İnnâ erselnâke bilhakki beşîran veneżîrâ(an)(s) velâ tus-elu ‘an ashâbi-lcehîm(i)
Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zaten sen, o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
(Ey Resulüm!) Şüphesiz Biz Seni bir müjdeci ve bir uyarıcı (inzar ve irşad edici) olarak, Hakk (Kur’an) ile gönderdik. Sen cehennem ehlinin (sapkınlık ve suçlarından) sorumlu değilsin.
Ey Muhammed! Doğrusu biz seni Kur'ân'la dosdoğru bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur'ân ile Kur'ân'daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Cehennem azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; cehennemliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma.
Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur'an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak gerçeklerle gönderdik. Sen artık, Cehenneme ehil olanlardan sorumlu değilsin.
Doğrusu biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Kimini müjdelemek, kimini de kocundurmak üzere seni hakla gönderdik, cehennemlik olanlardan sana bir şey sorulmaz
Biz seni hakîkati i’lân ve ihtâr içün gönderdik cehenneme gideceklerden sen mes’ûl değilsin.
Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
Doğrusu (ey peygamber), biz seni hak ile desteklenmiş bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Yakıcı azaba mahkûm olanlardan sen sorumlu değilsin.
Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Cehennemliklerden mes'ul de değilsin
(Habibim!) Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennem ehlinden mesul olacak değilsin.
Doğrusu, Biz, seni, Hakk ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem ehlinden sorumlu tutulacak değilsin.
(Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen cehennemin arkadaşlarından (cehennemlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suâl olunmayacaksın!
(Resulüm!) Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Artık sen, (inkâr, kötü niyet ve amelleri nedeniyle) yakıcı ateşe mahkûm olacaklardan ötürü sorguya çekilecek değilsin.
Biz seni, Hak (Kur’an) ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ateşe girecek olanlardan sen sorumlu değilsin.
Gerçekten biz seni dosdoğru Kur’an ile birlikte müjdeleyici, öğütleyici olarak gönderdik. Cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
(Ey peygamber!) Muhakkak ki Biz seni hak ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem [cahîm] ehlinden sen sorumlu değilsin⁷⁹.
Doğrusu biz seni müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak, hak ile göndermişizdir. Sen, o büyük ateş (Cehennem) ehlinden sorumlu değilsin.
Doğrusu, ey Muhammed, Biz seni, iman edenleri cennet ile müjdeleyen ve inkârcıları cehennem ile uyaran bir Elçi olarak gönderdik. Eğer inkârcılar, tüm uyarılara rağmen imanı reddederlerse üzülme; çünkü sen, kendi isteğiyle cehennemlik olanlardan sorumlu değilsin.
Öyleyse, onları ‘kazanma’ uğruna bile olsa, bu inkârcılara yaranmaya çalışma, çünkü:
Biz, seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak Gerçek ile gönderdik. Sen Cahîm (Yakıcı Alevli Ateş) arkadaşlarından sorumlu tutulmazsın.
Seni de, iyi ve kötü haber dozunu ayarlayıp dengeyi sağlaman için gönderdik. Sen, ateşe mahkum olanlardan sorumlu değilsin...
Şüphesiz seni gerçekleri açıklayan ayetlerimizle müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik! Sen inanmayarak, şımarıklık yaparak, yasalarımıza karşı çıkarak, kendi kendilerini cehennemlik yapanlardan sorumlu değilsin!
Şüphesiz ki biz seni bir amaç ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennem halkından sorumlu tutulmayacaksın.
(Ey Muhammed!) Şüphesiz Biz, seni hak (Kur’an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden kesinlikle sorumlu da değilsin.¹
Doğrusu Biz seni [ey Peygamber,] hakikat ile gönderdik: bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak; yakıcı ateşe mahkum olanlardan sen sorumlu değilsin.
Biz seni hak/Kuran ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Zira cehennem halkından sen sorumlu değilsin. 39/19, 22/41
Gerçekten biz seni, hakikat ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; ateş ashabından sen sorumlu değilsin.[²²⁹]
(Ey Muhammed) Şüphe yok ki biz seni hak (Kur’an) ile, (müminlere) rahmetimizin müjdecisi ve (kafirlere) azabımızın habercisi olarak gönderdik, sen o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen cehennem ashâbından mes'ul olmazsın.
Biz seni sırf Kur'ân'la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin. [3, 20; 88, 22; 50, 45]
Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
(Yâ Muhammed) Biz seni hak ile (mü'minler cennet ve sevâbı) müjdeleyici ve (küffârı 'azâb ile) korkudıcı olarak gönderdik, sen, ehl-i cehennemden sorulmazsın. (Onlardan mes'ûl olmazsın)
Biz seni, doğru bilgiyle müjdeleyesin ve onunla uyarasın diye elçi olarak gönderdik. Cehennem halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Cehennem ehlinden sorumlu değilsin.
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.
bayıķ biz viribidük seni ḥaķk-ıla müşteleyici, daħı ķorķıdıcı. daħı śorıñılmayasañ ŧamu islerinden.
Taḥḳīḳ biz gönderdük yā Muḥammed, ḥaḳ bile muştılayıcı mü’minlerecenneti, ḳorḳudıcı kāfirleri cehennemden. Daḫı ṣorulmazsın cehen‐nem ehlinden.
(Ya Rəsulum!) Biz səni (mö’minlərə) haqq ilə (Qur’anla) müjdə verməyə və (kafirləri) qorxutmağa gondərdik. Cəhənnəm əhli barəsində isə sən sorğu-suala tutulmayacaqsan.
Lo! We have sent thee (O Muhammad) with the truth, a bringer of glad tidings and a warner. And thou wilt not be asked about the owners of hell fire.
Verily We have sent thee in truth as a bearer of glad tidings and a warner: But of thee no question shall be asked of the Companions of the Blazing Fire.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |