Vemâ netenezzelu illâ bi-emri rabbik(e)(s) lehu mâ beyne eydînâ vemâ ḣalfenâ vemâ beyne żâlik(e)(c) vemâ kâne rabbuke nesiyyâ(n)
Biz melekler, ancak Rabbinin emriyle inebiliriz; onundur ne varsa ilerimizde ve ne varsa gerimizde ve ne varsa ikisi arasında ve Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.
(Hz. Cebrail; daha sık ziyarete gelmesini isteyen Peygamber Efendimize:) Biz (elçiler ve melekler) ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda (geçmişimizde, geleceğimizde) ve bunlar arasında olan her şeyi (bilmek) O’na aittir. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.
Ve melekler: “Biz ancak, Rabbinin buyruğuyla ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve aralarındaki herşeyimiz O'nundur, yani O'nun emrine tabidir ve Rabbin asla hiçbir şeyi unutmaz.”
Melekler:
“Biz ancak Rabbinin planı dahilinde inebiliriz. Önümüzdeki ve ardımızdaki, geçmişteki ve gelecekteki, bunların arasındaki her şey O'nundur. Senin Rabbin seni unutmuş değildir.” derler.
"Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında ne varsa O'nundur. Senin Rabbin asla unutkan değildir." [5]
Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey O'nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.
(Cenab-ı Hak'dan vahy getirmekte olan Cebrâil aleyhisselâmın bir aralık gecikmesinden endişelenen Rasûlüllah Efendimize, Cebraîl şöyle hitap etmiştir): “Biz, senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardımızdaki (bütün geçmiş ve gelecek şeyler) ve bunların arasındakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmuş değildir.”
“(Biz melekler) ancak senin Rabbinin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve aralarındaki her şeyimiz O’nundur. Rabbin seni terk etmiş değildir.
Melekler dediler ki: “Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.”
Biz melekleri ancak Tanrının buyrumuyla indiririz, önde, sonda, arada, ne varsa hep O'nundur, Tanrın unutkan değil
(Cebrail, Muhammed'e dedi ki:) “Biz (melekler) ancak Rabbinin izni ile (yeryüzüne) ineriz. Geleceğimiz, geçmişimiz ve bu ikisi arasındaki tüm olaylar O'nun tasarrufundadır. Senin Rabbin (seni) unutmuş değildir.
64,65. "Biz [1] semâdan rabbinin emriyle indik. Önümüzde ve ardımızda ve aralarında ne var ise ânındır. Rabbin seni unutmaz. Semâvât ve arzın ve bunların arasında ne var ise hepsinin sâhibidir. Âna ’ibâdet it ve ’ibâdetinde devâm it Allâh isminde başka ma’bûd biliyor mısın?"
Cebrail: "Biz ancak Rabbinin buyruğu ile ineriz, geçmişimizi geleceğimizi ve ikisinin arasındakileri bilmek O'na mahsustur. Rabbin unutkan değildir."
(Cebrail, şöyle dedi:) “Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunlar arasındakiler hep O’nundur. Rabbin unutkan değildir.”[348]
(Melek dedi ki:) “Biz ancak rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir. Senin rabbin unutkan değildir.”
Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.
Biz (melekler) ancak Rabbinin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve ikisi arasında ne varsa O'na aittir. Rabbin unutkan değildir.
"(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardımızdaki (bütün geçmiş ve gelecek şeyler) ve bunların arasındakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmuş değildir?"
Bir de rabbının emri olmayınca biz (rabbının Resulleri) inemeyiz, önümüzdeki ardımızdaki ve bunun arasındaki hep onundur ve rabbın seni unutmuş değildir
(Cebrâîl şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü!) Biz (elçiler) ancak, Rabbinin emriyle geliriz. Önümüzde (geleceğimizde), ardımızda (geçmişimizde) ve bunlar arasında olan her şeyi bilmek O’na aittir. Ve Rabbin asla (hiçbir şeyi) unutmaz!” (O her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.)
Biz (elçiler) senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzde, ardımızda ve ikisinin arasında ne varsa Onundur. Senin Rabbin unutgan değildir.
(Cebrâîl dedi ki:) “(Vahyin te'hîrinden dolayı üzülme, çünki biz) ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında ne varsa, O'na âiddir. Ve Rabbin(seni aslâ) unutucu değildir.”
Ve (ey Cebrail, peygambere de ki!) Biz (melekler), ancak senin Rabbinin emri ile ineriz (Onun emri ve iradesi olmadan biz hiçbir zaman ve hiçbir yerde hareket edemeyiz). Bizim önümüzdekiler (gördüklerimiz), arkamızdakiler (görmediklerimiz) ve ikisi arasında (sağımız ve solumuzda) bulunan her şey Ona aittir. Ve (şunu da bil ki!) Rabbin asla (hiçbir şeyi) unutacak değildir. *
(Melekler) “Yeryüzüne yalnızca senin Rabbinin emri ile ineriz. Bizim önümüzdekiler (gördüklerimiz), arkamızdakiler (görmediklerimiz) ve ikisi arasındaki her şey O na aittir. Rabbin asla hiçbir şeyi unutacak değildir.
Biz melekler senin çalabının buyruğu olmadıkça yere inemeyiz. Önümüzde, ardımızda, ikisinin arasında ne varsa hepsi Allah’ındır. Senin çalabın unutucu değildir.
Biz (melekler) ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey O'nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.
“Biz melekler, ancak Rabb’inin emriyle inebiliriz; çünkü bizim önümüzde, arkamızda ve bu ikisi arasında bulunan her şey O’nundur. Gerek bizim algılayış sınırlarımız içinde, gerek bilmediğimiz âlemlerde ve gerekse bu ikisi arasında olan her şeyin sahibi O’dur. O hâlde, hiç endişe etme; senin Rabb’in hiçbir şeyi unutacak değildir.”
Senin rabbinin emriyle olma dışında inmiyoruz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunun arasındaki şeyler O’nundur. Senin rabbin unutkan değildir.
Biz melekler, sadece Tanrı'nın emriyle hareket ederiz. Geçmişte olanlar, gelecekte olacak olanlar ve arada olmakta olanlar hep onun izniyle olur. Tanrı unutmaz.
Toplumun yaptıkları seni sıkıntıya sokuyor. İstiyorsun ki; her sıkıldığında Rabbinden bir haber gelsin! Hayır! işler her zaman senin istediğin gibi olmaz. Sıkıntıya düştüğünde Rabbimden haber gelmedi diye daralıyorsun? Sana vahiy getiren elçilerimize desen ki, niye sıkıntıya düştüğümde bir haber getirmediniz? Onlar sana: "Biz ancak Rabbimizin emri ile geliriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey ona aittir. Biz kendi başımıza hareket etmeyiz. Senin Rabbin unutkan değildir." derler.
(Melekler) “Biz sadece Rabbinin emri ile ineriz. [*] Önümüzde, arkamızda ve bunun arasında olan her şey yalnızca O’na (Allah’a) aittir. Rabbin unutkan değildir.” (demişlerdi). [*]
(Cebrâil): “(Ey Muhammed!) Biz (elçiler) ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey Onundur ve senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.”¹ (dedi.)
VE [MELEKLER]: “Biz ancak Rabbinin buyruğuyla ineriz” derler, “gözümüzün önünde olan, bizden gizli tutulan ve bu ikisi arasında bulunan ⁵⁰ her şey O’na aittir. Ve Rabbin asla [hiçbir şeyi] unutmaz.
Biz, yalnızca Rabbinin emri ile buraya yerleştik, önümüzde olan/bilebildiğimiz ve ardımızda olan/bilemediğimiz ve ikisi arasındaki her durum O’nun bilgisi dâhilindedir zira senin Rabbin hiçbir şeyi unutmuş değildir. 18/49, 20/51-52, 45/29, 56/7...41, 58/6
VE (melekler der ki): “Biz yalnızca Rabbinin emriyle ineriz: Hem bize açık olup bilebildiğimiz,[²⁵²¹] hem de bizden gizli olup bilemediğimiz ya da bu iki durum arasında bulunan her şeyin[²⁵²²] sahibi O’dur: ve senin Rabbin asla unutkan değildir.[²⁵²³]
(Ey Muhammed) Biz (Melekler) ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzdeki (ahirette olacak), ardımızdaki (dünyada olan) ve bunların arasındaki (kabirlerde olup biten) şeylerin hepsi O'nundur (hüküm ve hükümranlığı sırf O’na aittir!.. Bütün bu işleri tedbir ve idare ederken hiçbir ortağa ve yardımcıya muhtaç değildir!.. Ey Muhammed, evet biz ancak Rabbinin emriyle ineriz.. "Kuşluk vaktine ve sükuna erdiğinde geceye andolsun ki, Rabbin seni ne terk etti, ne de sana darıldı!..” Duha/1 hükmü gereği vahyin gecikmesinin elbette bir hikmeti vardır, yoksa) Rabbin seni asla unutmuş değildir!
Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan herşey O’na âittir. Ve Rabbin asla (hiçbir şeyi) unutmaz.
Ve (Cibril-i Emîn demiştir ki:) «Biz inemeyiz, ancak Rabbin emri ile ineriz. Ve önümüzde ve ardımızda ve bunların arasında ne varsa (hepsi) O'nun içindir ve Rabbin unutkan değildir.»
Rabbinin emri olmadıkça biz (meleklerden olan elçiler) inmeyiz. Önümüzde ve arkamızdaki bütün geçmiş ve gelecek şeyler ve bunların arasındakiler hep O'na aittir. Senin Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.
Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan herşey O'na aittir. Rabbin, asla unutkan değildir.
"Biz ancak Allâh Te'âlâ'nın emriyle nâzil oluruz." [¹] Önümüzde ve arkamızda ve bunların arasında bulunan her şey onundur. Rabbin Te'âlâ unudıcı olmadı (seni de unutmaz).
Biz, Rabbinin emri olmadan inmeyiz. Önümüzde, arkamızda ve ikisinin arasında ne varsa hepsi O’nundur. Senin Rabbin unutkan değildir.
Biz, ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunların arasındaki her şey O'na aittir. Rabbin unutmuş değildir.
Biz ancak Rabbimizin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve bu ikisi arasındaki herşey Ona aittir. Ve Rabbin hiçbir şeyi unutmaz.(7)
Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki her şey O'nundur. Rabbin asla unutkan değildir.
daħı inmezüz biz illā çalabuñ buyruġı-y-ıla. anuñdur ol kim ileyümüzdedür ya'nį āħiret daħı ol kim ardumuzdadur daħı ol kim āħiret-ile dünye arasındadur ol ķırķ yıldur. daħı olmadı çalabuñ unıdıcı.
Daḫı biz inmez‐biz, illā Tañrı Ta‘ālānuñ buyruġı bile. Anuñ ḫalḳı mülkidürallumuzda olan neste, ardumuzda olan daḫı, anlar ortasında olan daḫı.Daḫı seni yaradan Allāh unudıcı degüldür.
(Cəbrailin bir müddət yanına gəlməməsindən xiffət çəkən Peyğəmbərə Allaha yaxın olan bu əzəmətli mələk belə demişdi: ) “Biz (dünyaya) yalnız sənin Rəbbinin əmri ilə enirik. Önümüzdə, arxamızda və onların arasında nə varsa ancaq Ona məxsusdur. (Keçmişə, indiyə və gələcəyə aid işlər, dünya yaranandan qiyamət gününə qədər baş verəcək hər bir şey məhz Allahın iradəsinə tabedir). Rəbbin (Öz bəndələrini) unudan deyildir”. (Cəbrail Qur’anı Muhəmməd peyğəmbərə öyrətməyə təhkim olunsa da, Allahın əmri olmadan yerə enib heç bir ayə gətirə bilməz. Onun yer üzünə nə vaxt enməsi, hansı ayəni gətirməsi məhz Allahın buyuruğu ilədir. Allaha isə insandan fərqli olaraq unutmaq xüsusiyyəti yaddır. O, heç zaman bəndələrini unutmaz. İstədiyin bu və ya digər ayənin, vəhyin sənə dərhal nazil olmaması Rəbbindən başqa heç kəsin bilmədiyi müəyyən bir hikməti-ilahi ilə bağlıdır. Ona görə də belə şeydən ötrü ürəyini qısma!)
We (angels) come not down save by commandment of thy Lord. Unto Him belongeth all that is before us and all that is behind us and all that is between those two, and thy Lord was never forgetful
(The angels say:)(2514) "We descend not but by command of thy Lord: to Him belongeth what is before us and what is behind us, and what is between: and thy Lord never doth forget,-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |