13 Ocak 2025 - 13 Receb 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Meryem Suresi 78. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ettale’a-lġaybe emi-tteḣaże ‘inde-rrahmâni ‘ahdâ(n)

Gizli olan bir şeyi mi anlamış, yoksa rahmandan bir söz mü almış?

(Her istediği makam ve mala erişeceğini iddia eden kişi) O gayba muttali (gizli bilgilere vakıf birisi) midir, yoksa Rahman’ın katında (her dediği ve hayal ettiği doğru çıkacak diye) bir ahit mi almıştır?

O gizlediğimiz ve kimsenin bilmediklerini mi biliyor? Yoksa rahmeti sınırsız olan Rahman'la bir sözleşme mi yaptı?

O, bilgi alanı ötesine, gayba mı vâkıf oldu, yoksa Rahmet sahibi Rahman olan Allah katından bir söz, bir taahhüt mü aldı?

Gaybden haberdar mı oldu yoksa Rahman'ın katından bir ahid mi aldı?

O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahmanın katında(n) bir ahid mi aldı?

O, gayba muttali mi olmuş, yoksa Rahman'ın huzurunda bir söz mü almış?

Gayba muttali mi oldu, yoksa Rahman olan Allah’tan bir söz mü aldı?

O kişi gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?

O bilir mi göze görünmiyeni? Yoksa Allah ile sözleşmiş midir?

Yoksa o beşerî algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı girdi? Yahut sınırsız rahmet sahibi (olan Allah) ile bir sözleşme mi yaptı?

Bu iki âyetin müşriklerden Âs b. Vâil hakkında indiği söylenir. Rivayete göre, ashaptan Habbâb b. Eret, müşriklerden olan Âs b. Vâil’deki alacağını is... Devamı..

Gaybden haberi var mı yâhud didiklerinin olacağına dâir Rahmân ile bir ’ahdi mi var?

O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?

Gaybı mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân’dan bir söz mü almış?

O, gaybı mı biliyor, yoksa Allah’ın katından bir söz mü aldı?

O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?

Geleceğin bilgisine mi sahip oldu? Yoksa Rahman'dan bir söz mü aldı?

O (kâfir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katından bir söz mü aldı?

Gaybe muttali' mi olmuş? Yoksa rahmanın huzurunda bir ahid mi almış?

O, gaybı mı bildi, yoksa (bu iddiâsına dair) Rahmân’dan bir söz mü almış?

Âyet-i kerîmedeki soru, esasında, Âs b. Vâil kâfirini kınama ve azarlama ifadeleridir.

O, gaybı mı biliyor? Yoksa Rahmân'dan bir söz mü aldı?

O, gayba mı vaakıf, yoksa çok esirgeyici (Allah) nezdinde bir ahid mi edinmiş?

(O,) gayba mı muttali' oldu (onu bildi), yoksa Rahmân'ın katından bir söz mü aldı?

Yoksa o gayba mı (beşeri algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı) muttali olmuş? Yahut sınırsız rahmet sahibi (olan Allah) ile bir sözleşme mi yapmış?

Yoksa o bilinmeyenleri (gaybı) öğrenmenin yollarını mı algıladı veya Rahman’dan bir söz mü aldı?

Bu kimse görünmiyeni mi görmüştür, yoksa Esirgeyici’nin katından söz mü almıştır?

O, gaybe muttali/ mi oldu? Yoksa buna dair esirgeyen Zat/tan bir ahit mi aldı?

O, algılanamayan gerçeğe [ğayb] muttali mi olmuş, yoksa Rahmân’ın katından bir söz mü almış?

O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman'ın katından bir ahit mi aldı?

Acaba bu adam, gayb ilmine vakıf mı oldu? Evreninen erişilmez bütün gizliliklerine, dâir mutlak ve şaşmaz bilgiye mi sahip oldu? Yoksa her arzusunun yerine getirileceğine dâir Rahmân’dan bir söz mü aldı?

Gayb’a mı muttali’ oldu; yoksa Rahmân katında bir ahid mi aldı?

Gaybı mı okumuş, yoksa Allah ile bir sözleşme mi yapmış?

Onlar bilinmeyenleri mi biliyorlar? Yoksa Rahmanın katından bir söz mü aldılar? Yeryüzünde inkâr edip dururken, yasalarımıza aykırı yaşarken, onlara ahirette mükâfatlandıracağız diye söz mü verdik? Ellerinde buna dair bir bilgi, bir belge mi var?

Bu kişi, [gayb]ı (bilinemeyenleri) mi biliyor [*] yoksa Rahmân’ın katında bir söz mü aldı?

Ayetteki [ettale‘a] ifadesinin aslı [eittale‘a] şeklinde soru kalıbındadır.

O (adam) bilinmeyen geleceği mi biliyor, yoksa Rahman (olan Allah)’ın katından bir söz mü aldı?

Yoksa o beşerî algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı erişti; yahut sınırsız rahmet Sahibi’yle bir sözleşme mi yaptı? ⁶⁷

67 Bu anlam örgüsü içinde ğayb terimi bilinmeyen gelecek anlamındadır.

Bu adam gaybı mı biliyor yoksa Rahman’dan bu konuda bir ahit/söz mü almış? 18/32...43, 74/11...25

o, kendisine gaybın sırlarının açıldığını mı düşünüyor; yoksa O rahmet kaynağının katında (muteber olan) bir sözleşme mi yapmış?

O kafir, gaybdan haberdar mı olmuş, yoksa Rahman'ın katından bir söz mü almış.

O gayba muttali/olabilmiş mi yoksa Rahmân, olan Allah’dan bir söz mü almış?

Gayba vakıf mı olmuş, yoksa Rahmân'ın nezdinde bir ahd mi edinmiş?

Ne o, bu adam gaybı öğrenmenin yolunu mu buldu, yoksa Rahman'dan kesin bir söz mü aldı?

Gaybe mi çık(ıp bak)tı, yoksa Rahman'ın huzurunda bir söz mü aldı (Allah ile bir andlaşma mı yaptı)?

'Acabâ o gayba mı muttali' oldı veyâ Allâh Te'âlâ'dan 'ahid mi aldı?

Bu kimse gizli bilgilere mi ulaştı, yoksa Rahman’ın katından söz mü aldı?

O gaybı mı biliyor, yoksa Rahman'dan bir söz mü almış?

O gayba mı ulaştı, yoksa Rahmân'dan bir söz mü aldı?

Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa Rahman katında bir söz mü aldı?

ay bildi mi ol ġaybı yā duttı mı Tañrı ķatında ķavl ķarar?

Ġayba muṭṭali‘ mi oldı, yā ‘ahd mi idindi Tañrı Ta‘ālā ḳatında?

Görəsən, o, qeybə vaqif olmuş, yoxsa Rəhmandan (bu barədə) söz (əhd) almışdır?!

Hath he perused the Unseen, or hath he made a pact with the Beneficent?

Has he penetrated to the Unseen, or has he taken a contract with ((Allah)) Most Gracious?


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.