açıklamasan da) O, gizliyi ve gizlinin gizlisini bilir.
Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
Sen bu sözü ı'lan edeceksen de o hem sirri bilir hem daha gizlisini
Sen sözü açığa vursan da, (gizlesen de Allah için birdir.) Şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
Sen sesini yükseltsen (de, yükseltmesen de birdir). Çünkü O, gizliyi de, gizlinin daha gizlisini de bilir.
(Duâda) sesi yükseltsen de (yükseltmesen de O'nun için birdir, işitir!); çünki şübhesiz O, gizliyi de, daha gizli olanı da bilir.
Ve eğer sözü (gizlesen de) açığa vursan da (fark etmez). Şüphesiz o (başkasına) gizlice söylenmiş olanı da bilir, gizlisinin gizlisini (henüz açığa vurulmamış olan duygu ve düşünceleri) de bilir.
Sözü açıkça söylesen de, sözün gizli olanını ve ondan daha gizlisini de O bilir.
Sesini yükseltsen de, yükseltmesen de, gönüldekini, gizlinin gizlisini de O bilir.
Sözü açıkça söylesen de O, gizli sözünü, belki daha saklısını bilir.
Sözü açığa vursan da (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de gizlinin gizlisini de bilmektedir.
Ey insanoğlu! Sözlerini içinde gizlesen de, açığa vursan da, Allah için birdir; çünkü O, gizli söz ve düşünceleri de bilir, bundan çok daha gizlileri de...
Söz’ü açığa vurursan, şüphesiz O, Sırr’ı da, en gizliyi de bilir.
Sesini yükseltsen de farketmez. Çünkü Allah, gizliyi de bilir gizlinin gizlisini de.
İçinden geçenleri gizlesen de açıklasan da muhakkak Rabbin bilir. Hatta sizin bilmediklerinizi de bilir.
Sözü açıktan söylesen de (O) gizliyi ve gizlinin gizlisini bilir.
(Ey Muhammed!) Sözü (ister gizle) ister açığa vur. Çünkü O, gizliyi de gizlinin gizlisini¹ de bilir.²
Düşünceni açıkça söylesen de gizlesen de fark etmez zira O, gizliyi ve en gizliyi bilendir. 2/77, 3/167, 5/61, 9/105, 11/5, 1438
Düşünceni[²⁵⁴⁹] ister yüksek sesle dile getir (ister getirme); unutma ki O, gizli (düşünceleri) bildiği gibi, ondan daha gizli (duyguları) da bilir.[²⁵⁵⁰]
Sen (Rabbine dua ederken) sesini yükseltsen de; kıssan da fark etmez, çünkü O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
Sözü açık söylesen de muhakkak ki O, sırrı ve gizleneni de bilir.
Ve sen sözü izhar etsen de etmesen de müsavîdir. Çünkü O, şüphe yok ki gizliyi de, daha gizlice olanı da bilir.
İster yavaş konuş, ister açıktan, O'na göre birdir. Zira O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. [25, 6]
Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir.
Sen zikir ve du'âyı yüksek sesle idersen (Allâh senin cehrinden müstağnîdir) Çünki O, sırrı ve daha gizli olanı da bilir.
İster söyle ister söyleme; o gizli (sır) ve saklı (ahfa) ne varsa bilir.
Sesini yükseltsen de yükseltmesen de, sırrı ve en gizli şeyleri şüphesiz O bilir.
Sen sözünü açığa vursan da, vurmasan da birdir. O saklı olanı da bilir, ondan daha gizli olanı da.
Sen bu sözü açıkça duyuracaksan da O, gizliyi de bilir, gizliden daha gizliyi de...
daħı eger yüceldür-iseñ anuñ söz-ile bayıķ ol bilür göñül-ile söyledügin daħı gizlüregi.
Eger sırrı āşikāre söyleseñ, pes Tañrı Ta‘ālā bilür gizlü sırları, sırdanmaḫfīleri daḫı.
(Ey insan!) Sən (dua edərkən) səsini ucaltsanda (ucaltmasan da, heç bir fərqi yoxdur). Çünki Allah sirri də, sirdən daha gizli olanı da (məxfini də) bilir. (Allah nəinki qəlblərin sirlərindən, hətta ani olaraq ürəklərdən keçən gizli niyyətlərdən də xəbərdardır. Buna görə də özünü yorub uca səslə dua, yaxud zikr etmə. Əsas məsələ Allaha edilən ibadətin səmimiyyətidir).
And if thou speakest aloud, then Lo! He knoweth the secret (thought) and (that which is yet) more hidden.
If thou pronounce the word aloud, (it is no matter): for verily He knoweth what is secret and what is yet more hidden.(2538)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |