İż raâ nâran fekâle li-ehlihi-mkuśû innî ânestu nâran le’allî âtîkum minhâ bikabesin ev ecidu ‘alâ-nnâri hudâ(n)
Hani bir ateş görmüştü de ailesine durun demişti, ben bir ateş görüyorum, ya gider, bir kor getiririm oradan size, yahut birine rastlarım da yol öğrenirim ateş başında.
Hani (Musa Tûr Dağı’nın eteklerinde) bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Siz burada durun, gerçekten bir ateş gördüm; umulur ki size ondan (yemek pişirici ve ihtiyaç giderici) bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici (bize yardım edici birilerini) bulurum" (diye sevinmişti).
Hani O, uzakta bir ateş görmüştü ve ailesine: “Siz burada bekleyin, ben bir ateş gördüm” demişti. “Belki size, oradan bir parça kor getiririm, yahut orada, ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.”
Hani o bir ateş görmüş ailesine:
“Burda bekleyin. Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size alevli bir eğsi-köz getiririm. Yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.” demişti.
Hani o bir ateş görmüştü de ailesine: "Siz durun. Ben bir ateş gördüm. Umarım oradan size bir kor getirir yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.
Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: 'Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.'
(Mûsa Medyen'den annesini ziyaret için Mısır'a giderken yolda ailesi ile fırtınaya tutulmuş, karanlık bir gecede yolu şaşırmış ve davarları dağılmıştı. İşte böyle ateşe ihtiyaç duyulan bir vakitte) hani o, bir ateş görmüştü de ailesine: “- Yerinizde durun. Benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahud ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.” demişti.
Hani, bir ateş gördü. Ailesine: “Bekleyin! Ben bir ateş ile tanıştım. Belki ben ondan size bir parça getiririm. Veya o ateş yanında bir hidayet bulurum” dedi.
Hani o, bir ateş görmüştü de, ailesine/toplumuna, “Durun! Ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getiririm ya da ateşin yanında bir rehber bulurum” demişti.
O hani, bir ateş gördüğünde, ailesine demişti ki: «Bekleyin, ben bir ateş gördüm, size ondan bir parçacık getireyim, ya orada bir kılavuz bulurum»
9-10. (Ey Resul!) Musa'nın haberi (kıssası) sana ulaştı mı? Hani o (Sina'da) bir ateş görmüştü de ailesine: “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm. Ya oradan size bir kor getiririm ya da ateşin yakınlarında bize yol gösterecek birini bulurum” demişti.
Bir ateş gördiği vakit ’âilesine "Burada kalınız ben bir ateş gördüm. Belki size ândan bir parça getiririm ve yâhud ateş sâyesinde yolumı bulurum" didi.
O, bir ateş görmüştü de, ailesine: "Durun, ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getirir, ya da ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti.
Hani bir ateş görmüştü de ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım ondan size bir kor ateş getiririm, yahut ateşin başında, yol gösterecek birini bulurum” demişti.[355]
Hani o bir ateş görmüş ve ailesine şöyle demişti: “Siz bekleyin, (şu uzakta) bir ateş bulunduğunu farkettim; belki ondan size bir kor parçası getiririm veya ateşin başında bir kılavuz bulurum.”
Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ateş gördüm. Belki ondan size bir meş'ale getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum, demişti.
Bir ateş görmüştü ve ailesine, "Burada durun, ben bir ateş gördüm. Olur ki size ondan bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum," demişti.
Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.
Bir vakıt o beni ateş gördü de ehline durun, dedi: benim gözüme bir ateş ilişti belki size ondan bir yalın getiririm, yâhud üzerinde bir kılağuz bulurum
Hani (Mûsâ, ailesi ile birlikte, Medyen’den, annesini ziyaret için Mısır’a giderken, bir gece vakti yolda fırtınaya tutulmuşlar, gidecekleri yolu da şaşırmışlardı. O esnada) o bir ateş görmüştü de ailesine, “Siz burada durun (ve beni bekleyin), ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım ondan size (faydalanabileceğimiz) bir parça kor (ateş) getiririm yahut o ateşin yanında, bize (gideceğimiz) yol (u) gösterecek (tarif edecek) birini bulurum” demişti.
Hani o bir ateş görmüş ve yanındakilere: “Ben bir ateş gördüm. Bekleyin! Belki ondan size bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum.” demişti.
Hani o, bir ateş görmüşdü de aailesine: «Siz (burada) durun. Hakıykat ben (muunis) bir ateş gördüm. Belki ondan size bir kor getirir, yahud ateşin yanında doğru bir yol (gösterici) bulurum» demişdi.
Hani bir ateş görmüştü de âilesine: “(Siz burada) durun; doğrusu ben bir ateş gördüm; belki ondan size bir kor getiririm; ya da ateşin yanında yol gösteren bir kimse bulurum” demişti.
Hani bir zaman o (ailesiyle birlikte gece çölde yol alırken uzaktan) bir ateş görmüştü de ailesine: ’Siz durun. Ben bir ateş gördüm. Gidip bir bakayım, bakarsınız (ısınmak için) bir parça kor alıp getirir veya orada yolu bilen birini bulabilirim.” dedi.*
Uzakta bir ateş görünce ailesine “Burada bekleyin. Bir ateş gördüm, belki (ısınmak için) o ateşten bir parça getirebilir veya ateşin çevresinde bize yol gösterecek birisini bulabilirim” dedi.
O gün bir ateş görmüştü de kendi adamlarına şöyle demişti: "Siz buarada kalın. Bakın, ben bir ateş gördüm. Belki onun korundan biraz getiririm size, olabilir ki ateşin yanında yol gösterecek birini de bulurum."
Hani o, uzaktan bir ateş görmüştü. Ailesine «— Siz burada durun. Ben bir ateş gördüm, size ondan bir parça kor getireceğimi veya ateşin yanında bir rehber bulacağımı ümit ediyorum» demişti.
Hani o bir ateş görmüştü de ailesine, “Siz burada bekleyin! Doğrusu ben bir ateş gördüm. Belki oradan size bir kor getiririm yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum” demişti.
Hani bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: “Durun, şüphesiz ben bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor parçası getirici olurum ya da ateşin yanında bir kılavuzluk bulurum.”
Hani Mûsâ, ailesiyle birlikte Medyen’den Mısır’a dönerken, geceleyin yolunu kaybetmiş ve uzaklarda bir ateş görmüştü. Ailesine, “Siz burada bekleyin!” dedi, “Ağaçların arasında bir ateş ilişti gözüme, belki ısınmak için size oradan bir kor parçası getiririm, yâhut ateşin yanında, bize yol gösterecek biriyle karşılaşırım.”
Hani, bir ateş gördü; ailesine:
“Durun! Ben, bir ateş fark ettim / duyumsadım. Umarım ben size ondan bir ateş parçası getiririm yahut Ateş (almak) üzere bir yol gösterici bulurum” dedi.
Musa, geceleyin Mısıra doğru yol alırken bir ateş görmüştü. Ailesine: " Durun hele! dedi. Eğer gördüğüm ateş ise, size ondan bir ensi getirebilirim. Ya da bu ışık sayesinde yolumu bulabilirim."
Hani o bir ateş görmüştü. Ailesine, "Siz durun! Bir ateş gördüm! Belki ondan size kor getiririm! Yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum!" demişti.
Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine, “(Siz burada) bekleyin! Bir ateş gördüm. Umarım ki ondan size bir kor (bir tutam ateş parçası) getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum.” demişti.
Hani, o [uzakta] bir ateş görmüş ⁷ ve ailesine: “Siz burada bekleyin; ben bir ateş gördüm” demişti, “belki size oradan bir tutam kor getiririm; yahut orada ateşin yanında bir yol gösterici bulurum”.
Hani O, bir ateş görmüştü de ailesine: – Siz burada bekleyin ben bir ateş gördüm belki oradan size bir kor getiririm veya ateşin etrafında bir yol gösterici bulurum, demişti. 27/7...14, 28/29...36
Hani o ateş türü cazip bir şey[²⁵⁵³] görmüştü de, ailesine hemen “Durun, bekleyin!” demişti; “Benim gözüme ateş türü bir şey ilişti; belki size ondan bir tutam kor getiririm veya ateşin etrafında bir yol gösterici bulurum”.
(Musa bir vakit, ailesi ile beraber yola çıkmıştı. Soğuk bir geceydi, ısınmak için ateş yakmak istedi, fakat çakmak taşı çakmadı. O sırada Tur dağı tarafından) O, bir ateş gördü, ailesine "Durun ben bir ateş gördüm, size o ateşten bir kor getireyim, belki de onun yanında bir yol gösteren de bulurum" dedi.
Hani (o) bir ateş gördüğü zaman ailesine : "Durun!.. Ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti.
O vakit ki, o bir ateş görmüş de ailesine demişti ki: «Durunuz, ben şüphesiz bir ateş gördüm, belki ondan size bir aydınlık getiririm, yahut ateşin yanında bir rehber bulurum.»
Hani o çölde, gece yol alırken, bir ateş gördü uzaktan. “Durun! ” dedi, ailesine: “Bir ateş ilişti gözüme. Oraya doğru gideyim, Belki oradan bir kor alıp size getiririm. Belki orada yolu bilen birini bulurum. ” {KM, Çıkış 3. bölüm}
Hani (o) bir ateş görmüştü de ailesine: "Siz durun ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti.
Mûsâ bir ateş gördükde ehline: "Siz burada durınız, Ben bir ateş gördüm ihtimâl ki ondan size bir parça köz getiririm yâhud bir haber alub yolumu bulurum" didi. [²]
Bir gün bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: “Durun hele; bir ateş gördüm. Belki onun korundan biraz getiririm; belki de ateşin yanında yol gösterecek birini bulurum.”
Hani bir ateş görmüştü de ailesine:
- Siz durun, ben bir ateş gördüm. Belki size ondan bir kor getiririm; veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum demişti.
Hani o bir ateş görmüş ve ailesine “Siz durun,” demişti. “Gözüme bir ateş ilişti. Bakarsınız, ondan bir kor alıp getirir, yahut orada yol gösterecek birisini bulurum.”
Hani, bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: "Bekleyin! Gözüme bir ateş ilişti. Olabilir ki, ondan size bir kor parçası getiririm, yahut onun üzerinde bir kılavuz bulurum."
ol vaķt kim gördi odı pes eyitti ķavmına ya'nį 'avratına “eglenün bayıķ ben gördüm od. ümiddür kim getüreven size andan bir pāre od yā bulavan od ķatında ŧoġru yol.”
Ol vaḳt ki bir od gördi, pes ehline eyitdi: Oturuñuz bunda, ben birod gördüm, ola ki size andan bir pāre od getürem, yā od yanından doġruyol ṭapam, didi.
(Musa Şüeybi Mədyəndə qoyub anasına və qardaşına baş çəkmək üçün zövcəsi ilə birlikdə Misirə gedərkən Tur dağının qərbində yerləşən Tuva vadisində gecə vaxtı bir uşağı dünyaya gəlmişdi. Onlar zil qaranlıq gecədə işıqsız qalıb yolu itirmişdilər). O zaman (Musa qarşıda) bir od görüb ailəsinə belə demişdi: “Siz (yerinizdə) durun. Mənim gözümə bir od sataşdı. Bəlkə, ondan sizə bir göz gətirdim, yaxud odun yanında bir bələdçi tapdım!”
When he saw a fire and said unto his folk: Wait! I see a fire afar off. Peradventure I may bring you a brand therefrom or may find guidance at the fire.
Behold, he saw a fire:(2541) So he said to his family, "Tarry ye; I perceive a fire; perhaps I can bring you some burning brand therefrom, or find some guidance at the fire."(2542)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |