Ḣâlidîne fîh(i)(s) vesâe lehum yevme-lkiyâmeti himlâ(n)
O (yükün altı) nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür (ne ağır bir günahtır).
Ebedi olarak kalacak azab içinde; bu, kıyamet günü, onlara ne de kötü bir yük.
Bu kimseler, günah yükünün altında yani azap içerisinde ebedi kalırlar. Kıyamet günü onlara ne kötü bir yüktür bu.
Onlar, o azap içinde ebedî kalırlar. Kıyamet günü, bu, onlar için ne ağır bir sorumluluk, ne kötü bir cezadır.
Orada sürekli kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür!
O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Ebedi olarak o azabın altında kalacaklar. Kıyâmet gününde, bu ne fena bir yüktür!..
O yükün içinde ebediyyen kalacaklardır. İşte onlar için, kıyamet günü ne kötü bir yük vardır.
Sırtlarında uzun süreli kalan bu yük, kıyamet günü onlar için ne kötüdür!
Orda sonsuz kalırlar, imdi kıyamet günü, taşır günah yükünü
Onlar o yükün altında (azabı içinde) ebedi olarak kalacaklardır. Kıyamet günü bu yük, onlar için ne ağır bir yük olacak!
Devamlı bu günahın azabında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için ne kötüdür bu yük!
Onlar o günahın cezası içinde ebediyen kalacaklardır. Sûra üfürüleceği gün[361], bu ağır yük onlar için ne kötü bir yüktür!*
Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!
Orada ebedi kalırlar. Diriliş günü bu onlar için ne de kötü bir yüktür.
Devamlı o azabın altında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür!
Ebediyyen onun altında kalacaklar ki onlar içir Kıyamet günü o ne fena yüktür
Onlar, orada sürekli kalacaklardır. Ve yüklendikleri yük, Kıyamet Günü'nde onlar için ne kötüdür.
O (günâh) ın (cezası) içinde ebedî kalıcıdırlar. Bu, kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yükdür!
(Onlar) onda (o vebâlin altında) ebedî olarak kalıcıdırlar. Kıyâmet gününde, onlar için (bu) ne fenâ bir yüktür!
Onlar kıyamet gününde ebedi olarak kalıcıdırlar. Onların kıyamet günü taşıdığı o yük, ne kadar kötü bir yüktür.
Onlar bu azapta daim kalacaklardır. Kıyamet günü, sûr üfürüldüğü gün onların taşıdıkları yük ne kötüdür!
O günah yükü altında temelli kalıcılardır. Bu, kıyamet günü onlar için pek de kötü bir yüktür.
Hem de, sonsuza dek orada kalmak üzere! Diriliş Günü taşıyacakları bu yük, ne fenâ bir yüktür!
Onlar, o (yükün altı)nda sürekli kalacaklardır. Bu yük, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür!
ebediyyen bu yük altında kalacaktır böyleleri; (bir bilseler,) onlar için Kıyamet Günü'nde ne kötü bir yük olacak bu!
Ve o yükün altından asla kalkamayacak. Kıyamet gününde, altında kalacakları yük ne berbat bir yüktür. 6/31, 23/99...110, 35/37, 43/74...78
o sorumluluğun altından bir daha da asla kalkamayacaktır; üstelik o, Kıyamet Günü onlar için çok berbat bir yük olacaktır.
Orada ebedîyyen kalıcılardır ve onlar için Kıyamet gününde (O) ne fena bir yük olmuştur.
O yükün altında daimî olarak kalacaklardır. Kıyamet günü bu yük, onlar için ne ağır bir yük olacak!
Sürekli olarak o yükün altında kalacaklardır. Kıyamet gününde bu, onlar için ne kötü bir yüktür!
Onlar hep o yükün altında kalacaklardır. (Mezardan) kalkış günü onların yükü ne kötüdür!
O yükün altında kalır. Bu kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Onlar ebediyen o yükün altında kalırlar. Kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yüktür o!
Uzun süre o yükün altındadır; kıyamet gününde bu onlar için ne kötü yüktür!
ebed ķalıcılar ol yazuķ içinde daħı yavuzdur anlaruñ ķıyāmet güninde yüki!
Belələri (o günah yükünün) altında (yükü ilə birlikdə Cəhənnəm əzabında) əbədi qalacaqlar. Qiyamət günü onların daşıyacağı yük necə də pisdir!
Abiding under it an evil burden for them on the Day of Resurrection,
They will abide in this (state): and grievous will the burden(2626) be to them on that Day,-*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |