Feḣarace ‘alâ kavmihi mine-lmihrâbi feevhâ ileyhim en sebbihû bukraten ve’aşiyyâ(n)
Böylelikle (Zekeriya) "mihrab"tan (mescidin ön tarafından, manevi harb-nefis cihadı yaptığı makamdan) kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaretle anlatıverdi: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin (hiçbir konuda O’na isyana yeltenmeyin)."
Bunun üzerine Zekeriyya, ibadet ettiği yerden kavminin karşısına çıkıp onlara: “Sabah akşam, Rabbinizin sınırsız yüceliğini anın!” diye işaret etti.
Bu sırada, Zekeriyyâ, mâbedden, kavminin karşısına çıkarak onlara:
“- Sabah erken ve akşama doğru Allah'ı tesbih edin, namaz kılın, ibadet edin.” diye işaret etti.
Bunun üzerine mescidden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah ve akşam tesbih edin" diye işaret etti.
Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: 'Sabah akşam tesbih edin.'
Nihayet (hanımına hamil vakti gelip de konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı (Zekeriyya) çıktı da, onlara: “- Sabah ve akşam namaz kılın.” diye işaret etti.
Bunun üzerine Zekeriyya, mabedden kavminin karşısına çıkıp: “Sabah akşam Allah’ı tesbih edin” diye onlara işareten söyledi.
Bunun üzerine Zekeriyyâ, mabedden kavminin karşısına çıkarak onlara, “Sabah-akşam tesbîhte bulunun” diye işaret verdi.
Zekeriya, mihraptan ulusuna çıkınca: «Sabah, akşam teşbih edin!» dedi hemen onlara
Derken Zekeriya mescitten ayrılıp halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi fakat konuşamadı) ve onlara: Sabah akşam Allah'ı tesbih edin (insan olarak yapmanız gerekeni yerine getirin)” diye işaret diliyle konuştu.
Zekeriyâ mihrâbdan kavmine doğrı çıkdı ânlara sabah ve akşam Allâh’a du’â itmelerini tenbîh iyledi.
Zekeriya bunun üzerine mabedden çıkıp milletine: "Sabah akşam Allah'ı tesbih edin" diye işarette bulundu.
Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara “Sabah akşam Allah’ı tespih edin” diye işaret etti.[339]
Bunun üzerine Zekeriyyâ, mâbedden kavminin karşısına çıkarak onlara, özel bir işaret diliyle, “Sabah akşam Allah’ı tesbih edin” dedi.
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi.
Tapınaktan halkının arasına çıktı ve "O'nu sabah akşam düşünüp anın," diye onlara işaretle bildirdi.
Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin" diye işaret etti.
Derken mihrabdan kavmine karşı çıktı da «Sabah ve akşam tesbih edin» diye onlara işaret verdi
(Tarafımızdan takdir edilen vakit gelince, Zekeriyyâ’nın, alâmet olarak dili tutuldu ve) mabetten (namaz kıldığı yerden) kavminin karşısına çıkıp onlara, “Sabah akşam (namaz kılarak Rabbinizi) tesbih edin” diye işaret etti.
Bunun üzerine mihraptan¹ halkının karşısına çıktı. Onlara, sabah akşam² tesbih³ etmelerini vahyetti.⁴
Derken (Zekeriyyâ) mescidinden kavminin karşısına çıkıb onlara: «Sabah akşam tesbîhde bulunun» diye işaret verdi.
Bunun üzerine (Zekeriyyâ) mihrabdan (ma'bedden) kavminin karşısına çıktı da (o müjde alâmetinin hemen görünmesiyle, konuşamayarak) onlara: “Sabah-akşam (Rabbinizi)tesbîh edin!” diye işâret etti.
Derken (Zekeriyyâ) ibadet yerinden halkının karşısına çıktı ve onlara “Sabah akşam Allah’ı tespih edin”diye işaret etti.
Mescitten kavminin karşısına çıktığında, onlara işaretle “Sabah akşam Rabbinizi bütün eksiklerden tenzih edin” diye işaretle seslendi.
Bunun üzerine Zekeriya tapınaktan ayrılıp ulusunun karşısına çıktı da onları erte akşam Allah’ı ululamalarını kımıltılarıyla anlattı.
(Zekeriya) Mabetten [mihrâb] kavminin karşısına çıktı ve onlara hemen, “Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!” diye işaret etti [evhâ].
Böylelikle (Zekeriya) Mescitten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: “Sabah akşam (Allah'ı) tesbih edin.”
Böylece Zekeriya, mescitten ayrılıp halkın karşısına çıktı. Dili dönmüyor, bir tek kelime bile konuşamıyordu. Fakat bu, Rabb’inin ayetlerini gündeme getirmeye, insanları iyiliğe çağırmaya engel değildi: Onlara, “Rabb’inizin yüceliğini gece gündüz tesbih edin!” diye eliyle işâret etti.
Mihrap’tan kavminin karşısına çıktı. ‘Akşamleyin ve sabah erken vakitler tesbih edin!’ diye onlara vahyetti / işaretle gösterdi.
Zekeriyya mihrapta cemaatin karşısına geçti ve onlara: sabah akşam Allah'a dua edin şeklinde işaretler yaptı...
Zekeriya yaşadığı mabetten halkının karşısına çıktı. Onlara işaretlerle diliyle: "Sabahtan akşama kadar Rabbinizi unutmayın! Emirlerini dinleyin! Yasalarına uyarak yaşayın! Değilse kaybedenlerden olursunuz." diye öğüt verdi.
(Bu sırada Zekeriya) mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara “Sabah akşam [tesbih] edin (Allah’ı yüceltin)!” diye vahyetmişti (işaret etmişti). [*]
Hemen (Zekeriyya,) mescidden kavminin karşısına çıkarak onlara: “Sabah akşam (sürekli olarak) O (Allah’ın) şânını yüceltmelerini.”¹ işaretle bildirdi.
Bunun üzerine [Zekeriya] mâbedden kavminin karşısına çıktı ve onlara “Sabah akşam [Rabbinizin] sınırsız kudret ve yüceliğini anın!” ¹⁰ diye işaret etti.
Bunun üzerine Zekeriya mabetteki hücresinden kavminin huzuruna çıkarak işaretle onlara ‘Sabah akşam Allah’ın şanını yüceltmeye devam edin’ diye emretti. 3/35...41, 19/2...15, 21/89-90
Derken o, mabetteki inziva hücresinden[²⁴⁶⁹] çıkarak onlara; “Sabah akşam Rabbinizin şanını (ibadetle) yüceltmeye devam edin!” diye işaret etti.[²⁴⁷⁰]
Bir gün kimseyle konuşamaz hale geldiğini gören Zekeriyya -müjdesinin gerçekleştiğini anladı ve mescidinden kavminin karşısına çıkıp (murâdını işaretlerle anlatarak) "Sabah akşam Rabbinizi tesbih edin” diye emretti.
(Zekeriyya), ma’bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye vahy /işâret etti.
Sonra mescitten kavmine karşı çıktı da, «Gündüzlerin evvellerinde ve sonunda tesbihte bulununuz,» diye onlara işaret eyledi.
Derken, mâbeddeki bölmesinden halkının karşısına çıkıp “Sabah akşam Rabbinizi tenzih ve O'na ibadet edin! ” diye işarette bulundu. [Mihrab için bkz. 3, 37]
(Zekeriyya), ma'bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işaret etti.
(Bunun üzerine) Zekeriyâ namâzgahdan kavminin yanına çıkarak onlara sabah ve akşam rablerini tesbîh iylemelerini işâretle anlatdı.
Mabedden, kavminin karşısına çıkınca onlara sabah akşam Allah'ı tesbih etmelerini işaret etti.
Derken Zekeriya mescidden halkın içine çıktı ve onlara “Sabah akşam tesbih edin” diye işaret etti.
Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "Sabah-akşam tespih edin" diye işaret verdi.
pes çıķdı zekeriyyā ķavmı üzere namāz ķılacaķ yirden pes işāret eyledi anlardın yaña kim “namāz ķıluñ irte daħı gice”.
Pes çıḳdı ḳavmine miḥrābdan vaḥy eyledi anlara işāret‐ile ki tesbīḥ eyleye‐ler giçede ve gündüzde.
(Nəhayət, Zəkəriyyanın dili tutulduğu, ona danışmaq qadağan edildiyi üçün artıq zövcəsinin hamilə olduğunu başa düşdü və Allahın Öz əhdinə sadiq olduğuna bir daha əmin olub Ona cani-dildən şükür etdi). Sonra (Zəkəriyya) mehrabdan (mə’bəddən) öz camaatının qabağına çıxıb (əli ilə) onlara belə işarə etdi: “Səhər-axşam (Allahı) təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyin! (Və ya namaz qılın!)”
Then he came forth unto his people from the sanctuary, and signified to them: Glorify your Lord at break of day and fall of night.
So Zakariya came out to his people from him chamber: He told them by signs to celebrate Allah.s praises in the morning and in the evening.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |