Venâdeynâhu min cânibi-ttûri-l-eymeni vekarrabnâhu neciyyâ(n)
Ona, Tur'un sağ yanından nida ettik, bizimle konuşmak üzere tapımıza yaklaştırdık onu.
Ona, Tûr’un sağ yanından seslenip (çağırmış) ve onu (kendisiyle) gizlice (vasıtasız) söyleşmek için (manevi mertebeye) yakınlaştırıvermiştik.
O'na Tûr Dağının sağ tarafından seslenmiş, konuşmak için kendimize yaklaştırmıştık.
Biz ona Tur'un sağ yanından seslendik ve onu özel konuşma için yaklaştırdık.
Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Biz Mûsa'ya Tûr dağı yanında, sağ tarafından nida ettik; ve münacat ettiği halde kendisine yüksek mertebe verdik.
Ona Tur dağının sağ tarafından seslendik. Ve özel konuşmak için kendimize yaklaştırdık.
Ona Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve onu fısıldaşırcasına kendimize yaklaştırdık.
Ona, Tur'un sağ yanından çağırdı, yakarmış olduğundan onu yakınlaştırdı
Hani ona Tur (Sina) Dağı'nın sağ yamacından seslenmiş ve kendisiyle özel olarak konuşmak için onu (kendimize) yaklaştırmıştık.
Biz âna Cebel-i Tûr’un sağ cânibinden nidâ iyledik ve ânı yanımıza yaklaşdırdık.
Ona Tur'un sağ yanından seslenmiş ve konuşmak için onu yaklaştırmıştık.
Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.
Ona Tûr’un sağ tarafından seslendik ve onu fısıldaşırcasına (kendimize) yaklaştırdık.
Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.
Ona Tur dağının sağ tarafından seslendik. Konuşmak için onu yaklaştırdık.
Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yaklaştırdık.
Hem ona Tûrun canibi eymeninden nidâ ettik, hem de onu makamı münacatta mertebei kurbe erdirdik
Biz ona, bereketli/mübarek kıldığımız Tûr dağının sağından (keyfiyetsiz kelâmımız ile) nida ettik ve onu, (kendisiyle) vasıtasız olarak tekellüm etmek üzere (manevi huzurumuza) yaklaştırdık.
Ve Tur'un sağ tarafından ona seslendik. Onu, özel konuşmak için yaklaştırdık.
Biz ona «Tuur» un sağ yanından nidâ etdik. Onu çok münâcat eden bir kimse olarak yaklaşdırdık.
Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve (o sessizce Rabbine) yalvaran bir kimse olduğu hâlde onu (kendimize) yaklaştırdık.
Ve biz ona dağın (Sina Dağı’nın) sağ yamacından seslenmiş ve onu gizemsel bir konuşma için (kendimize) yaklaştırmıştık.
Biz Musa’ya dağın sağ tarafından seslenmiştik ve o nu konuşmak için yakınlaştırmıştık.
Biz Musa’ya Sina Dağı’nın sağ yamacından ünledik. Gizlice konuşmak için onu kendimize yaklaştırdık.
Ona Tur/un sağına gelen tarafından nida ettik, onu gizli konuşmak için yaklaştırdık.
Ona, Tur Dağı’nın sağ tarafından seslendik ve özel görüşmek [neciyyen] için kendimize yaklaştırdık.
Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Hani Mûsâ Medyen’den Mısır’a dönerken, ona o bereketlerle dolu Sînâ dağının sağ tarafından seslenmiş ve kendisini farklı ve özel bir konuşma için huzurumuza yaklaştırmıştık.
Ona Sağ Tûr’un yan tarafından seslendik. Gizlice söyleşmek üzere onu yakınlaştırdık.
Musa'ya Tur Dağı eteklerinde seslendik. Çünkü onun için için yakarışını duymuştuk.
Musa’ya Tur dağının sağ tarafından seslendik. O’nunla özel konuşmak için yanımıza çağırdık.
Hani o’na Sina Dağı’nın sağ yamacından ³⁸ seslenmiş ve o’nu gizemsel bir konuşma için [kendimize] yaklaştırmıştık;
Vaktiyle Sina dağının sağ yamacından biz ona seslenmiş ve vahyimizi iletmek için onu yaklaştırmıştık. 2/47...74, 7/103...156, 27/7...14, 28/3...84, 40/28...47
Ona, Tur'un sağ yönünden nida ettik ve ona, -dua ve niyazda bulunması için- katımızdan bir yakınlık ihsan ettik
Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.
Ve o'na Tûr'un sağ tarafından nidâ ettik ve onu münacaat eder bir halde yaklaştırdık.
Hani ona Tur'un sağ tarafından seslenmiş ve özel konuşma için onu huzurumuza almıştık. [28, 30] {KM, Çıkış 33, 11}
Ona Tur'un sağ tarafından seslendik ve onu, özel konuşmak için (kendimize) yaklaştırdık.
Ve ona Tûr'un sağ cânibinden nidâ itdik ve münâcât içün onı dergâh-ı kudsimize yaklaşdırdık.
Ona, o dağın (Sina Dağı’nın ) sağ yamacından seslenmiş, özel bir konuşma için yaklaştırmıştık.
O'na Tur'un sağ yanından seslenmiştik. Samimi olarak söyleşmek için onu yaklaştırmıştık.
Ona Tûr'un sağ tarafından seslenmiş ve Bizimle doğrudan konuşması için onu huzurumuza almıştık.
Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik. Onu, fısıldaşan kimse kadar yaklaştırdık.
daħı ķıġırduķ aña ŧur ŧaġı yanasından śaġ yanı daħı yaķın. eyledük anı rāż issi.
Daḫı nidā eyledük aña Ṭūr ṭaġınuñ ṣaġ yanından. Daḫı anı yaḳın eyledükmünācāt bile.
Biz (Musanı) Tur dağının sağ tərəfindən çağırdıq və (Allahla danışmaq üçün yalvarıb) gizli dua edərkən özümüzə yaxınlaşdırdıq.
We called him from the right slope of the Mount, and brought him nigh in communion.
And we called him from the right side(2504) of Mount (Sinai), and made him draw near to Us, for mystic (converse).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |