11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 204. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemine-nnâsi men yu’cibuke kavluhu fi-lhayâti-ddunyâ veyuşhidu(A)llâhe ‘alâ mâ fî kalbihi vehuve eleddu-lḣisâm(i)

İnsanlardan öylesi var ki dünya yaşayışı hakkında söylediği söz, seni şaşırtır, imrendirir, kalbindekine de Allah'ı tanık tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanı, en inatçısıdır.

(Ey Resulüm!) İnsanlardan öylesi vardır ki, (aslında İslam’a hasım ve Sana hain oldukları halde) dünya hayatına ilişkin sözleri (kahramanlık gösterileri, başarılı girişimleri, kolaycı ve çıkarcı projeleri) Senin hoşuna gidecektir ve (böyleleri) kalbindekine (münafıklık ve menfaatçilik düşüncesine) rağmen Allah’ı şahit getirir (yeminler ederek dine ve davaya sadık ve samimi olduğunu belirtir); oysa o (gizli ve tehlikeli) azılı bir düşman (yerindedir).

İnsanlardan öylesi var ki, bu dünya hayatı hakkındaki görüş ve konuşmaları senin hoşuna gider, hatta bu gibi kimseler kalbindekilere Allah'ı şahit tutar. Halbuki o düşmanların en yamanıdır.

İnsanlardan bazılarının dünya hayatı ile ilgili sözleri senin hoşuna gider. Kalbindeki, kafasındaki düşüncelerinde de samimi olduğuna Allah'ı şâhit tutar. Üstelik tartışmada da hayli usta, Allah'a isyanda musır, yalancı, hilekâr, azılı bir düşmandır.

İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatıyla ilgili sözleri senin hoşuna gider ve kalbinde olana Allah'ı şahit tutar. Gerçekte ise o düşmanların en yamanıdır.

204.İbnu Cerir`in Suddi`den rivayet ettiğine göre bu ayeti kerime el-Ahnes bin Şerik hakkında indirilmiştir. O Resulullah (a.s.)`a gelerek ona karşı M... Devamı..

İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah'ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır.

İnsanlardan bir kısmı vardır ki, onun bu dünya hayatına ait fasih sözü hoşuna gider ve sözü, kalbinde olana uygundur, diye yemin ederek Allah'ı şahid tutar. Halbuki o, düşmanların en şiddetlisidir.

İnsanların bazıları da var ki; dünya hayatı ile ilgili sözleri senin hoşuna gider. Kalbinin samimi olduğunu ispat için, Allah’ı şahit gösterir. Oysa o en şiddetli bir düşmandır. (Bunlar da münafıklardır.)

Bazı insanların dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı da şâhit getirir. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.

İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya dirliği hakkındaki sözleri, hoş gelir sana, Allahı tanıklar gönlündekine, bu ise en koyu düşman

İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna gider. Bir de kalbindeki (nifak ve menfaat düşüncesi)ne rağmen (din konusunda samimi olduğuna dair) Allah'ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır. 

Bkz. 63/4

İnsanlardan ba’zıları bu dünyânın hayâtından bahs ider iken senin hayret ve ta’accübüni mûcib olur ve kalbinin doğrulığına Allâh’ı işhâd ider. O senin en müdhîş hasmındır.

204,205. Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah'ı şahid tutan, işbaşına geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu sevmez.

İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine (Sözünün özüne uyduğuna) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır.

İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı konusundaki sözleri senin hoşuna gider; o, hasımların en yamanı olduğu halde kalbinde olana Allah’ı şahit de tutar.

İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.

Dünya hayatı hakkında, sözleri senin hoşuna giden bazı kişiler var. Azılı bir düşman olduğu halde kalbinde olana ALLAH'ı tanık tutar.

İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Halbuki O, İslâm düşmanlarının en yamanıdır.

Nas içinden kimi de vardır ki Dünya hayat hakkında sözleri seni imrendirir bir de kalbindekine Allahı şahid tutar, halbuki o islâm hasımlarının en yamanıdır

(Habibim!) İnsanlardan öylesi de vardır ki, (kalben îmân etmediği halde sana ve tebliğ etmiş olduğun her şeye îmân ettiğini söyleyerek senin huzurunda oturur,) dünya hayatına ilişkin sözleri (üslûbu/fasih konuşması) senin hoşuna gider ve (üstelik o kimse) kalbindeki (nifak ve menfaat düşüncesi) ne rağmen (din konusunda samimi olduğuna dair seni inandırmak için, Allah adına yemin ederek) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, (munâfıktır, sana ve müslümanlara düşmanlık etme yönüyle de) hasımların en azılısıdır.

Kimi insanın, dünya hayatı ile ilgili sözü senin hoşuna gider. Kalbindekine¹ Allah'ı şahit tutar. Oysaki o düşmanların en azılısıdır.

1- İçinde sakladığı yalana.

İnsanlardan öyle kimse vardır ki, onun (bu) dünyâ hayaatına âid sözü hoşuna gider ve o, kalbinde olana Allahı şahid getirir. Halbuki o, düşmanların en yamanıdır.

Ve insanlardan öylesi vardır ki, dünya hayâtına dâir sözü (senin) hoşuna gider.(Sözlerinin kendi) kalbinde olana (muvâfık olduğuna) da Allah'ı şâhid tutar; hâlbuki o, düşmanların en şiddetlisidir.

Ve insanlardan öylesi var ki dünya yaşayışı hakkında söylediği söz, seni şaşırtır, imrendirir. Hatta böylesi gönlünde olana (samimi olduğuna) Allah’ı tanık tutar. (Allah şahittir der). Hâlbuki o, düşmanların en yamanı, en inatçısıdır. *

(*) Yukarıda biri yalnız dünyayı isteyen, diğeri de hem dünyanın hem de âhiretin iyiliklerini isteyen iki insan tipinden söz edilmişti. Bu âyetlerde y... Devamı..

Dünya hayatında, insanlardan sözlerinin hoşuna gittiği kimseler vardır. Kendisi çok şiddetli bir şekilde (Allah’ın dinine) muhalif olduğu halde, kalbinde olanlara Allah’ı şahit gösterir.

İnsanlar arasında öylesi vardır ki dünya yaşayışı üzerine söylediklerini beğenirsin, içinde olana Allah’ı tanık gösterir. Oysa ki o düşmanların en azılısıdır.

Bâzı insanların dünya umurundaki sözü senin hoşuna gider. O, Allah/ı da kalbindekine [⁵] şahit getirir, halbuki o, pek yaman bir düşmandır. [⁶].

[5] Meselâ Allah bilir ki ben doğru söylüyorum der. Yahut iman ettiğine yemin eder.[6] Yahut çekişmesi pek yamandır.[5] Bitip tükenmez bir surette, tü... Devamı..

İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider. Hatta kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Oysa o, hasımların en inatçısıdır/yamanıdır.

Dünya hayatına dair konuşması seni şaşırtan ve kalbinde olana Allah'ı şahit tutan insanlar vardır. Hâlbuki o düşmanların en azılısıdır.

İnsanlardan öylesi var ki, dünya hayatıyla ilgili sözleri senin hoşuna gider. Üstelik kalbinde ne kadar iyi niyetler taşıdığına dâir Allah’ı şâhit tutar. Hâlbuki o, gerçekte en azılı düşmandır. Çünkü keskin zekası ve tatlı diliyle kamuoyunu yanıltarak halkı dilediği gibi yönlendirir.

İnsanlar’dan öyle kimse vardır ki onun sözü seni Dünya Hayatı’nda hayrete düşürür; Hasımlar’ın en yamanı olduğu halde, kalbindeki şeylere Allah’ı şahid tutar.

Resulüm! bu dünyada lafıyla seni etkileyenler var. Bu gibiler, sözlerini hep yeminle noktalar, ama aslında düşmanın azılısıdır.

İnsanlardan öylesi var ki dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Yalan sözlerine kalbini şahit tutar. Kalbindeki gerçeğe rağmen yalanına Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki Allah kalbindekini bilir. Düşünmüyor mu? Allah kimsenin yalanına şahit olmaz! Onlar böyle yaparak düşmanlık yaparlar.

İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı hakkında söyledikleri hoşuna gider; kalbinde olana da Allah’ı şahit tutar. O hasımların en yamanıdır.

İnsanlardan öylesi de vardır ki, kalbindeki (duygularında samimi olduğuna) Allah’ı şâhit göstererek, dünya hayatı ile ilgili sözleri senin hoşuna gidebilir. Oysa gerçekte o, (sana karşı) azılı bir düşmandır.

İNSANLARDAN öylesi var ki, ¹⁸⁷ bu dünya hayatı hakkındaki görüşleri senin hoşuna gider; (dahası), kalbindekilere Allah’ı şahit tutar, üstelik tartışmada son derece ustadır. ¹⁸⁸

187 Lafzen, “insanlar arasında kimisi (veya “öylesi”) vardır ki”. Bazı müfessirlerin yaptığı gibi, bu ayetin belli bir kişiye -Hz. Peygamber’in bir ça... Devamı..

İnsanlardan kimi de var ki, dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna gider, bir de kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o azılı düşmandır. 63/4

İNSANLARDAN kimileri de vardır ki, hasmın en yamanı o olduğu hâlde,[³⁹⁹] bu dünya hayatı hakkında söylediği söz senin hoşuna gider ve kendi kalbindekine de Allah’ı şahit tutar.[⁴⁰⁰]

[399] Âyetin son cümlesi olan ve huve eleddu’l-hısâm üzerinde tartışılmıştır. Buradaki hısâm’ı İbn Abbas ve Katâde “tartışmacı” olarak anlamışlardır. ... Devamı..

(Ey Muhammed) İnsanlardan öyle (iki yüzlü) kimseler vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri (neredeyse) hoşuna gider (fakat güvenemezsin) Kalbinde olana (utanmadan) Allah’ı da şahit tutar, (iyi niyet sahibi olduğuna yemin de eder.) Oysa onun (sana ve İslam’a) düşmanlığı ileri derecededir. (yalan söylemektedir, nitekim)

İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine (Sözünün özüne uyduğuna) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, hasımların en yamanıdır.

Ve nâstan bazıları vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider. Ve kalbinde olana Allah'ı şahit tutar. Halbuki o pek katı husumet sahibidir.

İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider. Üstelik sözünün özüne uyduğuna Allah'ı da şahit gösterir. Halbuki gerçekte o, düşmanların en yamanıdır.

İnsanlardan öylesi var ki, dünya hayatına dair sözü, senin hoşuna gider. Kalbinde olan (samimi düşüncelerini söylediğin)e Allah'ı şahid tutar. Oysa o, hasımların en yamanıdır.

İnsânlardan şöyleleri vardır ki onların hayât-ı dünyâdaki sözleri seni dûçâr-ı ta'accüb ider. (Söyledikleri güzel sözleri beğenirsin) Ve kalblerinde olan şeye de Allâh'ı şâhid getirirler. (Allâh bilir ki kalbimizde münâfıklık yokdur dirler) Halbuki onlar İslâm'ın en mu'annid düşmanıdırlar [²]

[2] Bu âyet-i kerîme münâfıklardan "Ahnes bin Şerîf es-Sakafî" hakkında nâzil olmuşdur. Benî Zühre ruesâsından olan merkûm güzel yüzli ve tatlı sözli ... Devamı..

İnsanlardan öylesi var ki dünya hayatıyla ilgili sözleri seni hayran bırakır. İçinde olana da Allah’ı şahit tutar ama aslında o, yaman bir düşmandır.

İnsanlardan dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı bir düşman iken, kalbinde olana Allah'ı şahit tutan,

İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna gider. Üstelik kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Oysa düşmanlıkta o pek yamandır!

İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır.

daħı ādemįlerin bir nicesi oldur kim, ŧañladurur seni sizi anuñ yaķın dirlikde. daħı ŧanuķ dutar Tañrı’yı göñlindegi üzere ol ķatı śavaşlu-y-iken.

Daḫı ba‘żı kişilerüñ sözini [begenürsin, eyide] (?) dünyā dirliginde. Daḫıṭanuḳ dutar Tañrı Ta‘ālā[yı] yüreginde olan [yamanlıġa]. Daḫı [ol ḫaṣmlaruñḳatısıdur.] (?)

(Ya Rəsulum!) İnsanların eləsi vardır ki, onun dünya həyatı haqqındakı sözləri sənin xoşuna gələr. O, qəlbində olana da (dili ilə ürəyinin bir olmasına) Allahı şahid göstərər. Halbuki, o, düşmənlərin ən qəddarıdır.

And of mankind there is he whose conversation on the life of this world pleaseth thee (Muhammad), and he calleth Allah to witness as to that which is in his heart; yet he is the most rigid of opponents.

There is the type of man(227) whose speech about this world´s life May dazzle thee, and he calls Allah to witness about what is in his heart; yet is he the most contentious of enemies.

227 The two contrasted types of men mentioned in 2:200 and 201 are here further particularised: the glib hypocrite who appears worldly-wise but plans ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.