Belâ men esleme vechehu li(A)llâhi vehuve muhsinun felehu ecruhu ‘inde rabbihi velâ ḣavfun ‘aleyhim velâ hum yahzenûn(e)
Evet, kim, özü halis olarak yüzünü tertemiz bir surette Allah'a çevirir, ona teslim olursa ecri Rabbinin katındadır. Onlara ne korku vardır, ne de mahzun olurlar.
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri (verilecektir). Onlar asla korku duyacak ve mahzun olacak da değillerdir.
Evet, gerçekten her kim Allah'ı görür gibi bir duygu taşıyarak tüm hayatında yüzünü, özünü, iradesini Allah'a teslim ederse, o Rabbi katında mükafatını cennet olarak görecektir. Orada da ne korkacak, ne de üzüleceklerdir.
Evet, kim iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idareci, askerî erkân ve müslüman olarak, varlığını, benliğini Allah'a teslim eder, hükmüne rıza gösterir, İslâm'ı yaşayan bir müslüman olursa, onun mükâfâtı Rabbi katındadır. Böylelerine her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.
Aksine, kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse mükafatı Rabbinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Hayır, onların dedikleri gibi değil! Her kim, taat ve amelinde muvahhid bir mümin olduğu halde, kendini tamamen Allah'a teslim ederse, onun için, Rabbi katında amelinin mükâfatı olarak Cennet vardır. Onlara hiç bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.
Evet, kim işlerini güzelce yaparak özünü Allah’a teslim etse, Rabbinin katında (ebedî âlemde) mükâfatını alacaktır. Böylelere ne (gelecek) korkusu ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır.
Bilakis, kim iyilik yaparak bütün benliğini Allah'a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır ne de üzüntü çekerler.
Evet, iyilik yaparak, kendisini Allaha bırakan kimselerçin, Tanrıları katında sevapları var, onlara ne korku var, ne de kaygılanırlar
Hayır, kim işini güzel yaparak yüzünü (kendini ruhu ve bedeniyle) Allah'a teslim ederse Rabbi katında mükâfatını görecektir ve böyleleri ne kaygılanacak ne de korkacaktır.
Bil’akis müslim olanlar a’mâl-i hasenede bulunanlar Allâh nezdinde mükâfâta nâil olacaklar korkmayacaklar, ve mahzûn olmıyacaklardır.
Hayır, öyle değil; iyilik yaparak kendini Allah'a veren kimsenin ecri Rabbi'nin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.*
Bilâkis, kim güzel niyet ve davranış sahibi olarak kendini Allah’a teslim ederse rabbinin katında onun mükâfatı vardır. Öylelerine korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
Bilâkis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler.
Doğrusu, kim iyilik yaparak kendini ALLAH'a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin yanındadır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir.
Hayır, hayır! Kim özü iyilik dolu olarak yüzünü Allah'a tertemiz döndürür ve teslim ederse, işte onun Rabbi katında ecri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değiller.
hayır: kim özü muhsin olarak yüzünü tertemiz Allaha teslim ederse işte onun rabbinin indinde ecri vardır onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olacak değillerdir
Hayır! (Cennete girme hususundaki ölçü, Allah’ın lânetine uğramış olan ehl-i kitap kâfirinin dediği gibi değildir.) Kim (İslâm dinine îmân ettikten sonra) sâlih ameller yaparak (her hususta, kayıtsız şartsız) O’nun (Allah’ın) emirlerine teslim olursa (işte) onun mükâfatı Allah’a aittir. Böyle kimseler için (hesap gününde hiçbir) korku yoktur, onlar (asla) üzülmeyeceklerdir.
Bilakis, gerçekten kim iyi bir kimse olarak benliğini Allah'a teslim etmişse, onun ödülü Rabb'inin yanındadır. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Hayır, kim (taat ve amelinde) «ihsan» mertebesine yükselerek yüzünü (kendini) tastamam Allaha teslîm ederse işte ona Rabbi katında (amelinin) ecri (olarak cennet) vardır. Onlara hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olmazlar.
Hayır! Kim (güzel bir niyet ve ihlâsla) iyilik eden bir kimse olarak kendini Allah'a teslîm ederse, artık onun, Rabbi katında mükâfâtı vardır; hem onlara bir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
Evet, kim iyilik yapıcı olarak, yüzünü (kendini) Allah’a teslim etmişse, artık onun Rabbi katında ecri (ödülü) vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. *
Hayır hayır! Kim içinden gelerek/ isteyerek, Allah’ın emirlerine teslim olursa, o kimse en güzel olanı yapmıştır. Onun teslimiyetinin karşılığı Rabbinin yanındadır. Onlara asla korku yoktur ve mahzunda olmayacaklar.
Öyle değil. Herkim iyilik işleyip de kendini Allah’a verirse onun için çalabının katında karşılık vardır. Artık bu gibiler için korku yoktur, onlar kaygılanacak da değillerdir.
Dediğiniz gibi değil belki kendini Allah/a münkat kılıp iyi iş işleyen kimsedir ki Rabbinden mükâfata nâil olacaktır. Onlar için hiç bir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
Hayır tam aksi! Kim özünü [vechehu]⁷³ gerçekten Allah’a teslim eder ve iyilik yapanlardan olursa, onun mükâfatı Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur. Onlar asla üzülmezler.⁷⁴
Evet iyilik yaparak yüzünü (kendini) Allah'a teslim eden kimsenin ecri Rabbi katındadır. Onlar için ne bir korku vardır, ne de üzülürler.
Hayır, cennete girmede gerçek ölçü şudur: Her kim ki, tüm ruhu ve benliğiyleyalnızca Allah’ın buyruklarına teslim olur ve bu teslimiyetin canlı şâhidi olarak güzel ve yararlı davranışlar ortaya koyarsa, mükâfâtını Rabb’inin huzurunda mutlaka görecektir ve Hesap Günü ne korku duyacak, ne de üzülecektir!
Fakat bu zâlimler, önyargı ve bağnazlıkları yüzünden o kadar aşırı gittiler ki;
Evet! Kim bir muhsin olarak yüzünü Allah’a teslim ettiyse, onun ecri / ödülü rabbi katındadır. Onlara korku da yoktur; onlar üzülür de değildir.
Evet, sırf Allah rızası için kendilerini hayra adayanlar, bunun karşılığını Allah'tan mutlaka alacaklardır. Artık onlar için korku da yoktur hüzün de.
Hayır! Öyle değil! Kim iman ederek iyi davranırsa, iyilik yaparsa, varlıklarını insanlarla paylaşırsa, kendine yapılan kötülükleri, haksızlıkları bağışlarsa, bu konularda samimiyetini ortaya koyarak insani vasıflarını yükseltirse, bunları yaparken de bütünüyle kalbini Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur! Onlar üzülmeyeceklerdir.
Evet, her kim (inandığı) iyi işleri yaşayarak, özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbi katındadır.¹ Onlar için bir korku yoktur ve onlar, mahzun da olmayacaklardır.
Evet, gerçekten her kim tüm benliğini Allah’a teslim eder ⁹¹ ve iyilik yapanlardan olursa, Rabbi katında mükafatını görecektir; ve böyleleri ne korkacak, ne de üzülecekler. ⁹²
Hayır, kim tüm varlığı ile Allah’a teslim olmuş ve iyilik yapan bir kimse ise artık onun ödülü Rabbi katındadır. Onlara hiçbir korku yoktur. Onlar asla üzülmeyeceklerdir. 27/89, 2/195
Hayır aksine, her kim bütün varlığıyla görürcesine inandığı Allah’a teslim ederse,[²¹¹] ancak o kişi Rabbi katında onun karşılığını bulacak; gelecek için kaygı, geçmiş için üzüntü duymayacaktır.[²¹²]
Hayır!., (gerçek onların sandığı gibi değildir) Kim ihlas sahibi olarak (Rabbine hakkıyla kulluk ederek) özünü Allah'a teslim ederse; onun mükafatı Rabbinin katındadır, o gibi kimseler için hiç bir korku yoktur ve onlar üzüntü de çekmezler.
Hayır, kim işini güzel yaparak özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı, Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Hayır... Kim muhsin olduğu halde yüzünü Allah için salim kılarsa işte onun için Rabbinin nezdinde mükâfaatı vardır. Ve onların üzerine bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Hayır, iş öyle değil! Kim halis olarak kendisini Allah'a teslim edip güzel davranışlarda bulunursa Rabbinin nezdinde onun mükâfatı olacaktır. Onlar ne korkacak ve ne de üzüntü duyacaklardır. [3, 20; 4, 142]
Hayır, kim işini güzel yaparak özünü Allah'a teslim ederse, onun mükafatı, Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Evet, eyilik ider oldığı halde Allâh Te'âlâya bütün mevcûdiyetini teslîm iden kimseye rabbi 'indinde ecir ve mükâfât vardır, onlar içün korku yokdur ('azâb ve 'ikâb endişesiyle) mahzûn dahî olmazlar.
Hayır! Güzel davranarak kendini Allah rızasına kilitleyenin ödülü, Sahibinin (Rabbinin) katındadır. Onların üzerinde bir korku olmaz, üzülmezler de.
-Hayır, işini güzel yaparak kendini tamamen Allah'a teslim eden kimse cennete gidecektir. Rabbi katında ona mükafat vardır. Onlara hiçbir korku yoktur. Üzülecek de değillerdir.
Hayır! Kim tam bir teslimiyetle yüzünü Allah'a döner ve güzelce kullukta bulunursa, onun Rabbi katında ödülü vardır. Ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
İş onların sandığı gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah'a teslim ederse, Rabbi katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar...
evet; her kim ıśmarlar-ise yüziñi Tañrı’ya ol mü’min iken yā muḥsin-iken; anuñdur müzdi çalabı’sı ķatında. daħı ķorķu yoķdur anlaruñ üzere ne daħı anlar ķayġuralar.
Evet kim Müselmān olsa, Tañrı Ta‘ālāya īmān getürse, ol ḫayr ṭā‘at işlese,anuñ müzd ẟevābı Tañrı ḳatındadur, ḳorḳu daḫı yoḳdur üstlerine, ne daḫıanlar ḳayururlar.
(Xeyr, onların dediyi kimi deyil) əksinə, yaxşı işlər görüb özlərini Allaha təslim edənlərin Rəbbi yanında mükafatı (əvəzi) vardır. Onların (axirətdə) heç bir qorxusu yoxdur və onlar qəm-qüssə görməzlər.
Nay, but whosoever surrendereth his purpose to Allah while doing good, his reward is with his Lord; and there shall no fear come upon them neither shall they grieve.
Nay,-whoever submits His whole self(114) to Allah and is a doer of good,- He will get his reward with his Lord; on such shall be no fear, nor shall they grieve(115).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |