7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne-lleżîne keferû sevâun ‘aleyhim eenżertehum em lem tunżirhum lâ yu/minûn(e)

Kafir olanlara gelince: İster korkut onları, ister korkutma, birdir; inanmazlar.

Şüphesiz, (Allah’ın varlığını ve Kur’an’ın haklılığını bile bile, ama işlerine gelmediği için) inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için aynıdır; (onlar asla) iman etmeyeceklerdir. (Çünkü yaratılış ve imtihan şuuru ile kulluk sorumluluğu taşımayan kimselerdir.)

Unutma ki Allah'tan gelen gerçekleri, örtbas edenleri uyarıp uyarmaman farketmez. Onlar inanmazlar.

Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini, Kur'ân'ı, Allah'a imanın gerektirdiği esasları inkârda ısrar edenleri, kâfirleri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarmanla uyarmaman fark etmiyor. İman etmeyecekler.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 10/96.

Sen kâfirleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; iman etmezler.

6-7. İbnu Cerir`in rivayet ettiğine göre bu iki ayeti kerime Medine yahudileri hakkında inmiştir.

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.

Muhakkak ki küfre varanlar, (yani iman nurunu şirk karanlığı ve inad yüzünden örtenleri) azâb ile korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; onlar iman etmezler.

Bu gerçekleri inkâr eden küfrün elebaşlarına gelince, onları uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar inanmayacaklardır.

İnkâr edenleri uyarsan da uyarmasan da, onlar için aynıdır; iman etmezler.

Kâfir olanları ister kocundur, ister kocundurma, şüphesiz inanmazlar

İnkârcılara gelince; onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, (inanmamaya kararlı oldukları için) onlar iman etmezler.

Onlar, inanmak gibi bir niyet ve gayrette olmadıkları ve Hakk’ı inkâra şartlandıkları için inanmazlar. Ama “Nasıl olsa inanmayacaklar!” diye tebliğden... Devamı..

Kâfirlere ihtârda bulunmak beyhûdedir. Çünki inanmayacaklardır.

Şüphe yok ki, inkar edenleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.

Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar.[10]

Burada kastedilen, dünyada kâfir olarak yaşayıp sonunda Ahirete de kâfir olarak intikal edeceği, Allah tarafından bilinen inkârcılardır.

İnkâr edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler.

Gerçek şu ki, kâfir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.

İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.

6-7 Tanrı'yı ve/veya mesajını reddetmek için karar verenler, seçtikleri o yönde yardım görürler. Onlar böyle bir ön karara bağnazca sarıldıkları sürec... Devamı..

Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.

Amma o küfre saplananlar, ha inzar etmişin bunları ha etmemişin onlarca müsavidir, iymana gelmezler

(Resûlüm!) Şüphesiz ki, kâfirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. (Zira hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri ve ısrarla hakkı inkâr ettikleri için) onlar (asla) îmân etmezler.

Âyet-i kerîmedeki kastedilen kâfirler, dünyada kâfir olarak yaşayıp sonunda âhirete de kâfir olarak intikal edeceği ezelî ve ebedî ilmi ile Allah Teâl... Devamı..

Şu bir gerçektir ki: Gerçeği yalanlayan nankörleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.

Şu muhakkak ki küfr edenleri inzâr etsen de onlarca bir, kendilerini inzâr etmesen de inanmazlar.

Şübhesiz ki inkâr edenler yok mu, onları korkutsan da korkutmasan da kendileri için birdir; îmân etmezler.(1)

(1)“Küfür üzerine ölen bir kâfir, ebedî bir ömür ile yaşayacak olursa, o gayr-ı mütenâhî (sonsuz)ömrünü behemehâl (her hâl ü kârda) küfür ile geçirece... Devamı..

(Resulüm!) Şüphesiz o (kendi özgür iradeleriyle) inkâr etmiş olanları (Ebu Cehil ve Ebu Lehep gibileri) uyarsan da uyarmasan da (kibirleri, inatları ve azgınlıkları sebebiyle) onlar için birdir, artık onlar (o hakikati inkâra şartlanmış olanlar) inanmazlar. *

(*) Bu ayet, Ebu Cehil ve Ebu Lehep gibi inkâra şartlanmış olup kendi özgür iradeleriyle inkâr etmiş kimseler hakkındadır. Aşağıdaki Celaleyn tefsirin... Devamı..

Hakkı ve gerçek doğruları kabul etmeyenlere gelince! Sen onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için fark etmez, Rablerinden gelen gerçeklere asla inanmazlar.

İşte o kimseler ki Allah’ı tanımazlar, sen onları uyarsan da bir, uyarmasan da. İnanmazlar ki!

Şurası muhakkak ki kâfir olanları Tanrı azabıyle korkutsan da, korkutmasan da onlar için birdir, onlar inanmazlar.

Şu bir gerçek ki, inkâra şartlanmış olanları uyarsan da uyarmasan da fark etmez, onlar inanmazlar.

Şüphesiz küfre sapanları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler.

Allah’tan gelen bu mesajı örtbas ederek, hakîkati bile bile inkâr edenlere gelince, sen onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. Çünkü kibir, ihtirâs, bencillik, inatçılık gibi psikolojik saplantılar, kendileriyle hakîkat arasında aşılmaz bir engel olmuştur.

İnkâr etmiş olanlara gelince; onları uyardın mı, yoksa uyarmadın mı, onlara göre eşit düzeydedir; inanmazlar.

Sevgili Resulüm! Sen, gerçekleri göz ardı edenleri, uyarsan da birdir, uyarmasan da, inanmazlar:

Allah’tan gelen gerçekleri inkâr ederek doğru yoldan sapanlara gelince, onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar. Onlar hayata ön yargılarıyla bakar. Onlara verdiğimiz akıl, görme, işitme, düşünme sınırlarında bocalar, verdiğimiz özelliklerin sınırlarında edindikleri bilgilere inanırlar. Bu inançları onların saplantılarından ibarettir. Çünkü sınırlı bilgileriyle öğrendikleri bilgiler hiçbir şeyin gerçeği değildir. Gerçek bilgi Allah’ın katındadır.

Şüphesiz ki kâfir olanları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, iman etmezler. [*]

Benzer mesaj: Yâsîn 36:6. Burada uyarı görevinin sürdüğü, ancak inkârcıların uyarılardan etkilenmemesi dile getirilmektedir. Uyarının gerekliliği, ama... Devamı..

(Ey Muhammed!) Uyarmanın da uyarmamanın da kendileri için bir farkı olmayan o kâfirler, (sana) asla îman etmeyecekler.¹

1 Bu âyetin tercümesi mecâzen, “Sana asla îman etmeyecek olan o kâfirleri, uyarsan da uyarmasan da hiç fark etmez.” şeklinde de anlaşılabilir. Burada ... Devamı..

UNUTMA Kİ hakikati inkara şartlanmış olanlar ⁶ için kendilerini uyarıp uyarmaman fark etmez: onlar inanmazlar.

6 Çok sık karşılaşılan el-kâfirûn (“hakikati inkar edenler”) terimine karşılık, ellezîne keferû ifadesinde geçmiş zaman kipinin kullanılması, bilinçli... Devamı..

Gerçeği örtbas eden kâfirlere gelince; onları uyarsan da uyarmasan da fark etmez, onlar artık inanmazlar. 6/111, 10/96-97, 36/10

ŞU bir gerçek ki, küfre şartlanmış o kimseleri uyarsan da uyarmasan da onlar açısından denktir: iman etmiyorlar.[²¹]

[21] Ellezine keferûdaki geçmiş zaman yapısı çeviriye “saplanmış” veya “şartlanmış” olarak yansıtılmıştır. Burada da görüldüğü gibi Kur’an’a göre kâfi... Devamı..

(Ayetlerimizi ve ahireti) İnkar edenlere gelince; onları uyarsan da, uyarmasan da fark etmez, (ne kadar uğraşsan yine de) iman etmezler!

İnkâr edenlere gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir; iman etmezler.

Muhakkak o kimseler ki kâfir olmuşlardır, onları korkutsan da, korkutmasan da onlar için müsavîdir, onlar imâna gelmezler.

İnkâra saplananları ise ister uyar ister uyarma onlar için birdir, imana gelmezler. [10, 96]

İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir; inanmazlar.

(Hakkı inkâr ile) kâfir olanların ('azâb ve 'ikâb ile) korkutsan da korkutmasan da birdir ve müsâvîdir. Îmân itmezler.

Kâfirleri (âyetleri görmezlikten gelenleri) [*] uyarsan da uyarmasan da fark etmez; onlar inanıp güvenmezler.

[*] Küfür, örtme; kâfir, örten demektir (Müfredât). Kur'ân'ın Allah'ın kitabı olduğunu anlayan bir kişi, ondaki âyetlerden birini bile görmek veya duy... Devamı..

Kafirlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.

İnkâr etmiş olanlara gelince, sen onları uyarsan da onlar için birdir, uyarmasan da; onlar inanmazlar.

Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen uyarsan da uyarmasan da onlar için aynıdır; iman etmezler.

bayıķ anlar kim kāfir oldılar berāberdür anlaruñ üzere ķorķıttuñ mı kim anları [2a] yā ķorķıtmaduñ mı anları inanmazlar

Taḥḳīḳ ol kimseler ki nūr‐ı īmānı, ẓulmet‐i şirk‐ile ‘inād yüzinden setr eyledi‐ler, [küfr] idenleri bir ‘aẕāb‐ı elīm ile iżāfe eylemişsin eylememişsin berāberdir. Onlar īmān itmezler.

(Ya Rəsulum!) Həqiqətən, kafirləri əzabla qorxutsan da, qorxutmasan da, onlar üçün birdir, iman gətirməzlər.

As for the disbelievers, whether thou warn them or thou warn them not it is all one for them; they believe not.

As to those who reject Faith(30), it is the same to them whether thou warn them or do not warn them; they will not believe.

30 Kafara, kufr, Kafir, and derivative forms of the word, imply a deliberate rejection of Faith as opposed to a mistaken idea of Allah or faith, which... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.