3 Aralık 2024 - 2 Cemaziye'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tâ-Hâ Suresi 121. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feekelâ minhâ febedet lehumâ sev-âtuhumâ vetafikâ yaḣsifâni ‘aleyhimâ min veraki-lcenne(ti)(c) ve’asâ âdemu rabbehu feġavâ

İkisi de o ağacın meyvesından yediler de avret yerlerini gördüler ve cennetteki ağaçların yapraklarıyla avret yerlerini örtmeye koyuldular ve Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi de umduğundan mahrum oldu.

Böylece ikisi birden (Adem’le Havva bu yasağı unutuverdiler ve) ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem Rabbine karşı gelmiş olduğundan (pişmanlık ve utançla) şaşırıp-kalmıştı.

Ve böylece her ikisi de, o ağacın meyvesinden yediler, cennet elbiselerinden soyuluverdiler de, çıplaklıklarının farkına vardılar, cennet bahçesinden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Adem Rabbinin emrine karşı gelmiş oldu da, ciddi bir hataya düşerek şaşırıp kaldı.

Bunun üzerine o bitkinin mahsulün-den yediler. Kendilerini ayıplatacak fiilleri akıllarına geldi ve edep yerleri açıldı. Üstlerini, Cennetten topladıkları yapraklarla örtmeye çalıştılar. Bu sebeple Âdem Rabbine âsi oldu, düzeni bozuldu, zarar gördü.

Böylece ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri açıldı ve cennet yapraklarıyla üstlerini örtmeye başladılar. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi ve yolu şaşırdı.

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı.

Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri, kendilerine açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından örtüb yamamağa başladılar. Adem Rabbine asi oldu da şaşırdı.

Bunun üzerine o ağaçtan (cinsellik ve nesil ağacından) yediler. Ayıp yerleri onlara göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerine yapıştırmaya başladılar. Âdem Rabbine isyan etti de yanlış bir işe düştü.

Bunun üzerine ikisi de ağaçtan yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Âdem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.

İkisi de o ağaçtan yediler, utanç yerleri açıldı, cennet yaprağiyle örtüşmeye koyuldular, hemencek Âdem, Tanrısına karşı durdu, azgınlık etti

Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yediler. Meyveyi tadar tatmaz (avret yerleri ortaya çıkınca) çıplaklıklarının farkına vardılar. Bunun üzerine cennetteki ağaçların yaprakları ile örtünmeye koyuldular. (Böylece) Âdem (yanılarak da olsa) Rabbine karşı geldi ve şaşırıp kaldı.

Ağacın meyvesinden yidiler derhâl çıplaklıklarını gördiler ve cennet ağaçlarından elbise yapmağa çalışdılar. Âdem rabbinin emrine muhâlefetle dalâlete sapdı.

Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.

Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.

Nihayet ikisi de o ağaçtan yediler. Bunun üzerine mahrem yerleri kendilerine göründü, üstlerini cennet yaprağıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem rabbine karşı gelmiş ve yolunu şaşırmıştı.

Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.

İkisi de ondan yediler ve bunun üzerine vucutları kendilerine göründü. Cennetin yaprakları ile örtünmeye çalıştılar. Adem Rabbine karşı geldi ve şaşırdı.

Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı.

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler, derhal kendilerine kötü yerleri açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından yamamağa başladılar ve Âdem rabbına asîy oldu da şaşkın düştü

(O ağaçtan yemenin yasak olduğunu unutan Âdem ve Havvâ) ondan (o ağacın meyvesinden) yediler, böylece (üzerlerindeki cennet elbiseleri soyularak) avret yerleri kendilerine açıldı ve üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Âdem, Rabbinin buyruğuna, (unutarak bile olsa) karşı gelmiş (olmanın pişmanlığı ve mahcubiyeti ile) şaşırıp kalmıştı.

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler.¹ Hemen çirkinlikleri² kendilerine görünüverdi. Cennet yaprağından örtmeye başladılar. Âdem, Rabb'ine asilik edip yanıldı.

1- Aşındırmak, zenginleşmek, küpünü doldurmak, azık, aş. 2- Ayette; “sev\atu-huma” sözcüğüne, “avret yerlerinin açığa çıkması” veya “ayıp yerlerinin... Devamı..

İşte bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen kötü yerleri açılıverdi. Üstlerini cennet yaprağından yamamıya başladılar. Âdem Rabbine karşı geldi de şaşıb kaldı.

Bunun üzerine ondan (o ağacın meyvesinden) yediler; böylece (Cennet elbiseleri üzerlerinden hemen alınmakla) avret yerleri kendilerine göründü ve derhâl (bir pişmanlık ve utançla) Cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem, Rabbi(nin emri)ne âsî oldu da şaşırdı.

Böylece ikisi birden (Âdem ile eşi bu yasağı unutuverdiler ve) ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet (bahçe) yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Böylece Âdem, (yanılarak da olsa) Rabbine asi oldu (Rabbinin emrine aykırı davrandı) da yaşayışı (hayat düzeni) bozuldu.*

(*) Ayette; "fe bedet lehuma sev’atuhuma" cümlesine, "ikisine avret yerlerinin açığa çıkması" veya "ayıp yerlerinin gözükmesi" şeklinde anlam verilmek... Devamı..

Âdem ve eşi yasaklanmış o ağaçtan yediler. Bundan sonra her ikisinin çıplaklıkları da meydana çıktı ve ikisi de cennette bulunan ağaçların yapraklarından çıplaklıklarını örtmeye çalıştı. Böylece Âdem Rabbine isyan edip, azgın oldu.

Derken ikisi de ondan yediler. Hemen ut yerleri açılıverdi. Üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmiye başladılar. Adem çalabına karşı geldi, yolunu şaşırdı.

Bunun üzerine Âdem ile zevcesi ondan yediler, hemen utanacak yerleri kendilerine görünüyordu, üzerlerine Cennet yaprağını yapıştırmaya koyuldular. Âdem Rabbine karşı geldi de matlubuna eremedi [²].

[2] Ağaçtan yedi, yine matlubuna eremedi. İşi olmayan işi işledi.

Böylece ikisi de ondan yediler de edep yerleri kendilerine görünüverdi. Üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye çalıştılar. Âdem, Rabbine âsi oldu ve yolunu şaşırdı.

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine uyumsuzluk gösterdi de kemalinden oldu.

Böylece, her ikisi de şeytanın yalanlarına kanıp o ağacın meyvesinden yediler ve meyveyi yer yemez, derhal çıplaklıklarının farkına varıp, cennetteki ağaçların yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem, Rabb’inin emrine karşı gelerek günah işlemiş oldu.

İkisi de ondan yediler. Avret yerleri kendilerine açıldı. Üzerlerine Cennet yaprağından yamamaya başladılar. Âdem, kendi rabbine âsi oldu; şaşkına döndü.

Ağaçtan yer yemez, ikisinin de ayıp yerleri görünüverdi. Hemen cennet yapraklarından koparıp örtünme telaşına düştüler. Adem, Sahib'ine karşı gelmiş ve şaşırıp kalmıştı.

Ölümsüz ve ebedi olmak gibi bir düşüncenin cazibesine kapılan Âdem’le eşi, ağacın meyvesinden yediler. Baktılar bir şey değişmiyor. Şeytanın tuzağına düştüklerini anladılar. Allah’ın emrettiği yasağı çiğneyince içlerindeki suç işleme duygusunu gördüler. Onlar ebedi olup yok olmamak için suç işlemişlerdi. İşledikleri suçla Allah’ın hükmüne karşı çıkmışlardı. Allah’a verdikleri sözü hatırladılar. Anladılar ki, yollarını şaşırarak İblise (Şeytana) uymuşlar, Allah’ın yasasına aykırı davranmışlardı. Ne yapacaklarını bilmeyerek korku içinde cennet ağaçlarının yaprakları arkasına gizlendiler. Sanki Allah onları orada göremeyecekti. Suçluluk duygusu o kadar ağır basmıştı ki, ne yaptıklarını bilmiyorlar, yanlıştan yanlışa düşüyorlardı. Allah’tan kaçış olmayacağını anlayarak tövbeye yöneldiler.

(Âdem ve eşi yasak ağaçtan) yemiş ve edep yerleri görünmüştü. (Ardından) bahçenin yapraklarından üzerlerine örtmeye başlamışlardı. (Böylece) Âdem (unutarak) Rabbine karşı gelmişti ve şaşmıştı. [*]

Benzer mesaj: A‘râf 7:22.

(Bunun üzerine) ikisi birden ondan yiyince derhal ayıp yerleri kendilerine açılıverdi¹ ve hemen üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.² Böylece Âdem, Rabbine karşı geldi ve yolunu şaşırdı.

1 Bk. (A’raf: 22)2 Bazıları, 118. Ayeti sanki okumamış gibi Âdem ve eşinin cennette çıplak olduklarını var sayarak, “onların ağacın meyvelerinden yiyi... Devamı..

Ve böylece her ikisi de o ağac[ın meyvesin]den yediler; bunun üzerine çıplaklıklarının farkına vardılar ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye çalıştılar. Ve [böylece] Âdem Rabbine karşı geldi ve dolayısıyla ciddî bir hataya düşmüş oldu. ¹⁰⁷

107 Hz. Âdem ile Havvâ’nın “kendi çıplaklıklarının farkına varmaları” şeklindeki sembolik anlatım hakkında bkz. yukarıda 105. not ve ayrıca 7:26-27’de... Devamı..

Nihayet her ikisi de şeytanın vesvesesine uyarak kötülüğü/günahı işlediler, yaptıklarının farkına varınca da yanlışlarını örtmeye başladılar. 2/30...39, 7/11...25, 15/28...44, 17/62...65, 18/50, 38/71...85

Derken o ikisi ondan yediler. Bunun ardından kendi cinselliklerinin farkına vardılar ve başladılar has bahçenin yapraklarından topladıklarıyla üzerlerini örtmeye: sonuçta Âdem Rabbine karşı gelmiş ve huzurunu bozmuş oldu.[²⁶⁴⁸]

[2648] Ğavâ, “bâtıl inançtan kaynaklanan cehalet” anlamına gelen el-ğayyu kökünden türetilmiştir. Kelimeye “kaybetti, kendini yitirdi, günah işledi” a... Devamı..

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler, hemen onların ayıp yerleri açıldı, üzerlerine cennet yapraklarından yamamaya başladılar. Adem, Rabbine karşı geldi; şaşkın bir duruma düştü.

Ve O ağaçtan yediler. Böylece kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini bahçe yapraklarıyla örtmeğe başladılar. Ve Âdem Rabbinine asi olup şaşırdı.

Artık ikisi de ondan yediler, hemen ikisi için avret mahalleri açılıverdi. Üzerlerine cennetin yaprağından yapıştırmaya başladılar. Ve Âdem Rabbine âsi oldu da şaşırdı kaldı.

Derken ikisi de o ağacın meyvesinden yediler. Bunun üzerine edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi de şaştı kaldı.

O ağaçtan yediler. Böylece kendilerine kötü yerleri göründü (üreme organları ortaya çıktı). Üstlerini cennet yaprağıyle örtmeğe başladılar. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi de şaşırdı.

Ölümlülükten kurtulup ebedî yaşamak arzusunda olan insanın ataları, şeytânın ölümsüzlük ağacı diye sunduğu ağaçtan yediler. Bu konuya işâret eden âyet... Devamı..

Âdem'le Havvâ ondan yediler. Derhâl 'avret yerleri açıldığından (örtünmek içün) cennetin yapraklarından toplamağa başladılar. Âdem şeytân tarafından iğvâ olundığı cihetle rabbine 'âsî olub aldandı.

Sonunda ikisi de o ağaçtan yediler ve her birine diğerinin edep yerleri göründü. Üzerlerini bahçenin yapraklarıyla örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine karşı geldi ve yanlış bir yola girdi.

İkisi de ondan yediler, hemen avret yerleri açıldı. Üzerlerine cennet yapraklarıyla kapatmaya çalıştılar. Adem Rabbine asi olmuş ve şaşkına dönmüştü.

O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı.

[168b] pes yidiler ol iki ol aġaçdan pes görindi ol ikiye sitirleri. daħı ŧurdılar irişdürürlerdi yapraķları biribirine anlaruñ üzere uçmaķ yapraķından. ma'śįyet eyledi ādem çalabı’sına azdı dileginden.

Pes yidiler andan, ẓāhir oldı kendülerde oyatlıḳları. Kesmege başladılaroyatlıḳların örtmeg‐içün cennet yapraḳlarından. Daḫı ‘āṣī oldı ĀdemTañrı Ta‘ālāya, pes azdı.

(Adəm və Həvva) ondan (həmin ağacın meyvəsindən) yedilər və dərhal hər ikisinin ayıb yerləri göründü. Onlar (lüt bədənlərinə) cənnət ağaclarının yarpaqlarından yapışdırmağa başladılar. Beləliklə, Adəm Rəbbinin əmrindən çıxdı, amma mətləbinə yetmədi. (Adəm Rəbbinə asi oldu və yoldan çıxdı. Qadağan olunmuş ağacın meyvəsindən yemək heç də onu Cənnətdə əbədi qalmaq arzusuna çatdırmadı, əksinə, Həvva ilə birlikdə yer üzünə endirildi).

Then they twain ate thereof, so that their shame became apparent unto them, and they began to hide by heaping on themselves some of the leaves of the Garden. And Adam disobeyed his Lord, so went astray.

In the result, they both ate of the tree, and so their nakedness appeared(2644) to them: they began to sew together, for their covering, leaves from the Garden: thus did Adam disobey his Lord, and allow himself(2645) to be seduced.

2644 Hitherto they were clothed in the garb of Innocence and knew no evil. Now, when disobedience to Allah had sullied their soul and torn off the gar... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.