19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fele’alleke bâḣi’un nefseke ‘alâ âśârihim in lem yu/minû bihâżâ-lhadîśi esefâ(n)

Şu Kur'an'a inanmadıkları ve senden yüz çevirdikleri için üzülüp hayıflanarak kendini helak mi edeceksin?

Şimdi onlar bu (Hakk) söze (Kur’an’a) inanmayacak olurlarsa, belki de Sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin (öyle mi ve buna değer mi? Bu nedenle imandan ve İslam’dan nasibi ve liyakati olmayanları kendi haline bırakmalıdır.)

Şu Kur'ân'a inanmadıkları ve senden yüz çevirdikleri için üzülüp hayıflanarak, neredeyse kendini harap edeceksin öyle mi?

Onlar bu söze, Kur'ân'a inanmazlarsa, onların peşinde, üzüntüden kendini mi harap edeceksin?

bk. Kur’ân-ı Kerim, 16/127; 26/3; 35/8.

Demek bu söze inanmayacak olurlarsa, arkalarından üzülerek neredeyse kendini mahvedeceksin.

Şimdi onlar bu söze (Kur'an'a) inanmayacak olurlarsa sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin (öyle mi)?

Şimdi bu Kur'ân'a iman etmezlerse, belki arkalarından esef ederek kendini üzeceksin.

Nerede ise, bu mesaja inanmadılar diye, onlara üzülerek ve peşlerine düşerek kendini helak edecektin.

Herhalde sen, onlar bu söze inanmıyorlar diye üzüntüden kendini helâk edeceksin.

Onların, Kur'ana inanmayıp da, yanından gitmelerini kayırarak kendini yok mu edeceksin?

Şimdi onlar bu söze (Kur'an'a) inanmıyorlar diye üzülerek kendini helâk mi edeceksin? 

Bkz. 15/97, 26/3

Bu kitâba inanmazlar ise ânları iknâ’a uğraşmak ve buna teessüf itmek beyhûdedir.

Bu söze inanmayanların ardından üzülerek nerdeyse kendini mahvedeceksin!

Demek sen, bu söze (Kur’an’a) inanmazlarsa, arkalarından üzülerek âdeta kendini tüketeceksin![324]

Bu âyet başta inanç ve ahlâk alanları olmak üzere her yönüyle çöküntüye uğramış bulunan insanlık adına son derece üzülen Hz. Peygamber’i teselli etmek... Devamı..

Durum böyleyken bu son kitaba inanmazlarsa arkalarından üzülerek neredeyse kendini helâk edeceksin!

Bu yeni Kitab'a inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa) arkalarından üzüntüyle neredeyse kendini harap edeceksin.

Bu söze inanmazlarsa onların ardından kendini sorumlu tutarak suçlayacaksın, üzüleceksin (öyle mi)?

(Ey Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!

Şimdi bu söze inanmazlarsa belki arkalarından esef ile kendini üzeceksin

(Habibim!) Şimdi onlar bu söze (Kur’ân’a) inanmayacak olurlarsa, sen onların ardından üzülerek kendini helâk mı edeceksin?

Onlar, bu söze inanmıyorlar diye, onların durumlarına üzüntünden neredeyse kendini harap edeceksin!

Demek, bu söze (Kur'ana) inanmazlarsa bir üzüntü duyarak arkalarından kendini aadetâ tüketeceksin!

Şimdi bu söze (Kur'ân'a) îmân etmezlerse, belki sen arkalarından üzülerek kendini harâb edeceksin!

Allah’ın sözlerine (Kur’an’a) inanmıyorlar diye, onların izledikleri yola üzülerek, neredeyse kendi kendini parçalayacaksın.

Şimdi sen Allah’ın sözüne inanmayanların ardından üzüle üzüle kendini tüketeceksin.

Yoksa onların bu söze [¹] inanmayıp yanından gittiklerine teessüf ederek kendini helâk mi edeceksin? [²]

[1] Kur'an-ı Kerîm'e.[2] Kendini helâk etme.

(Ey Peygamber!) Şimdi sen onlar bu söze/Kur’an’a inanmıyorlar diye arkalarından üzülüp/kızıp neredeyse kendini helak edeceksin.

Şimdi onlar bu söze (Kur'an'a) inanmayacak olurlarsa sen, onların peşinde eseflenerek kendini helak mi edeceksin?

Şimdi sen, ey Peygamber ve onun izinden yürüyen mümin; onlar bu ilâhî kelâma inanmıyorlar diye, arkalarından üzülüp hayıflanarak kendini helâk mi edeceksin? Üzülme, onların iman etmemelerinden sen sorumlu değilsin. Yeter ki bıkıp usanmadan uyarmaya, hakîkati haykırmaya devam et! Bunun için, dünyanın göz kamaştırıcı nîmetlerine körcesine bağlanan ve sahip oldukları güç ve servetle anlamsız bir gurura kapılan bu câhillere, evrenin ve hayatın anlam ve hikmetini öğret. Şöyle ki:

Maalesef, belki sen: -“Bu Söz’e inanmadılar” diye izleri üstü nerdeyse kendine kıyacaksın / üzülüyorsun.

Resulüm sen, onlara bakarak neredeyse kendini harap ediyor, bu Kitaba inanmayacaklar diye üzülüyorsun...

Sen bildirdiğimiz gerçeklere inanmadıklarından dolayı üzüleceksin öyle mi? İftiralarından dolayı kendini tüketeceksin öyle mi? Hayır! Sakın onların yalanlarına, iftiralarına, gerçekleri inkârlarına üzülme! Sen de dâhil herkes imtihandadır. Onların imtihanı kaybetmelerinden sana ne? Sen kendi imtihanına bak!

Bu söze (Kitaba) inanmıyorlar (diye) arkalarından üzüntüden neredeyse kendini harap edeceksin. [*]

Bu ayet Şu‘arâ 26:4 ve Fâtır 35:8. ayetlerle birlikte okunmalıdır.

(Ey Muhammed!) Sen (de); “ya onlar bu Kur’an’a inanmazlar (da helâk olurlar)sa” (diye) arkalarından duyacağın üzüntü sebebi ile yoksa kendini mahvedecek misin?¹

1 Sakın onlara üzülme, sana bu kitabı indiren Allah’a hamd ederek, görevini yapmaya devam et. Bk. (Şuara: 3, Fâtır: 8)

Peki ama, onlar bu mesaja inanmak istemiyorlarsa, (inansınlar diye) ³ kendini mi paralayacaksın? ⁴

3 Lafzen, “neredeyse ...” le‘alle takısı bu anlam akışı içinde bir olasılık değil, fakat daha çok, Hz. Peygamber’in tutumu hakkında kınama/yargı bildi... Devamı..

Şimdi onlar bu hadise Kuran’a inanmıyorlar diye onların arkasından üzülüp kendini helak mi edeceksin? 7/185, 45/6, 77/50, 26/3, 35/8

Hal böyleyken demek sen kalkıp, -bu hitaba inanmamaları durumunda- onların verdiği tepkiler üzerine kızıp kendini helâke sürükleyeceksin.[²³⁴⁶]

[2346] Bizim “onların verdiği tepkiler üzerine” karşılığını verdiğimiz ‘ala âsârihim ibâresi, bu uyarının içeriğini, benzer bir lafızla gelen Şu’arâ s... Devamı..

(Ey Muhammed) Yoksa sen onlar Kur'an'a inanmazlarsa (ve bu yüzden helak olurlarsa) arkalarından üzülerek kendini harab mı edeceksin? (Sen tebliğ görevini yapmaktasın; ne kadar uğraşsan onları imana getiremezsin. Çünkü onlar ahireti inkar ederler, dünyada zevk ve sefadan başka bir şey düşünmezler)

Herhalde sen, onlar bu söze inanmıyorlar diye, peşlerinde üzüntüden kendini tüketeceksin!

Demek ki, onlar bu Kur'an'a inanmazlarsa arkalarından bir şiddetli hüzün ile kendini tüketeceksin.

Şimdi, bu söze inanmazlarsa, demek sen onların ardına düşüp nerdeyse kendi kendini yiyip tüketeceksin! [26, 3; 35, 8; 16, 127]

Bu âyet Hz. Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) tebliğ görevine ve insanların hidâyete gelerek ebedî helâkten kurtulmaları dâvasına ne kadar gön... Devamı..

Herhalde sen, onlar bu söze inanmıyorlar diye, peşlerinde üzüntüden kendini helak edeceksin!

Yoksa onların, bu Kur'ân'a îmân itmeyüb yanından gitdiklerinden sonra hiddet ve esef ile nefsini helâk mi idersin?

Bu söze (Kur’ân’a) inanmazlarsa üzülüyor, arkalarından kendini tüketecek gibi oluyorsun.

-Belki de sen, bu söze iman etmiyorlar diye onların arkasından üzüntüden kendini helak edeceksin.

Onlar bu Kur'ân'a inanmıyorlar diye onların arkalarından eseflenmekle neredeyse kendini tüketeceksin.

Şimdi sen, bu söze inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.

pes ola kim sen helāk eyleyicisin gendüzüñi anlaruñ izlerince eger inanmayalar uşbu söze ķatı ķayġurmaķdan.

Ola kim sen özüñi helāk eylemek isteyesin anlaruñ eẟerlerine, eger īmāngetürmeseler bu Ḳur’āna, ḳatı ḳayġulu olmaḳ bile.

(Ya Rəsulum!) Yoxsa (kafirlər) bu Qur’ana inanmasalar, (səndən üz döndərib getdiklərinə görə) arxalarınca təəssüflənib özünü həlak edəcəksən?!

Yet it may be, if they believe not in this statement, that thou (Muhammad) wilt torment thy soul with grief over their footsteps.

Thou wouldst only, perchance, fret thyself to death, following after them, in grief,(2331) if they believe not in this Message.

2331 In a reasonable world the preaching of a reasonable Faith like that of Islam would win universal acceptance. But the world is not altogether reas... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.