Linuriyeke min âyâtinâ-lkubrâ
Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim sana.
"Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini daha) göstermiş olalım."
Böylece sana, en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim.
“Sana kudretimizin ve peygamberliğinin delili olan en büyük mûcizelerimizden bazılarını gösterelim istedik.”
Böylece sana, büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.
'Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.'
Bunları, sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık.
Ki büyük ayet ve mucizelerimizden sana gösterelim.
“Ta ki, sana en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim.”
22,23. Büyük belgelerimizden birisini sana göstermek için, elini koy koltuğunun altına, başkaca bir belge olmak üzere, eksiksiz olarak, çıkar o, ak pak!
“Böylece sana en büyük mucizelerimizden birini göstermek istiyoruz.”
21-24. Allâh "Al eline korkma, biz ânı eski hâline getüreceğiz. Elini koynusa sok, beyaz olarak ve kusursuz çıkacakdır. Bu da senin içün diğer bir mu’cizedir. Sana daha büyüklerini de göstereceğiz. Git Fir’avn’ı bul, o ’âsîdir." buyurdı.
21,22,23. Allah: "Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük mucizelerimizi sana göstermemiz için elini koltuğunun altına koy da, diğer bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz çıksın" dedi.*
Böylece sana büyük mûcizelerimiz¬den bir kısmını göstermiş olalım.
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim.
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını gösterelim."
"Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık."
ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim
(Böyle yapmakla) sana, en büyük mu‘cizelerimizden bazılarını göstermiş olduk.
«Tâki sana en büyük âyetlerimizden (birini daha) gösterelim».
“Tâ ki sana en büyük mu'cizelerimizden bazılarını gösterelim!”
Ki böylece sana büyük ayetlerimizden (mesaj ve belgelerimizden) bir kısmını gösterelim.
“Sana ayetlerimizden en büyüğünü göstereceğiz.”
Sana en büyük belgelerimizi göstermiş olmak için,
Bununla sana pek büyük mûcizelerimizi göstereceğiz.
“Böylece sana büyük mucizelerimizden [âyâtinâ] göstermiş olalım.”
“Öyle ki sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.”
“Ki böylece, sana büyük mûcizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım.”
Büyük âyetlerimizden sana göstermemiz için;
22,23. Başka bir ipucu olmak üzere elini koltuk altına götür, lekesiz bembeyaz çıkacaktır. // Sana ilerde daha büyük mucizeler göstereceğiz
"Ayetlerimle arınıp kendini bilinçlendirirsen, sana başka ayetlerimizi de gösteririz. Hiç ummadığın hayalini bile kurmadığın bir hayat veririz. Yaşayacağın hayat ayetim olarak insanlara delil olur."
22,23. Elini koltuğunun altına koy; en büyük ayetlerimizden (mucizelerimizden) birini sana göstermemiz için bir başka ayet (mucize) olarak elin kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıkacaktır” [*] demişti. [*]
ki böylece sana büyük mucizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım.
– Böylece sana bazı büyük mucizelerimizi göstermiş oluyoruz.
"Böylece sana en büyük ayetlerimizden gösterelim" diyerek, onun korkusunu giderdikten sonra;
Ki böylece sana büyük mucizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım.
«Tâ ki, sana en büyük âyetlerimizden gösterelim.»
Böylece sana en büyük mûcizelerimizden birini göstermek istiyoruz.
Ki sana en büyük mu'cizelerimizden bazılarını göstermiş olalım
"Sana âyâtımızın en büyüğini göstermek içün"
Bunları yapmamız, en büyük belgelerimizden (ayetlerimizden) bazısını sana gösterelim diyedir.
Sana büyük mucizelerimizden gösterelim.
“Böylece sana en büyük âyetlerimizden birini gösterelim.
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz."
22-23. “daħı dirşür elüñi bezeñ altı dapa çıķa elüñ aķ yavuzlıķ siz ya'nį pįs degül- iken bir nişān ayruķ daķı tā gösterevüz saña nişānlarumüzdan ulu nişān.”
Göstermeg‐içün saña āyetlerümüzüñ ulusını.
Və Biz də (bununla) sənə ən böyük mö’cüzələrimizdən (bir neçəsini) göstərək.
That We may show thee (some) of Our greater portents,
"In order that We may show thee (two) of our Greater Signs.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |