Vedde keśîrun min ehli-lkitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffâran haseden min ‘indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumu-lhakk(u)(s) fa’fû vesfehû hattâ ye/tiya(A)llâhu bi-emrih(i)(s) inna(A)llâhe ‘alâ kulli şey-in kadîr(un)
Kitap ehli olanların çoğu, sizi imana geldikten sonra döndürmek ister, kafir olmanızı diler. Gerçek, kendilerince de besbellidir ama sonra bunu, özlerindeki hasetlerinden isterler. Allah emri gelinceye dek bırakın, aldırış bile etmeyin. Şüphe yok ki Allah'ın her şeye gücü yeter.
Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (Hakk) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmeyi arzu etmektedirler. Fakat, Allah’ın (bunlarla ilgili bir) emri (ve tedbiri) gelinceye (ve size galibiyet verinceye) kadar (şimdilik) onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. (Bir müddet kırıcı tavırlarını bağışlayın ve müsamahalı davranıp idare edin.) Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.
Allah bize de kitap verdi, diyenlerin pek çoğu, kıskançlıklarından dolayı sizi, imandan sonra Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ederek kafirliğe çevirmek isterler. Hatta gerçekler, kendilerine besbelli olduktan sonra bile. Ey iman edenler! Buna karşılık siz Allah'ın bu konudaki emri gelinceye kadar onları hoş görün, bırakın. Şüphesiz Allah'ın herşeye gücü yeter.
Ehl-i kitabın çoğunluğu, hakikat kendilerine ayan beyan belli olduktan sonra, sırf, içlerindeki kıskançlıktan dolayı sizi imânınızdan vazgeçirip küfre döndürmeyi arzu ederler. Buna rağmen Allah'ın onlarla ilgili planını gerçekleştirinceye kadar onları sorgusuz sualsiz affedin, azarlamadan, kınamadan onlara hoşgörü ile davranın. Allah'ın gücü kudreti her şeye yeter.
Kitap ehlinin çoğu, kendilerine gerçek bütün açıklığıyla belli olduktan sonra sırf kalplerinde size karşı besledikleri kıskançlık duyguları yüzünden sizi iman etmenizden sonra küfüre döndürmek istediler. Siz onlara aldırmayın ve Allah'ın hükmü gelinceye kadar kendi hallerinde bırakın. Şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir.
Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.
Kitap ehlinden çok kimseler -ki onlar için İslâm ve Kur'an, zâhir ve açık olmuşken- nefislerindeki hasedlerinden ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre çevirmek isterler. Şimdi, ey Müslümanlar, Allah, savaş etmek veya cizye almak husûsunda (size) emredinceye kadar, onları bağışlayın ve kınamayın. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.
Ehl-i kitabın çoğu, hak onlara açıklandıktan sonra, yalnızca nefislerinden gelen bir kıskançlık sonucu, inanmışlığınızdan sonra sizi kâfir yapmak isterler. Fakat affedin, iyi davranın ta ki Allah, emrini yerini getirsin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.
Kitap ehlinin büyük bir çoğunluğu, hakikat kendilerine açıkça belli olduktan sonra, içlerindeki haset yüzünden, imanınızdan sonra sizi küfre döndürmek istediler. O halde siz, Allah gayesini gerçekleştirinceye kadar sıkı durun, iyi düşünün, reddedin! Şüphesiz ki Allah'ın gücü her şeye yeter.
Kitaplardan çoğu, hak yolu belli olduktan sonra, haset ederek, sizleri, inanmışken döndürmek istiyorlar, onları bağışlayın, Tanrının buyrumuna gelene değin, suçlarından geçin, Allahın her şeye gücü yetişir
Kitap Ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra içlerindeki kıskançlıktan dolayı sizi imandan sonra küfre döndürmek isterler. (Ey inananlar! Savaş, cizye ve benzeri şeylerde) Allah'ın emri/tedbiri gelinceye kadar onları bağışlayın (gerek sözle gerekse eylemle onlara ilişmeyin) ve onları hoşgörün (müsamahalı davranıp idare edin). Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.
Ehl-i kitâbdan olanlardan bir çoğı size hased iderek hakîkat nazarlarında vâzıhan tebeyyün iylediği halde sizi îmândan çıkarmak isterler, ânları ’afv idiniz lâkin her şeye kâdir olan Allâh’dan emir alıncaya kadar ânlardan ictinâb idiniz.
Kitap ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi, inandıktan sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah'ın emri gelene kadar onları affedin, geçin. Allah muhakkak her şeye Kadir'dir.
Kitap ehlinden birçoğu, hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Siz şimdilik, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin, hoşgörün. Şüphesiz Allah, gücü her şeye hakkıyla yetendir.
Ehl-i kitap’tan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki haset duygusundan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler. Yine de siz, Allah hükmünü ortaya koyuncaya kadar affedin ve hoşgörün. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Ehl-i kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler. Yine de siz, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedip bağışlayın. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Kitap ehlinin birçoğu, gerçek kendilerine belli olduğu halde, özlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan sonra inkara döndürmeyi arzular. ALLAH emrini getirinceye kadar onları affet, görmemezlikten gel. ALLAH herşeye gücü yetendir.
Ehli kitaptan birçoğu arzu etmektedir ki, sizi imanınızdan sonra çevirip kâfir etsinler: Hak kendilerine iyice belirdikten sonra bile sırf nefsaniyetlerinden ve kıskançlıktan dolayı bunu yaparlar. Buna rağmen siz şimdi af ile, hoşgörüyle davranın tâ Allah emrini verinceye kadar. Şüphe yok ki Allah her şeye kâdirdir.
Ehli kitabdan bir çoğu arzu etmektedir ki sizi iymanınızdan sonra çevirip kâfir etseler: hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra sırf nefsaniyetlerinden, hasedden, şimdi siz afv ile safh ile davranın tâ Allah emrini verinceye kadar, şüphe yok ki Allah her şeye kadir, Daima kadirdir
Kitap ehlinden birçoğu, (Kur’ân’ın gelmesiyle) hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra dahi içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, îmânınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Allah, emrini/hükmünü bildirinceye kadar siz (şimdilik) onlara aldırmayın ve onları görmezden gelin. Şüphesiz Allah, her şeye kâdirdir.
Kitap Ehli'nin çoğu, Hakk kendilerine bildirildiği halde, benliklerindeki kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi küfre döndürmek isterler. Allah'ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin. Onları affedin ve onlarla iyi geçinin. Kuşkusuz Allah, Her Şeye Güç Yetiren'dir.
Ehl-i Kitabdan bir çoğu, Hak kendilerince besbelli oldukdan sonra, ruhlarındaki hasedden ötürü sizi îmanınızdan sonra küfre döndürmek hevesine düşdü. Allah'ın emri gelinceye kadar şimdilik onları bırakın, serzeniş de etmeyin. Şübhesiz ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.
Ehl-i kitabdan birçoğu, îmân etmenizden sonra sizi kâfirler olarak geri döndürmeyi istediler. (Bu, senin peygamberliğin olan) hakikat kendilerine belli olduktan sonra, sırf nefislerinden gelen bir kıskançlıktan dolayıdır. Artık Allah (onlar hakkında cihad) emrini getirinceye kadar affedin, aldırmayın! Muhakkak ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.
(Ey mü’minler!) Kitap ehlinden birçoğu, hak (gerçek) kendilerine belli olduğu hâlde, özlerindeki çekememezlikten ötürü sizi (Kur’an ve peygambere olan) inancınızdan sonra (güç kullanmak suretiyle) vazgeçirip inkâra döndürmek istediler. Ama yine de siz, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye (hükmünü verinceye) kadar (onları) affedip bağışlayın. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Ehli kitap’dan pek çoğu, gerçek doğruların açıklamasından sonra içlerindeki kıskançlıkdan dolayı, sizin imanınızdan sonra tekrar küfre döndürmeyi severler. Allah’ın emri gelinceye kadar, onları bağışlayın ve onlardan uzaklaşın. Elbette ki Allah her şeyi bir ölçü (planlama) ile yapmaktadır.
Kitaplılardan birçoğu, gerçek kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi inancınızdan ayırıp Allah’ı tanımazlığa döndürmek isterler. Allah’tan onlar için buyruk gelene kadar siz onları bağışlayın, onların suçlarından geçin. Çünkü Allah’ın gücü her nesneye yeticidir.
Ehl-i Kitaptan birçoğu, hak kendilerince besbelli iken, mahza nefislerinde merküz olan hasetten dolayı sizi imanınızdan sonra küfüre döndürmek isterler. Allah/ın bu baptaki emri [³] gelinceye kadar affedin, vaz geçin, şüphesiz Allah her şeye hakkıyle kadirdir.
Kitap ehlinden olanların çoğu, gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra, içlerindeki kıskançlıktan dolayı, sizi inancınızdan vazgeçirmeyi çok isterler [yuveddu]. Allah’ın onlar hakkındaki hükmünü [emrihi] getirinceye kadar onları affediniz ve hoşgörülü olunuz. Muhakkak ki Allah her şeye gücü yetendir [Kadîr].
Kitab ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan ve içlerindeki haset yüzünden sizi, iman ettikten sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah'ın emri gelene kadar onlara af ve hoşgörüyle davranın. Allah muhakkak her şeye kadirdir.
Kitap Ehlinden birçokları, gerçeği tüm berraklığıyla görmelerine rağmen, sırf içlerindeki kıskançlık yüzünden sizi inancınızdan vazgeçirmeye kalkışırlar. Buna karşılık siz, içinde bulunduğunuz şartlar değişip de Allah size yeni çıkış yolları açarak bir sonraki emrini gönderinceye kadar, onları bağışlayın, densizliklerine sabredin, incitici sözlerine aldırmayın. Hiç kuşkusuz, Allah’ın her şeye gücü yeter.
Gerçek onlara açıkça belli olduktan sonra nefislerindeki kıskançlık (hased) yüzünden, Kitap ehlinden birçoğu arzu etti ki; keşke imanınızdan sonra sizi kâfirlere geri çevirseler! Allah emrini verinceye kadar artık aldırış etmeyin (affedin), geçin! Allah, her şeye güç yetirendir.
Ehlikitaptan bir çokları, sizin İslâm’a girdikten sonra küfre dönüş yapmanızı öylesine arzu ediyorlar ki! Gerçek, gün gibi ortada iken, kıskançlıktan nerdeyse çatlayacaklar. Sizler, Allah'tan yeni bir ferman gelene kadar söylentilere aldırmayın geçin. Allah, her şeye kadirdir.
Kitap Ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlardan birçoğu, gerçek kendilerine geldikten sonra bile içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan sonra küfre döndürmek ister. Yaptıklarına karşılık haklarında Allah’ın emri gelinceye kadar üzerlerine gitmeyin! Onları kendi hallerinde bırakın! İnkâr edenlere ayetlerimi açıklayın! Sonra onları bana bırakın! İnkâr edenler için gereken hükmü veririz. Bilin ki Rabbinizin gücü her şeye yeter.
Kitap ehlinden çoğu, gerçek kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler. [*] (Yine de) siz Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar (onları) affedin; hoşgörün! [*] Şüphesiz ki Allah her şeye gücü yetendir.
Kitap Ehlinden pek çoğu, kendilerine mutlak gerçeğin ne olduğu belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan dolayı, îmanınızdan sonra sizi tekrar kâfirliğe döndürmek isterler. Allah’tan onlara bir belâ gelinceye kadar onlara, aldırış etmeyin ve (onlara) ilişmeyin. Şüphesiz Allah’ın gücü, her şeye yeter.
Kendilerini önceki vahye bağlı sayanların çoğu, kıskançlıklarından dolayı, sizi, iman ettikten sonra yeniden hakikati inkara döndürmek isterler; [hatta] hakikat kendileri için apaçık ortaya çıktıktan sonra bile. Buna karşılık, siz (ey imana erişenler) Allah’ın iradesini ortaya koyacağı vakte kadar onları hoşgörün ve dayanın: Unutmayın, Allah her şeye kâdirdir.
Kitap ehlinden birçoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlık yüzünden, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürmek isterler. Öyleyse onlara Allah’ın emri gelinceye kadar ilişmeyiniz, kendi hallerine bırakınız, şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir. 2/90-213, 3/69
Kitap ehlinden birçoğu, hakikat kendileri için de apaçık ortaya çıktığı halde, sırf hasetlerinden dolayı siz inandıktan sonra, sizi geriye döndürüp inkâr etmenizi isterler.[²⁰⁶] Allah’ın onlar hakkındaki hükmü gelinceye kadar onları hoşgörün, kusurlarına bakmayın: Çünkü Allah her şeye kadirdir.
(Haberiniz olsun ki) Kitap ehlinden birçoğu hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf kıskançlıktan ötürü sizi imandan küfre döndürmek isterler!... Allah, (onlar hakkındaki azap) emrini getirinceye kadar onları bağışlayın, onlara hoşgörü ile davranın!.. Şüphe yok ki Allah her şeye gücü yetendir.
Kitap ehlinden birçoğu, hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Siz şimdilik, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin, geçiniz. Şüphesiz Allah, gücü her şeye hakkıyla yetendir.
Ehl-i kitaptan birçokları kendilerine hak tebeyyün ettikten sonra nefislerindeki hasetten dolayı sizi imânınızdan sonra kâfirler haline döndürmeyi temenni etmiştir. İmdi siz Allah'ın emri gelinceye kadar affediniz, serzenişte bulunmayınız. Şüphe yokki, Allah Teâlâ her şeye kemaliyle kâdirdir.
Sırf nefislerinden ileri gelen bir kıskançlık sebebiyle, Ehl-i kitaptan birçok kimse, gerçek kendilerine ayan beyan belli olduktan sonra, sizi imanınızdan uzaklaştırıp kâfir haline çevirmek isterler. Yine de Allah bu husustaki emrini bildirinceye kadar affedin ve hoşgörün. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. [3, 186]
Kitap sahiplerinden çoğu, gerçek kendilerine besbelli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Allah emrini getirinceye kadar affedin, hoş görün. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.
Ehl-i kitâbdan bir çokları, onlarca hak (Muhammed'in nübüvveti ve İslâmın doğrılığı) tebeyyün iyledikden sonra mahzâ nefislerindeki hasedden dolayı sizi îmânınızdan çevirerek kâfirliğe red ve i'âdeyi isterler. Cenâb-ı Hak onlar hakkında emrini size teblîğ idinceye kadar onlara 'afv ve safh ile (sözlerine ve hareketlerine kulak asmayub) mu'âmele idiniz. Allâh Te'âlâ her şeye kâdirdir.[²]
Ehl-i kitaptan[*] birçoğu, inanıp güvenmenizden sonra sizi, Kitab’ı görmeyecek hale getirmek isterler. Bunu, gerçekleri bütün açıklığı ile gördükten sonra, içlerinde oluşan kıskançlıktan dolayı yaparlar. Onlara ilişmeyin, Allah’ın emri gelinceye kadar kendi hallerine bırakın. Her şeye bir ölçü koyan Allah’tır.
Kitap ehlinden olanların bir çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki kıskançlık yüzünden, sizi inanmanızdan sonra tekrar küfre döndürmeyi arzu ederler. Öyleyse onlara Allah'ın emri gelinceye kadar ilişmeyiniz, kendi hallerine bırakınız şüphesiz Allah'ın gücü her şeye yeter.
Kitap Ehlinden birçoğu, imanınızdan sonra sizi tekrar inkâra döndürmek ister. Bu, kendilerine hak apaçık göründükten sonra içlerinden gelen kıskançlık yüzündendir. Allah'ın emri gelinceye kadar siz hoşgörün, bağışlayın. Şüphesiz ki Allah herşeye kadirdir.
Ehlikitap'tan birçoğu, benliklerindeki kıskançlık yüzünden sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline bir döndürebilseler diye yürekten istedi. Hem de gerçek kendilerine ayan-beyan olduktan sonra... Allah, buyruğunu getirinceye değin affedin, hoşgörün. Allah, her şeye gücü yetendir.
sevdi çoķ, kitāb ehli’nden kim döndüreler sizi, įmānuñuzdan śoñra, kāfirler ḥased eylemekden gendüler ķatından; andan śoñra kim bellü oldı ya'nį tevrįt ḥaķ. pes 'afv eyleñ, daħı suçdan geçün; tā getüre Tañrı işini. bayıķ Tañrı her nesene üzerine güci yiterdür.
İmdi çoḳ kişiler Yehūdilerden, Naṣrānilerden kim sizi ḳaytaralar, siz īmāngetürgenden ṣoñra. Kāfir eylemek isterler ḥasūdluḳ bile nefslerinden, anla‐ra ḥaḳ āşikāre olġandan ṣoñra. ‘Afv eyleñüz, pes geçüñüz tā gelince TañrıTa‘ālānuñ buyruġı. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā her nesneye ḳādirdür.
(Ey mö’minlər!) Kitab əhlindən bir çoxu həqiqət onlara bəlli olduqdan sonra belə, təbiətlərindəki həsəd (paxıllıq) üzündən sizi, iman gətirmiş olduğunuz halda, yenidən küfrə sövq etmək istərlər. Allahın əmri gəlincəyə qədər (hələlik) həmin şəxsləri əfv edin və onları qınamayın (onlardan üz çevirməyin). Şübhəsiz ki, Allah hər şeyə qadirdir!
Many of the People of the Scripture long to make you disbelievers after your belief, through envy on their own account, after the truth hath become manifest unto them. Forgive and be indulgent (toward them) until Allah give command. Lo! Allah is Able to do all things.
Quite a number of the People of the Book wish they could Turn you (people) back to infidelity after ye have believed, from selfish envy, after the Truth hath become Manifest unto them: But forgive and overlook(110), Till Allah accomplish His purpose; for Allah Hath power over all things(112).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |