15 Ekim 2024 - 12 Rebiü'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 162. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ḣâlidîne fîhâ(s) lâ yuḣaffefu ‘anhumu-l’ażâbu velâ hum yunzarûn(e)

Ebedi olarak lanette kalırlar. Ne azapları hafifletilir, ne yüzlerine bakılır.

Onda (lanette ve cehennemde) süresiz kalacak (kimselerdir); onlardan azap hafifletilmeyecek ve onlara (şefkat ve merhamet de) gösterilmeyecek (ve kendilerine yüz verilmeyecektir).

Onlar ebediyen lanet içinde kalırlar. Onlardan azap da hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.

Onlar ebediyyen lânet içinde, cehennemde kalırlar. Onların cezaları hafifletilmez. Özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, onlara merhamet nazarıyla bakılmaz, göz açtırılmaz.

Onlar (lanette) sürekli kalıcıdırlar. [32] Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz da.

32.Lanette sürekli kalmaları ile lanetin gerektirdiği azap olan cehennem azabındaki süreklilikleri kastedilmektedir.

Onda (lanette) süresiz kalacaklardır, azapları hafifletilmez ve gözetilmezler.

Onlar, o lânet ve ateş içinde devamlı olarak kalanlardır. Onlardan ne azâb hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.

Onlar o lanette (Cehennemde) ebedî kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilir ne de gözetilirler.

161,162. Küfredip de kâfir olarak ölenler var ya Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. Çok uzun süreli olarak o laneti taşırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

Orada onlar sonsuz kalırlar, azapları yeğnilmez, bakılmazlar da

Onlar orada kalıcıdırlar ve ne azapları hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacak.

İlel-ebed bu halde kalacaklardır ’azâbları hafiflemiyecekdir ve Allâh ânlara atf-ı nazar itmeyecekdir.

Lanette temellidirler, onlardan azab hafifletilmez ve onların azabı geciktirilmez.

Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

“Rahmân” ve Rahîm” kelimelerinin anlamları için Fâtiha sûresinin ikinci âyetinin dipnotuna bakınız.

Onlar hep lânette kalacaklar; azapları hafifletilmeyecek ve yüzlerine bakılmayacak!

Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.

O durumda sürekli kalırlar. Azapları hafifletilmez ve ertelenmez.

Onlar ebedi olarak onun altında kalırlar. Ne azabları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.

ebediyen onun altında kalırlar, ne azabları hafifletilir ne de kendilerine göz açtırılır

Onlar (kâfirler), ebedî olarak (lânet ve azap) içinde kalırlar. (Artık) onlardan azap hafifletilmez ve (azapları) tehir de edilmez.

Onlar, sürekli lanet içinde kalacaklardır. Onlardan bu azap ne hafifletilecek ne de onların yüzüne bakılacak.

Onun (o lâ'netin, yahud cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar onlar. Onlardan âzab da hafifletilmez. Kendilerinin yüzlerine de bakılmaz.

Orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar! Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara (özür dilemeleri üzere) mühlet verilir!

Onlar (Allah’ın dilediği vakte kadar) bu hâl içinde kalırlar; (ve) ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır. *

(*) Not: ‘’Halid’’ ebedi, temeli ve sonsuz anlamlarında değildir, bunun anlamı: Kalmak, devam etmek, ((خَلَدَ دام وبَقِيَ veya uzun süre kalmak gibi a... Devamı..

(Azap içinde) Devamlı kalıcıdırlar. Asla onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz.

Onlar hep orada kalacaklardır. Onların azabı ne azaltılacak, ne de geciktirilecektir.

Onlar orada [¹¹] dâim kalırlar, onların üzerinden azap hafiflemez, yüzlerine de bakılmaz [¹²].

[11] Lânette veya ateşte.[12] Yahut mühlet verilmez, yahut itizarlarına intizar olunmaz.

Onlar ebediyen lanetli kalırlar. Azapları da hafifletilmez ve yüzlerine de bakılmaz.

Onda temelli kalıcılardır, onlardan azap hafifletilmez ve (özür dilesinler diye) kendilerine mühlet de verilmez.

Sonsuza dek o lânetin içinde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacak!
O hâlde, ey insanlar! Şu evrensel çağrıya kulak verin:

İçinde sürekli kalacaklardır. Azâb onlardan hafifletilmez, onlara bakılmaz.

Onlar, sonsuza kadar lanetlik kalacaklar, cezalarında asla indirim yapılmayacak, kimseden yüz bulamayacaklardır.

Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

Onlar orada (lanet içinde) [ebedî] kalıcıdır. Azapları hafifletilmez [*] ve onlara bakılmaz. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:86; Âl-i İmrân 3:88; Nahl 16:85; Fâtır 35:36; Mü’min 40:49; Zuhruf 43:75.,Bu ifade, “onlara fırsat ve huzur verilmez” şeklin... Devamı..

Onlar, bu (ceza) içerisinde sürekli olarak kalacaklardır. Onların bu azapları hafifletilmediği gibi, yüzlerine de bakılmayacaktır.

Onlar bu halde kalacaklar; [ve] ne azapları hafifletilecek, ne de soluk almalarına imkan verilecek.

Onlar o lanette kalıcıdırlar. Onlardan azap hafifletilmez ve onların yüzlerine de bakılmaz. 35/37, 40/49

Onlar o lânetin içinde kalıcıdırlar: Onların ne azabı hafifletilecek, ne de kendilerine göz açtırılacaktır.[³¹⁷]

[317] Mâide 78’de İsrâiloğullarından bir grubun lânete uğradıkları ifade edildikten sonra bu lânetin gerekçesi şöyle açıklanmaktadır: “Onlar yapageldi... Devamı..

Onlar orada (cehennemde o lanetin içinde) sonsuza dek kalacaklardır; artık onlardan ne azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. (Ey inşanlar; Rabbinize ortak koşmaktan, ayetlerini inkar etmekten vazgeçin, hepiniz tevhid dairesine giriniz. Allah'ı bir tanıyan topluluk halinde birleşiniz, çünkü)

Onlar sürekli olarak oradalar(cehennemdedirler). Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

Orada ebedî bir halde kalacaklardır. Onlardan azab hafifletilmez ve kendilerine asla nazar olunmaz.

Onlar bu lânet içinde ebedî olarak kalırlar. Onların azapları hafifletilmeyeceği gibi, Kendilerine yeni bir mühlet de verilmez.

Ebedi la'net içinde kalırlar. Ne kendilerinden azab hafifletilir, ne de onlara fırsat verilir.

Onlar bunda (bu la'netde) ebedî ve dâim kalırlar onlardan 'azâb azaldılmaz ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz (yâhud) mühlet virilüb i'tizâr itmelerine intizâr olunmaz.

Onlar sürekli dışlanmış olarak kalacaklardır. Ne azapları hafifletilecek ne de göz açtırılacaktır.

Onlar lanette temellidirler. Onlardan azap hafifletilmez ve onların yüzlerine bakılmaz.

Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar; ne azapları hafifletilir, ne yüzlerine bakan olur.

Sürekli o lanetin içindedirler. Ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır.

ebed ķalıcılarken anuñ içinde. yiynindilmeye anlardan 'aźāb; ne daħı anlar baķmalar yā mühlet virineler

Hemīşe ḳalurlar anda, yeynilmez anlar üstinden cehennem ‘aẕābı. Daḫıanlara mühlet virilmez ‘aẕābdan

Onlar həmişəlik lə’nət içərisində qalarlar. (Qiyamətdə) onların əzabı əskilməz və üzlərinə də baxılmaz (üzrləri qəbul olunmaz).

They ever dwell therein. The doom will not be lightened for them, neither will they be reprieved.

They will abide therein(164): Their penalty will not be lightened, nor will respite be their (lot).

164 Therein = in the curse. A curse is not a matter of words: it is a terrible spiritual state, opposite to the state of Grace. Can man curse? Not of ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.