İżhebâ ilâ fir’avne innehu taġâ
Firavun'a gidin, çünkü o, gerçekten de azdı.
"(Artık) İkiniz (birlikte) Firavun’a gidin (gerçekleri bildirin), çünkü o iyice azmış vaziyettedir."
Firavun'a gidin. Çünkü O, gerçekten azdı.
“İkiniz Firavun'a gidin, o çok azdı.”
Firavun'a gidin. Çünkü o gerçekten azdı.
'İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor.'
Firavun'a gidin, çünkü o hakikaten azdı (ben Rabbim, dedi).
Firavuna gidin. Çünkü o azmıştır.
“Firavun'a gidin! Doğrusu o azmıştır.”
Firavuna gidiniz, o taşkınlık etmiştir
43-44. Firavuna gidin. Çünkü o azmıştır. Onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki öğüt alır yahut ürperir.”
" ’Âsî olan Fir’avn’ın nezdine gidiniz."
Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır.
“Firavun’a gidin. Çünkü o azmıştır.”
İkiniz beraber Firavun’a gidin, çünkü o sınırı çok aştı.
Firavun'a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.
"İkiniz Firavun'a gidin; çünkü o azdı."
Firavun'a gidin, çünkü o gerçekten azdı.
Fir'avna gidin çünkü o pek azdı
İkiniz (birlikte) Firavun’a gidin, şüphesiz o (ilâhlık iddiâ etmekle) iyice azdı!
İkiniz de Firavun'a gidin. Kuşkusuz o azgınlaştı.
Fir'avna gidin. Çünkü o, hakıykaten azdı.
“Fir'avun'a gidin; şübhesiz o (ilâhlık iddiâsıyla) iyice azdı.”
(Mesajlarımın tebliğini yapmak üzere) ikiniz Firavn’a gidin; gerçekten o iyice azmıştır.
İkiniz Firavun’a gidin. Zira o, gerçekten çok azdı.
İkiniz de Firavun’a gidin. Çünkü o azıtmıştır.
Firavun/a gidin, çünkü o haddi aşmıştır.
Firavun’a gidin, çünkü o iyice azdı.
“İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunmaktadır.”
Mûsâ Mısır’a geldi ve olup biteni kardeşine haber verdi. Sonra Allah, her ikisine şöyle vahyetti: “İkiniz Firavuna gidin ve yaptığı zulümden vazgeçip emirlerime itaat etmesi için onu uyarın; çünkü o, gerçekten de sınırı aştı.”
“Firavun’a gidin! Gerçekten o, azgınlaştı”.
Şimdi doğru Fıravun'a gidin, çünkü o çok azdı.
“Firavuna gidin. Çünkü o yasalarıma uymayarak iyiden iyiye azdı.”
Firavun’a gidin; şüphesiz ki o iyice azdı.
“İkiniz (birden)¹ Firavun’a gidin. Çünkü o, gerçekten azıttı.”
İkiniz birlikte doğruca Firavun’a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aşmış bulunuyor!
– Ve gidin Firavun’a, çünkü o iyice azdı. 79/15...26
Siz ikiniz doğruca Firavun’a gidin, çünkü o pek azdı!
Firavun'a gidin. (Onu hak yola davet edin) çünkü o, gerçekten çok azdı.
Fir’avn’e gidin, çünkü o azdı.
«Fir'avun'a gidiniz. Şüphe yok ki, o haddi tecavüz etmiştir.»
Gidin. Firavun'a, zira o iyice azdı.
Fir'avn'e gidin, çünkü o azdı.
"Tuğyân iden Fir'avn'ın yanına gidin."
Firavun’a gidin; o haddini aştı.
Firavuna gidin, çünkü o azdı.
“Firavun'a gidin; çünkü o iyice azıttı.
"Firavun'a gidin, çünkü o azdı."
varuñ fir'avn’a degin bayıķ ol ḥaddan geçdi.
Varuñuz, ögüt virüñüz Fir‘avna. Taḥḳīḳ ol azupdur.
Fir’onun yanına yollanın. O (allahlıq iddiasına düşməklə), həqiqətən, azğınlaşıb həddini aşmışdır.
Go, both of you, unto Pharaoh. Lo! he hath transgressed (the bounds).
"Go, both of you, to Pharaoh,(2566) for he has indeed transgressed all bounds;(2567)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |