9 Kasım 2024 - 7 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 63. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iż eḣażnâ mîśâkakum verafa’nâ fevkakumu-ttûra ḣużû mâ âteynâkum bikuvvetin veżkurû mâ fîhi le’allekum tettekûn(e)

Gene bir vakit sizden söz almıştık, Tur dağını üstünüze yüceltmiştik. Size verdiğimiz kitabı azimle alın, sakınanlardan olmak için de içindeki emirleri anın demiştik.

(Ey Beni İsrail!) Hani o zaman sizden misak (sağlam bir söz ve ahit) almış ve (kahrımızı ve kudret harikamızı göresiniz diye) Tûr’u üstünüze yükseltmiştik (Tûr Dağı’nı göğe doğru kaldırıp üstünüze düşecek gibi göstermiştik ve demiştik ki:) "Size verdiğimize (Tevrat hükümlerine ve Hz. Musa’nın öğütlerine) sımsıkı yapışın ve onda olanı (İlahi kuralları sürekli) hatırlayıp (uygulayın, olur) ki böylelikle (küfür ve kötülükten) sakınasınız (takvaya ulaşıp korunasınız)."

Hani bir zamanlar, Tur dağını üzerinize yükselterek sizden sağlam bir söz almıştık ve size verdiğimiz kitaba bütün gücünüzle sımsıkı sarılın, Tevrat'ta olanları devamlı hatırlayın ki, yolunu Allah'ın kitabıyla bulan müttakilerden olasınız.

Bizim, sizin ciddi ve samimi taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın. Tûr'u üstünüze kaldırıp,
“Size verdiğimize, kitaba sıkı sıkı sarılın, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın. İçindekileri ezberleyin, iyi düşünüp tahlil edin. Umulur ki, Allah'a sığınmanıza, emirlerine yapışmanıza, günahlardan arınıp, azaptan korunmanıza, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza vesile olur." demiştik.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 7/171; 23/20; 95/2.

Hani sizden kesin bir söz almış ve Tur dağını üstünüze yükseltmiştik. "Size verilen Kitab'a sımsıkı yapışın ve içinde olanları sürekli anın ki, belki böylelikle (fenalıklardan) sakınırsınız."

Sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve demiştik ki:) 'Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın, ki sakınasınız.'

Bir vakit de, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam söz almıştık; Tûr'u da (söz veresiniz diye tehdîden yerinden sökerek) üstünüze kaldırıb demiştik ki: “- Size verdiğimiz kitabın hükümlerini kuvvetle tutun ve içindekinden gâfil olmayın, onları hatırlayın; gerek ki cehennemden ve isyandan korunursunuz.

Yine bir vakit sizden söz aldık ve Tur dağını üzerinizde yükselttik(*) ki; size verdiğimiz (vahiy kitabını) sıkıca tutun, onun içindekilerini iyice hatırlayın. Belki bu şekilde korunursunuz.

(*) Tur dağı, vahiy mesajlarına mazhar olmakla manen yükselmiş oldu.

Hani sizden sağlam bir söz almış, Tûr'u da üstünüze kaldırmış ve “Size verdiğimiz kitabın hükümlerine sımsıkı sarılınız, içinde olanları hatırlayınız ki, ruh olgunluğuna ulaşasınız” demiştik.[22]

[22] Mîsâk/söz kavramı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, I, 502-503.

Ne zaman ki biz sizlerden ahdalmıştık, üstünüze Tûr'u yüceltmiştik, kuvvetle alınız verdiğimizi, içinde olanı unutmayınız, ola ki sakınasız

Hani, (şiddetli bir sarsıntı ile) Tûr (-i Sina) dağını üzerinize (düşüverecek gibi) yükselttiğimiz sırada sizden söz almıştık ve size şöyle emretmiştik: “Size verdiğimiz mesaja sımsıkı sarılın, onun muhtevasını hatırdan çıkarmayın ki bu sayede (kötülüklerden) korunasınız.”

Sizin ’ahdinizi kabûl itdiğimiz ve başınızın üstüne Cebel-i Tûr’ı ta’lîk itdiğimiz vakit size virdiğimiz kânûnları kabûl idiniz ve muhteviyâtını düşününüz didik. Belki Allâh’dan korkarsınız.

Sizden kesin söz almıştık. Tur dağını yükselterek tepenize dikmiştik. "Allah'a karşı gelmekten sakınanlardan olabilmeniz için, size verdiğimiz Kitab'a kuvvetle sarılın, onda bulunanları hatırda tutun" demiştik.

Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve “Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)” demiştik.

Hatırlayın ki, sizden sağlam bir söz almış, üzerinize de dağı kaldırmıştık. “Size verdiğimizi sıkı tutun, onda bulunanları daima hatırlayın; umulur ki korunursunuz” (demiştik).

Sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağının altında, size verdiğimizi kuvvetle tutun, onda bulunanları daima hatırlayın, umulur ki, korunursunuz (demiştik de);

Sina dağını üzerinize kaldırarak bir zamanlar sizden söz almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle sarılın, içindekileri hatırlayın ki korunasınız," demiştik.

Hani bir zamanlar sizden mîsak (sağlam bir söz) almıştık, Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki; size verdiğimiz kitaba kuvvetle tutunun ve içindekilerden gafil olmayın, gerek ki, korunursunuz.

Bir vakit de misakınızı almıştık, ve Turu üstünüze kaldırıp demiştik ki verdiğmiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekinden gafil olmayın, gerek ki korunursunuz

Hani, (Tevrât’ın hükümleri ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış (ancak vermiş olduğunuz ahdi bozmanız sebebiyle, kudretimizle) Tûr dağını üzerinize kaldırmış ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlardan olabilmeniz için, “Size verdiğimiz Kitâb’ı (Tevrât’ın hükümlerini) kuvvetle tutun (onunla amel edin), içerisindekileri hatırınızdan çıkarmayın, (gaflete düşmeyin)” buyurmuştuk.

Hani bir zamanlar, takva sahibi olmanız için, size verdiğimiz şeylere kuvvetle sarılıp kendinize mal etmek ve içindekilerini sürekli aklınızda tutmanız konusunda sizden söz almıştık. Ve Tur'u¹ üzerinize kaldırmıştık.

1- Musa\yı dağa çıkarmıştık.

Hani sizden (Tevrat ile âmil olacağınıza dâir) sapasağlam söz almışdık, «Tur» u da (tepenize iniverecek bir durumda) üstünüze kaldırmışdık, (ve demişdik ki:) «Size verdiğimiz (Kitab) ı (n hükümlerini) kuvvetle tutun, onda onlar (la amel etmek lüzumun) u hatırlayın. Tâ ki (cehennemden, günahlardan) sakınmış olasınız».

Ve bir zaman sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr (dağın)ı da üzerinize (hemen yıkılacak bir vaziyette) kaldırmıştık. “Size verdiğimiz (Kitâb)ı kuvvetle tutun ve içinde bulunanları (amel ederek) hatırlayın ki, (günahlardan) sakınasınız!” (buyurmuştuk).

Ve bir zaman Tu’ru (Sina dağını) üzerinize yüksek tutarak (dağın eteğinde) sizden söz almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle (sımsıkı) sarılın, içindekileri (onda olanı) anımsayın ki sakınasınız (demiştik).*

(*) İsariloğullarının o zaman, dağın gölgesinde oldukları beyan edilmektedir. Bazen büyük bir dağın çıkıntısı böyle bir gölge oluşturur. Burada dağın ... Devamı..

Sizden kesin söz alıp, sizleri yeryüzünde hatırlı (bağımsız) bir toplum haline getirdiğimizde, “Size verdiğime kitaba sımsıkı sarılın, kitabın içindekileri (emirlerimi ve tavsiyelerimi) hatırlayın ki, umulur ki sakınırsınız” demiştik.

O gün sizden söz almıştık da Sina dağını başınızın üstüne yükseltmiştik. « Size verdiğimiz Kitap’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün ki, sakınmış olasınız» demiştik.

Hani sizden misak [²] almış, Tur/u da üzerinize kaldırmışdık, «— size getirdiğimiz Kitabı, kemal-i ciddiyetle alın, onda olanı hatırlayın, tâ ki mütteki olasınız» demişdik.

[2] Tevrat ile âmil olacağınıza dair sizden aht ve peyman yeminli ahit almışdık.

Hani sizden kesin söz/teminat [mîsâk] almış ve Tur-ı (Sina’yı) üzerinize kaldırmış⁵¹ ve “Size verdiğimiz şeye sımsıkı sarılın, içinde olanları hatırlayın. Ola ki sorumluluk bilincine varırsınız” (demiştik).

51 Dağın üzerlerine kaldırılması bir deyimdir. Dağın şahit tutulması demektir. Bu konu Kitab-ı Mukaddes’te, Ahd-i Atik/Tevrat’ta da geçer. Bkz., (Çıkı... Devamı..

Hani sizden kesin söz almış ve Tur dağını üstünüze çıkararak, “Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekileri hatırlayın; umulur ki takvaya erersiniz (demiştik).”

(Bu olay Kur’an’ın muhtelif yerlerinde, çeşitli şekillerde beyan edilmiştir. Allah Tealâ ile İsrail oğulları dağın eteğinde ahit yaparlarken, korkunç ... Devamı..

Ey İsrail Oğulları, hatırlayın: Hani Allah’a verdiğiniz sözün önemini iyice idrâk etmeniz ve bu antlaşmayı bozduğunuz takdirde doğabilecek vahim sonuçları belleklerinizde hep canlı tutabilmeniz için, Sînâ dağını yerinden söküp, tıpkı bulut gölgesi gibi tepenize yükselterek, sizden şu kesin sözü almıştık:
“Size bahşettiğimiz ilâhî vahye sımsıkı sarılın ve içindeki temel hayat prensiplerini sürekli aklınızda ve gündeminizde tutun ki, yeryüzünde adâlet, barış ve huzur ile O’na kulluğu sağlayarak kötülüklerden sakınıp korunabilesiniz.”

Hani, sizin mîsâkınızı (açık ve kesin bağlılık sözünüzü) aldık. Tûr’u / Dağ’ı üzerinize kaldırdık. Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun! İçindekileri belleyip düşünün! Umulur ki sakınıp korunursunuz.

Hatırlarsınız, yüce Tûr Dağı'nda sizden sıkı söz almış: " verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın, geleceğinizi sağlama alabilmeniz için de onun içindekileri dilinizden düşürmeyin " demiştik.

Hani! “Yasalarımıza uyacağınıza dair sizden sağlam bir söz almış, size Tûr dağının gölgesinde güzel bir yaşam alanı göstermiş, hata yapıp günah işlemekten sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitabı sıkı tutun, Kitabın içindekileri düşünün, Kitapla emrettiğimiz yasalara uyun, Asla insanların yasalarına uyarak Rabbinize karşı suç işlemeyin!" demiştik.

Hani sizden sağlam bir söz almış, üzerinize (Sînâ) [*] Dağı(nı âdeta) kaldırmıştık. (Onlara) “Size verdiğimizi (Kitabı) kuvvetle alın (ona sıkıca tutunun) [*] ve içinde olanı hatırlayın ki [takvâ]lı olabilesiniz.” (demiştik).

Buradaki dağın Sînâ Dağı olduğunun delili Mü’minûn 23:20 ve Tîn 95:2’dir.,Vahye uymayla ilgili ayetler için bkz. Âl-i İmrân 3:103, dipnot 1.... Devamı..

(Ey İsrâil oğulları!) Bir zamanlar dağı¹ (bir gölgelik gibi) üzerinize kaldırarak sizden bağlayıcı söz almış ve: “Eğer Allah’tan hakkıyla sakınmak istiyorsanız size verdiğimiz (kitaba) sımsıkı sarılın ve içerisindekileri hatırınızdan çıkarmayın.” demiştik.

1 Bazıları, bu dağın, “Sina Dağı” olduğunu, bazıları da herhangi bir dağ olduğunu söylemişlerse de burada esas olan; İsrâil Oğullarının Allah’a zorla ... Devamı..

İŞTE O ZAMAN, Sina Dağı’nı üzerinize yükselterek ⁵¹ ciddî ve samimî (görünen) taahhüdünüzü kabul etmiş ve “Size bahşettiğimiz şeye [bütün] gücünüzle sımsıkı sarılın ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız!” [demiştik].

51 Lafzen, “ve dağı (Tûr) üzerinize yükselttik”: yani yüksek dağın, aşağıda 83. ayette dile getirilen ciddî ve samimî taahhütlerinize şahitlik yapması... Devamı..

Sizden sapa sağlam misak/söz almış, dağı da üzerinize kaldırmış “Allah’a karşı gelmekten sakınabilmeniz için size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onun içindekileri aklınızda tutun.” demiştik. 2/83, 7/171, 43/43

BİR zaman da (Sina) Dağı(nı)[¹²⁷] başınıza dikip sizden (şöyle) söz almıştık:[¹²⁸] Size verdiğimiz mesaja sımsıkı sarılın, onun muhtevasını hatırdan çıkarmayın ki[¹²⁹] takvaya ermeyi umabilesiniz.

[127] “Ulu dağ” ya da “yüce dağ” anlamına gelen tûr, birçok yerde sıfatıyla değil Seynâ/Sînâ adıyla anılmıştır (Msl: 23:20). Biz de bu sıfatla kullanı... Devamı..

(Ey İsrailogulları) bir vakit sizden (Tevrat ile amel edeceğinize dair) kesin söz almış; Tur'u üzerinize kaldırmış ve size "Verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekilerden gafil olmayın; (Tevrat’taki hükümleri okuyup, onunla amel edin) ki (Rabbinizin azabından) korunanlardan olabilesiniz" diye emretmiştik

Ve bir zaman sizden söz almış, üzerinize dağı kaldırmıştık: "Size verdiğimizi kuvvetle tutun, içinde olanı hatırlayın ki (azabımızdan) korunasınız, " (demiştik).

Hani bir vakitte misakınızı almış, Tûr'u da üzerinize kaldırmış, «Size verdiğimizi kuvvetle ahzediniz, onda olanı zikreyleyiniz ki, ittika etmiş olabilesiniz» demiştik.

Ey İsrail'in evlatları! Bir vakit de Tevratı uygulayacağınıza dair sizden söz almış, sonra bu ahdi bozduğunuz için Dağı üzerinize kaldırarak demiştik ki: «Size verdiğimiz Kitaba kuvvetle sarılın ve muhtevasını iyi inceleyip ders alın ki kötü akıbetten korunasınız.

Bir zaman da sizin sözünüzü almış, üzerinize dağı kaldırmıştık: "Size verdiğimizi kuvvetle tutun, içinde olanı hatırlayın ki (azabımızdan) korunasınız," (demiştik).

Şunı da yâd idiniz ki sizden 'ahid ve mîsâkınızı aldık ve dağ parçasını üzerinize kaldırarak virdiğimiz şeyi (Tevrat'ı) 'azim ve kuvetle alınız ve onda münderic şeyleri tezekkür idiniz. Tâ ki (helâkden ve 'azâbdan) kurtılasınız, didik.[¹]

[1] Mûsâ 'aleyhisselâm nâzil olan Tevrat'ı Benî İsrâîl'e teblîğ ile icrâ ahkâmını emr iyledikde tekâlif-i ilâhiyeyi ağır bularak kabûlden imtinâ' iyle... Devamı..

Bir gün üstünüze Tur’u [*] kaldırarak kesin söz almıştık: “Size verdiğimize sıkı sarılın, onda olanı aklınızdan çıkarmayın ki kendinizi koruyabilesiniz!” demiştik.

[*] Tûr, Sina yarımadasında bir dağdır. Musa ve Harun aleyhisselama elçilik görevi orada verilmiştir. (Meryem 19/51-53)

Sizden sapa sağlam söz almıştık. Dağı da üzerinize kaldırmış:-Allah'a karşı gelmekten sakınabilmeniz için size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onun içindekileri aklınızda tutun, demiştik.

Yine hatırlayın o zamanı ki, üzerinize Tur Dağını yükselterek sizden söz almış, “Size verdiğimiz kitaba bütün gücünüzle sarılın; onda olanları hatırlayın ki korunmuş olasınız” demiştik.

Hani, sizden şu şekilde kesin söz almış da Tûr'u üzerinize kaldırmıştık: "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayıp zikredin ki, sakınabilesiniz."

daħı ol vaķt kim ŧuttuķ 'ahduñuzı ķavluñuzı; daħı götürdük üzerüñüze ŧaġı: “aluñ anı kim virdük size becidlig ile; daħı anuñ anı kim anuñ içindedür; anuñ-içün kim siz śaķınasız ya'nį ma'śiyetlerden.

Daḫı ol vaḳt kim ‘ahdlerüñüzi alduḳ. Daḫı götürdük sizüñ üstüñüze Ṭūrṭaġını. Eyitdük ki: Aluñuz ol kitābı kim size virdük cidd ü cehd eylemek bile.Daḫı ẕikr eyleñüz anuñ içinde olan buyruḳları. Ola kim taḳvā üstine olasız.

(Ey İsrail oğulları!) Sizdən əhd-peyman aldığımızı və Tur dağını başınızın üzərinə qaldırdığımızı xatırlayın! (Biz: ) “Sizə göndərdiyimizi (Tövratı) möhkəm tutun, içindəkiləri unutmayın ki, bəlkə, pis əməllərdən çəkinəsiniz” - (deyə əmr etmişdik).

And (remember, O children of Israel) when We made a covenant with you and caused the Mount to tower above you, (saying): Hold fast that which We have given you, and remember that which is therein, that ye may ward off (evil).

And remember We took your covenant and We raised above you (The towering height) of Mount (Sinai)(78) : (Saying): "Hold firmly to what We have given you and bring (ever) to remembrance what is therein: Perchance ye may fear Allah."

78 The Mountain of Sinai (Tural 5mm), a prominent mountain in the Arabian desert, in the peninsula between the two arms of the Red Sea . Here the Ten ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.