18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tâ-Hâ Suresi 112. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemen ya’mel mine-ssâlihâti vehuve mu/minun felâ yeḣâfu zulmen velâ hed(n)

Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günahının arttırılmasından korkar, ne sevabının eksiltilmesinden.

(Ama) Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık onun ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkması (gereksizdir.)

Her kim iman ederek, doğru dürüst işler işlerse, haksızlığa uğramaktan ve mükafatının eksilmesinden asla korkmaz.

Kim mü'min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-dan-sâlih amellerden imkânları dahilindekileri işlerse, haksızlıktan, zulümden, hakkının çiğnenmesinden korkmaz.

Kim de mü'min olarak salih ameller işlerse o ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

Her kim de mü'min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).

Kim de inanmış olarak iyi işler yaparsa, o ne zulümden korkar ne de hakkının çiğnenmesinden.

Her kim, mümin olarak iyi işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

İnanmış bulunup da, onat işler işleyen, ne zulümden korkar, ne eksilmekten

Kim de inanmış olarak faydalı eylemlerde bulunursa, böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiğini) alamamaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.

Mü’min olub da a’mâl-i sâlihada bulunmuş olanlar hiç haksızlıkdan veyâ sevâbın eksilmesinden korkmıyacakdır.

İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.

Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.

Mümin olarak dünya ve âhiret için yararlı iyi işler yapan kimseye gelince, o ne büsbütün, hatta ne de kısmen haksızlığa uğramaktan korkar.

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

İnançlı olduğu halde erdemli davrananlar herhangi bir haksızlıktan ve güçlükten korkmayacaktır.

Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.

Her kim de mü'min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden

Her kim de mü’min olarak sâlih ameller işlerse, artık o, ne (suçsuz olduğu hâlde cezalandırılıp) bir haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

İnanan biri olarak salihatı yapan kimse ise haksızlığa uğramaktan da hakkının yeneceğinden de korkmaz.

Kim, bir mü'min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) eksitilmesinden endîşe etmez.

“Kim mü'min olarak sâlih amellerden işlerse, ne zulüm edilmekten ne de hakkının yenmesinden korkar.”

Kimde inanmış olarak, doğru ve dürüst şeyler yapmışsa, haksızlığa uğrama ve yaptıkları doğru ve güzelliklerin karşılığını alamama korkuları yoktur.

Herkim inanır da iyilik işlerse o ne günahının artırılmasından, ne de karşılığının eksiltilmesinden korkmamalıdır.

Her kim mü/min olduğu halde iyi amel işlerse ne haksızlıktan, ne sevabının eksilmesinden korkmaz.

Kim de mü’min olarak iyi ve yararlı işler [sâlihât] yaparsa, o, ne zulme uğramaktan korkar ne de mahrum bırakılmaktan.

Kim de bir mümin olarak salih olan amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korkar, ne de hakkının eksik tutulmasından.

Öte yandan, Allah’ın ayetlerine yürekten inanarak güzel ve yararlı davranışlar ortaya koyanlar ise, ne suçsuz oldukları hâlde cezalandırılıp haksızlığa uğratılmaktan korkacaklar, ne de hak ettikleri mükâfâttan yoksun bırakılmaktan.

“Kim bir mümin olarak Salih Ameller işlerse, ne zulümden korkar, ne ezilmekten!”.

İnanmış olarak yararlı işler yapanların ise, haksızlığa ve hakarete uğramak gibi bir endişeleri yoktur...

Allah’a inananlar, güzel işler yapanlar hesap günü haklarının verilmeyeceğinden korkmazlar.

Kim mümin olarak iyi işlerden yaparsa, [*] artık o, haksızlıktan da hakkının çiğnenmesinden de korkmayacaktır.

Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:195; Nisâ 4:124; Nahl 16:97; İsrâ 17:9; Kehf 18:2; Tâhâ 20:75.

(Âhirete) kim de (inandığı) iyi işleri yaşayıp Müslüman olarak (gelirse) haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden asla korkmaz.

Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da [hak ettiği karşılıktan] yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur. ⁹⁵

95 Lafzen, “[herhangi bir] haksızlık korkusu yoktur” -Bu şu anlama da gelebilir: “böyle birinin vaktiyle düşünmüş, tasarlamış olabileceği ama işlemedi... Devamı..

Fakat mümin olarak iyi ve güzel işler yapan ise ne haksızlığa uğramaktan korkacak ne de yaptığının karşılığını alamamaktan. 3/195, 4/124, 7/170, 16/97, 21/94, 40/40

Fakat, kim de mü’min olduğu halde erdemli davranırsa, artık o ne haksızlığa uğramaktan ne de (cehenneme) yem olmaktan korksun.[²⁶³⁶]

[2636] Hadmen kelimesinin “sindirimi kolay” kök anlamından yola çıkarak.

Kim de inanmış ve sâlih ameller işlemiş olarak Rabbine dönmüş ise, o gün, azaba uğramaktan ve mükafatının eksiltileceğinden korkmaz!

Kim de bir mü’min olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan ve ne de hakkının çiğnenmeinden korkar.

Ve her kim mü'min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.

Mümin olarak güzel ve makbul işler işleyen ise, ne zulümden, ne de haklarının çiğnenmesinden korkar.

Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

Mü'min oldığı halde a'mâl-i sâliha işleyen kimse sevâbının azalması ile zulme uğramakdan korkmaz.

Kim inanıp güvenerek iyi işler yaparsa, ne haksızlıktan ne de hakkının yenmesinden korkar.

Mümin olarak doğruları yapan ise zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.

İnanmış olarak güzel işler yapan kimse ise, ne bir haksızlığa uğramaktan korkar, ne de ödülünü eksik almaktan.

Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.

daħı her kim işleye eyü işlerden ol ḥalde kim ol mü’min dür ķorķmaya žulm dan ya'nį yavuzlıķların arturmaķdan daħı eksmekden ya'nį ḥasanātından.

Daḫı kim ‘amel‐i ṣāliḥ işlese ol mü’min iken, pes ẓulmden ḳorḳmaz, ṣın‐maḳdan daḫı ḳorḳmaz.

Mö’min olub yaxşı işlər görən kəs isə nə zülmə mə’ruz qalmaqdan, nə də (mükafatının) əskilməsindən qorxar!

And he who hath done some good works, being a believer, he feareth not injustice nor begrudging (of his wage).

But he who works deeds of righteousness, and has faith, will have no fear of harm nor of any curtailment(2637) (of what is his due).

2637 See the last note. Unlike the unjust, the righteous, who have come with Faith, will now find their Faith justified: not only will they be free fr... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.