Vevehebnâ lehu min rahmetinâ eḣâhu hârûne nebiyyâ(n)
Rahmetimizden bir lütuf olarak kardeşi Harun'u da peygamber ettik.
Ona rahmetimizden kardeşi Harun’u da bir peygamber olarak hibe ve hediye kılmış (yardımına göndermiştik).
Rahmetimizin bir neticesi olarak, kardeşi Harun'u da peygamber olarak O'na bağışladık.
Ona rahmetimizden dolayı kardeşi Harun'u peygamber olarak bahşettik.
Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.
Rahmetimizden de ona, kardeşi Harûn'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.
Ve rahmetimizden kardeşi Harun’u peygamber olarak ona bağışladık.
Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Hârûn'u da bir peygamber olarak bahşettik.
Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u peygamber olarak bağış verdik biz
Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u da peygamber olarak armağan etmiştik.
Rahmetimizden âna birâderi peygamber Hârûn’ı virdik.
Rahmetimizden, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ona bağışladık.
Rahmetimiz sonucu kardeşi Hârûn’u bir nebî olarak kendisine bahşettik.
Rahmetimizin bir sonucu olmak üzere kardeşi Hârûn’u da bir peygamber olarak onun yanına verdik.
Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.
Katımızdan bir rahmet olarak kardeşi Harun'u kendisine peygamber olarak armağan ettik.
Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.
Ve rahmetimizden ona biraderi Harûnu da bir Peygamber olarak ihsan eyledik
Ve (kendisine destek olması için,) rahmetimizden ona, kardeşi Harun’u peygamber olarak ihsan eyledik.
Ona rahmetimizden bir nebi olarak kardeşi Hârûn'u armağan ettik.
Ona, rahmetimiz cümlesinden, biraderi Hârunu da bir peygamber olarak ihsan etdik.
Ve ona rahmetimizden, kardeşi Hârûn'u, bir peygamber (ve bir yardımcı) olarakihsân ettik.
Bir de Rahmetimizden dolayı ona kardeşi Harun’u bir peygamber (ve yardımcı) olarak ihsan etmiştik.
Rahmetimizden Musa’ya destek olması için, kardeşi Harun’u peygamber yaptık.
Musa’ya esirgeyiciliğimizden ötürü, kardeşi Harun’u da peygamber olarak bağışladık.
Ona feyz-i rahmetimizden kardeşi Harun/u nebî olarak bahşettik.
Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.
Ve sonsuz lütuf ve rahmetimiz sayesinde, kendisine destek olması için kardeşi Hârûn’a da Peygamberlik vermiştik.
Bir nebiyy olarak kardeşi Harun’u rahmetimizden ona hibe ettik.
Bir sevgi ifadesi olarak kardeşi Hârûn'u, onun yardımına verdik...
Ona rahmetimizden dolayı kardeşi Harun’u destekçi yaptık! Harun’a Nebi’lik verdik! İstedik ki birlikte yasalarımızı insanlara ulaştırsınlar.
ve o’na bahşettiğimiz rahmetin bir devamı olarak, kardeşi Harun’u da [o’nunla beraber] haberci kılmıştık.
Ve rahmetimizin bir nişanesi olsun diye kardeşi Harun’u Nebi kılarak ona yardımcı yapmıştık. 2/47...74, 7/103...156, 27/7...14, 28/3...84, 40/28...47, 79/15...26
Ayrıca, rahmetimizden ötürü ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak bağışladık.
Rahmetimizden kardeşi Hârûn’u bir nebî olarak kendisine bahşettik.
Ve ona rahmetimizden olarak kardeşi Harûn'u bir nebi olmak üzere ihsan ettik.
Ve rahmet ve keremimizden, kardeşi Harun'u da nebî olarak ona ihsan etmiştik. [28, 34; 20, 31; 26, 13] {KM, Çıkış 7, 1}
Ona, acıdığımızdan dolayı kardeşi Harun'u da peygamber olarak armağan ettik.
Ona kemâl-i rahmetimizden kardaşı Hârûn'ı nebî olarak ihsân iyledik.
Ona ikramda bulunarak, kardeşi Harun’u da nebi olarak armağan etmiştik.
O'na rahmetimizin (bir eseri olarak) Kardeşi Harun'u Peygamber olarak bağışlamıştık.
Ona, rahmetimizin eseri olarak, kardeşi Harun'u peygamber olarak vermiştik.
Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik.
daħı baġışladuķ aña raḥmetümüz ķarındaşı hārūn’ı peyġamber.
Daḫı baġışladuḳ aña, bizüm raḥmetümüzden ḳarındaşı Hārūnı nebīeyledük.
Və öz mərhəmətimizdən qardaşı Harunu da bir peyğəmbər olaraq ona bəxş etdik.
And We bestowed upon him of Our mercy his brother Aaron, a Prophet (likewise).
And, out of Our Mercy,(2505) We gave him his brother Aaron, (also) a prophet.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |