Keżâlike vekad ehatnâ bimâ ledeyhi ḣubrâ(n)
Böyleydi işte bu, gerçekten de nesi var, nesi yoksa bilgimiz hepsine şamildir, hepsinden de haberdarız.
İşte böyle, onun yanında (eşyanın aslını oluşturan ve) özü kapsayan bilgi olduğundan (haberdar idikve yanında olup-biten her şeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatıvermiştik.
İşte Zülkarneyn'in gücü ve saltanatı böylece idi. Fakat onun yanında ne türlü alet ve bilgiler vardı ki, biz hepsini ilmimizle kuşatmışızdır.
Zülkarneyn burada da, tebliğde bulundu, ihtiyaç duydukları medeniyet araçlarını öğretti, kendilerine nasıl muamele yapacağını anlattı. Biz, onun sahip olduğu bilgiyi, medeniyet araçlarını, imkânlarını, gücünü, kudretini, tecrübesini biliyorduk.
İşte böyle. Biz, onun yanında ne tür bilgi ve tecrübe varsa [3] (ilmimizle) kuşatmıştık.
İşte böyle, onun yanında 'özü kapsayan bilgi olduğunu' (veya yanında olup-biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
İşte Zü'l-karneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Halbuki onun yanında (asker ve harp vasıtaları gibi daha) neler vardı ki, biz, tamamını ilmimizle kuşatmışızdır.
İşte onu böylece yürüttük. Yanında ne var ne yok, hepsini biliyorduk.
İşte onun durumu böyledir. Onun bilgi olarak sahip olduğu her şeyi biz biliriz.
Yine bunculayın, yanında ne varsa biz biliyorduk
İşte (Zülkarneyn 'in) kudret ve saltanatı böyleydi. Andolsun biz, Zülkarneyn 'in maddi ve manevi yönden nelere sahip olduğunu biliyorduk.
Zü’l-Karneyn ânlara da muğber oldı. Fakat biz hepsini bilüriz.
İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştanbaşa biliyorduk.
İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır.
İşte böyle oldu! Biz onunla ilgili her şeyi ayrıntısıyla biliyorduk.
İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.
İşte böyle... Onun her bulduğunu tamamıyla biliyorduk.
İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
Böyle, halbuki onun yanında neler vardı temamını biz biliyorduk
İşte böyle. (Zu’l-Karneyn, tarafımızdan kendisine bahşetmiş olduğumuz, çok büyük imkânlar ve kudret ile dünyanın tamamında hükümran olmuş, sâlih bir kulumuzdu.) Onun yanındakileri (manen ve madden sahip olduğu her şeyi) biz (ezelî ve ebedî olan) ilmimiz ile kuşatmışızdır. (Ona bahşetmiş olduğumuz imkân ve nimetler o dereceye ulaştı ki onları yalnız biz biliriz.)
İşte böyle! Biz, onun yanında olan şeyleri bilgimizle kuşatmıştık.
İşte (Zülkarneynin işi) böyle idi. Halbuki onun yanında (neler vardı) ki biz hepsini ilm (imiz) le kuşatmışızdır.
İşte (Zülkarneyn'in işi) böyledir! Ve onun yanında olan şeyleri, gerçekten(hepsinden) haberdâr olarak kuşatmıştık.
Böylece biz onları bulundukları hal ile kuşattık (kendi hallerine bıraktık).
İşte böyle. Doğrusu Biz Zülkarneyn’in yanında olanları bitenleri bilgimizle kaplamışızdır.
Bunun gibi [⁷] oldu. Biz onda olanı ilmimiz ile kavramıştık [⁸].
İşte böyle, Biz onun önündeki şeyleri bir bilgiyle kuşatmıştık.
İşte böyleydi, onun yanında olan her şeyi (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
İşte Zülkarneyn, yeryüzünün doğusuna ve batısına hükmeden böyle kudretli ve bilge bir hükümdardı. Ve hiç kuşkusuz Biz, onun bütün yaptıklarından haberdar idik.
İşte böyle! Onun yanındakilerden tamamiyle haber alıyorduk.
Bu şekilde ona bir bilgi daha yüklemiş olduk.
İşte böyle! Şüphesiz biz O’nun yanındakileri ilmimizle kuşattık. Onları inkâr eden bir toplulukla, inanan bir toplulukla karşılaştırarak, davranışlarına baktık!
İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.
[Biz onları] işte böyle [bir yaşama tarzı içinde, böyle bir düzeyde bırakmıştık ve o da onları öylece kendi hallerine bıraktı; ⁹²] ve muhakkak ki sınırsız bilgimizle Biz onun zihninden geçenleri ⁹³ kuşatmış bulunuyorduk.
O’nun güç ve bilgisi işte böyle, zira biz O’nun sahip olduğu her şeyi kapsamlı olarak biliyorduk. 2/77
onların yaşam tarzı da işte böyleydi.[²⁴⁴¹] Doğrusu Biz, onun sahip olduğu şeyleri derin bir vukufiyetle kuşatmıştık.
Kuşkusuz Biz; onun yanında (Zülkarneyn ile o kavim arasında) olanların hepsini ilmimizle kuşatmıştık! (Gerekenleri Zülkarneyn'e haber veriyorduk)
İşte böyle. Şüphesiz onun yanındakiler bilgimiz dahilinde idi.
İşte böylece. Ve şüphe yok ki, onun yanında neler olduğunu Biz ilmen ihata etmişizdir.
İşte Zülkarneyn, böyle yüksek bir hükümranlığa sahip idi. Onun yanında ne var, ne yoksa Biz hepsine vakıf idik.
İşte (Zu'l-Karneyn) böyle (yüksek bir mevkie ve hükümranlığa sahip) idi. Onun yanında (daha) nice bilgi ve yetki bulunduğunu biliyorduk.
Orada da ona mağribdeki gibi izin virdik. Onun yanında bulunan kuvvet ve 'askeri 'ilmimiz muhît oldı.
İşte böyle; Biz o topluğun her şeyini biliyorduk.
İşte böyle, onun yanındakilerin hepsini baştan başa biliyorduk.
İşte Zülkarneyn'in hali böyleydi; ve Bizim ilmimiz, onun herşeyini kuşatmış bulunuyordu.
İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
ancılayın daħı bayıķ ķapladuķ anı kim ķatındadur bilmekdin yaña.
Anuñ gibi daḫı bildük İskenderüñ eli altında olan nesnelerüñ ḫaberini,‘ilmini.
(Zülqərneynin qüdrət və səltənəti, səyahəti) belə idi. Biz hələ onun yanında daha nələr olduğunu da bilirik. (Zülqərneynin qüdrətini, nə qədər əsgərlə səfərə çıxdığını Allahdan başqa heç kəs dəqiq bilməz).
So (it was). And We knew all concerning him.
(He left them) as they were: We completely understood what was before him.(2436)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |