Velevlâ kelimetun sebekat min rabbike lekâne lizâmen veecelun musemmâ(n)
Rabbinin söylenmiş bir sözü, takdir edilmiş bir hükmü olmasaydı ve o hükmün muayyen bir zamanı bulunmasaydı onlara da azap gelip çetıverirdi.
Eğer Rabbin tarafından geçmişte (takdir edilen) bir söz ve belirlenmiş bir süre olmasaydı (bu hain ve zalim kimselerin de öteki kavimler gibi hemen) helak olmaları lazımdı. (Azap onları da kuşatırdı.)
Rabbinin her günahkar topluma ve şahıslara tevbe için tanınan belirli süre konusunda, önceden verilmiş bir kararı olmasaydı, günah işleyenlerin derhal cezalandırılması, kaçınılmaz olurdu.
Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfata nâil olanla cezaya müstehak olanların hükümlerinin kesinleşeceği ile ilgili, rahmeti gazabına baskın olan Rabbinin koyduğu bir düzen, tayin ettiği bir süre olmasaydı, onların hemen cezalandırılmaları kaçınılmaz olurdu.
Rabbin tarafından önceden geçmiş bir söz ve belirlenmiş bir ecel olmasaydı şüphesiz (azap) kaçınılmaz olurdu.
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu.
Eğer (azabın geciktirilmesine dair) Rabbinden bir hüküm geçmiş olmasaydı, elbette onlara (diğer kavimlere olduğu gibi), azab lazım gelirdi; fakat (onlar için) tayin edilmiş bir vakit var.
Eğer Rabbinden bir mühlet verme sözü çıkmış olmasaydı ve vakti belirlenmiş (kıyamet hadiseleri) olmasaydı, azap onlar için gerekli olacaktı.
Eğer Rabbin tarafından önceden verilmiş bir söz ve belirlenmiş bir süre olmasaydı, onlar dünyada da kesinlikle azap görürlerdi.
Tanrınca bir söz, bir adanmış zaman geçmemiş olsaydı, azap gerekirdi onlara
Eğer Rabbinin daha önce verilmiş bir hükmü ve belirlenmiş bir vadesi olmasaydı (onların) yok edilmeleri kaçınılmaz olurdu.
Eğer ’azâbın te’hîri hakkında rabbinin evvelce va’di sebkat itse idi bunlara şimdiden ’azâb irişür ve va’de gelmiş olurdı.
Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı.
Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir hüküm ve belirlenmiş bir süre olmasaydı, onlar da hemen cezalandırılırlardı.
Eğer rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir söz ve belirlenmiş bir vade olmasaydı, hemen yakalarına yapışılırdı.
Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu.
Rabbinin verilmiş bir sözü ve önceden belirlediği plan olmasaydı bunların da icabına hemen bakılırdı.
Eğer Rabbinin verdiği bir hüküm ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı.
Rabbından bir kelime sebketmiş olmasa idi her halde azâb lizam olurdu fakat müsemmâ bir ecel var
(Resûlüm!) Eğer Rabbinin verdiği bir hüküm ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, (diğer kavimlerdeki inkârcılara olduğu gibi, senin kavmin içerisinde bulunan kâfirlerin de) azaba uğramaları, kaçınılmaz olurdu.
Ve eğer Rabbinden daha önce kararlaştırılmış bir hüküm ve adı konmuş bir süre olmasaydı elbette ceza kaçınılmaz olurdu.¹
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve ta'yin edilmiş bir va'de olmasaydı her halde (onlara da azâb) gelib yapışırdı.
Eğer Rabbin tarafından önceden verilmiş bir söz (bir hüküm) ve ta'yîn edilmiş bir ecel (kıyâmet vakti) olmasaydı, (bunlara da azab) elbette (hemen) lâzım olurdu.
Rabbinin daha önceden verilmiş kararı olmasaydı, belirli süre olmasına rağmen, hata yapanlar, hemen cezasını görürdü.
Eğer senin çalabın önceden söz vermiş olmasaydı belirli bir son da konulmasaydı ne de olsa gereği yapılırdı.
Rabbin tarafından cezalarının tehiri hakkında bir söz, muayyen bir zaman geçmemiş olsaydı elbette onlara da bu gibi bir helâk lâzım gelirdi.
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı, kuşkusuz (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu.
Eğerbu dünyanın imtihân yeri olduğuna ve her şeyin tam karşılığının, ancak âhirette verileceğine dâir Rabb’in tarafındanezelden verilmiş bir hüküm vebu hükmün gerçekleşmesi için belirlenmiş bir süre olmasaydı, bütün kâfirlerin, zâlimlerin derhal helâk edilmesi kaçınılmaz olurdu! Fakat ilâhî hikmet, bu dünyanın bir mücâdele ve imtihân yurdu olmasını takdir etti.
Belirlenmiş bir süre ve senin rabbinden verilmiş bir söz geçmeseydi, bir ceza (gerekli) olurdu.
Eğer Rabb'inin vaktiyle verilmiş süreli sözü olmasaydı cezaları derhal uygulanırdı.
Eğer Rabbinden daha önce verilmiş bir söz olmasaydı onlara hemen cezalarını verirdik. Onların bilmediği nedenlerden dolayı dünyada suç işleseler de yaşamalarına izin verdik. İstedik ki düşünüp akıl etsinler. Kendilerini düzeltip tövbe etsinler. Cezamızdan kurtulup cennete girsinler.
Rabbinin [her günahkara tevbe için tanınan] belirli süre ¹¹² konusunda önceden verilmiş bir kararı olmasaydı, [günah işleyenlerin derhal cezalandırılması] kaçınılmaz olurdu. ¹¹³
Eğer Rabbinden daha önce konulmuş bir yasa ve belirlenmiş bir süre olmasaydı onların işi çoktan bitirilirdi. 16/61, 18/58, 29/53-54, 35/37-45, 42/14
Ve eğer Rabbin tarafından -belirli bir süreye kadar (fırsat tanınacağına) dair- başlangıçta konulmuş bir yasa olmasaydı, (günahkârları) hemen cezalandırmak kaçınılmaz olurdu.[²⁶⁵⁹]
Şayet Rabbinin verilmiş bir sözü ve belirlediği bir vakit olmasaydı, onları hemen azaba uğratırdı!
Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olmasaydı. (bunların da hemen helak edilmeleri) gerekli olurdu.
Ve eğer Rabbinden sabk etmiş bir kelime ve tayin edilmiş bir müddet olmasa idi elbette büyük bir azap lâzım olurdu.
Eğer Rabbin tarafından daha önce verilmiş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, azap onlara çoktan gelmiş olurdu!
Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olmasaydı. (bunların da hemen helak edilmeleri) gerekli olurdu.
Eğer bu ümmetin 'azâbının te'hîri hakkında hüküm sebk itmemiş ve ona bir vakt-i mu'ayyen kılınmamış olsa idi bunlara da derhâl 'azâb idilirdi.
Eğer, Rabbinden verilmiş bir söz ve belirlenmiş bir süre olmasaydı. hemen yakalarına yapışılırdı.
Eğer Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir söz, belirlenmiş bir süre olmasaydı, bunlar için de helâk kaçınılmaz olurdu.
eger degül misse söz kim ilerü oldı çalabuñdan oldı-y-ıdı 'aźāb lāzım daħı müddet ad virilmiş.
Daḫı eger bir kelime ezelde düşmiş‐idi ‘aẕābı te’ḫīr eylemegi ümmet‐iMuḥammedden āḫirete, Allāhdan ‘aẕāb lāzım olurdı, ecel daḫı mu‘ayyen ol‐masa‐y‐dı ‘ömrlerine.
Əgər Rəbbindən (bu ümmətin əzabının axirətə saxlanılması haqda) öncə bir söz (hökm) və (lövhi-məhfuzda bu kafirlərin əzabı üçün əzəldən) müəyyən edilmiş bir vaxt olmasaydı, şübhəsiz ki, (dünyada tezliklə) onlara da (belə bir əzab) verilməsi lazım gələrdi.
And but for a decree that had already gone forth from thy Lord, and a term already fixed, the judgment would (have) been inevitable (in this world).
Had it not been for a Word that went forth before from thy Lord,(2653) (their punishment) must necessarily have come; but there is a Term appointed (for respite).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |