5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 155. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velenebluvennekum bişey-in mine-lḣavfi velcû’i venaksin mine-l-emvâli vel-enfusi ve-śśemerât(i)(k) vebeşşiri-ssâbirîn(e)

Andolsun ki mutlaka sizi birazcık korkuyla, açlıkla, mal, can ve meyve noksanıyla sınayacağız. Müjdele sabredenleri.

Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar)dan noksanlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. (Tedbirli ve temkinli hareket ederek) Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir).

Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, korku ve açlıkla, mal, can ve yiyecek içecek gibi ürünlerin azaltılmasıyla sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredip sebat ve dayanıklılık gösterenlere iyliklerin geleceğini müjdele.

İmanınızdaki sadakati ölçmek için sizi, mutlaka, korku, açlık, kıtlık ile; sahip olduğunuz servetin bir kısmını eksilterek, malları telef ederek, can kaybına, sakatlığa maruz bırakarak, mahsulünüzü âfete uğratarak imtihan ederiz. Sabrederek mücadeleye devam edenlere, dünyada yardım, zafer ve devlet, âhirette cennet müjdesini ver.

Kur’ân-ı Kerim 46/35 âyetteki “sabır” dikkate alınarak diğer âyetlerde “sabrederek mücadeleye devam” ifadesine yer verilmiştir.

Biz sizi biraz korku, biraz açlık ve biraz mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmeyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!

Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.

Ey müminler, (itaatkârı âsi olandan ayırd etmek için) sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsüllerden yana eksiltme ile, andolsun imtahan edeceğiz. (Ey Habibim) sabredenlere (lütuf ve ihsanlarımı) müjdele.

Biz, sizi bir miktar korku ve açlık ile ve mallarda, canlarda ve ürünlerde eksiltme yapmakla deneyeceğiz. (Sabredip etmeyeceğinizi ortaya çıkaracağız.) Artık sen sabredenleri müjdele!...

Elbette sizi korku, açlık; mallar, canlar ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!

Korkuyla, açlıkla, mal, can, yemişler gibi şeyleri eksiltmekle, her halde sizleri sınıyoruz, katlananı müjdele

Sizi mutlaka korkuyla, açlıkla, (sahip olduğunuz) mallarınızın bir kısmını eksiltmekle (ya da telef etmekle), can kaybına uğratmakla (veya sakatlığa maruz bırakmakla), mahsulünüzü afete uğratmakla (kıtlıkla) imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! 

Bkz. 2/45, 153, 14/7

Biz sizi açlık ve havf ile imtihân ideceğiz emvâl ve nüfûsunızı kesr ideceğiz, Yâ Muhammed! bu mesâ’îbe sabır ile tahammül idenlere tebşîrâtda bulun.

Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele!

Sizi korkuyla, açlıkla, para, can, ve ürün kaybıyla sınayacağız. Müjde ver sabredenlere…

Dünyadaki sınav, her koşul altında SADECE Tanrı'ya kulluk edeceğimizi kanıtlamak için düzenlenmiştir (29:2).

Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!

çaresiz sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve hasılâttan eksiklik ile imtihan edeceğiz, müjdele o sabırlıları

Kasem olsun ki (hanginizin daha güzel amel yapacağınızı sizin için ortaya çıkarmak ve böylece dünyada iken yaptıklarınıza, hesap gününde kendinizi şahit tutmak için) sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihân edeceğiz. (Habibim!) Sabredenleri müjdele.

Ant olsun! Biz; sizi, korku ve açlıkla; mallarınızı, canlarınızı ve ürünlerinizi kayba uğratarak belalandıracağız¹. Sabredenleri müjdele.

1- Sınava tabi tutacağız.

Andolsun, sizi biraz korku, (biraz) açlık, (biraz da) mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenlere (lutf-ü keremimi) müjdele.

Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsûllerden bir noksanlık ile imtihân edeceğiz. (Ey Resûlüm!) O hâlde sabredenleri (Cennetle) müjdele!

Ve (dünya hayatında) sizi mutlaka biraz korku (doğal ve sosyal afetler ve sıkıntılarla) ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullardan (ürünlerden) bir noksanlık ile sınayacağız. (Resulüm!) O hâlde sabredenleri (ebedi ve mutlu bir hayatla) müjdele. *

(*) Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı. Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ... Devamı..

Sizi korku ve açlık ile mallardan, canlardan ve kazançlardan eksiltmek suretiyle imtihan ediyoruz. Sabredenleri müjdele.

Gerçekten Biz sizi korku, açlık, mal, can, ürün eksikliği gibi şeylerle sınarız. Sen bunu katlananlara müjdele.

* Sizi biraz korku ile, açlıkla, emval ve nüfus ve mahsulât noksaniyle [²] deneriz [³]. Sen de katlananlara müjde et.

[2] Düşman korkusu, kıtlık, açtık ile, helâk sebebi ile emvâl noksanı, hastalık ve ölüm sebebi ile, nüfus noksanı ile, kuraklık ile veya çalışmayarak ... Devamı..

Andolsun Biz⁹⁷ sizi korku ve açlık ile mallarınızda, canlarınızda/organlarınızda⁹⁸ ve ürünlerinizde (uğrayacağınız) bir kısım kayıplar ile sınarız. Sabredenleri müjdele.

97 Kur’an’da Cenab-ı Hak bazen “Biz” zamirini kendisi için de kullanır. Bu Arapça belâgatta sık kullanılan bir hitap şeklidir. Hükümdarların ve güçlü ... Devamı..

Muhakkak sizi biraz korku ve açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele.

Andolsun ki, sizi bazen çetin korkularla, bazen açlık ve yoksullukla, bazen de servetinizi, sağlığınızı ve ürünlerinizi elinizden alarak imtihân edeceğim.
Sabredenleri müjdele!

Sizi Mallar’dan, Canlar’dan ve Ürünler’den eksiltmek; Açlık’tan ve Korku’dan tattırmak suretiyle deneriz. Sabredenler’i müjdele!

Biz, biraz korku ve açlıkla; biraz da mal, can ve ürün kaybına uğratmak suretiyle, sizleri sınava tabi tutacağız. Sabır küplerine bu müjdeyi verebilirsin.

Muhakkak ki sizleri korkuyla, açlıkla, mallarınızdan, canlarınızdan, ürünlerinizden eksilterek deneriz. İmtihanımız gelince inançlarında sağlam olup inancında gevşeklik göstermeyenleri müjdele! onların yeri cennettir.

Şüphesiz ki sizi biraz korku ve açlık; (ayrıca) mallardan, canlardan ve ürünlerden azaltma (fakirlik) ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! [*]

Bu ayet Nisâ 4:62, 79, Kasas 28:47, Rûm 30:41, Şûrâ 42:30 ve 48. ayetlerle birlikte okunmalıdır.

Biz, sizi (dünya hayatı boyunca) korku, açlık ve mal, can ve ürün eksiltmeleri ile mutlaka imtihan edeceğiz.¹ Bunu sabredenlere müjdele.

1 Bazı müfessirler, buradaki imtihan vesilesi olan şeyleri, farz ibâdetlerin sonuçlarına işaret gibi görerek: “korkuyu” Allah korkusuna, “açlığı” Rama... Devamı..

Muhakkak ki ölüm tehlikesiyle ve açlıkla, dünya malının, canın ve [alınteri] ürünlerinin kaybı ile ¹²⁵ sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele;

125 Lafzen, “bir şeylerle”.

Andolsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmek suretiyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! 22/35, 16/112

Kesinlikle sizi korkuyla,[³⁰⁵] açlıkla, mal, can ve verim kaybıyla sınarız. Ama sabredenleri müjdele![³⁰⁶]

[305] Allah’tan başkasından korkan iki cezaya çarptırılır: Korkunun kendisi ve korktuğunun başa gelmesi. [306] Kısa bir süre sonra Bedir’le başlaya... Devamı..

(Ey iman edenler) Andolsun ki, sizi biraz korku açlık, biraz da mallardan canlardan ürünlerden azaltma (fakirlik) ile imtihan edeceğiz. (Ey Muhammed) Sabreden kullarımı müjdele (Onlar sabretmekle büyük mükafatlara ereceklerdir.)

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.

Vallahi Biz sizleri elbette biraz korku ile, açlık ile mallardan, canlardan, mahsulattan biraz eksiklik ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.

Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!

Andolsun, sizi korku, açlık, mallar(ınız)dan canlar(ınız)dan ve ürünler(iniz)den eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele.

Sizi korku, açlık, malda, nüfûsda, meyve ve mahsûlde noksan gibi şeylerle imtihân kılacağız. (Yâ Muhammed) Bu mesâibe sabır idenleri tebşîr it.

Mallarınızdan, canlarınızdan ve ürünlerinizden eksilterek, sizi biraz korku ve biraz açlıkla yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz, bundan kaçış olmaz. Sen sabırlı davrananlara müjde ver.

Sizi, biraz korku, açlık, mallardan, canlardan, ürünlerden yana eksiltmekle imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele!

Biz sizi biraz korku ve açlıkla, biraz mal, can ve ürün eksikliğiyle sınayacağız. Müjdele o sabredenleri!

Yemin olsun ki, sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvelerden eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.

daħı śınaruz sizi nesene-y-ile, ķorķudan daħı açlıķdan daħı eksmekden: mallardan daħı nefslerden daħı yimişlerden; daħı muştıla śabr eyleyicilere.

Daḫı sizi ṣınar‐biz bir neste‐y‐ile ḳorḳudan ve açlıḳdan, māllar eksük olmaḳbile, nefsler eksük olmaḳ bile, yemişler eksük olmaḳ bile. Daḫı muştıla cen‐neti yā Muḥammed ṣabr eyleyicilere.

Əlbəttə, Biz sizi bir az qorxu, bir az aclıq, bir az da mal, can (övlad) və məhsul qıtlığı ilə imtahan edərik. (Ya Rəsulum! Belə imtahanlara) səbr edən şəxslərə müjdə ver!

And surely We shall try you with something of fear and hunger, and loss of wealth and lives and crops; but give glad tidings to the steadfast,

Be sure we shall test you with something of fear and hunger, some loss in goods or lives or the fruits (of your toil), but give glad tidings(159) to those who patiently persevere,

159 The glad tidings are the blessings of Allah in 2:157 or (which is the same thing) the promise in 2:153 that Allah will be with them.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.