Ve-iżâ tutlâ ‘aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâle-lleżîne keferû lilleżîne âmenû eyyu-lferîkayni ḣayrun mekâmen veahsenu nediyyâ(n)
Onlara ayetlerimiz, apaçık okununca kafir olanlar, iki bölükten dediler, hangisinin durağı daha hayırlı, meclisi daha güzel?
(Çünkü) Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkâr edenler, iman edenlere demişlerdi ki: "İki gruptan (aramızdan) hangisi, (dünyalık) makam (ve imkân) bakımından daha iyi (ve hayırlıdır), topluluk (sayı ve saygınlık) bakımından da (sizden ve bizden hangimiz) daha güzeldir (ve etkin konumdadır?" şeklinde kibirlenip böbürlenmeye kalkışmışlardı.)
Kendilerine ayetlerimiz açık bir şekilde okunduğu zaman, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler iman edenlere: “Bu iki insan topluluğundan, konum olarak hangisi daha üstün ve güçlü, meclis ve topluluk bakımından hangisi daha güzeldir?” deyip duruyorlar.
Kendilerine açık seçik âyetlerimiz okunduğu zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile küfre sapanlar, iman edenlere:
“İki zümreden hangisinin mevki ve makamı daha hayırlı, danışma meclisleri daha güzeldir?” derler.
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda inkâr edenler iman edenlere derler ki: "İki gruptan hangisi makam bakımından daha iyi ve topluluk bakımından daha güzeldir?."
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkârcılar, iman edenlere derler ki: 'İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?'
Âyetlerimiz kendilerine açık olarak tecvid üzere okunduğu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki: “- Bu iki zümreden (mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?”
Ayetlerimiz apaçık olarak onlara okunduğu zaman o kâfir olanlar müminlere dediler ki: “Hangimizin makamı ve mekânı daha yararlı ve meclis arkadaşları daha iyidir?”
Onlara âyetlerimiz apaçık okunduğu zaman, inkâr edenler inananlara, “Hangi grubun makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir?” dediler.
Bizim açık âyetlerimiz, onlara okununca, kâfirler inanlı olanlara derler ki: «İki bölükten hangisi makamca daha hayırlı? Dernekçe daha güzel?»
Ayetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkârcılar, inananlara: “(Bu) iki topluluktan konum olarak hangisi daha üstün ve güçlü, hangisi daha seçkindir?” dediler.
Ayetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman inkar edenler inananlara: "Bu iki takımın hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir?" derler.
Âyetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkâr edenler, inananlara, “İki topluluktan hangisinin bulunduğu yer daha hayırlı meclis ve mahfili daha güzeldir?” dediler.[349]
Kendilerine âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman inkâr edenler iman edenlere, “İki topluluktan hangimizin konumu daha üstün ve mensupları daha iyi?” diye sorarlar.
Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.
Kendilerine ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman inkar edenler inananlara, "Hangimiz daha gönençli ve hangimiz sayısal üstünlüğe sahiptir," derler.
Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"
Âyetlerimiz kendilerine açık açık tecvid üzere okunduğu vakıt da o küfredenler dediler ki iyman edenlere: «bu iki ferikin hangisi makamca daha iyi ve meclis-ü mahfilce daha güzel?»
Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, inkâr edenler, îmân edenlere, “(Bir sizin imkân ve durumunuza bakın bir de bizim imkân ve durumumuza bakın ve söyleyin bakalım,) şu iki topluluktan, hangisinin makamı daha hayırlı, meclisi (mevkii) daha güzeldir? (Bize bunca zenginlik, imkân ve nimetlerin verilmiş olması, doğru yolda olduğumuzun ispatı değil midir?)” derler.
Kendilerine açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman küfr (-ü inkâr) eden o adamlar mü'minlere: «İki zümreden hangisi ikaametgâh i'tibariyle daha hayırlı, meclis ve topluluk bakımından daha güzeldir?» dediler.
İnkâr edenler ise, kendilerine âyetlerimiz (dünyada) açık açık okunduğu zaman, îmân edenlere: “O iki topluluktan (Mü'min ve kâfirlerden) hangisi makam cihetiyle daha hayırlı ve meclis i'tibârıyla daha güzeldir?” dedi(ler).
İnkâr etmiş olanlar ise, kendilerine ayetlerimiz (dünyada) açık açık okunduğu zaman, iman etmiş olanlara: “İki gruptan (inananlarla, inkâr edenler) hangisinin dünyadaki konumu daha hayırlı ve görünüş olarak daha güzeldir” derler. *
Apaçık ayetlerimiz onlara okunduğunda, ayetlerimizi inkâr edenler, iman etmiş olanlara “İki guruptan (inananlarla, inkâr edenler) hangisinin dünyadaki konumu daha hayırlı ve görünüş olarak daha güzel” diye sorarlardı.
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okununca tanımıyanlar inanlara dediler: "İki bölükten hangisi, sizinki mi, yoksa Bizimki mi, yerce, yurtca daha iyi, daha güzel?"
Onlara apaçık olan âyetlerimiz okunduğu zaman, kâfir olanlar, mü/min olanlara iki fırkadan hangimizin mevkii daha iyi, derneği daha hoştur, derler.
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman, inkâr edenler, inananlar için derler ki: “Belli iki gruptan [ferîkayn] hangisinin makamı daha hayırlıdır ve hangisinin mevkii/ meclisi [makâm] daha güzeldir?”²⁰ sormuştur. İşte bu ayet bunun için inmiştir. Rivayete göre Mekkeli bazı müşrikler Medine’ye gizlice giderek Yahudilerden peygamber kimdir, neler bilir, öğrenmek isterler. Onlar da Ruh, Ashab-ı kehf ve Zülkarneyn hakkında sual sormalarını telkin ederler. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e gelip bu soruları sorarlar. Hz. Peygamber de yarın gelin cevap vereyim der. Fakat vahiy bir süre gelmez. Bunun üzerine onlar da “Rabbi Muhammed’i unuttu” diye dedikoduya başlarlar. Nihayet Kehf Sûresi nazil olur.
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda, o küfre sapanlar, iman edenlere, “İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?” derler.
Onlara ne zaman apaçık birer belge olan ayetlerimiz tebliğ ve uyarı amacıyla okunsa, kâfirler iman edenlere, “Söyleyin bakalım!” diye hemen itiraz ederler, “Bir şu yoksul, geri kalmış müminlere bakın, bir de bize; bu iki topluluktan hangisi daha güzel bir konumda bulunuyor ve topluluk olarak hangisi daha iyi ve daha zengindir? Bize bunca nîmetlerin verilmiş olması, doğru yolda olduğumuzun ispatı değil midir? Bizim gibi üstün niteliklere sahip güçlü bir toplumun helâk olacağını mı iddia ediyorsunuz?”
Açık belgeler olarak bizim âyetlerimiz onlara okunacağı zaman inkâr etmiş olanlar, inanmış olanlara:
“Bu İki Grup’tan hangisi makamca en hayırlı ve çevre bakımından en güzel?” dedi.
Çünkü vaktiyle ayetlerimiz onlara tane tane okunurken, bu inkarcılar, inananları göstererek: " Acaba iki takımdan hangisi daha iyi ve daha üstün konumda ? " diye sorarlardı.
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere şöyle derler: "İki topluluktan hangisinin makamı ve meclisi daha güzel daha hayırlıdır!"
Kendilerine ayetlerimiz açıkça [tilavet] edildiği (okunup aktarıldığı) zaman, kâfir olanlar iman edenlere “İki gruptan hangisinin konumu daha iyidir ve meclis (topluluk) olarak hangisi daha güzeldir?” derlerdi.
Kendilerine apaçık olan âyetlerimiz okunduğunda o kâfirler, îman edenlere: “İki gruptan¹ hangisinin makamı daha iyi, topluluğu daha güzeldir?” dediler.
HAL BÖYLEYKEN, ne zaman ayetlerimiz bütün açıklığıyla kendilerine ulaştırılsa, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler imana erişenlere: “(Bu) iki insan topluluğundan ⁵⁸ konum olarak hangisi daha üstün ve güçlü, topluluk olarak hangisi dahi iyi/daha seçkindir?” ⁵⁹ diye sorup dururlar.
(Dünyada iken) Kendilerine ayetlerimiz apaçık bir şekilde okunduğunda ayetlerimize inanmayanlar iman edenlere derlerdi ki; Bu iki gruptan hangisi makam ve mevki olarak daha üstün ve toplum nezdinde daha itibarlı? 19/75-81
NE Kİ, hakikatin apaçık belgeleri olan âyetlerimiz ne zaman kendilerine ulaştırılsa, küfürde ısrar edenler imanda sebat edenlere şöyle sorarlar: “(Siz ve biz) bu iki guruptan hangisi konumca daha üstün ve hangisi daha hatırlı bir çevreye mensupmuş?”[²⁵³¹]
(O zalimler ki) kendilerine -dünyadayken- ayetlerimiz okunduğunda böbürlenerek, iman edenlere: "Söyleyin bakalım, hangimizin makamı ve ev ile barkı daha güzeldir! (Eğer hak sizin tarafınızda olsa idi, sizin servetiniz, ve itibarınız böyle bizimkinden daha aşağı durumda olmazdı.)" derler. (Böylece ahireti düşünmez zevk ve sefa içinde yaşamayı tercih ederlerdi, tarihten de ibret almazlardı.. oysa)
Âyetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkâr edenler, iman edenlere, "İki topluluktan hangisinin bulunduğu yer makamca hayırlıdır ve konum olarak meclisi daha güzeldir?" dediler.
Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman kâfir olanlar, imân etmiş olanlara dedi ki: «İki fırkadan hangisi makamca daha hayırlıdır, meclisce daha güzeldir?»
Âyetlerimiz kendilerine açık açık okunduğu zaman o kâfirler iman edenlere dediler ki: (Bu uhrevî ve manevî halleri bir tarafa bırakalım, dünya hayatının realitesine bakalım) “Bu iki zümreden, mümin ve kâfirlerden hangisinin makamı daha üstün, grup ve topluluğu daha muteberdir? ” [6, 53; 46, 11; 26, 111]
Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğu zaman, inkar edenler, inananlar için "İki topluluktan hangisinin makamı daha hayırlı, meclisi (mevkii) daha güzeldir?" derler.
Onlara âyât-ı beyyinâtımız tilâvet olundukda kâfirler mü'minlere: "Bizim hangimiz gerek mevkî' ve gerek servet i'tibârıyla daha iyi ve daha hayırlıdır." dirler. [¹]
Kendilerine, birbirini açıklayan ayetlerimiz okununca bu kâfirler müminlere şöyle derlerdi: “Bu iki kesimden hangisinin konumu daha iyi, çevresi daha etkindir. (Biz mi,onlar mı?)”
Ayetlerimiz kendilerine okununca, kafir olanlar iman edenlere: -Bu iki gruptan hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir? dediler.
Kendilerine apaçık âyetlerimiz okunduğunda, inkâr edenler iman edenlere dediler ki: “Bu iki topluluktan hangisi daha üstün bir mevki ve toplum içinde?”
Onlara ayetlerimiz açık-seçik okunduğunda, inkâr edenler inananlara şöyle derler: "İki zümreden hangisi makamca daha üstün, meclisce daha güzel?"
daħı ķaçan kim oķınsa kāfirler üzere āyetlerümüz rūşan eyleyiciler eyitti anlar kim kāfir oldılar anlara kim įmān getürdıler “ķanķısı iki bölüġüñ yigrekdür yirdin yaña daħı görklürekdür dimek yirdin yaña?”
Daḫı ḳaçan oḳunsa anlar üstine bizüm bellü āyetlerümüz eydür kāfirlerīmān getürenlere: Ḳanḳı ṭāyifenüñ menzili ḫayrludur, daḫı maḳāmıyigrekdür? dirler.
Ayələrimiz özlərinə açıq-aşkar oxunduğu zaman kafir olanlar iman gətirənlərdən: “Bu iki tayfadan hansının (bizim, yoxsa sizin) məqamı daha yaxşı, hansının məclisi daha gözəldir?” – deyə soruşarlar.
And when Our clear revelations are recited unto them those who disbelieve say Unto those who believe: Which of the two parties (yours or ours) is better in position, and more imposing as an army?
When Our Clear Signs are rehearsed to them, the Unbelievers say to those who believe, "Which of the two sides is best in point of position? Which makes the best show in council?"(2519)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |