İnne-lleżîne âmenû velleżîne hâdû ve-nnesârâ ve-ssâbi-îne men âmene bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣiri ve’amile sâlihan felehum ecruhum ‘inde rabbihim velâ ḣavfun ‘aleyhim velâ hum yahzenûn(e)
Şüphe yok ki inananlarla Yahudi olanlardan, Nasranilerden, Sabiilerden, Allah'a ve son güne inanan ve iyi işler gören kimselere, Rableri katında ecir var. Onlar için ne korku vardır, ne hüzün.
Şüphesiz ki: (Görünüşte) İman edenler (Müslüman bilinenler)le; Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiilerden (Budistler ve diğer putperest din ve düşüncelerden olup da sonradan) her kim (cahiliye anlayış ve ahlâkını bırakıp) Allah’a ve ahiret gününe (gerçekten) iman eder ve (iyilik, istikamet, ibadet gibi) salih amellerde bulunursa; onların Allah katında ecirleri (verilecektir). Onlara korku yoktur, (bunlar) mahzun da olmayacak kimselerdir.
Şüphesiz son gelen kitaba iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiîlerden olduğu halde Allah'a ve ahiret gününe inanarak müslüman olmuş ve bu inancının gereği doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü, Rablerinden kazandıkları mükafatları olan cenneti elde edeceklerdir. Onlar cennette ne korkacak ne de üzüleceklerdir.
Hakka ve tevhide yönelik inançları olanlar, sözde iman edenler, yahudiliğin takipçileri, hrıstiyanlar, sâbiîler, inançlarını terkedenler geçmişin kirlerinden arınarak Allah'a, Allah'a imanın gerektirdiği esaslara ve Âhiret gününe hakkıyla imân ederler, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirirler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlarlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olurlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerlerse elbette Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.
Şüphesiz iman edenlerle, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller (iyi işler) işlerlerse onların ecirleri Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir de.
Şüphesiz, iman edenler(le) yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Şüphe yok ki, daha önce peygamberlere imân edenler, Mûsa dinini kabul eden Yahûdiler, Hristiyanlar ve her dinden bir şey alıp meleklere tapanlar (var ya), bunlardan her kim, Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve Hazreti Peygamberin şeriatı üzerine salih bir âmel işlerse, elbette bunların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olacak değillerdir.
Hiç şüphesiz Müminler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiilerden kim Allah’a ve ahirete inanıp yararlı işler yaparsa, Rableri katında (ebedî âlemde) onlar için mükâfatları vardır. Ve onlara ne (gelecek) korkusu ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır.
Kesinlikle, iman edenlerden, Yahudi olanlardan, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden kim Allah'a ve âhiret gününe inanıp iyi amelde bulunursa, Rabbleri katında onların ödülü vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar kederlenmeyeceklerdir.
İnan edenlerle, Yahudilerden İbrahim dinine uyanlardan, Hıristiyan olanlardan, Allah ile kıyamet gününe inanıp da, yararlı iş görenler, Tanrıları katından sevaba erişirler, ne korku var onlara, ne de kaygı var
Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden kim Allah'a ve âhiret gününe inanır ve sâlih amel işlerse (faydalı işler yaparsa) onlara Rableri katında mükâfat vardır. Onlar gelecekten endişe etmeyecek ve geçmişten dolayı da üzüntü duymayacaklardır.
Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir.
Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden[20] (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).[21]
Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.
Şüphesiz iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden de Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.
İnananlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'a ve ahirete inanır ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.
Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.
Şüphe yok ki iyman edenler ve Yehudîler, Nasranîler, Sabiîler bunlardan her kim Allaha ve Ahıret gününe hakikaten iyman eder ve salih bir amel işlerse elbette bunların Rableri yanında ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun olacak değillerdir
Şüphesiz ki, (yalnızca dilleriyle) îmân edenler (*munâfıklar) ve *yahûdîler ve *hıristiyanlar ve *sâbiîlerden, her kim (yapmış olduğu kâfirlikten dönerek resûlümüz Muhammed’e tâbi olup) Allah’a ve âhiret gününe (ve inanılması zaruri olan diğer îmân esaslarına kalben) îmân edip, sâlih amel işlerse, elbette bunların Rabbleri nezdinde mükâfatları vardır. (Hesap gününde) onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
İman edenler, Yahudiler, Nasranîler¹ ve Sâbiîler; kim Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edip² sâlihâtı yaptı ise³ödüllerini Rabb'leri verecektir. Ve onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Şübhe yok ki (senden evvel peygamberlere) îman edenler (olsun, Musa dînini kabul eden) Yahudiler (olsun), Nasrânî (Hiristiyan) ve Sabiîler (olsun) kim (peygamberin şerîatine göre) Allaha ve âhiret gününe inanır, bununla beraber (o şerîatin emri vech ile) saalih (iyi) amel (ve hareket) de bulunursa elbette onların Rableri katında ecirleri (mükâfatları) vardır. Hem onlara bir korku da yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.
Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, hristiyanlar ve sâbiîler(1) yok mu, (onlardan) kim Allah'a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel işlerse, artık onların, Rableri katında mükâfâtları vardır; onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
Şüphesiz, (Kur’an’a ve İslam dinine) inanmış olanlar ile (buzağıya tapmaktan tövbe edip) Yahudi (hidayet) olmuş olanlar, Hıristiyanlar ve Sâbiîler, her kim (kendi dönemindeki peygambere gelen ilâhî mesajlara göre) “Allah’a ve ahiret gününe inanıp salih ameller işlemişse onlar için Rableri katında mükâfat vardır; onlara (geçmişten dolayı) korku yoktur ve onlar (geleceğe dair) asla mahzun da olmayacaklardır. *
Elbetteki iman edenler, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve sabilerden Allah’a ve ahiret gününe iman edenler ve doğru işler yapanların, yaptıklarının karşılıkları, Rablerinin katında olup, onlar için korku olmadığı gibi, kesinlikle üzülmeyeceklerdir.
Gerçekten o kimseler ki inanırlar, o kimseler ki yahudi, hıristiyan, sabiidirler, onlardan herkim Allah’a, son güne inanır, iyilik işlerse artık bu gibiler için çalaplarının katında karşılık vardır, artık onlar için korku yoktur, onlar kaygılanacak da değildirler.
İman getirenler, Yahudi olanlar, Nasara ve Sâbie yok mu onlardan Allah/a ve yevm-i âhirete iman edip iyi amel işleyen kimselerin Rabbileri indinde ecirleri vardır, onlar için korku da yoktur, onlar mahzun da olmazlar [¹].
Muhakkak ki, iman etmekte olanlar, Yahudi inancını sürdürenler, Hıristiyanlar ve Sabiîlerden Allah’a ve ahiret gününe inanan iyi ve yararlı işler [sâlih] yapan kimselere (gelince), onların mükâfatı Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve asla üzülmeyeceklerdir.
Şüphesiz iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler'den her kim Allah'a ve ahiret gününe iman edip salih iş yaparsa, şüphesiz ecirleri rableri katındadır. Onlar için artık korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Gerçek şu ki; Kur’an’a iman ettiklerini iddia edenler, Hz. İsa’ya ve Hz. Muhammed’e inanmadıkları hâlde, Allah’ın seçkin ve imtiyazlı kulları olduklarını öne süren Yahudiler, Son Elçiyi inkâr eden ve İsa’nın Allah’ın oğlu olduğunu öne süren Hıristiyanlar, yıldızlara tapan Sâbiiler, Zerdüşt’ün izleyicileri olduklarını iddia eden ve ateşe tapan Mecusiler ve diğerleri... Evet, hangi dine, hangi ırka ve hangi cemaate mensup olursa olsun, insanlar arasından her kim Allah’a ve âhiret gününe gereği gibi inanır ve O’nun mesajları doğrultusunda doğru ve yararlı işler yaparsa, işte onlar, Rablerinin katında ödüllerini mutlaka alacaklardır ve zâlimlerin başına bir kâbus gibi çökecek olan o Hesap Gününde ne korku duyacaktır onlar, ne de üzülecekler!
Hiç kimse, şu veya bu dine inandığını öne sürmekle veya herhangi bir ırka, sınıfa, cemaate mensup olmakla kurtuluşa eremez. Cennete girebilmenin tek yolu, Allah’a ve âhiret gününe gereğince inanarak ilâhî prensiplerin ortaya koyduğu biçimde yararlı ve güzel davranışlar ortaya koymaktır. O hâlde, Yahudilerin “Allah’ın seçkin halkı” oldukları iddiası, çirkin bir iftiradan başka bir şey değildir. Çünkü Allah katında ayrıcalıklı ve özel bir sınıf veya toplum yoktur. Bunun içindir ki:
İnanmış olanlar, Yahudîleşmiş olanlar, Nasârâ (Hristiyanlar) ve Sâbiîler; bunlardan kim Allah’a ve Âhir Gün’e inandıysa ve salih amel işlediyse (iyi iş yaptıysa), onlara rabb’leri katında ücretleri / ödülleri vardır. Onlara korku da yoktur; onlar üzülür de değildir.
Evet, ister Müslüman, ister Yahudi, ister Hıristiyan, isterse Sâbiî olsun, Allah'a ve ahirete inanıp yararlı işler yapan herkes Allah'tan alacaklı konumdadır. Bu gibiler korku ve hüzün yaşamayacaklardır.
Şüphesiz Müslümanlardan, Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Gökyüzündeki güneşe, aya, yıldızlara tapan Sâbiîlerden kim; "Allah’a ve ahiret gününe inanır, iyi güzel işler yaparsa; onlar için Rabbin katında mükâfat vardır. Onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır!" diye hükmetmiş, eski inançlarından sorulmayacağını, geçmişlerinin af edileceği belirtmiştik.
Şüphesiz ki iman edenler, yahudi olanlar, sabiiler [*] ve hristiyanlar(dan) kim Allah’a ve ahiret gününe iman edip iyi işler yaparsa, onlar için Rableri katında ödül(ler)i vardır. Onlara herhangi bir korku yoktur; onlar üzülmeyecek de. [*]
Şüphesiz inananlardan, (Mûsa’nın dinini terk edip) Yahûdî¹ olanlardan, Hıristiyanlar² ve Sâbiî’lerden³ Allah’a ve âhiret gününe inanarak (inandığı) iyi işleri yaşayanların,⁴ mükâfatı Rableri katındadır, onlar için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.⁵
KUŞKUSUZ, [bu ilahî kelâma] i-man edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hristiyanlardan ve Sâbiîlerden ⁴⁹ Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır; ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir. ⁵⁰
Şüphesiz inananlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabilerden kim Allah’a ve ahiret gününe inanır, doğru ve güzel davranırsa; onların ödülleri Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 3/110...114, 5/68-69, 22/17
Hiç kuşkusuz (bu kitaba) inanan kimselerden, Yahudileşen kimselerden,[¹²³] Hıristiyanlardan ve Saâbiîlerden[¹²⁴] her kim Allah’a ve âhiret gününe inanır, ıslah edici iyilik işlerse, işte onlar için Rableri katında yaptıklarının karşılığı vardır.[¹²⁵] Onlar gelecekten endişe etmeyecek, geçmişten dolayı da üzüntü duymayacaklar.[¹²⁶]
Şüphe yok ki iman edenler; yahudiler, hıristiyanlar, sabiiler!.. Bunlardan her kim, Allah'a ve ahiret gününe iman edip salih amellerde bulunursa; onlar için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.
Şüphesiz iman edenler, Yahûdiler, Hıristiyanlar ve Sâbiilerden her kim Allah’a ve âhiret gününe iman eder ve salih amel işlerse, onlara Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Şüphe yok ki, mü'minler ile Yahudilerden ve Nasârâ ile Sâbii tâifesinden herhangi kimseler Allah Teâlâ'ya, ahiret gününe imân edip sâlih amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için Rableri indinde mükâfaatlar vardır. Ve kendilerine asla korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
İman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiîler. . . Her kim Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) iman eder ve amel-i salih işlerse, elbette onların Rab'leri yanında mükafatları vardır. Onlar için herhangi bir korku olmadığı gibi kendilerini üzecek bir şeyle de karşılaşmazlar.
Şüphesiz inananlar; yahudiler, hıristiyanlar ve sabiiler(den) Allah'a ve ahiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükafat vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Onlar ki îmân itdiler ve şunlar ki mûsevî, 'îsevî ve sâbiî oldılar onlardan Allâh'a ve âhiret gününe îmân iden ve iyi işler işleyenler içün rableri 'indinde sevâb ve mükâfât vardır ve onlara korku yokdur ve mahzûn dahî olmazlar.[¹]
(Muhammed’e) inananlar ile Yahudi, Hıristiyan ve Sabiîler’den[1] Allah'a ve Ahiret gününe inanan ve iyi işler yapanların [2] ödülleri Sahipleri (Rableri) katındadır. Onların üzerinde korku olmaz, üzüntü de çekmezler [3].
Şüphesiz İnananlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiilerden kim Allah'a ve ahiret gününe inanır ve doğru olanı yaparsa; onlara Rab'leri yanında mükafatlar vardır. Onlara bir korku da yoktur, üzülmeyeceklerdir.
İman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden(35) kim Allah'a ve âhiret gününe iman eder ve güzel işler yaparsa, onların Rableri katında ödülleri vardır. Ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.
bayıķ anlar kim įmān getürdiler ya'nį dilleriyile; daħı cuḥūd oldılar; daħı naśārā daħı firiştelere ŧapıcılar yā ılduzlara ŧapıcılar: ol kim bunlardan įmān getürdi Tañrı’ya daħı śoñraġı güne daħı işledi eyü iş: anlaruñdur müzdleri, çalabı’ları ķatında. daħı ķorķu yoķdur anlaruñ üzere; daħı anlar ķayġurmazlar.
Taḥḳīḳ anlar kim Müselmān oldılar, daḫı anlar kim Yehūdi oldılar,Naṣrānīler, daḫı ılduza tapanlar. Daḫı kim ki īmān getürse Tañrı Ta‘ālāya,ḳıyāmet günine daḫı inansa, daḫı ṣāliḥ ‘amel işlese, anlaruñ müzdi vardur Ça‐lapları ḳatında. Ḳorḳu daḫı yoḳdur anlar üstine, ne daḫı anlar ḳayırurlar.
İman gətirənlərdən (müsəlmanlardan), musavi (yəhudi), isəvi (xristian) və sabiilərdən Allaha, axirət gününə (sədaqətlə) inanıb yaxşı iş görənlərin mükafatları Rəbbinin yanındadır. (Qiyamət günü) onların nə bir qorxusu olar, nə də onlar bir qəm-qüssə görərlər.
Lo! those who believe (in that which is revealed unto thee, Muhammad), and those who are Jews, and Christians, and Sabaeans whoever believeth in Allah and the Last Day and doeth right surely their reward is with their Lord, and there shall no fear come upon them neither shall they grieve.
Those who believe (in the Qur´an), and those who follow the Jewish (scriptures), and the Christians and the Sabians(76),- any who believe in Allah and the Last Day, and work righteousness, shall have their reward with their Lord; on them shall be no fear, nor shall they grieve(77).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |