Seyekûlu-ssufehâu mine-nnâsi mâ vellâhum ‘an kibletihimu-lletî kânû ‘aleyhâ(c) kul li(A)llâhi-lmeşriku velmaġribu yehdî men yeşâu ilâ sirâtin mustekîm(in)
İnsanlardan aklı, idraki olmayanlar diyecekler ki: Bunları, yöneldikleri kıbleden döndüren sebep de nedir? Doğu da Allah'ındır de, batı da. Dilediğine doğru ve düz yolu buldurur.
İnsanlardan (birtakım) beyinsiz ve seviyesiz olanlar (Müslümanlar için): "Onları üzerine yöneldikleri daha önceki kıblelerinden (Kudüs’ten) çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah’ındır, Batı da. (İbadetlerde; yönden ve şekilden önce, kalbe ve niyete yoğunlaşmak gerekir.) O, dilediği kimseyi doğru yola yöneltir."
Bir takım dar görüşlü beyinsizler, müslümanları şimdiye kadar uydukları kıbleden döndüren nedir? Diyecekler. De ki: “Doğu da, Batı da Allah'ındır. O isteyen kimseyi dilediği şekilde dosdoğru yola iletir.”
Bir kısım beyinsiz kimseler;
“Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler.
“Doğu da, batı da Allah'ındır. Allah, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları sırat-ı müstakîme, doğru, muhkem, güvenli, mutedil yola, İslâmî hayata iletir." de.
İnsanların düşüncesizleri: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren ne oldu?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. Dilediğini doğru yola iletir."
Bir takım beyinsiz insanlar: 'Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?' diyecekler. De ki: 'Doğu da Allah'ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir.'
(Medine'deki Yahûdi ve münafık) insanlardan akılsızlar yakında şöyle diyecekler: “-Müslümanları (eskidenberi Kudüs'e doğru namaz kıldıkları) kıbleden (Kâbe'ye) çeviren ne?” Onlara de ki, doğu da, batı da Allah'ındır; dilediğini doğru yola iletir.
İnsanlardan akılları kıt olanlar: “Müslümanların ona yönelik ibadet ettikleri kıblelerinden onları çeviren ne?” diyecekler. (Peygamber Medine’ye geldiğinde, Allah’ın emriyle Kudüs’e doğru namaz kılmaya başlamıştı. Bu durum, bazı insanların tuhafına gitmişti. Kâbe dururken neden Kudüs’e doğru ibadet ediliyor? diye.) Sen de ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. Allah istediğini doğru yola iletir.”
Bazı dar kafalı insanlar, “Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da batı da Allah'ındır; O, dileyeni doğru yola iletir.”
İnsanlardan birtakım beyinsizler diyecek ki: «Onları, yönelmiş bulundukları kıblelerinden çeviren şey ne ola?»; diyesin ki: «Doğu, batı Allahındır, istediği kimseyi iletir doğru yola»
’Akılsız adamlar sana "Muhammed ve ashâbını evvelce teveccüh itdikleri kıbleden kendilerini kim çevirdi" diyü soracaklardır. Ânlara cevâben di ki "Şark ve garb Allâh’ındır istediğini müstakîm yola sevk ider."
İnsanların beyinsizleri, "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir".
Birtakım kendini bilmez insanlar, “Onları (müslümanları) yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, Batı da Allah’ındır. Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.”
İnsanlardan bir kısım sefihler, “Onları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden vazgeçiren sebep nedir?” diyeceklerdir. De ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. O, dilediğini dosdoğru yola iletir.”
İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.
Halktan bazı beyinsizler: "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir? ," diyecekler. De ki: "Doğu da batı da ALLAH'ındır. O dileyeni doğru yola iletir."
İnsanlar içinde bir kısım beyinsizler takımı, "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır. O, kimi dilerse onu hidayete erdirir."
Nas içinde süfehâ takımı «bunları bulundukları Kıbleden çeviren ne? diyecek, Deki Meşrık da Magrib de Allahındır, o kimi dilerse doğru bir caddeye çıkarır
İnsanlardan birtakım akılsızlar, “Onları (müslümanları, namaz için) yönelmekte oldukları kıbleden (Mescid-i Aksâ’dan Mescid-i Harâm’a) çeviren nedir?” diyecekler. (Habibim!) De ki: “(Bütün yerler ve yönler gibi) doğu da, batı da (zaman ve mekândan münezzeh olan) Allah’ındır. Allah, hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf eden kimseyi (lütfuyla) doğru yola iletir.”
İnsanlardan, birtakım beyinsizler: “Daha önce yöneldiğiniz kıbleden sizi çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah'ındır. O, dileyen¹ kimseyi doğru yola iletir.”
İnsanlardan (Yahudî ve müşriklerden) bir takım beyinsizler: «(Müslümanların namazda kıble edinib) üzerinde durdukları (devam etdikleri eski) Kıblesinden çeviren (sebeb) nedir?» diyecekler. De ki (Habîbim): «Doğu da Allahın, batı da. O, kimi dilerse onu doğru yola iletir.»
İnsanlardan bir kısım sefihler:(1) “Onları (o Müslümanları) üzerinde bulundukları(yöneldikleri) kıblelerinden çeviren nedir?” diyecekler.(2) (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: “Doğu da batı da (her yer) Allah'ındır.” (O,) dilediği kimseyi (hikmetine binâen, kendi lütfundan)dosdoğru bir yola hidâyet eder.
İnsanlardan düşüncesiz olanları: ‘’Onları (Müslümanları) daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?’’ diyecekler. De ki ’Doğu da batı da (her yer) Allah’ındır. O dileyeni (hidayeti tercih edip kendisine yöneleni) dosdoğru yola iletir.” *
İnsanlardan dar kafalı, düşünemeyenler “Üzerinde bulundukları yönden (kıbleden) onları döndüren nedir?” diyecekler. Deki “Doğu da Allah’ın, batı da Allah’ındır. Allah, dileyen kimseyi doğru yola iletir.”
İnsanlar arasında bir takım alıklar şunu diyeceklerdir: « Onları yüz tutageldikleri yönelgeden çeviren nedir?» Onlara de ki: « Doğu da Allah’ındır, Batı da. Allah kimi dilerse onu doğru yola iletir.»
Nâs/ın birtakım avanakları [¹] «— onları, yönelmiş oldukları kıblelerinden vaz geçirmelerine sebep ne oldu?» diyeceklerdir. [²] Sen onlara de ki: «— Maşrık da Allah/ındır, mağrip de, Allah dilediğini doğru yola götürür.
İnsanlardan bazı beyinsizler “Onları/Müslümanları yöneldikleri kıbleden çeviren nedir?” diyeceklerdir. De ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. O, dilediğini doğru yola ulaştırır.”
İnsanların beyinsizleri, “Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola hidayet eder.”
İnsanlar arasından, ‘seçkin ve ayrıcalıklı toplum olma’ saplantısından bir türlü kurtulamamış bazı cahiller:
“Şu Müslümanları, öteden beri yönelmekte oldukları kıblelerinden çeviren sebep nedir?” diyecekler. Onlara cevaben de ki:
“Doğu da Allah’ındır, batı da. Aslında herhangi bir yönün diğerine üstünlüğü söz konusu değildir. Önemli olan doğuya veya batıya yönelmek değil, Allah’ın emrini yerine getirmek, gönderdiği dini hayata egemen kılmaktır. Ve O’nun dini, hiçbir ırkın veya sınıfın imtiyazı altında değildir. Zira O, hangi ırktan, hangi toplumdan, hangi cemaatten olursa olsun, samîmî olarak hakîkate yönelmek isteyeni dosdoğru yola iletir.”
İnsanlar’dan Sefihler / Kendini Bilmezler / Beyinsizler diyecektir ki: -“Onları, bulundukları mevcut kıblelerinden ne çevirdi?”. De ki:
“Doğu ve Batı Allah’ındır. Dileyen / dileyeceği kimseye hidayet ediyor (yol gösteriyor)”.
Şimdi bazı şaşkınlar soracaklar ve: " Acaba Müslümanlar, mevcut kıblelerinden neden vazgeçtiler " diyeceklerdir. De ki: " Doğunun da batının da sahibi Allah'tır. İstediğini doğru olan herhangi bir yöne doğru döndürebilir ".
Birtakım kendini bilmezler: "Müslimleri yöneldikleri kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Batı da Allah’ındır. Allah dilediği kimseyi doğru yola iletir."
İnsanlardan bazı beyinsizler “Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları (Müslümanları) çeviren nedir?” diyecekler. [*] De ki: “Doğu da Batı da yalnızca Allah’a aittir. Dileyeni (layık gördüğünü) doğru yola ulaştırır.”
İnsanlardan birtakım beyinsizler: “Onları daha önce yöneldikleri kıblelerinden¹ çeviren nedir?” diyecekler. (Ey Muhammed!) onlara: “Doğu da Allah’ındır, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola iletir.” de.
İNSANLAR arasındaki dar kafalı düşüncesizler, “Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?” ¹¹⁶ diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah’ındır; O, dilediğini dosdoğru yola iletir.” ¹¹⁷
İnsanlardan birtakım beyinsizler: “Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, batı da Allah’a aittir. O dileyip hak eden kimseyi dosdoğru yola iletir. 2/125...128-177
İNSANLAR arasından beyinsizler[²⁷⁷] çıkıp diyecekler ki: “Daha önce yöneldikleri kıbleden onları çeviren sebep nedir?”[²⁷⁸] De ki: “Doğu da batı da Allah’ındır:[²⁷⁹] O tercih eden/tercih ettiği kimseyi doğru yola yöneltir.[²⁸⁰]
(Ey Muhammed) İnsanlardan (yahudi ve müşriklerden) bir kısım beyinsizler; "(Müslümanların namazda) yöneldikleri kıblelerinden (Kudüs'ten, Mekke'ye) çeviren sebeb nedir?" diye soracaklar. Onlara de ki. “Doğu da Allah'ındır, batı da! O, dilediği kulunu doğru yola iletir!
İnsanlardan bazı sefihler: "Onları (müslümanları), üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allâh’ındır. O, dilediğini doğru yola iletir. "
Nâsdan bir takım sefihler yakında diyeceklerdir ki: «Onları, tarafına teveccüh ettikleri kıblelerinden hangi şey çevirdi?» De ki: «Maşrık da mağrip de Allah içindir. Dilediği kimseyi doğru bir yola iletir.»
Akılsız insanlar: Bu Müslümanları daha önce yöneldikleri kıbleden çeviren sebep nedir? ” diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah'ındır. O dilediği kimseyi doğru yola yöneltir. {KM, Tekvin 2, 8; Çıkış 26, 22; Hezekiel 47, 1. Luka 1, 78}
İnsanlardan bazı beyinsizler: "Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir."
Nâsda sefîh olanlar ('akılsız câhiller) Muhammed ashâbı üzerlerinde bulundukları kıblelerinden ne şey çevirdi? diyeceklerdir. Onlara di ki: Meşrik ve mağrib (bütün dünyâ) Allâh Te'âlânındır. Kullarından dilediğini doğrı yola hidâyet buyurub götürir [²]
İnsanlardan kimi akılsızlar şöyle diyecekler: “Bunları, yöneldikleri kıbleden çeviren nedir ki!”[*] De ki: “Doğu da Allah’ındır, batı da! O, doğru tercihte bulunanı doğru bir yola yöneltir.”
İnsanlardan bir takım beyinsizler:-Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir? diyecekler. De ki:-Doğu da batı da Allah'a aittir. O dilediği kimseyi doğru yola iletir.
İnsanların idrakten yoksun kısmı diyecek ki: “Önceden yöneldikleri kıbleden bunları çeviren şey ne?” Sen de ki: Doğu da, batı da Allah'ındır. O, dilediğini dosdoğru bir yola ulaştırır.(57)
İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar."
eydürler beynisüzler cāhiller, ādemįlerden: “ne nesene döndürdi anları ķıblalarından ya'nį beytü'l maķdes, ol kim oldılardı anuñ üzere?” eyit “Tañrı’nuñdur maşriķ daħı maġrıb. “ŧoġru yol gösterür kime dilerse yol dapa ŧoġru.”
Eyitse gerek ‘aḳlsuzlar, kişilerden ne nesne dönderdi anları ḳıblelerinden kiḲudüsdür. Ol kim aña ḳarşu namāz ḳılurlardı. Eyit yā Muḥammed: TañrıTa‘ālānuñdur maşrıḳ bile maġrib. Hidāyet virür kime ki dilese doġru yola.
(Mədinədəki yəhudi və münafiqlərdən) ağılsız adamlar deyəcəklər: “(Müsəlmanları əvvəlcə) üz tutduqları qiblədən (Beytülmüqəddəsdən) döndərən nədir?” (Ya Rəsulum! Onların cavabında) de: “Şərq də, Qərb də Allahındır. O, istədiyi şəxsi doğru yola yönəldər”.
The foolish of the people will say: What hath turned them from the qiblah which they formerly observed? Say: Unto Allah belong the East and the West. He guideth whom He will unto a straight path.
The fools among the people(140) will say: "What hath turned them from the Qiblah(141) to which they were used?" Say: To Allah belong both east and West: He guideth whom He will to a Way that is straight.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |