3 Kasım 2024 - 1 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Meryem Suresi 8. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâle rabbi ennâ yekûnu lî ġulâmun vekâneti-mraetî ‘âkiran vekad belaġtu mine-lkiberi ‘itiyyâ(n)

Rabbim dedi, benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısır ve ben de ömrümün sonlarına vardım, tamamıyla ihtiyarladım.

(Zekeriya hayretle) Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? (Üstelik) Ben de yaşlılığın son basamağına gelmişim!"

Zekeriyya: “Ey Rabbim!” dedi. “Karım kısır olduğu halde ve ben de, yaşlanarak bütünüyle güçsüz bir duruma düşmüşken, benim nasıl oğlum olabilir ki?”

Zekeriyyâ:
“Rabbim, karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?” dedi.

Dedi ki: "Ey Rabbim! Benim nasıl oğlum olur ki? Karım kısırdır, bense yaşlılığın son sınırına vardım."

Dedi ki: 'Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.'

Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, benim nereden bir oğlum olacak? Hanımım kısır bulunuyor, ben de ihtiyarlığın son haddine vardım.”

Zekeriyya: “Nasıl evladım olacak? Hanımım kısırdır, ben de yaşlılıktan dolayı kupkuru oldum!”

Zekeriyyâ, “Ey Rabbim! Benim nasıl bir çocuğum olur? Oysa benim hanımım kısır, ben de son derece yaşlandım” dedi.

O dedi ki: «Tanrım ! Benim nice oğlum olur? Kadınım kısırdır, ben de hayli kocaldım!»

(Zekeriya:) “Rabbim! Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olacak?” dedi.

Zekeriya "Benim nasıl oğlum olur, zevcem kısırdır ben de sinn-i şeyhûhate vâsıl oldum." didi.

Zekeriya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi.

Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi.

Zekeriyyâ, “Rabbim!” dedi. “Karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?”

Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

"Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? Karım kısır, bense alabildiğine yaşlıyım," dedi.

Zekeriyya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi.

Dedi: Yarab! benim için bir oğul nereden olacak: hatunum akîm bulunuyor ben de ihtiyarlıktan kağşamak derecesine geldim

Zekeriyyâ (heyecanlanarak, şaşkınlık ve sevinç ile) “Ey Rabbim, karım kısır olduğu hâlde, üstelik ben de ihtiyarlığın son sınırına ulaşmışken, nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

“Rabbim! Hanımım kısır, ben de ayakta duramayacak kadar yaşlanmışken, benim nasıl bir oğlum olabilir?” dedi.

Dedi: «Rabbim, benim nasıl oğlum olur ki? Karım bir kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son haddine vermişimdir».

(Zekeriyyâ) dedi ki: “Rabbim! Hanımım kısır olduğu ve (ben de) gerçekten ihtiyarlığın son demine vardığım hâlde, benim için bir oğul, nasıl olur?”

(Zekeriyyâ) “Rabbim!” dedi. “Karım çocuk doğurmaz, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?”

Zekeriya “Rabbim! Karım kısırken ve bende yaşlanmış ve güçten düşmüşken, benim nasıl çocuğum olur” diye Rabbine seslendi.

Zekeriya dedi: "Çalabım! Karım kısır, ben de iyice kocamışken nasıl olur da benim oğlum olur?"

Zekeriya «— Yâ Rab! Karım kısırken benim de ihtiyarlıktan kemiklerim kurumuşken [⁶] nasıl oğlum olur?», dedi.

[6] Veya pek ziyade ihtiyarladığım halde.

(Zekeriya), “Rabbim! Karım kısır ve ben de ihtiyarlığın son aşamasına varmışken benim nasıl bir oğlum olur?” dedi.

Dedi ki: “Rabbim, karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olur ki?”

Zekeriya hayretler içinde, “Ey Rabb’im!” dedi, “Karım kısır olduğu hâlde, üstelik ben de ihtiyarlığın son sınırına ulaşmışken, nasıl çocuğum olabilir?”

-“Rabbim! Karım kısır idi; ben de “Yaşlılık”tan dolayı iyice güçten düştüm; bu halde nasıl benim için bir oğlan çocuk olur?” dedi.

Zekeriyya: " Aman Allah’ım! benim nasıl çocuğum olabilir ? Karım kısır, üstelik ben de çok yaşlıyım. "

Zekeriya; "Rabbim! Nasıl oğlum olur? Yaşlı bir insanım! İhtiyarlığın son sınırına vardım. Karımsa kısırlaştı."

(Zekeriya), “Rabbim! Hanımım kısır, ben de yaşlılığımın sonuna ulaşmışken nasıl benim bir oğlum olacak?” diye sormuştu.

(Zekeriya da): “Ey Rabbim! Eşim kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim oğlum nasıl olabilir?” dedi.¹

1 Zekeriyya’nın duâsı için Bk. (Âlu İmrân: 38)

[Zekeriya:] “Ey Rabbim!” dedi, “Karım kısır olduğu halde ve ben de yaşlanarak bütünüyle güçsüz bir duruma düşmüşken, benim nasıl oğlum olabilir ki?”

– Zekeriya: Rabbim, hanım kısır ben ise güçsüz ve yaşlı biriyim nasıl benim bir oğlum olabilir ki? Dedi. 3/35...41, 19/2...15, 21/89-90

(Zekeriyya) “Rabbim!” dedi, “Nasıl olur da benim bir oğlum olabilir? Çünkü eşim kısır, ben ise yaşlılıktan dolayı gücü tükenmiş biriyim!”[²⁴⁶³]

[2463] Hz. Zekeriyya aşkın dünyasında yaptığı duayı aklın dünyasına dönünce makul bulmamış olacak ki “nasıl” diye soruyor. Bu âyetler iki dünya arasın... Devamı..

Zekeriyya, duasının kabul buyurulmasına çok sevindi ama, yine de şaşırmış bir halde, "Ey Rabbim karım kısır, benim de yaşım geçtiği halde, benim nasıl oğlum olabilir?" demekten kendini alamadı.

(Zekeriyyâ): "Rabbim, benim nasıl oğlum olur? Karım da kısır, ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım. " dedi.

Dedi ki: «Yarabbi! Bana nereden bir oğul olabilir? Zevcem ise kısır olmuştur. Ben de ihtiyarlıktan son yaşa yetişmiş oldum.»

“Ya Rabbî, dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki eşim kısır, ben ise bir pîr-i faniyim! ”

(Zekeriyya): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."

Zekeriyâ: "Yâ Rabbî! Zevcem kısır ve ben bunak derecelerine vâsıl olmuş bir ihtiyârken benim evlâdım olur mı?" didi.

Zekeriya dedi ki “Rabbim! Bana oğlan çocuğu nereden? Karım kısır, ben de ileri derecede yaşlıyım.”

-Rabbim, dedi, nasıl benim bir çocuğum olabilir ki karım kısır ben ise son derece yaşlayım?

Zekeriya “Nasıl oğlum olabilir ki?” dedi. “Eşim kısır, ben de ihtiyarlığın son haddine varmış haldeyim.”

Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."

eyitti “iy çalabum! nite ola benüm içün oġlan olmış iken 'avratum ŧoġurmaz daħı bayıķ irdüm yaşlulıķdan ḥaddan geçmeklige?”

Eyitdi: İy Rabb, baña oġlan ḳandan gelür? Benüm ‘avratum ‘āḳırdur,doġurmaz. Men daḫı ululuḳda ḳatı ża‘īflıġa irişdüm.

(Zəkəriyya) dedi: “Ey Rəbbim! Zövcəm doğmayan bir qadın, mən də qocalıb əldən düşmüş (sümüyü sustalmış bir kişi) ikən mənim necə oğlum ola bilər?”

He said: My Lord! How can I have a son when my wife is barren and I have reached infirm old age?

He said: "O my Lord! How shall I have a son, when my wife is barren and I have grown quite decrepit from old age?"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.