7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 237. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-in tallektumûhunne min kabli en temessûhunne vekad feradtum lehunne ferîdaten fenisfu mâ feradtum illâ en ya’fûne ev ya’fuve-lleżî biyedihi ‘ukdetu-nnikâh(i)(c) veen ta’fû akrabu littek(c) velâ tensevu-lfadle beynekum(c) inna(A)llâhe bimâ ta’melûne basîr(un)

Onlara dokunmadan boşarsanız nikah parası kesmiş olduğunuz takdirde kabul ettiğiniz paranın yarısını vermeniz gerek. Ancak kadın, hakkını bağışlar, yahut nikahın düğümü kimin elindeyse o, bu hakkı bahşederse bu ayrı. Sizin bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür.

Eğer onlara mehir tespit eder de, (sonra) el sürmeden (gerdeğe girmeden) boşarsanız, bu durumda -kendilerinin veya nikâh akdi elinde bulunan (vekil ve vasi olan kimselerin) bağışlaması hariç- tespit ettiğiniz (mehir)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız (ise) takvaya daha yakındır. Aranızdaki (yakınlık ve tanışıklıktan doğan) fazlı (fazladan hakkı ve hatırı) da unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı Görendir (ve ona göre muamele buyurandır).

Nikahtan sonra mehrini kararlaştırıp, dokunmadan önce onları boşamışsanız, mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınlar bundan vazgeçer, ya da nikah bağı elinde bulunan erkek, mehrin yarısını ve daha fazlasını bağışlarsa o başka… Ey erkekler! Sizin bağışlamanız, Allah'a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur. Ve birbirinize karşı iyilikle davranmanız gerektiğini unutmayın. Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızı görür.

Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz hanımları zifafa girmeden önce boşar, boşanma kararı alırsanız, kadınların veya nikâh akdi sırasında, boşanma hakkını uhdesine alan kimsenin vazgeçmesi dışında, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Bağışlamanız, mehirden vazgeçmeniz, takvâ esaslarını-Kur'ân esaslarını hayata geçirmenize, günahlardan arınıp azaptan korunmanıza daha yakındır. Aranızda birbirinize lütuf ve ihsanı, izzet ve ikramı unutmayın. Allah işlediğiniz amelleri, biliyor, görüyor.

Eğer onları mehirlerini belirledikten sonra, henüz kendilerine el sürmeden boşarsanız belirlemiş olduğunuz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak kadınlar vazgeçer veya nikah bağı elinde olan erkek tamamını bağışlarsa başka. [52] Bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızda fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür.

52.Yani kadın gönüllü olarak kendisi için belirlenmiş olan mehirden tamamen vazgeçerse erkeğin bir şey vermesi gerekmez. Yine erkek iyilik olarak beli... Devamı..

Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç tesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

Eğer siz, onları, kendilerine dokunmadan önce boşamış da, daha evvel onlara mehir tayin etmişseniz, o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer ki, kendileri veya nikâh bağı elinde olan veli, mehri bağışlamış olsun. Ey erkekler, sizin bağışta bulunmanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti (ve birbirinize iyi muamele etmeyi) de unutmayın. Şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız onu hakkıyla görücüdür.

Mehir vaadetmişseniz, onlara dokunmadan (cinsel münasebet kurmadan) onları boşarsanız, tayin ettiğiniz(mehir)in yarısını vermeniz gerekir. Meğer o boşanmış kadınlar veya nikâh düğümü elinde olan velileri bağışlarlarsa. Bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı unutmayın. Muhakkak Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir.

Eğer onları, cinsel ilişkiye girmeden boşar da, mehir tayin etmiş bulunursanız, o vakit üzerinize düşen yükümlülük, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermektir. Ancak, kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın vazgeçmesi hali müstesna! Mehirden vazgeçmeniz takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayınız. Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.

Bir kadına yaklaşmadan, mihrini kesmiş olup da, boşamak isterseniz, kesilenin yarısı kadına verilmeli, bunu an-cak, ya kadın, ya da nikâh düğümü elinde bulunan, velisi bağışlıyabilir, bunu bağışlarsanız, sakınca çok yakındır, aranızda iyiliği unutmayınız, Allah görür yaptığınız bir şeyi

Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, gerdeğe girmeden (cinsel ilişkide bulunmadan) boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadının ya da nikâh bağı elinde bulunan (kocanın paylarından) vazgeçmesi başka. Ey erkekler! Sizin (tamamını ya da fazlasını) bağışlamanız ise takvaya (Allah'ın direktifleri doğrultusunda duyarlı yaşamaya) daha yakındır. Aranızdaki (yakınlıktan ve tanışıklıktan doğan) erdemliliği (birbirinize iyi davranmayı) unutmayın! Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Bir kadını berâber bulunmadan evvel fakat akd-i nikâh ile mihir takdîr ve ta’yîn itdikden sonra tatlîk ider iseniz nikâhından büsbütün vaz geçmez ise nikâh mikdârının yarısını alır meğer ki nikâhı akd iden (yani her iki taraf) hepsini ’afv itsün ’afv itmek takvâya (dindarlığa) daha karîbdir. Münâsebâtınızda fazîleti elden bırakmayınız yapdığınızı Allâh görir.

Eğer onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikah akdi elinde olan erkeğin bağışlaması hali müstesna biçtiğinizin yarısını verin, bağışlamanız Allah'tan sakınmaya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah şüphesiz işlediklerinizi görür.

Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Bir mehir belirlediğiniz halde onlarla birleşmeden kendilerini boşarsanız, belirlediğiniz mehirin yarısını ödemek size borçtur; ancak kadınların bağışlaması veya nikâh bağı elinde olanın hoşgörülü davranması müstesnadır. Hoşgörülü davranmanız takvâya daha uygundur. Aranızda lütufkâr davranmayı unutmayın. Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.

Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.

Mehir biçtikten sonra, ancak onlara dokunmadan önce onları boşamışsanız kendilerine söz verdiğiniz mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak, kadın hakkından vazgeçerse veya koca mehrin tümünü vermek isterse başka... Vazgeçmeniz daha erdemli bir davranıştır. Aranızdaki dostluğu unutmayın. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.

Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ey erkekler! sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız hakkiyle görür.

Ve eğer onları kendilerine el sürmedeboşar da mehir kesmiş bulunursanız o vakit borc o kesdiğiniz mıkdarın yarısıdır megerki kadınlar afvetsinler veya nikâhın düğümü elinde bulunan erkek afvetsin, erkekler! sizin afvetmeniz takvaya daha yakındır, aranızdaki fazlı unutmayın şüphesiz ki Allah her ne yaparsanız görür,

Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz hanımları (henüz) onlara dokunmadan (cinsi münasebette bulunmadan) boşadığınız takdirde (tayin ettiğiniz) mehrin yarısı onların hakkıdır. (Ancak) kadının (mehir hakkından) vazgeçmesi ya da nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hariç. (Bununla birlikte ey erkekler) sizin (tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermemek hakkına sahip iken mehrin tamamını vererek kendi hakkınızdan) vazgeçmeniz takvaya daha yakındır (uygundur). Birbirinize iyilik yapmayı unutmayın. Şüphesiz ki Allah yaptığınız her şeyi hakkıyla görmektedir.

Mehir miktarını farz kılıp ta¹ kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, farz kılınan² mehirin yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikâh akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehirin tamamının verilmesi takvaya daha uygundur. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı ihmal etmeyin. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür.

1- Nikah akdi yapıp da. Evlilik kararı alınıp ta. 2- Belirlenen

Eğer siz onları kendilerine temas etmeden önce boşar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir ta'yin etmiş bulunursanız, o halde ta'yîn etdiğiniz (o mehr) in yarısı onlarındır. Meğer ki kendileri vazgeçmiş olsunlar, yahud nikâh düğümü elinde bulunan kimse bağış yapmış olsun. (Ey erkekler) sizin bağışlamanız takvaâya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şübhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle görücüdür.

Fakat onlara gerçekten bir mehir ta'yîn ettiğiniz hâlde kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, artık ta'yîn ettiğinizin yarısı (onlarındır). Ancak (o kadınların)bağışlamaları veya nikâh akdi elinde olanın (kocanın) bağışlaması (mehrin tamâmını vermesi)müstesnâ. Bununla berâber (kocaları olarak sizin) bağışlamanız takvâya daha yakındır. Artık aranızda fazîleti unutmayın! Muhakkak ki Allah, ne yapıyorsanız hakkıyla görendir.

Eğer onları kendilerine temas etmeden boşar ve onlar için bir mehir belirlemiş bulunursanız, belirlediğiniz miktarın yarısını vermek gerekir. Ancak kadın kendi hakkından vazgeçer yahut nikâhı elinde bulunduran (erkek kendi payını kadına) bağışlarsa, o başkadır.(Ey erkekler!) Sizin (payınızı) bağışlamanız ise takvâya daha uygundur. Bir de birbirinize faziletli davranmayı unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı (hakkıyla) görendir.*

(*) Cinsel ilişkiden önce boşanmış kadın için daha önceden bir mehir miktarı belirlenmiş olursa koca bunun yarısını ödemekle yükümlüdür. Boşayan veya ... Devamı..

Kadınlarla evlilik ilişkisine girmeden, mehirlerini kararlaştırdıktan sonra boşamışsanız, kararlaştırdığınız mehirin yarısını (verin) veya nikâh akdini elinde bulunduran (koca) mehirin tamamını bağışlayabilir. Mehirin tamamını bağışlamanız Allah’dan sakınmanıza (takvaya) daha uygundur. Aranızda lütufkâr davranmayı unutmayın, Allah yaptıklarınızı görüyor.

Eğer onları el sürmeden boşar, önceden onlara kalın biçmiş de bulunursanız, biçtiğinizden yarısı onlarındır. Meğer ki onlar bunu size bağışlamış olsunlar, ya da evlenme bağını elinde tutan kimse bunu bağışlamış olsun. Sizin bağışlamanız Allah’tan sakınırlığa daha uygundur. Birbirinize karşı eli açık olmayı unutmayın. Çünkü Allah bütün işlediklerinizi görücüdür.

Mehrini takdir etmiş olduğunuz halde kadınları kendilerine değmeden evvel boşarsanız takdir ettiğinizin nısfı onlarındır. Meğer onlar veya nikâh düğümü elinde bulunan kimse [¹⁶] bağışlayalar. Bağışlamanız sakınmaya [¹⁷] daha yakındır. Aranızdaki mürüvveti ve lütuf ile muameleyi unutmayın. Çünkü Allah işlediklerinizi görüyor. Ona göre muamele ediyor.

[16] Zevç veya veli.[17] Hoş geçinmeğe, Ülfete.

Eğer kendilerine dokunmadan ama mehirlerini tespit ettikten sonra boşarsanız, o zaman belirlediğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağını elinde tutan erkeğin vazgeçmesi müstesnadır. Aslında haklarınızdan vazgeçmeniz Allah’a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur [akrab]. Şu hâlde birbirinize karşı lütufkâr davranmayı sakın unutmayınız. Muhakkak ki Allah bütün yaptıklarınızı görür.

Eğer onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikâh akdi elinde olan erkeğin bağışlaması hali müstesna, biçtiğinizin yarısını verin. Bağışlamanız (tümünü vermeniz) takvalı olmaya daha yakındır. Birbirinize karşı erdemi unutmayın. Allah şüphesiz yaptıklarınızı görür.

Eğer mehirlerini kararlaştırdıktan sonra, henüz kendilerine dokunmadan onları boşarsanız, bu durumda mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak boşanan kadın alacağı mehir hakkından vazgeçer veya nikah bağı elinde olan kocası, mehrin tamamını eşine bağışlarsa, o zaman başka. Fakat ey erkekler, sizin kendi hakkınızı bağışlamanız, yani cömertlik edip mehrin tümünü eşinize bırakmanız, dürüst ve erdemli kişilerin özelliği olan takvâya daha uygundur.Hep kendi çıkarınızı düşünmek olmaz, birbirinize karşı iyilikte bulunmayı da unutmayın. Hiç kuşkusuz Allah, yaptığınız her şeyi görmektedir.
Bu gibi toplumsal görevleri, ancak Allah’a karşı sorumluluğunun idrâkinde olan bir ümmet yerine getirebilir ve bu sorumluluğun idrâkine, en mükemmel şekilde ancak namaz ile ulaşılabilir:

Eğer onları, el sürmeden önce boşamışsanız, onlara mehir de kesmişseniz, kestiğiniz mehirin yarısı onlarındır; ancak kadınların affetmeleri (vazgeçmeleri) veya Nikâh bağı elinde bulunanın affetmesi (vazgeçmesi) başka! Affetmeniz Takvâ’ya / Sakınıp Korunma’ya daha yakındır. Aranızdaki Lütuf’u unutmayın! Allah, ne işliyorsanız görmektedir.

Sözlülerinizi el sürmeden, fakat mehrin adını koymuş olarak boşarsanız, belirlediğiniz miktarın yarısı onlarındır. Ancak bayan, ya da boşama yetkisine sahip olan erkek, karşılıklı olarak haklarından vazgeçebilirler. Karşılıklı özveri daha sağlamcı bir yaklaşım olur. Birbirinize karşı saygıyı da unutmayın. Çünkü Allah, yapıp ettiklerinizi görmektedir...

Eğer onlara mehir (evlilik ücreti) tespit eder, kendilerine el sürmeden veya cinsel ilişki kurmadan boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da kadının yeni kocasının vazgeçmesi başka! Bununla birlikte evlendiği kadınları bu şekilde boşayan erkekler, evlenmeden önce nikâhladıkları kadınlar için tayin ettikleri mehrin tamamından vazgeçip, verdikleri mehrin hepsini kadına bırakırlarsa, bu durum Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Hiçbir zaman iyilik yapmayı unutmayın! İnsanlar arasında evlilik ilişkileri iki insanın duygu yüküne, anlaşabilme imkânına bağlıdır. Eğer bunlar yoksa kolayca boşanın, boşayın, ama asla kadınları mağdur etmeyin! Kadınların hakkını yemeyin! Hatta fazlasıyla iyilik yaparak Allah katındaki değerinizi yükseltin! Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Kendilerine [mehir] belirleyerek evlendiğiniz kadınları, onlara dokunmadan (cinsel ilişkiye girmeden) boşarsanız, kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın) vazgeçmesi durumu dışında, belirlediğiniz [mehr]in yarısı [*] (onların hakkı)dır. Affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz) [takvâ]ya (duyarlılığa) daha uygundur. Aranızda iyiliği unutmayın! [*] Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı görendir

Bu cümle Ahzâb 33:49 ile birlikte okunmalıdır.,Bu mesaj insanlara, boşansalar bile birbirlerine iyilik yapmaya devam etmeleri gerektiğini öğretmektedi... Devamı..

Eğer kadınların mihirlerini belirler de onları kendilerine el sürmeden boşarsanız, kendilerinin ya da nikâhlarını akdetmeye yetkili velîsinin bağışlaması durumu dışında belirlediğiniz mihrin, yarısını ödemeniz gerekir.¹ Aranızdaki derece farkını² unutmayarak, sizin (mihrin tamamını) vermeniz takvaya daha uygundur. Şüphesiz Allah, sizin tüm yaptıklarınızı görüp durmaktadır.

1 Âyetin bu bölümü; “Eğer kadınların mihirlerini belirler de onları kendilerine el sürmeden boşarsanız, kendilerinin bağışlaması durumu dışında belirl... Devamı..

Ve eğer dokunmadan önce, ama mehrini kararlaştırdıktan sonra onları boşarsanız, o zaman, kararlaştırdığınızın yarısı[nı verin], ancak onların taleplerinden vazgeçmeleri veya nikah bağını elinde tutanın ²²⁶ [mehrin yarısı ile ilgili] talebinden vazgeçmesi hali müstesna: Size düşenden vazgeçmeniz, Allah’a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur. Ve birbirinize karşı lütufkar davranma[nız gerektiği]ni unutmayın: Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızı görür.

226 Hz. Peygamber’in bazı önde gelen Ashâbı’na (Hz. Ali gibi) ve hemen onların arkasından gelenlere (mesela, Sa‘îd b. Museyyeb ve Sa‘îd b. Cubeyr) gör... Devamı..

Eğer onlara mehir biçer de temas etmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikâh akdi ellerinde olan kimsenin bağışlaması müstesna –belirlediğiniz- mehrin yarısını onlara verin. Mehrin hepsini bağışlamanız takvaya daha uygundur. Şüphesiz, Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. 33/49

Eğer kendilerine dokunmadan fakat mehirlerini tesbit ettikten sonra boşarsanız, bu durumda tesbit ettiğiniz miktarın yarısı onlarındır; ancak onların bundan vazgeçmeleri ya da nikâh bağını elinde tutan kimsenin vazgeçmesi müstesna. Vazgeçmeniz takvâya daha uygundur, zira birbirinize karşı fedakârca davranmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın: Allah yaptıklarınızın tümünü görmektedir.[⁴⁴²]

[442] Kur’an’ın kendine has üslûbu içerisinde her sosyal ve hukukî bildirimin önünden ya da ardından mutlaka Allah’a karşı sorumluluk çağrısı gelir. B... Devamı..

Eğer onları, temas etmeden önce boşar ve mehri de kesmiş olursanız, kestiğiniz mehrin yarısı onların hakkı sayılır. Meğer ki kendileri (haklarından) vazgeçmiş olsun! (Ya kadın yarı hakkını da, almasın veya erkek mehrin diğer yarısını bağışlayıp tam versin, ey erkekler) Sizin bağışlamanız takvaya daha uygundur, aranızda faziletli davranmayı unutmayın. Şüphe yok ki Allah, her ne yaparsanız hakkıyle görendir.

Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Ve eğer onları daha kendilerine temasta bulunmadan boşar da onlar için mihr tesmiye etmiş bulunursanız o zaman bu tesmiye ettiğiniz mihrin yarısı lâzım gelir. Meğer ki o kadınlar affetsinler veya nikahın düğümü elinde bulunan affeylesin. Ve sizin affetmeniz takvâya daha yakındır ve aranızdaki fadlı unutmayınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ yaptığınız şeyleri bihakkın görücüdür.

Bir mehir belirlemiş olarak, kendilerine dokunmadan eşlerinizi boşarsanız, bu takdirde belirlediğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak eşler yahut nikâh bağı elinde bulunan kocalar, gözü tok davranırsa başka! (Bu durumda kadın mehrinden vazgeçebilir veya erkek mehrin tamamını verebilir). Ey kocalar, sizin bağışlamanız (müsamaha gösterip mehrin tamamını bırakmanız) takvâya daha uygun düşer! Birbirinize lütuf ve mürüvvet göstermeyi unutmayın. Allah sizin bütün işlediklerinizi görür.

Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikah bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsamaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür.

Eğer zevcelerinizi onlara mukârenet itmezden evvel fakat bir nikâh bedeli takdîr ve ta'yîn itmiş oldığınız halde boşar iseniz onlara bedel-i nikâhın yarısı vardır. Ancak bizzat onlar ve yâhud nikâhın düğümi elinde olanlar (velî ve vasîsi) bunı 'afv iderler ise (yarı nikâh bedelini almakdan vaz geçerler ise) bir şey virmek lâzım gelmez. 'Afv takvâya daha yakındır. Aranızdaki fazlı (îcâb-ı kerem ve insâniyeti) unutmayınız, Allâh işlediğiniz şeyleri göricidir.

Mehirlerini kesinleştirdiğiniz kadınları ilişkiye girmeden boşarsanız, kesinleşen mehrin yarısını vermelisiniz. Kadınlar veya nikâh düğümü elinde olan eş,[*] hakkından vazgeçerse başka. (Ey erkekler!) Sizin vazgeçmeniz, takvâ (konumunuzu koruma) açısından daha uygundur. Aranızdaki farkı unutmayın. Yaptığınız her şeyi gören Allah’tır.

[*] Erkeğin boşamasına talak denir. Talak sözlükte düğümü çözmektir. Bu yüzden nikâh düğümü erkeğin elindedir.

Eğer onlara mehir biçer de temas etmeden onları boşarsanız, -kendileri veya nikah akdi ellerinde olan kimsenin bağışlaması müstesna -belirlediğiniz mehrin yarısını onlara verin. Mehrin hepsini bağışlamanız takvaya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah, şüphesiz yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Eğer onları kendilerine temas etmeden boşar ve onlar için bir mehir belirlemiş bulunursanız, belirlediğiniz miktarın yarısını vermek gerekir. Ancak kadın kendi hakkından vazgeçer yahut nikâhı elinde bulunduran erkek mehrin tamamını bağışlarsa, o başkadır. Sizin bağışlamanız ise takvâya daha yakındır. Aranızda fazileti ihmal etmeyin.(121) Şüphesiz ki Allah sizin yaptıklarınızı görmektedir.

(121) Bu âyet, Kur’ân medeniyetinin fazilet üzerine bina edilmiş bulunduğunu gösteren en veciz örneklerden biridir. Önce tarafların hukuku net bir şek... Devamı..

Bir mehir belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kesiştiğiniz mehirin yarısını verin. Ancak kadınların vazgeçmesi ile, nikâh bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkârlık farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarını en iyi şekilde görmektedir.

daħı eger ŧalaķ virürseñüz anlara, andan ilerü kim yaķınlıķ eyleyesiz anlara; ol ḥalde kim endāzeledüñüz andan olınmış ya'nį kābin endāze eyledügüñüzüñ yarsıdur ya'nį vācib olan; illā kim terk eyleye 'avratlar; yā terk eyleye ol kim elindedür nikāh dügüni. daħı eger terk eyleyesiz, aķrab, śaķınmaġ-içün. daħı terk eylemeñ eylük eylemegi arañuzda; bayıķ Tañrı, anı kim işlersiz göricidür.

Daḫı eger boşatsañuz ‘avratları yatışmaġandan burun mehr‐i ‘ayneyleyüp farż eylemiş olsañuz pes buçuġın virüñüz farż eylegen mehrüñ. İllāeger ‘avratlar ḥaḳların baġışlasalar sāḳıṭ olur yā baġışlasa ḥaḳḳını nikāḥ‘aḳd eylegen kişi daḫı eger siz ‘avrat ḥaḳḳını tamām virseñüz yaḳınraḳdurtaḳvāya. Daḫı unutmañuz arañuzda olan duz etmegi. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālāsiz işledügüñüzi göricidür.

Kəbin haqlarını tə’yin etmiş olduğunuz qadınları yaxınlıq etmədən əvvəl boşayarsınızsa, tə’yin olunmuş kəbin haqqının yarısını onlara verməlisiniz! Bununla belə, onlar (qadınlar) bunu (ərlərinə), yaxud əlində nikah müqaviləsi olanlar (ərlər) kəbin haqqının hamısını qadınlara bağışlaya bilərlər. (Ey kişilər!) Sizin bağışlamağınız (güzəştə getməyiniz) müttəqiliyə daha yaxındır. Bir-birinizə yaxşılıq etməyi unutmayın! Şübhəsiz ki, Allah sizin etdiklərinizi görəndir.

If ye divorce them before ye have touched them and ye have appointed unto them a portion, then (pay the) half of that which ye appointed, unless they (the women) agree to forgo it, or he agreeth to forgo it in whose hand is the marriage tie. To forgo is nearer to piety; And forget not kindness among yourselves. Allah is Seer of what ye do.

And if ye divorce them before consummation, but after the fixation of a dower for them, then the half of the dower (Is due to them), unless they remit it or (the man´s half) is remitted(269) by him in whose hands is the marriage tie;(270) and the remission (of the man´s half) is the nearest to righteousness. And do not forget Liberality between yourselves. For Allah sees well all that ye do.

269 The law declares that in such a case half the dower fixed shall be paid by the man to the woman. But it is open to the woman to remit the half due... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.