Elleżîne âteynâhumu-lkitâbe yetlûnehu hakka tilâvetihi ulâ-ike yu/minûne bih(i)(k) vemen yekfur bihi feulâ-ike humu-lḣâsirûn(e)
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu hakkıyla okurlar. İşte onlar kitaba inanırlar. Ona inanmayanlarsa ziyankarların ta kendileridir.
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, (ayetleri anlamaya ve uygulamaya çalışanlar, Siyonist ve emperyalist zalimlerden uzak duranlar var ya) Ona (gerçekten) iman edenler işte bu kimselerdir. Kim de Onu (Kur’an’ı) inkâr (ve itiraz) ederse, artık işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onun manasını anlamaya gayret ederek okurlar. İşte onlardır gerçekten iman edenler. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlere gelince, asıl kaybedenler onlardır.
Kendilerine kitabı, Kur'ân'ı verdiklerimiz, Kur'ân'ı, tilâvetinin hakkını vererek okurlar, manasına bihakkın vâkıf olurlar, bütün icaplarıyla uygularlar. İşte bunlar Kur'ân'a iman etmiş olurlar. Kimler de, Kur'ân'ı inkâr ederse onlar, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.
Kendilerine vermiş olduğumuz Kitab'ı hakkıyla okuyanlar, işte onlar ona iman ederler. Kim de bunu inkar ederse kesin zarara uğrayanlar işte onlardır.
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim onu inkâr ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, o kitabı, hak olduğunu bilerek okurlar. İşte onlar, tahrif yapmaksızın kitablarına iman edenlerdir. Her kim de kitabı inkâr eder ve değiştirirse, onlar dinlerinde ziyan edenlerdir.
O kitap verdiklerimiz, hakkıyla bu Kur’anı okuyorlar. İşte onlar gerçekten ona inanıyorlar. Ve kim onu inkâr ederse, işte onlar esas zarar edenlerdir. [Bazı Yahudiler gibi..]
Kendilerine kitap verdiklerimizin bazısı, onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar ona iman ederler. Onu inkâr edenler var ya, gerçekten zarara uğrayanlar onlardır.
Kitap verilenler, onu hakkiyle okurlar, işte bunlar inananlardır, ona inanmıyanlar ziyandadırlar
Kendilerine gönderdiğimiz kitâbı hakkıyla okuyanlar âna îmân iderler fakat îmân itmeyenler hâsir olacaklardır. (Ya’ni dalâletde kalacaklardır.)
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereğince okuyanlar var ya, işte ona ancak onlar inanırlar. Onu inkar edenler ise kaybedenlerdir.*
Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine kitap verdiğimiz ve onu hakkını vererek okumakta olanlar var ya, işte kitaba iman edenler onlardır; ama her kim onu inkâr ederse işte asıl kaybedenler onlardır.
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler (den bazısı) onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Ama her kim onu inkâr ederse, işte gerçekten zarara uğrayanlar onlardır.
Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi izleyenler buna inanır; inkar edenlerse kaybeder.
Kendilerine kitabı verdiğimiz ehliyetli kimseler onu, tilavetinin hakkını vererek okurlar. İşte onlar, ona iman ederler. Her kim de onu inkâr ederse, işte o inkârcılar hüsran içindedirler.
kendilerine kitabı verdiğimiz ehliyetli kimseler onu tilâvetinin hakkını vererek okurlar, İşte onlar ona iyman ederler, her kim de onu inkâr ederse işte onlar da husranda kalanlardır
Kendilerine kitap verdiğimiz kimselerden (Kur’ân’ın lafızlarını tahrif etmeden) hakkıyla okuyanlar (hükümleri ile amel edenler) var ya, işte onlar gerçekten ona îmân edenlerdir. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, ona uymak için gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona inananlardır. İnkâr edenler ise, işte onlar kaybedenlerdir.
Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler onu tilâvet hakkını tam gözeterek okurlar. İşte ona îman edenler bunlardır. Kim ona küfrederse onlar da (maddî ve manevî) en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine Kitab verdiğimiz kimseler(den bazısı) onu, tilâvetinin (okunmasının)hakkını vererek okurlar. İşte bunlar, ona (Kitâb'a) îmân ederler.(2) Her kim de onu inkâr ederse, işte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyup izleyenler (ayetleri anlamaya ve uygulamaya çalışanlar) var ya-işte onlardır (gerçekten) ona inananlar; (ama kitapta tahrifat yapmak suretiyle hakikati) inkâra kalkışanlara gelince- işte onlardır asıl kaybedenler!
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, kitabı okunması gerektiği gibi (anlayarak) okurlar. İşte kitaba inananlar onlardır. Kim de Allah’ın kitabını inkâr ederse, kendisine yazık edenler de onlardır.
O kimseler ki kendilerine Kitap verdik, Kitap’ı gerektiği gibi okurlar, Kitap’a inananlar işte bunlardır. Kitap’ı tanımayana gelince, böyleleri de kendilerine yazık edenlerdir.
Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla anlayarak okuyanlar/gereği gibi uygulayanlar var ya, işte onlar kitaba gerçek anlamda inanmış kimselerdir. Onu inkâr edenler ise, işte onlar ziyana uğrayanların [hâsirûn] tâ kendileridir.
Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar (var ya), işte ona ancak onlar iman ederler. Onu inkâr edenler ise hüsrana uğrayanlardır.
Kendilerine verdiğimiz Kitabı ona yaraşır biçimde,yani manasını anlayıp idrâk ederek okuyan ve onu kendilerine bir hayat programı yapanlar var ya, işte ona gerçekten inananlar bunlardır. Allah’ın kitabını açıkça reddederek veya onunla ilgisini tamamen kopararak onu inkâr edenlere gelince, bunlar da zarara uğrayanların ta kendileridir.
İşte bu feci âkıbete uğramamak için:
Kitap verdiğimiz kimseler onu gerçek okuyuşu olmak üzere okuyorlar (izliyorlar). İşte onlar ona inanıyorlar. Kim onu inkâr ederse, işte Hüsrana Düşenler onlardır.
Ehlikitap içerisinde Kuran’ı, kendini vererek okuyanlar, ona gerçekten inanıyor / inanacak demektir. Onu kabul etmeyenlerin sonu ise hüsrandır...
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, kitabı gereğince okurlar. Onlar Allah’a ve kitabına inanmışlardır. Allah’ın kitabını inkâr edenlere gelince onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine kitap verdiklerimiz(den bazısı) onu, tam olarak (hakkını gözeterek) [tilavet] ederler (okuyup aktarırlar). (Çünkü) onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte asıl kaybedenler onlardır.
Bizim kendilerine verdiğimiz Kitaba gerçekten îman edenler, onu gereği gibi¹ okurlar.² Kim de onu inkâr ederse, onlar da gerçekten hüsrana uğrayanlardır.
Kendilerine ilahî kelâmı emanet ettiklerimiz [ve] ona gereği gibi uyanlar; ⁹⁸ işte onlardır [gerçekten] iman edenler; hakikati inkara kalkışanlara gelince, onlar, asıl kaybedenlerdir!
Kendilerine kitap verdiklerimiz, bu kitabı/Kuran’ı hakkıyla okuyup iletirlerse, işte onlar bu kitaba iman etmiş olurlar. Kim de bu kitaba inanmazsa işte onlar kaybedenlerdir. 29/45, 35/29
Kendilerine ilâhî mesaj (verilip) de onu tilavet etmenin hakkını verenler var ya:[²³³] işte onlardır ona hakkıyla inananlar;[²³⁴] kim de bu mesajı inkâr ederse, işte kaybedenler de onlardır.[²³⁵]
(O heva ve heves sahipleri, o bid'at ehli, artık gerçek manasıyla Kitap ehli sayılamaz, çünkü) Bizim kendilerine kitap verdiğimiz (ehliyetli) kimseler, onu (Tevrat’ı) hakkını gözeterek okurlar, (onun hükümlerine tabi olurlar) ve ona iman ederler, (işte onlar gerçekten kitap sahibidirler.) Fakat kim onu inkar ederse (onu hakkıyle okumayıp, kendi heva hevesine göre bozar ve değiştirirse) işte onlar en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.
Kendilerine verdiğimiz Kitabı, gereğince gereğince anlayarak okuyanlar var ya, işte onlar, ona iman ettiler. Onu inkâr edenler ise ziyana uğrarlar.
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler ki, onu bihakkın tilâvetle tilâvette bulunurlar. İşte onlar ona imân ederler. Ve kimler ki onu inkâr ederlerse işte hüsrâna uğramış olanlar da onlardır.
Kendilerine verdiğimiz kitabı, lâyık olduğu şekilde okuyup izleyenler var ya, işte onu tasdik edenler onlardır. Kim onu inkâr ederse, işte onlar hüsrana uğrayacakların ta kendileridir. [5, 66-68; 17, 107-108; 28, 52-54]
Kendilerine verdiğimiz Kitabı, gereğince okuyanlar var ya, işte onlar, ona inanırlar. Onu inkar edenler ise ziyana uğrarlar.
Ehl-i kitâbdan kitâblarını hakkıyla (ma'nâsını düşünerek) tilâvet idenler o kitâba îmân idenlerdir. Ona küfür idenler de (dünyâ ve âhiretde) ziyân idicilerdir.
Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar, işte bunlar O'na iman eden kimselerdir. Onu tanımayanlar ise işte asıl hüsrana uğrayacaklar da onlardır.
Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlar, ona iman ederler. Kim onu inkâr ederse, işte onlar da hüsrana düşenlerdir.
Kendilerine Kitap'ı verdiklerimiz onu, okunuşunun hakkını vererek okurlar. İşte onlar ona inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
anlar kim virdük anlara kitāb’ı oķırlar anı, oķımaguñ ḥaķķınca; śunlar inanurlar aña. daħı her kim kāfir olursa aña şunlar anlar ziyānlulardur.
Ol kişiler kim virdük anlara kitābı. ‘Abdullāh bin Selām gibi oḳurlar anı,geregince oḳumaḳ. Anlar inanalar Ḳur’āna, daḫı kim kāfir olsa Ḳur’āna,anlardur dünyā ve āḫiret ziyānluları.
Verdiyimiz kitabı layiqincə (təhrif etmədən) oxuyanlar həmin kitaba iman gətirənlərdir, onu inkar edənlər (dəyişdirənlər) isə (dünyada və axirətdə) özlərinə zərər yetirənlərdir.
Those unto whom We have given the Scripture, who read it with the right reading, those believe in it. And whoso disbelieveth in it, those are they who are the losers.
Those to whom We have sent the Book study it as it should be studied: They are the ones that believe therein: Those who reject faith therein,- the loss is their own.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |